393) Kızılbaşlık Nedir ve Kızılbaş Kimdir?

Yayin Tarihi 5 Nisan, 2022 
Kategori SOSYAL

Kızılbaşlık nedir ve Kızılbaş kimdir?

Bazı kişiler tarafından Kızılbaşlık, Aleviliğin içinde bir kol olarak değerlendirilse de esasen Kızılbaşlık Aleviliğin ta kendisi olup bir nevi Alevilik demektir. Kızılbaş terimi tarih boyunca, günümüzde de Alevileri aşağılamak, karalamak ve onları küçük düşürmek için kullanılmış bir terimdir. Aleviliğe karşı olan kesimler tarafından Kızılbaşlık kavramı ne kadar da küçük düşürücü olarak kullanılsa da aleviler bu duruma karşı olarak Kızılbaş kavramını sahiplenmiş ve benimsemişlerdir.

Kızılbaş kelimesinin kökenine bakarsak kızıl başlık takan anlamına geldiğini ve tarihçesinin Uhut Savaşına kadar uzandığını görürüz. Bu durumun tarihsel süreçte anlatılışı Uhut Savaşı‘nda Hz. Ali kendisini Hz. Peygamber‘e siper ettiği sırada başından yaralanır ve başlığı kırmızı renge boyanır. Bu savaştan sonra Hz. Ali tüm savaşlarda başına kırmızı başlık takarak çıkar ve halk tarafından kendisine Kızılbaş denmeye başlar. Bu durum süre gelir ve Sıffın Savaşında Hz. Ali’nin taraftarları da başlarına kırmızı başlık takmaya başlar. İnanç olarak kendisine Şii prensibi öncelik edinen ve bir Türk devleti olan Safevi devletinin ordusundaki askerler de başlarına kızıl başlık takarak Hz. Ali geleneğini sürdürürler.

Alevi düşmanları Alevi kavramını kullanmazlar, onun yerine Kızılbaş kavramını kullanırlardı. Bunu Alevileri aşağılamak amacıyla yaparlardı. Aleviler ise Kızılbaşlığı sahiplenip, kendilerini öyle de ifade ederlerdi.

Hoşgörüyü kendine misyon edinen Aleviler bu durum karşısında şöyle dediler.

Yezid oğlan bize Kızılbaş demiş

Bahçede açılan gül de kırmızı

incinme ey gönül, ne derse desin

Kitab’ı derceden dil de kırmızı.

Sonuç olarak bilinmelidir ki; Kızılbaşlık Alevi inancı içindeki bir kol veya tarikat değildir. Kızılbaşlık Alevi düşmanlarının Alevileri aşağılamak maksadıyla kullandıkları bir terimdir. Ve Kızılbaşlar bütün Alevilerdir, Kızılbaşlıkta Aleviliktir.

http://alevilik.de/alevilikde/kizilbaslik-nedir-ve-kizilbas-kimdir/

 

Kızılbaşları ahlaksızlık ile aşağılama ve suçlamaya tepki

“Ensest = Kızılbaşlık”

‘Ensest’ sözcüğünün karşılığına ‘Kızılbaş’ yazılan sözlük Alevileri çok kızdırdı. Pir Sultan Abdal Derneği Başkanı Fevzi Gümüş, konuyla ilgili zehir zemberek bir açıklama yayınladı.

Pir Sultan Abdal Derneği Başkanı Fevzi Gümüş, İnkılâp Kitabevi tarafından basılan bir sözlükte, “ensest” sözünün karşılığına, “kızılbaşlık” yazıldığını belirterek, yetkilileri özür dilemeye çağırdı.

Gümüş, konuyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada şöyle dedi:

“Resuhi Akdikmen’in hazırladığı “Langenscheidt New Standard Dictionary: Turkish-English/English-Turkish” adlı sözlüğün 200. sayfasında “in-cest”, “ensest” sözcüğünün Türkçe karşılığı şu şekilde verilmiş: “akraba ile zina, kızılbaşlık”.

Resuhi Akdikmen’in sözlüklerinin yayıncısı Langenscheidt Publishers. Sözlükleri Türkiye’de basan ve dağıtan ise İnkılâp Kitabevi. En son yenilenmiş baskısı 15 Haziran 2006’da yapılmış olan sözlük piyasada çokça bulunan ve öğrencilerin de çokça yararlandığı bir kaynak.

Bu kitapta Aleviliğe hakaret ve iftiralarda bulunulmaktadır. Alevilerle ilgili bu asılsız ve çirkin iftiranın sahiplerini şiddetle kınıyoruz.

Bu sözlükte yer alan ifade de göstermiştir ki, Alevileri aşağılama amaçlı “mum söndü” iftirası, bu toplumun güya eğitimli insanlarının kafasında hala canlılığını korumaktadır. Hatta, bu önyargıları bizzat bu toplumun yazarları, kadıları, şeyhülislamları, yayıncıları üretmekte ya da beslemektedir. İşte örnekleri;

Halit Ziya Uşaklıgil’in Aşk-ı Memnu romanı, Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun, Nur Baba eseri, Reşat Nuri Güntekin’in Balıkesir Muhasebecisi Tanrı Dağı Ziyafeti’ adlı eseri; Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın “Toraman” adlı romanı bu “mum söndü, Kızılbaş” atıflarının yapıldığı eserlerden sadece birkaçıdır.

Çok uzak değil daha yakın bir zamanda 1979 yılında bu ülkede Milli Eğitim Bakanlığı’nın Talim Terbiye Kurulu’ndan onay alan “Felsefeye Giriş” ders kitabında da Alevilerle ilgili aynı iftiralara yer veriliyordu. Daha yakın bir dönemde AKP iktidarı zamanında Milli Eğitim Bakanlığı’nın “100 Temel Eser” serisinde yayımlanan bazı kitaplarda da aynı ifadelerle Aleviler aşağılanmıştır.

Bu iftiranın kaynağında “Alevilerin malı, canı helaldir, katli vaciptir” fermanları yayınlayan Ebu Suud’lar vardır ki, o Ebu Suud, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından Çorum’da yapılan referandum mitinginde yere göğe sığdıramadığı Ebu Suud’dur.

Sözde Alevi Açılımından sorumlu olan Devlet Bakanı Faruk Çelik daha dün Zorunlu din derslerine son verilmesini isteyen Alevilere ‘ne istiyorsunuz dinden, din dersinden’ diye sorarak önyargıları kışkırtmaktadır.

Toplumsal bilinçaltına yerleştirilen Alevilerle ilgili bu önyargılar, bu coğrafyada hala egemenliğini sürdüren Emevi zihniyetinin, zorunlu din derslerinin, Diyanet İşleri Teşkilatı’nın, Alevi Köylerine zorunlu cami uygulamalarının bir ürünüdür. Siyasal iktidarın, Alevilere yönelik nefret söyleminin iyice azgınlaştığı bir dönemde bu tür ayıplar, Türkiye’de “eline, diline, beline sahip ol” ilkesinin inancının temeline oturtan milyonlarca insanı incitmektedir.

Herkesi, Alevilerle ilgili daha saygılı bir üslup kullanmaya davet ediyor, bu ve benzeri çirkin iftiraya yer verenleri bir kez daha kınıyoruz.

Buradan İnkılap Kitabevi yetkililerini özür dilemeye çağırıyoruz. Konu hakkında duyarlılık gösterilerek sözlüğün yeni baskısında Alevilere hakaret içeren ifadenin çıkarılmasını talep ediyoruz.”

Av. Fevzi Gümüş

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Başkanı

https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/ensest–kizilbaslik-201842

1510 yılındaki Merv Savaşı’nda İsmâ‘il Safevi’nin ordusunda savaşan Kızılbaşlar (Vikipedi)

Paylaş:

Yorumlar

Yorum yap