39) DOST DEDİĞİN BÖYLE OLUR !
Yayin Tarihi 19 Aralık, 2007
Kategori AZERBAYCAN SAYFASI, ERMENİ SORUNU, SİYASİ
Dost dediğin böyle olur..
Nerimanov’un Ermeni işgaline karşı mücadelesi
1918 yılının 30 Mart’ında Bakü’de Müslüman halka karşı, Rus ve Ermeni askerlerin yürüttüğü bir katliam başlatıldı. Neriman Nerimanov, bu katliamın önünü almak için büyük gayret gösterdi. Yazdığı bir makalede askerlerin başı olan Şaumyan’ı şiddetle tenkid ederek “Bu yaptıklarınız Sovyet hakimiyeti için bir kara lekedir. Eğer siz, çok kısa zaman içinde bu kara perdeyi yırtıp bu lekeyi silmezseniz, Bolşevik fikri ve Sovyet hakimiyeti nin burada kalması mümkün olmaz.” diyordu.
1918 yılının Mayıs ayı sonlarında Nuri Paşa komutasındaki Kafkas Ordusu, Bakü’yü Ermeni-Rus işgalinden kurtardı. Daha önce Gence’de faaliyete başlayan Müsavat Hükümeti de Bakü’ye geldi. Sovyet hakimiyeti zor bir duruma düştü ve Neriman Nerimanov Bakü’den ayrılarak tekrar Astrahan’a gitti.
1919 yılının Temmuz sonlarında Astrahan’da bulunan Nerimanov Rusya Komünist Partisi Merkez Komitesi tarafından Moskova’ya çağrıldı. Nerimanov Lenin’le ilk defa burada görüştü. 1920 yılının Mayıs ayına kadar çeşitli görevlerde bulundu. 1920 yılının Mayıs başlarında Müsavat hükümetinin komünistlerle anlaşarak iktidarı komünistlere bırakmasından sonra, 16 Mayıs 1920 günü Nerimanov Bakü’ye geldi.
28 Nisan 1920 tarihinden 12 Mart 1922 tarihine kadar Nerimanov Azerbaycan Devrim Komitesi’nin, Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Halk Komiserleri Sovyeti’nin, Savunma Şurası’nın başkanı olarak çalıştı. Çok kısa süre (Nisan-Mayıs 1920) dışişleri bakanlığı görevini de üstlendi.
12 Mart 1922 tarihinde Moskova’ya çağrıldı. Aralık ayının sonunda Moskova’ya gitti. 1923-1925 yılları arasında Moskova’da Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği Merkezi Komite başkanlarından biri olarak çalıştı.
19 Mart 1925 akşamı aniden vefat etti. Mart’ın 23′ünde Kızıl Meydan’da Lenin Müzesi’nin yanında Müslüman adetlerine göre toprağa verildi.
Nerimanov’dan Türk Kurtuluş Savaşı’na destek
Nerimanov’un iktidarı ele aldığı günlerde (Mayıs 1920) Türkiye Kurtuluş Savaşı’nı başlatmış, en sıkıntılı günlerini yaşıyordu. Ordusu dağıtılmış, silahlarına el konulmuş, tersanelerine girilmiş, adeta eli kolu bağlanmış, boyun eğmesi bekleniyordu. Bu şartlar altında Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı başlatan kadro, başta Mustafa Kemal Paşa olmak üzere her türlü yolu deniyor ve bir çıkış noktası arıyordu.
Mustafa Kemal Paşa, 3 Mayıs 1920 günü Doğu Cephesi Komutanı Kazım Karabekir Paşa’ya yazdığı bir mektupta “Devlette hiç para kalmadı. Şu anda içeride para temin edebileceğimiz bir kaynak da yok. Başka kaynaklardan para temin edinceye kadar Azerbaycan hükümetinden borç para alınmasını temin etmenizi rica ederim” diyordu. Kazım Karabekir Paşa, isteği Azerbaycan hükümetine iletti. Bu istek, Azerbaycan Sovyet Sosyalist Halk Cumhuriyeti ile Ankara Hükümeti arasındaki ilk resmi temastı.
Nerimanov’dan Atatürk’e: “Başka kurtuluş yolu yok”
Nerimanov, 19 Ağustos 1920 tarihinde TBMM başkanlığına bir mektup gönderdi. Nerimanov bu mektubunda, “…Başka kurtuluş yolu yoktur. Müslüman komünistleri sizin amacınıza ulaşmanız için tüm güçleriyle yanınızda olacaklardır. Aksi taktirde ne sizin için ne de bütün doğu milletleri için kurtuluş yolu kalmayacaktır.” diyordu. (Doğan Avcıoğlu, Milli Kurtuluş Tarihi, Cilt 2, shf.430)
Sağlanan bu ilk resmi temastan sonra Atatürk’le Nerimanov arasında son derece manevi yakınlık, dostluk ve kardeşlik ilişkileri kuruldu. Bu manevi yakınlık Nerimanov’un Türk Kurtuluş Savaşı’na özel bir dikkatle eğilmesine, diplomatik yollarla ve ekonomik araçlarla Türk Kurtuluş Savaşı’na destek vermesine zemin hazırladı.
Kurulan bu ilişki TBMM hükümeti için çok önemliydi. Çünkü Batılı emperyalistlerle savaş halinde bulunan TBMM hükümetini Batılıların korkusundan hiçbir ülke tanımıyordu. Savaşın yürütülmesi için acil paraya ihtiyaç vardı. Bu ilişki, bu iki önemli hususun kısa zamanda çözümü için ilk basamak olabilirdi.
TBMM hükümeti derhal faaliyete geçti. 1920 yılının Ağustos ayında TBMM hükümetinin ilk büyükelçisi yazar Memduh Şevket Bey (Esendal) Bakü’ye gönderildi. 1921 yılı Ekim ayında da Azerbaycan’ın ilk büyükelçisi İbrahim Abilov Ankara’ya geldi. Bu durum Ankara’da büyük bir sevincin yaşanmasına sebep oldu. Büyükelçilik binasının açılışında Mustafa Kemal Paşa, Azerbaycan bayrağını bizzat göndere çekti ve kısa bir konuşma yaptı. Mustafa Kemal Paşa bu konuşmasında “Milli sınırlarımız içerisinde özgür ve bağımsız yaşamak istiyoruz… Milletimiz bu isteğimizin kardeş Azerbaycan Cumhuriyeti tarafından kabul edilmesinden büyük mutluluk duyuyor. Anadolu halkı Azeri kardeşlerinin gönlünün kendilerinden yana olduğunu biliyor.” diyordu.
Mustafa Kemal Paşa, 1921 yılında Moskova’ya ikinci TBMM temsilci heyetini göndermeye karar verir. Yusuf Kemal (Tengirşenk), Ali Fuat (Cebesoy), ve Rıza Nur’dan oluşan heyete, önce Bakü’ye gitmelerini, Nerimanov’la görüşmelerini tavsiye eder.
Heyet Bakü’ye gelir. Nerimanov’la görüşür. Nerimanov onlara bazı tavsiyelerde bulunur ve görünen o ki, ikinci adam Stalin’dir. Lenin’le görüşemezseniz, mutlaka Stalin’i talep edin der. Yanlarına çok güvendiği Behbud Şahtanski’yi verir. Bu arada Nerimanov, Lenin’e bir mektup yazar.
TBMM heyeti Moskova’ya gitti. Lenin ağır hasta olduğu için onunla görüşemedi. Fakat Nerimanov’un önerisi üzerine Stalin ile görüştüler. Amaçlarına tam olarak ulaşamasalar da isteklerinin çok büyük bir kısmını alarak Ankara’ya döndüler. Dr. Rıza Nur, “Moskova-Sakarya Hatıraları” adlı eserinde hiçbir dış devlet tarafından tanınmayan TBMM hükümetinin Sovyetler tarafından tanınmasını, Nahçıvan meselesinin çözülmesini ve borç para alınmasını başarı olarak yazıyor.
Şüphesiz ki böyle bir netice alınmasında Nerimanov’un payı oldukça yüksekti. Lenin’e yazdığı mektup, daha sonraki girişimleri bu başarılı sonucun alınmasında önemli yere sahiptiler.
Azerbaycan’dan Türkiye’ye uzanan kardeş eli
1921 yılı içinde Nerimanov’un şahsi emri ile Azerbaycan Dışişleri Bakanı Mirza Davut Hüseyinov, kazanılan Birinci-İkinci İnönü Savaşları münasebetiyle çektiği telgrafta “… Kazanılan bu büyük zaferlerden dolayı Türk halkını Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti adına kutluyoruz.” diyor ve bu büyük zaferlerin şerefine Azerbaycan halkının yardım için 30 sistern petrol, 2 sistern benzin, 8 sistern kerosin gönderdiğini bildiriyordu.
Aynı yılın Mayıs ayında Azerbaycan devleti, TBMM hükümetine 62 sistern petrol gönderdi ve bundan sonra savaş bitinceye kadar aynı değerde petrol ve üç vagon dolusu kerosin göndermeyi taahhüt etti. Bu taahhüdün dışında 1922 yılında Batum yolu ile Azerbaycan dokuz bin tondan fazla kerosin ve 350 ton benzin gönderdi.
Mustafa Kemal Paşa 1921 yılında Nerimanov’a bir mektup yazarak borç para talep etmişti. Bu mektubu 17 Mart 1921 günü büyükelçi Nerimanov’a ulaştırdı. Nerimanov, derhal 500 kg. altın gönderdi. Bunun 200 kg. devlet bütçesine, kalanı ise mühimmat ve silah için kullanıldı. Daha sonra Nerimanov Rusya’dan aldığı 10 milyon altın rubleyi Ankara’ya gönderdi. Bu yardımlarla savaş içindeki ülkenin durumunda belirgin bir düzelme oldu.
23 Mart 1921′de Azerbaycan hükümeti talep etmediği halde Türkiye’ye Azerbaycan halkının hediyesi olarak 30 sistern petrol, 2 sistern benzin, 8 sistern yağ gönderdi.
Nerimanov, Mustafa Kemal Paşa’nın yazdığı mektuba yazdığı cevabi mektubunda her gün kazanılan başarılarla Türk halkının emperyalizmden kurtulma günlerinin yaklaştığını, bu yüzden kahraman Türk halkını kutladığını yazıyor ve sonra ilave ediyordu; “Paşam, bizim Türk milletinde kardeş kardeşe borç vermez. Kardeş, her zaman kardeşinin elinden tutar. Biz kardeşiz, her zaman elinizden tutacağız ve tutmaya devam edeceğiz.” (A. Şemseddinov, Kurtuluş Savaşı Yıllarında Türkiye-Sovyetler Birliği Alâkaları, shf.66)
Kurtuluş Savaşı’nın en tehlikeli günlerinde bir kardeş olarak elini uzatan, elinden gelen bütün yardımı yapan, SSCB içinde Türk Kurtuluş Savaşı’na büyük destek veren Nerimanov’un komünist olsa da Türk olduğundan, Türkçü olduğundan asla şüphemiz yoktur.
Kaynaklar:
1) Doğan Avcıoğlu (Milli kurtuluş tarihi)
2) A. Şemseddinov, (Kurtuluş savaşı yıllarında Türkiye-SSCB)
Yorumlar
“39) DOST DEDİĞİN BÖYLE OLUR !” yazisina 1 Yorum yapilmis
Yorum yap
Türk Türktür Siyasi
görüş farklılığıda olsa Vatanın bütünlüğünü kastedecek düşünceleri yoksa Türkçe konuşuyor Türkçe düşünüyor ve Türk gibi yaşıyorsa Türklüğü yaşatmak için çabaları varsa Öz be öz gardaşımızdır.