352) MİLLETVEKİLİ DOKUNULMAZLIĞI KALKMALI
Yayin Tarihi 20 Ocak, 2009
Kategori KATEGORİLENMEMİŞ
MİLLETVEKİLİ DOKUNULMAZLIĞI KALKMALI
Milliyet’ten Abbas Güçlü, Kanal-B televizyonu “ Genç Bakış “ programında, programa katılan Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok ve emekli Albay Erdal Sarızeybek ile derin devletten faili meçhul cinayetlere, Türkiye üzerine oyunlar oynayan dış güçlerden Ergenekon’a kadar tüm güncel tartışmaların masaya yatırıldığını yazıyor.
“ Hemen her konuda gelinen son nokta siyasiler oldu. İşte bu yüzden de Türkiye bir arınmaya gidiyorsa, herkes gibi siyasilere de dokunulsun. Onlar da gerektiğinde yargı karşısına çıksın denildi “ diyen Abbas Güçlü, konukların açıklamalarından-yorumlarından derlediği satır başlarını da şöyle sıralıyor;
E. Albay Erdal Sarızeybek
– 30 Ağustos 1992’de Şemdinli’de ilk şiddetli çatışma ortaya çıktı. Teröristlerin silahları bizden güçlüydü. Saddam’ın silahları, Barzani ve PKK’nın eline geçmiş. Bizim o zamana kadar böyle bir terör örgütünden haberimiz yoktu. Bu nedenle o dönemler iyice sorgulanmalıdır.
– Bugün uluslararası platforma çekilmiş bir Kürt sorunu, otonom bir Kürt devleti ve sayıca fazla silahlı bir PKK var.
– Terörden rant sağlamaya çalışanlar var.
– Yönetim, gücünü halktan mı, yoksa ABD’den mi alıyor? Halk bu tehlikeyi görmeli, şu an vatanımız tehlikede.
– Öcalan davasında neden gözaltına alınan yok? Neden Öcalan’ın İsviçre’deki para hareketleri, faili meçhullerin katillerinin belli olduğu arşivleri yok.
– PKK’yı çözmediler ve bu dönemde de siyasallaştırdılar. Hangi demokratik ülkede arkasında terör örgütü olan bir parti yaşayabilir?
– Emekli askerler, başsavcılar gözaltına alındığında terörle mücadele adına zafer naraları atıyorlar ama öte yanda bölücü terörist PKK cirit atıyor.
– Keşke bizde de Batılı demokrasiler gibi devleti koruma amaçlı yasal bir “derin devlet “ olsaydı. Bugün bunlar yaşanmayacaktı.
– Irak’a kapsamlı bir harekâtla, Barzani’ye dersinin verilmesi ve tarihe olan borcumuzun ödenmesi gerek.
– Tepkisiz toplum, etkisiz silahlı kuvvetler yaratılmak isteniyor.
………..
E.Albay Sarzeybek’in bu görüşlerinden sonra Barolar Birliği Başkanı Avukat Özdemir Özok’ın görüşlerinden-yorumlarından şu satırlar dikkat çekiyor,
– Bugün benim suçlum iyi, senin suçlun kötü durumu yaşanıyor. Bu mümkün olabilir mi? Herkesin eşit şekilde yargılanması gerekir.
– Temiz toplum temiz siyaset önce parlamentodan başlayacak, önce parlamento arınacak. Kuvvetler ayrılığı ilkesine uyulacak. Ama bunu istemiyorlar. Yasama ve yürütmeyi müthiş bir güç halinde elinde bulunduran iktidar, yargının yakasını bırakmıyor.
– Siyasetin gölgesi yargının üzerinden mutlaka kalkmalıdır.
– Hukuk, herkesin yakasına yapışsın, itirazımız yok. Ama hukuk kuralları içinde.
– 1983’ten bu yana cemaat ve tarikatların hâkim olduğu yapı Türkiye’ye yerleşmiştir.
– Ehliyetli insanlar tarafından yönetilmiyoruz.
– Dokunulmazlıklar mutlaka kalkmalı. Muhalefetteyken söyleyip iktidardayken unutuyorlar.
– Defolu bir demokrasiyle yönetiliyoruz. Toplum liderleri kendileri için demokrasi anlayışıyla hareket ediyorlar.
– Bu halk, bu ulus, bu yaşananları asla hak etmiyor. Bizi yönetenler yüreklerini ortaya koysunlar. Demokrasiyi sadece kendileri ve çevreleri için kullanmayıp tabana yaysınlar ve unutmasınlar ki demokrasinin temelinde eleştiri yatar.
Hulusi ŞENEL
SEVDİĞİM SÖZCÜK
“Haklı olan ergeç zafere ulaşır “
Yorumlar
“352) MİLLETVEKİLİ DOKUNULMAZLIĞI KALKMALI” yazisina 4 Yorum yapilmis
Yorum yap
*DEMEKKİ!SİYASETCİ!DEMEK!BÜYÜKK!!KOCAMAANN!SORUMLULUK DEMEK!
YANİ;O SORUMLULUKDA O ÜLKE İCİN ÖYLE SEYLERE İMZA ATILIRKİ!!**DOKUNULMAZLIK** OLMAZSA..O İNSANIN,YAPTIGI,YAPMAK ZORUNDA OLDUKLARI!!SONUNDA?,ENİNDE SONUNDA..BASINA DERT ACARBİLİR!?!..VE O KİSİ,CEZALANDIRILIR!
O İNSANI KORUMAYA ALMAK İCİN–DOKUNULMAZLIK–ZIRHI İCAT EDİLMİS.
**YUKARIDA YAZILAN SATIRLAR; NE KADAR DOGRU OLSADA..ONAYLASAKDA..
–AYNI HÜVİYETE BÜRÜNENLER..SÜREKLİ!KESKİN,KILICA!YAKINLAR.BU COOK BELLİ!
–HELEDE TÜRKİYE GİBİ..ZAYIFLATILMIS BİR ÜLKEDE;;((
VEDE, İC VE DIS, HAİNİ BU KADAR BOLL OLAN BİR COGRAFYADA..POLİTİKACI OLMAK..EPEY RİSK!
NACİZANE;( İSTEMEYEREKDE OLSA..GERCEKLER!böyle düsündürtüyor;;((üzgünüm..keske politikacılar olmasaydı..İNSANLAR..HADLERİNİ BİLEBİLSELERDİ!
*DAHA ÖZGÜR OLURDUK.ama yinede haddini bilmeyenler..BU ÖZGÜRLÜGÜ ALIRDI..AVUCLARIMIZDAN;(
Bu Ülkede herkes adil ve eşit olarakyargılanmadıkça,pkk lılar ortalıkta cirit attıkça,vatanseverler karanlık tiplerle aynı karede lanse edildikçe,çocuk istismarcıları normal karşılandıkça ve bunlar pişkin pişkin tv lerde boy gösterdikçe,herşey bu Ülkede dünyanın hiçbir yerinde olmayan ama bizde ısrarla arkasına sığınılan dokunulmazlık zırhı kaldırılmadıkça v.s v.s v.s daha vahim ve acı sonuçlara maruz kalacağımız açıktır…
BENİM BİR ÖNERİM VAR SADECE MİLLETVEKİLLERİNİN DEĞİL ÜST DÜZEY BÜROKRATLARIN YÜKSEK YARGI ORGANLARININ TEMSİLCİLERİNİN PROFESÖRLERİN KISACA HERKESİN DOKUNULMAZLIĞI KALKMALI SADECE MİLLETVEKİLLİĞİ DOKUNULMAZLIĞI KALKARSA YARGI BAZI ÇEVRELERİN GÜDÜMÜNDE OLDUĞU İÇİN ÇİFTE STANDART OLUR SUÇ İŞLEMEYEN MİLLETVEKİLİ İFTİRA YÜZÜNDEN HAKSIZLIĞA UĞRAYABİLİR
Demokrasi, iktidarların seçimle değişmesi vazgeçilmezimiz.
Her şartta vazgeçilmezimiz.
Bu vazgeçilmezimiin daha da vazgeçilmez olabilmesi için, namuslu seçim, namuslu tercih, namuslu seçim sistemi olması gerekir.
Vatandaş, kimbilir ne hilelerle ve kapalı kapılar arkasında yapılan ne pazarlıklarla listelere giren aday için ne düşünüyor, kimsenin dikkatini çekiyor mu.
Ben odunu koysam seçilir.
“Meclis halkın aynası.” diyenler, kesinlikle yanılıyorsunuz.
12 Eylülden beri, meclis halkın aynası değildir.
Çünkü 12 eylülden beri halk, dilediği kişi yahut partiye oy veremiyor.
Zırt pırt vatandaşa demokrasi dersi vermeye kalkan liderler, önce kendi önlerindeki odunu görmeli.
Demokrasinin ilk vazgeçilmezi, parti içi demokrasiyi uygulamalılar.
Osmanlının bir padişahı vardı.
Şimdi her parti bir padişahlık.
Değiştirilmesi imkansız parti liderleri varken, halka demokrasi dersi ve tavsiyeleri yapanlara bakarken, neler düşünüyorum bir bilseniz.
Hele nasıl seçildiğini bildiğim ve yakından tanıdıklarım olanları bir görseniz….
Ah ah, demokrasinin bu aksayan yanlarını gördükçe acaba sizler de mi benim gibi düşünüyorsunuz.
Öyleyse çok fena, bu memleketimiz için pek nahoş bir durum.
Yahut güldürüşlü bir vaziyet.
Veyahut…
Güleriz ağlanacak halimize.
Bu güzel yazıyı okumuşum da nasıl yorumsuz geçmişim hayret.