349) DRAU KATLİAMINDAN 2 MEKTUP VAR!

Yayin Tarihi 3 Ocak, 2009 
Kategori TÜRK DÜNYASI

KARAÇAY-MALKAR / Mülteci Kampları Mektupları – I –

Kafkas Türklerinin 2. Dünya savaşında çektikleri ıstırap dolu kamp hayatını en açık şekilde sergileyen Doç. Dr. İsmail Doğan’ın Doktora tezi çalışması olarak hazırladığı 1992 Konya basımı “Mülteci Kamplarından Karaçay-Malkar Türkçesi Mektupları” adlı çalışmasından bahsetmek ve orada yer alan bir mektubu sizlerle paylaşmak istiyoruz.

Kitapta yer alan 22 mektup arasından Mustafa Aday Paşa tarafından kamplarda tutulan Karaçay-Malkar halkının trajedik durumunu kaleme aldığı ve kendi yaşadığı kamplardaki son 87 Malkar Türk’ünü kurtarmak için Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’ye yazdığı açık çaresizlik mektubuyla verilen mücadele açıkça görülmektedir.

Bu mektubun yazılmasından sonra yaşananları yaptığımız araştırmalarla devam ettirirken bugün o kamptakilerin sağ kalanlarının ABD ye götürüldüğü hakkında bilgilere ulaştık.

Şimdi o mektubu yorumsuz olarak yayınlamayı uygun gördük.

                                                        22.1.48 y.

                                                        Neuaubing b.

Jurnalis                                                   Münhen – Almanya

Mustafa Aday P.                                    Signal Depot (ABD kampı)

Türk Devleti Başreisi

İsmet İnönü

KIRILAN HALK

Kafkas Dağlarının bazı vadilerinde, halkımızın bir kısmı kendisinin sıkıntılı hayatını çok eski zamanlardan buyana devam ettiriyordu. Dilimiz Türkçe, dinimiz İslam; Milletimizde Türk Milletinin parçasıdır. Bununla birlikte adımıza kendimiz “Malkar” dedik, Ruslar “Balkar” olarak adlandırmaktaydılar. Halkımız son günlerimize kadar İslam dinine çok bağlı, komşusu olan diğer milletlere karşı iyiliği seven, şerefli bir halk idi. Bunun yanı sıra bugünlerimizde bile değişik milletlerin arasında namusumuz, töremiz sağlam olduğu için her türlü zorluk ve zulmü görmemize rağmen, onlara boyun eğmedik. Rus padişahlığı bizi eski zamanlardan beri hep zora koşardı bizde sevdiklerimizin yanındaydık. Ruslar, onları sevmediğimizi bildikleri halde ileride onlara inanacağımızı beklediler.

1918 yılında Rus Bolşevizmi, kendisinin kanlı kanunlarını uygulamaya başladığı zaman biz Malkarlar 107.500 nüfuslu idik. Bu Bolşevizm sistemi kendi dinlerini bize telkin etmeye başladı.

Allah’ın yerine Karl Marks, Muhammed (s.a.v.) Peygamberin yerine Lenin’i asil imamlarımızın yerine ise Stalin’i ve parti sekreterlerini yerleştirmeye başladı. Daha sonra malı mülkü olan vatandaşların mallarını gasp ederek, kendilerini öldürmeye başladılar. Bu zulme bizim halkımız aslan yüreğiyle karşı geldi, biraz güçsüz düşsek de Bolşevikler yeni dinlerini bize zorla bile razı edip boyun eğdiremediler, karşı gelip isyan ettik. Bolşevikler ellerini bizim kanlarımıza bulaştırmaya başladılar. 1921 yılında Bolşevikler karşısındaki silahlı ayaklanmanın sonunda, bizim aydınlarımızdan 19.700 kişiyi yakalayıp öldürdüler. 1929 yılında bu Bolşeviklerin idealleri olan kolhozları yayarak bizi memleketimizden kovmaya başladılar. Bu kolhozculuğu kabul etmeyen insanlarımız 1930 yılında büyük bir harbe başladı, böyle olunca kendilerinin büyük silahlı güçlerini gönderdiler, halkın bir kısmını vurarak ezip ayaklanmayı bastırdılar, geriye halkımdan 42.600 kişi bıraktılar.

1937 yılında Bolşevikler dış toprakları, kendi topraklarına katmaya hazırlandılar. Kendilerinin siyasi sınırlarını, başka topraklardan ayırarak genişletmeye, eskiden beri var olan isteklerini de tekrar etmeye başladılar. Krallığında kendi içinde kanlı dağılma başladı. Öncelikli düşmanları yok etmek bahanesiyle, 29.000 kişiyi tutukladılar, bugün ise hayatta mı yoksa helak mı edildiler bilinmemekte izleri bulunamamaktadır.

1940 yılında ise Rus Bolşevikler Basarabiya ile Bukovinayı aldıktan sonra, Türkiye’nin sınırlarına kendilerinin askerlerini çok sayıda yığmaya başladılar. Bu işgal halkından 1941 yılında Kızıl orduya muvazzaf asker olarak silah altına almalar başladığı zaman, bizim bizim halkımız Bolşevikler için savaşmak istemediğini açıkça söylemeye başladı. Ormanlarımız hürriyet için çıkanlarla doldu; böylece Bolşeviklere karşı mücadele açıkça başlamıştı.

1942 yılında Kasım ayında “Malkar Su ağzı” bölgesinde yaşayan halkım memleketlerinden top yekun (11 ilde) göç ettirmeye, ihtiyar kadın, çocuk demeden askerler katlettiler.

Toplu sürgünde geride kalan 8.500 kişiyi yok ettiler, içlerinde 200 kişi ise evlerinden çıkarılmadan diri diri yakıldı.

1934 – 44 yılları arasında sürülmemiş kalmış 9.500 kişiyi ise hayatlarını sürdükleri vatanlarından koparıp Sibirya’ya sürdüler. Aldığımız son haberler ise hepsinin açlık ve soğuktan helak oldukları yönündedir. Bu milletten kalanların bir kısmıyla birlikteyiz 87 kişi varız. Bunların içinde 10 ihtiyar, 6 çocuk, erkek ve kadın olarak 71 kişi varız. Bu 87 kişiden 30 kişi İtalya, 10 kişi Avusturya, 41 kişi Almanya, 6 kişi Fransa’daki kamplardadır. Evden ayrılmış aşları ve işleri yoktur, anasız ve babasız sokağa atılmış öksüzler gibi kaldık.

Ve bu halde, kendisinin namusu, dini ve hürriyeti için 107.500 kişi olan milletten bu kadarı sağ kaldı.

Bu sağ kalan 87 kişi de Bolşeviklerin komiserlerine yakalanmamak için kaçarak ormanlarda, dağda zora baş eğmemek için serseri gibi dolaşmaktadırlar.

Türkiye hükümetinden biz 87 Malkarlı elinizi uzatıp tutmanızı istiyoruz. Bizi bu esirlikten kurtarınız, biz de sizin etinizden koparılmış bir parçayız… Bize yardım etmek size dünya önünde bir namustur, Allah katında ise sevaptır. Şimdi de Türkiye’ye varmak isteğimize izin veriniz.

Doğru kararlarınızı sabırsızlıkla bekliyoruz.

Kızıllardan kurtulabilenlerin dileğidir.    

        

KARAÇAY-MALKAR / Mülteci Kampları Mektupları – II –

Bundan tam 60 yıl önce Drau katliamından kurtulmayı başaran ama hayat boyu ölüp ölüp dirilen Almanya’nın Neuaubing şehrinde konuşlandırılan Kafkasyalı Müslüman ve Türk soylu mültecilerin yaşadığı kamptan Karaçay-Malkar Türkçesiyle yazılmış bir mektubu sizinle paylaşmak istiyoruz.

 Anavatanımız dedikleri Türkiye’ye geçmeyi başaran arkadaşlarına gönderdiği ve bir avuç halkına hitaben yazdığı mektup da Malkarlı İbrahim duygu ve düşüncelerini dönemin tüm gerçekleriyle kaleme almıştır.

 Tarihi inkâr eden bir dünya karşısında önemli bir kanıt teşkil eden bu tür mektupların bulunması ve yayımlanması ise Türkiye için son derece önemlidir.

 Avusturya’nın Oberdrauburg bölgesine bağlı Irschen köyü yakınında gerçekleşen bu katliamdan kaçmayı başaranlar ise İtalya, Almanya, Romanya’da kurulan mülteci kamplarında yaşam savaşı vermiştir.

 Türkiye’de ilk kez yayımlanacak olan bu mektupla Drau’da hayatını kaybeden ve azap çeken binlerce Müslüman Türk’ün anısını tekrar yâd edilmesi ve dualarımızla anılmalarına vesile olacaktır.

 Mektup, Malkarlı İbrahim tarafından daktilo ile sarı teksir kâğıdına Latin alfabesiyle Karaçay-Malkar Türkçesinde yazılmıştır. 24.12.1947 tarihli bu mektupta gönderildiği yer olarak Almanya’nın Neuaubing şehrinde bulunan mülteci yaşam kampından yazıldığı anlaşılmaktadır. Mektupta bazı harf ve yazım hataları da dikkati çekmektedir. Bize göre, bu mektubun diğer bir tarihi özelliği ise dil bilimi açısından ilmi bir vesika teşkil etmesidir. Latin alfabesiyle yazılan Karaçay-Malkar Türkçesinin 1947 yıllarında kullanılan dil özellikleri hakkında bilgi vermektedir.

 Drau Katliamında hayatını kaybeden binlerce soydaşımıza Allah’tan rahmet diliyoruz.

Mektubun Karaçay-Malkar Türkçesiyle / Transkripsiyonu

NEUAUBING

MALKARLI İBRAHİM                                      

24.12.1947

KÖB AZABLAR ÇEKGEN KARNAŞLAR EM EGEÇLER!

DÜNYANI AUVAL ZAMANLARINDA KÖB EMDA KUVATLI MİLLETLEGE CASAKÇI BOLUP, TOBUKLANIP BAŞ URMAY, ULLU ATALARIBIZ, KAÇUVSUZ ÖHTEM CİGİTLE KESLERİ KİBİK ÖHTEM TAULANI ÖZENLERİNDE ORNALIB, ELLE SALIB-ULLU MUHKAM KALALANI BETCANLARINDA SAVUTLANI BURUNLARIN TARLAGA BURUB KESLERİN KORUVLAB, BİR TÜRLÜDA ZORGA BOY SALMAY BOLGANDILA.

 AJDAGANLA KAN TÖGÜB KÖB ZAMANLANI KAZAVATLA ETE BOLSALADA, ORUS PADİCAHNI SAVUT EM ADAM KÜÇÜ KÖBLÜGÜNDEN: ANI İÇLERİNE KOYMAY TIYALMAGANDILA; KÖB KANLI KAZAVATLADAN SORA ORUS PADİCAH İÇİBİZGE KİRİB KESİNİ KANUNLARIN SALIB TOHTAGAN EDİ.

 ALAY BOLMASADA BİZNİ HALKLA ANGA BİR KÜNNÜDA CÜREK BLA BOY SALIB BOLMAGANDILA. HALKNI ASLAMINI AŞI: NARTÜH GIRCIN, CUKA AYRAN, KİYİMİ – SATUV CEPGEN, TÜKLÜ ÇABIR, CAŞAGAN CERİ – OÇAKSIZ, TEREZESİZ KURUM ÜYLE, CATHAN ORUNU SALAM MULCAR BOLUB – ROMANLANI KIRALLIGI BLA KÜREŞÜVDE AGAÇLADAN, TAULADAN ABREKLİK KURUMAY ÜÇ ÖMÜRGE CUVUK CAŞAGANDILA. OL HALDA CAŞAY TURGANLAY: KÖKLE AÇI-AÇI KÜKÜREB, CERLE KATTI-KATTI TİTİREB DÜNYANI BAŞIN KARA TUMAN BASIB – ELİYA URDU. OL ELİYA KABINDIRGAN ÖRTENDEN CİLTİNLE ÇAÇILIB BİZNİ GİTÇE OTANIBIZNIDA KÜYDÜRDÜLE… OTUZ CILNI ÖÇÜLMEY KÜYE TURUB EM BÜGÜNDA ÖÇÜLMEY CANGANLAY BARABIZ. ALLAHSIZ BEŞ BAŞLI SARIVBEK, OTUZ CILNI İÇİNDE DİNİBİZNİ KOYMADI: MEJGİTLENİ EŞEK ORUN ETDİ, BUZDU. İMANLANI KIRDI. İYMENMEY ER KİŞİNİ BETİNE KARAYALMAVÇU TİŞİRUVLARIBIZGA ÇUBUR CIYRIKLA, KİYDİRİP NEKAHSIZ SABİYLE TABDIRDI. ALLINDA EKİ TANASI BOLGANNI ATINA “KULAK” ATAB, AL BAŞLAB MALIN ALIB, IZI BLA KANIN ALDI – ADAM İGİSİ KALMADI. BU CALLATNI ZULMUSUNA ÇIDAYALMAY BİZNİ HALKLA ZAMAN-ZAMANLADA AÇIK KANLI KAZAVATLA ETDİLE. OL KAZAVATLANI AHIRI TERSLİGİ BOLMAGAN ADAMLANI MİNGLE BLA KANLARI TÖGÜLÜV BLA BOŞALA EDİ. KÖB ZAMANNI KÜREŞE TURUB, AÇDAGAYLANI TAZA DA BOY SALMAZLARIN BİLGENDEN SORA, TÖRT DA ÖHTEM EM CİGİT MİLLETNİ KÖB ÖMÜRLENİ ORNALIB CAŞAB TURGAN, SÜYGEN TAU OTANLARINDAN SUVUK EM KIZIV AMAN TABİYATLI CERLEGE ZOR BLA KÖÇÜRDÜLE. BİZ HALKIBIZDAN AYIRILIB, ZULMUÇULADAN KAÇIB AYLANGANLI 1/1 48 CILDA 5 CILIBIZ CETEDİ. DİNLERİ, NAMISLARI EMDA HUR CAŞAV ÜÇÜN KOLLARINA TAYAKLA ALIB HASRET ÇEGİB KELGEN ATA-ANALARIBIZ, EGEÇLERİBİZ KARNAŞLARIBIZ: ABAYHANLANI GIÇIGA, ASİYATHA, L.LI LUBAGA, BOLDUGA, ABDULHABHA, DADAUGA, OKUGA, LOKMANGA, HUSEYGE, AHMATHA, AHMATNABİYGE, MURATHANGA, CABAGIGA, MAHMUTHA, MUSOSHA, EM BÜTÜNDA KÖB AZABLA ÇEKGEN HALKIBIZGA-CANGI CIL BLA BİRGE ULLU ALLAHNI SALAMI BOLSUN!

 Hurriyat üçün kazavatlada em zulMu bla orusNu kolundan ölgenleribizge ALLAH CANDET BERSİN, ALAR ÜÇÜN ÖHTEM BOYUNLANI ENİŞGE BÜGÜB BATIR KÖZLENİ CERGE KARATIB DUA ETEYİK! DUNYADA HUR CAŞAVNU İZLEGEN KAWKAZNI MÜSLİMAN HALKLARI KORKMAGIZ, ALLAH BİZNİ BLADI!        bİZ İZLEGEN COL AÇIKDI EM TÜZDÜ. BEŞ BAŞLI SARUVBEKNİ DA AMAN ELİYA URUB, KARANGI DÜNYABIZ DA ANI BLA BİRÇA KARA CERGE KÖMÜLÜB, KARANGI KEÇELENİ TANG ATIB KÜN ÇARITHANÇA, – BİZGE CANGI EM HUR DUNYA TUVAR!

 BELLENİ, ÖHTEM CÜREKLENİ OSALGA BOŞLAMAGIZ, MİLLET NAMISIBIZNI, DİNİBİZNİ HASRETLİKDE DA KÖZ GİNCİLERİBİZNİ SAKLAGANÇA SAKLAYIK: HUR CAŞAV ÜÇÜN SERMEVLENİ BEK ULLUSU ALDADI, ANGA İYNANIGIZ EMDA HAZIRLIKDA BOLUGUZ!!!

MEKTUBUN TÜRKİYE TÜRKÇESİNE AKTARILMIŞ METNİ

NEUAUBING

MALKARLI İBRAHİM

24.12.1947

ÇOK AZAPLAR ÇEKMİŞ ERKEK ve KIZ KARDEŞLERİM !

Dünyanın eski zamanlarında çok kalabalık ve güçlü milletlere kulluk etmeyen, önlerinde diz çöküp baş eğmeyen ecdadımız korkusuz heybetli yiğitler olmuşlar, kendileri gibi heybetli dağların vadilerinde yerleşmiş, yurtlar kurmuş ve büyük kalelerin siperlerinde silahlarının namlularını dağ geçitlerine çevirerek kendilerini korumuş, zorluklara boyun eğmemişlerdir.

Yiğitler kan döküp çok savaşlar yapsalar da, Rus Padişahının (Çar’ın) silah ve asker gücünden dolayı içimize girmelerini engelleyememişlerdir. Çok kanlı savaşlardan sonra Rus Padişahı topraklarımızı ele geçirip kendi kanunlarını uygulamaya başladı.

Öyle olmasa bizim halkımız bir gün bile inanarak yürekten ona baş eğmemiştir. Halkımızın çoğunluğunun aşı? mısır ekmeği, çok sulandırılmış ayran, kıyafetleri? çerkeska, çarık, yaşadıkları yerleri? bacasız penceresiz is kokulu evler, döşekleri? saman dolu yataklar olmuşsa da, Romanov hanedanı ile savaşta ormanlardan, dağlardan gerilla savaşı eksik olmadan üç yüz yıl yaşamışlardır. Bu halde yaşarken gökler acı acı kükreyip, yerler güçlü kuvvetli titreyerek, dünyanın başını kara bir duman sardı ve Eliya Yıldırım Tanrısı bizi vurdu. O Eliya’nın yaktığı ateşten sıçrayan kıvılcımlar bizim küçük vatanımızı da yaktı. Otuz yıl aralıksız sönmeden yanan bu kıvılcımlardan bugün de sönmeden yanmaktayız. Allahsız beş başlı Sarıvbek (Sarı Ruslar) otuz yıl içerisinde dinimizi bırakmadı, mescitlerimizi yıktı eşek ağılı yaptı. İmamları öldürdü. Utanmadan erkeklerinin yüzüne bakmayan zavallı kadınlarımıza kısa etekler giydirip nikâhsız çocuklar doğurttular. Elinde iki baş hayvanı olanlara “kulak” lakabı takarak, önce mallarını sonra canlarını almaya başladı iyi adam kalmadı. Bu cellâtların zulümlerine dayanamayan halkımız kimi zaman açıktan kanlı savaşlar yaptı. O savaşların sonunda suçsuz yere birçok insanın binlercesini de sorgusuz sualsiz kanlarını dökerek yok etmekteydiler. Uzun süre mücadele edip yiğitlerin tamamen teslim olmayacaklarını anladıklarında dört heybetli yiğit milleti asırlardır yaşadıkları dağlık vatanlarından soğuk ve sıcak iklimli yerlere zorla göçürdüler. Biz halkımızdan ayrılarak zalimlerden kaçalı 01.01.1948 yılında tam 5 yılımızı dolduracağız. Dinleri, namusları ve de özgürlükleri için ellerine sopalar alıp hasret çekerek bekleyen ana-babalarımız, bacılarımız, kardeşlerimiz: Abayhanların Gıçı’ya, Asiyat’a, L.Luba’ya, Boldu’ya, Abdulhab’a, Dadau’ya, Oku’ya, Lokman’a, Husey’e, Ahmat’a, Ahmatnabi’ye, Murathan’a, Cabağı’ya, Mahmut’a, Musos’a ve diğer sayısız azaplar çeken halkımıza yeni yıl ile birlikte Allah’ın selamı üzerlerine olsun!

Hürriyetleri için savaşlarda ve de zulüm çekerek Rusların elinden ölenlerimize Allah cennetini nasip etsin, onlar için mağrur boyunlarımızı büküp kahraman gözlerimizi yere eğip dua edelim!

Dünyada hür bir hayat arayan Kafkasya’nın Müslüman halkları korkmayın, Allah bizimle! Bizim aradığımız yol hem düz hem de doğrudur. Beş başlı Saruvbek’i (Rusları) lanetli Eliya yok ederek, karanlık dünyamız da onlarla beraber kara toprağa gömülür, karanlık geceleri günün aydınlattığı gibi bize yeni ve hür dünya doğar!

Bellerinizi, heybetli yüreklerinizi güçsüzlüğe bırakmayın, millet namusumuzu, dinimizi hasretliklerde göz eklerimizi koruduğumuz gibi koruyalım. Hür bir hayat için mücadelenin büyüğü önümüzde, buna inanınız ve de hazırlıklı olunuz!!!   

(Bu mektuplar Sayın Ufuk TUZMAN tarafından Türkiye Türkçesine çevrilmiş ve aktarılmıştır.)

www.efrasyap.com

Paylaş:

Yorumlar

“349) DRAU KATLİAMINDAN 2 MEKTUP VAR!” yazisina 3 Yorum yapilmis

  1. Yasemin Yüksel yorum tarihi 3 Ocak, 2009 03:05

    EY TÜRK KIZI !
    Sen tarih sahnesinde yerini aldığın günden bugüne, gök kubbeyi bir çadır belledin ! Şimdiki sıkıştırıldığın ve sana çok görülen vatan coğrafyasında ne yapıyorsun? Tarihin en güçlü siyasi, ekonomik ve kültürel kuşatma ve saldırışı karşısında yerini ve safını aldınmı?
    Atillaları, Bilge Kağanları, Kürşadları, Fatihleri, Yavuzları, Mustafa Kemalleri sen doğurmadınmı? Sen adını İslam tarihine altın harflerle ilk şehit Türk kızı Sümeyye diye yazdırmadınmı?
    Sen çağlar açıp, çağlar kapatan devsin! Yükü ağırdır devin!
    Milletini çağlar üzerinden sıçratacak olan sensin..
    ARTIK KALK, DOĞRUL, TİTRE VE KENDİNE DÖN !!!

  2. Ali Parlak yorum tarihi 3 Ocak, 2009 18:38

    Yukaridaki Mektubu okudum.Icerigi beni cok hüzünletti,Ben O Köyü bizat ziyaret ettim aniti gördüm ruhlarin fatiha okudum.Allahim kiseyi böyle zülüme düsürme,Biz nezaman kendimize gelecegiz bizim bizden baska dostumuz yoktur.AB kuyurugu olmadan artik vazgecelim.Bizi Istemiyorlar bunu bile bile kapilarinda bekliyoruz
    Türk Milleti bu kadarmi aciz.Istenmedigin yerede bir saniye bile durulmaz v.s Cenabi allah bizi idare edenlere ileriyi görme lutfunu versin.Ey TÜRK MILLETI UYAN VATAN ELDEN GIDIYOR.Viyan A.P

  3. Ertuğrul Kapusuzoğlu yorum tarihi 12 Ocak, 2009 11:25

    İçimizdeki beyinsizler yüzünden bizi de helak edecek misin Ya RAbbi!

    Hz. MUSA (a.s.)

Yorum yap