341) Ne İstediğini Bileceksin!
Yayin Tarihi 3 Aralık, 2014
Kategori SOSYAL
Ne İstediğini Bileceksin!
Gece yarısı, dostum Yüksel beyle iş gezisinden dolayı bulunduğumuz Konya’dan, İzmir’e dönüyoruz. “Bismillah” diyerek yola çıktık ama, nasıl olduysa iş telaşından dolayı akşam ve sonrasında birşeyler yememiştik. Açtık..!
Yol üzerinde bulunan bir büfeden gofret, bisküvi gibi şeyler aldık. Onlarla midemizi teselli etmeye çalıştık. Yüksel bey maşallah yemeklere düşkün, eh bizde Antakya’lıyız… Gofretle mofretle, avunacak kişiler değiliz. Yolda ki lokantalarda, ‘yemekler iyi olmayabilir’ şüphesi ile durmadık.
İlk hedef Afyon!
Afyon’a sabaha karşı girdik. Gözlerimiz sadece şekerleme ve sucuk reklamlarına takılıyor. Dükkanlar ışıl ışıl. Bir reklam panosu dikkatimizi çekti: ‘sahanda sucuklu yumurta’.. Adresi de belli. Yolumuz üzerinde büyük bir tesis. Sessizce ikimizde kararı vermiştik. “İşte yemeğim bu”
Reklam panosu ile sosyal tesis arasındaki yolun uzunluğu, 4 saatlik Konya-Afyon yolundan daha uzun olabilir mi? Beklentilere göre bu algı olabiliyormuş!
Şükürler olsun tesisin önüne vardık. Park yeri sorununu da açlık ve kavuşma özlemi ile zorla hallettik. Önce temizliğimiz için lavaboya, daha sonra da büyük bir iştahla masaya kurulduk.
Yüksel bey eliyle garsonu çağırdı. Garson “Buyurun” demeden, Yüksel bey, “Ben reklam panonuzdaki sucuklu yumurtadan istiyorum” dedi. Garson bana döndü, “Sizde mi aynısını istiyorsunuz?” dedi. Ben de “Hayır” dedim. “Bana yumurtalı sucuk getireceksin” Garson şaşkın bir şekilde “O da aynı” dedi. Biz de “Hayır, aynı değil” diyerek açıklama yapmaya başladık:
“Önce hangisini söylersen o az olur. Sucuklu yumurta da yumurta çok, sucuk az olur. Yumurtalı sucuk da ise sucuk çok, yumurta az olur. Siz aşçıya böyle söyleyin o anlar. Yanında da yufka ekmek getirin” Garson gülerek yanımızdan ayrılırken, Yüksel bey, “Antakya’lı damarın tuttu yine” dedi. Ben de ona “Ne istediğini bileceksin. Sen reklam yiyeceksin, ben ise sucuk”
Nihayet yemeklerimiz geldi. Geldi ama, Yüksel bey bir kendi tabağına bir benimkine bakıyor. Aynı dediğim gibi benim tabakta sucuklar Çin askeri gibi, onun tabağında sucuklar yumurtanın içinde saklambaç oynuyor!
“Tamam, kardeş payı yaparız” dedik. Onun tabağındakinin yarısını kendi tabağıma, kendi tabağımdakinin yarısını da onun tabağına koydum. Şükürler olsun sucuklu yemeğe olan vuslat tamamlandı. Aşçıya teşekkür ettik. Dinlendik ve yeniden İzmir’e doğru yola çıktık. Başladık, sucuk ve yumurta muhabbetine… İyi hoş da sanki sucuğun sarımsağı fazla gibiydi. Otomobilin pencereleri açık şekilde, İzmir’e geldik.
Sağlıklı ve huzurlu yaşamlar dileği ile.
YILMAZ KARAHAN
Yorumlar
“341) Ne İstediğini Bileceksin!” yazisina 1 Yorum yapilmis
Yorum yap
YILMAZ BEY,AİFİYAT OLSUN.GERÇEKTEN İŞTAHIMIZI KABARTINIZ.SELAM VE HÜRMETLERİMLE.TARİH ÇALIŞMALARINDA BULUŞALIM.