329) DÜŞÜNDÜREN SİYASET

Yayin Tarihi 23 Kasım, 2012 
Kategori SİYASİ

DÜŞÜNDÜREN SİYASET

image001.gif

İlkeli davranarak ciddi ve vakur siyaset yapma dönemi artık fantezileşiyor mu?

Sayın Davutoğlu’nun, Gazze’de şehit ailesi ile birlikte çömelerek hüngür hüngür ağlaması Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı’nın taşıması gereken devlet ciddiyetine yakıştı mı? Bir insan olarak sayın Davutoğlu üzülebilir, gözleri de yaşarabilir… Biz de Türk-İslam Dünyasında ki zulümlere üzülüyor, şehitlere ağlıyoruz…  Ancak “Devlet Adamı” sıfatı ile yerlere oturarak ağlayamaz, dizlerini dövemez! Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni temsil eden kişi çökemez, çökmemeli!!!

Başbakan Yardımcısı sayın Bekir Bozdağ Dünya Ehli Beyt Vakfı’nın toplantısında;

“Türkiye’de tarikatların yasaklanmasıyla tekkeler ve zaviyelerin kapanmasıyla tarikatların yok olmadığını, dergahların bitmediğini, zikirlerin ve ayinlerin devam ettiğini, vatandaşların ihtiyaçlarını karşılamak için ileri bir zamanda bu hususlarda değişiklik yapma imkanı olacağından” bahsediyor…

Sayın Bozdağ doğru bir tespit yapmış. Doğruluğu, gizli de olsa tarikat ve cemaatlere mensup kişilerin aynı mekanda toplanarak zikir ve dua eylemlerinde bulunmasıdır… Bu eylemlerin 677 sayılı “Tekke ve zaviyelerle türbelerin seddine ve türbedarlıklar ile bir takım unvanların men ve ilgasına dair” kanuna aykırılığını bilmekteyiz. Ama açıklanması gereken önemli hususlar var:

Tekke ve zaviye nedir?

Tekke, dini bilgilerin verildiği ve mensuplarının dua ve zikirle meşgul olduğu yerlerdir. Zaviye de, tekkenin küçüğüdür. Yani cami ve mescid gibi…

30 Kasım 1925 tarihinde çıkan 677 sayılı kanun; tekke, medrese, zaviye ve türbe binalarının kapılarına kilit vurularak işlevsiz hale gelmesi için yapılmamıştır. Bu kanun; Mustafa Kemal Atatürk’ün Kastamonu’da 30 Ağustos 1925 tarihinde yapmış olduğu şu uyarı üzerine çıkartılmıştır: “Efendiler ve ey millet biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler ve meczuplar memleketi olamaz. En doğru en hakiki tarikat medeniyet tarikatıdır.” Burada anlatılmak istenen tekke ve zaviyelerde toplanan kişilerden önderlik yapanlara ve hizmet edenlere verilen unvanlar meselesidir.

Vatandaş ibadetini yapacakmış! Yapar. Kimse de engel olamaz.

Vatandaşlar biraraya gelerek dua ve zikir yapacakmış! Kamu düzenini bozucu herhangi bir niyet ve eylem olmadığı sürece evinde de yapar, uygun mekanlarda da yapar.

Fakat bazı kişilere şeyh, derviş, mürit, seyid, baba, dede, halife gibi unvanların verilmesi yasaklanmıştır. Çünkü; Sosyal Devlette tüm yurttaşların eşitliği ilkesi, bazı yurttaşların imtiyazlı bir sosyal statü kazanmasına imkan vermez.

YILMAZ KARAHAN

Paylaş:

Yorumlar

Yorum yap