322) DİVAN-I LÜGATİ’T TÜRK İÇİN ÖLDÜRÜLEN BİLİM ADAMLARI
Yayin Tarihi 19 Kasım, 2008
Kategori KAŞGARLI MAHMUD VE DİVANÜ LÜGATİ'T TÜRK, TÜRK DÜNYASI
Divan’ül Lügati’t Türk için
onlarca bilim adamı öldürüldü!
Dünya üzerinde hiçbir kitap, basımı için bu kadar çok sayıda bilim adamının can vermesine sebep olmadı.
Dünya üzerinde bir kitap, basımı için bu kadar çok sayıda bilim adamının can vermesine sebep olmamıştır. Bu kitabın ismi; Divanü Lügati’t Türk, yazarı da büyük bilgin Kaşgarlı Mahmud… Bu sene 1000′nci doğum yılı kutlanan ve 2008 yılı da kendi yılı ilan edilen Kaşgarlı Mahmud’un Türkçe’nin ilk büyük sözlüğü ve ilk Türk ansiklopedisi olan Divanü Lügati’t Türk, tam 800 yıl boyunca ortada yoktu; tıpkı bir diğer kitabı Kitab’ül Cevahir gibi…
Divan-ı Lügat’it Türk, geçtiğimiz yüzyılın başında, Ali Emiri tarafından bulundu.
Avrasya Yazarlar Birliği Genel Başkanı Yakup Deliömeroğlu, kitabın bulunuşunu şöyle anlatıyor:
“Kitabı sahaflarda Ali Emiri Efendi buldu. Ali Emiri Efendi, kitabı satın aldığında duyduğu sevincini şu şekilde dile getirir: ‘Bu kitabı aldım; eve geldim. Yemeği içmeği unuttum… Bu kitabı sahaf Burhan 33 liraya sattı. Fakat ben bunu birkaç misli ağırlığındaki elmaslara, zümrütlere değişmem.’Büyük bir coşku içinde olan Ali Emiri Efendi kitabını kimseye göstermek istemedi. Hem kitabı kıskanıyor ve hem de kaybolmasından endişe ediyordu. Devrin ünlü simaları Ziya Gökalp ve Fuad Köprülü gibi şahıslar, Ali Emiri Efendi’nin Divanü Lügati’t Türk’ü bulduğunu işitmiş ve görmek istemişlerse de Ali Emiri Efendi onları kitaba yanaştırmamıştı; Kitabı sadece çok güvendiği Kilisli Rıfat Efendi’ye gösteriyordu.
Ali Emiri Efendi satın aldığında, kitap hırpalanmış ve yıpranmış bir vaziyetteydi. Şirazeleri çözülmüş, formaları dağılmış, sayfaları birbirine karışmış ve numaraları da yoktu. Bu sebeple kitabın eksik mi, tam mı olduğu belli değildi. Ali Emiri Efendi bunun tespitini Kilisli Rıfat Efendi’ye yaptırdı. Kilisli Rıfat Efendi, iki ay müddetle kitabı üç kere okudu, karışmış sayfaları yerli yerine koydu ve numaralandırdı. Daha sonra da kitap Matbaa-i Amire’de üç yıl süren bir maceranın ardından basıldı.” Yakup Deliömeroğlu, kitabı kendi dillerine tercüme etmek isteyen çok sayıda Türk bilim adamının da bu yolda Rus ve Çinliler tarafından şehit edildiğini söylüyor. İşte Rus ve Çinliler tarafından katledilen Türk bilim adamları…
Dîvân ü Lügati’t Türk’ün Türk Dünyasında ilk tercüme girişimi, Azerbaycan’da oldu. Sovyet Bilimler Akademisi’nin Azerbaycan Şubesi, bu iş için Halid Said Hocayev’i görevlendirir. Hocayev, 1935-37 yıllarında bu görevi tamamlar. Fakat Hocayev ve yardımcılarının başarısının mükafatı, ölüm olur.
1937 yılında bu kez meşhur Uygur şairi Kutluk Şevki ve eğitimci şair Muhammed Ali Dîvân ü Lügati’t Türk’ü Uygurcaya tercüme ettikleri için katledilirler ve bütün çalışmaları yakılır. Kutluk Şevki, hac yolculuğu sırasında uğradığı İstanbul’dan Kilisli baskısını alarak ülkesine götürmüştür. Bilim dünyasına hizmet için giriştikleri iş, kendi sonlarını hazırlar.
Uygurlar, 1944 yılında Şarki Türkistan Devletini kurduklarında, ilk iş olarak Dîvân ü Lügati’t Türk’ün tercümesi işine girişirler. Bu iş için meşhur alim İsmail Damollam görevlendirilir. Birinci cildin tercümesi tamamlanmıştır ki. Rusya ile Çin anlaşarak Şarki Türkistan Devleti ortadan kaldırılır ve İsmail Damollam öldürülür. Şarki Türkistanın Kızıl Çin tarafından işgal edilmesinden sonra Uygur bölgesinde Sinjang Özerk Yönetimi kurulur. Kaşgar bölgesinin Valisi Seyfulla Seyfullin, maddi kaynak da ayırarak tanınmış şair ve tarihçi Ahmed Ziyaî’yi Dîvân ü Lügati’t Türk’ün tercümesi için resmen görevlendirir. 1952-54 yılları arasında Divanın tercümesi tamamlanır ve Pekin’ e basılması için gönderilir. Baskının giderleri de Kaşgar valiliği bütçesinden ayrılmıştır. Ancak Pekin “karşı devrimcilik ve milliyetçilik” suçlamaları ile Ahmet Ziyaî’yi 20 yıl ağır hapse mahkum eder ve Ziyaî cezaevinde işkence altında can verir, divanın bütün tercümeleri de yakılır.
Yılmayan Uygurların bir başka girişimi, 1960-63 yıllarında, Çin İlimler Akademisi Şincang Bölümü Müdür Yardımcısı Uygur Sayrami tarafından hayata geçirilir. Fakat hem Sayrani yardımcılarıyla birlikte öldürülür hem de tercümenin metinleri yakılır.
Uygurların Divan’a merakı bütün bu olanlara rağmen azalmamakta aksine artmaktadır. Halkın ve aydınların yoğun isteği ile Dîvân ü Lügati’t Türk İbrahim Muti’in yönetiminde Abdusselam Abbas, Abdurrahim Ötkür, Abdurrahim Habibulla, Abdulreşit Kerim Sait, Abdulhamit Yusufi, Halim Salih, Hacı Nur Hacı, Osman Muhammed Niyaz, Emin Tursun, Sabit Ruzi, Muhammet Emin ve Mirsultan Osmanov’dan oluşan 12 kişilik komisyon tarafından tercüme edilir. Bu tercüme ile Divan, 1981-84 yıllarında Urimçi’de 3 cilt halinde ve 10 bin nüsha basılır.
Divan’ül Lügati’t Türk, Kazakistan ve Azerbaycan’da ise SSCB’nin yıkılışından sonra yayınlanabildi.
Dr. Fahri SOLAK
Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi
Yorumlar
“322) DİVAN-I LÜGATİ’T TÜRK İÇİN ÖLDÜRÜLEN BİLİM ADAMLARI” yazisina 22 Yorum yapilmis
Yorum yap
Makalede çok fazla şoven milliyetçi söylem kokusu var ve uydurma olaylar anlatılıyor.
Kaynak gösterilmeyen olayların tamamı uydurma addedilir bizce.
Böyle kasıtlı yayınlar, emperyalist kuşatma, Batı destekli irticayla Batı destekli bölücülük tehdidi altında parçalanmayla karşı karşıya olan bir ülkede en tehlikeli propaganda ve ajitasyon bu tür yayınlar olamkatadır. Zira milliyetçi-ulusalcı güler arasında bölünme yaratır. Yarın vatan savunması saflarında omuz opmuza savaşacağın insanları kırabilir. İçlerine küt kuyruğunu sallayan şüphe akrebi sokabilir. Bu nedenle emperyali,zmin ekmeğine yağ sürer.
Sizden rica ediyorum, bu tür yayınlardan Atatüğrk’ün belirttiği “ahval ve şerait”te bari vazgeçin.
Dostça bin selam.
Sağlıcakla ve iyilikle…
Em. Tarih Öğretmeni
Fatih Özcan
Bitten, pireden çok istemezimiz var.
İt sürüleri, bit sürüleri, çakal-domuz sürüleri.
Yıllar var ki kendimizi, kendi tarihimizi de onlardan öğreniyoruz.
Rus, Alman, bilmem ne bilim adamarı taşın üstündeki işareti çözecek, bizi dünyaya anlatacak.
Türk bir hiç, Tükçe bir hiç?
Orhuh kitabeleri olmasaydı halimiz nice olurdu.
Divan-ı Lütgat-it olmasaydı ne yapardık.
Bize, “Siz göçebe bir kavimsiniz” derlerdi ve biz de Emin Oktaylara inanırdık.
Osmanlının tarihi, padişahların tarihiydi.
Hey gidi Mustafa Kemal Paşa…
Hey gidi yiğit Atatürk…
Kendimizi bilmeyi bile sana borçluyuz.
At ölür meydan kalır, yiğit ölür şan kalır.
Alın size Kaşgarlı Mahmut…
Öyle bir şan bıraktı ki, doğumundan bin yıl sonra ona, selam saygı ve rahmet dileklerimi gönderiyorum.
Damarlarımda Türk kanı dolanmadığını bilsem bu damarları kılcal parçacıklara ayırır Tanrıdağları’ndan Vey’e akıtırım…
Sayın Hocam KARAHAN; bu fevkalade konu için takdire şayansınız, uğrunda kanlar dökülmediyse bile şu andan itibaren dökülecek kanlar zerresine kadar “Divanü Lügati’t Türk”e ve yazarı büyük bilgin Kaşgarlı Mahmud’a feda olsun…
Wirklich, die Türken können stolz sein auf dieses fast 1000 Jahre alte Wörterbuch.
Deutsche, die immer noch von der “Kanaken Sprak” reden, sollten von den angepöbelten Türken gefragt werden, ob diese auch ein 1000 Jahre altes deutsches Wörterbuch anführen können. Leider wissen aber sehr viele Türken zu wenig über ihre eigene Geschichte.
Saygilarimla
SN.LASSOTTA,
İYİ GÜZELDE KESKE TÜRKCE YAZSAYDINIZ.
*BU ÜLKENİN RESMİ DİLİ TÜRKCEDİR.HALEN!
-SİZİ BELKİ BAZI KELİMELRDEN ÖTÜRÜ YANLIS ANLAMIS OLABİLİRİZ?
SN.L.NIN;ALMANLAR ANCAK 150-200 SENELİK LÜGAT SAHİBİ OLDUKLARINDAN BURADAKİ KONUYA GIPTA ETTİGİ,GERCEK.NE MUTLU BİZE.
***BURASI ELESTİRİDEN ZİYADE, GÜZEL BAKABİLEN,DOSTLARA HİTAP EDİYOR.YORUM YAPARKEN;KONUYU ELESTİRMEKTEN ZİYADE, KONUNUN ASLINA HAKİM OLMAK GEREKİYOR.O VAKİT YAZILANLAR DAHA YAPICI OLUYOR.
Sayın Alfred LASSOTTA’nın Yorumunun Tercümesi:
TÜRKLERİN 1000 YILLIK SÖZLÜKLERİNİN OLDUĞU. BU SÖZLÜĞÜN DEĞERİNİ ÇOK TÜRKÜN BİLMEDİĞİNİ. NE MUTLU TÜRKLERE Kİ BÖYLE BİR SÖZLÜĞE SAHİP OLDUKLARI İÇİN ANLAMINDA BİR GÖRÜŞ BELİRTİLMİŞTİR.
SAYIN LASSOTTA’YA BU GÜZEL DEĞERLENDİRMESİ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİZ.
Affedersiniz, türkçe yasmak istedim, maalesef Türkçem Tarzanca gibi bir sey.
Yorumumda ne söylemek istedim?
1.Almanya’da ki Türkler (veya kökenli)türk tarihiyi çok az bilirler, ama hakli bir özgüven için bu bilgiler gerekir.
2.Almanlar türk tarihinden daha az bilirler, ama hakli bir saygi için(türk komsulari karsi) gerek.
Ne yazik ki, iki tarafta bu yetersislik var.
Saygilarimla
bence çok kötü.
Kaşkarlı Mahmut,din kisvesine bürünmüş saldırgan arap milliyetçiliğinin Türk dili ve kültürünü yok etme noktasına ulaştığını gördüğü icin TÜRKCE’nin arapca’dan üstün olduğunu ‘isbat için,kaleme sarılmış bu şahane eser ortaya çıkmıştır.12 ve 13.yüzyıllarda Türk dünyasında türkçe hakim olmuştur.selcuklu sultanlarının moğol etkisiyle resmi dil olarak farscayı,osmanlılarında resmi dil olarak arabcayı benimseleri kaşkarlının kemiklerini sızlatmıştır.Türkçeye gönül veren karamanlı mehmet BEY ALTI gün İÇİNDE FARS canilerce katledilmiştir.ATATÜRK’E kadar TÜRKÇE YOKTUR sarayda..Türkçe dağlarda ve taşradadır.Karacaoğlan dadaloğlu vede pir sultanda ,gaygususdadır.Türk dili gayretlerimizle güzelleşeçek,KAŞKARLI, ‘UÇMAKLIK’TA ,METEHAN ,OĞUZHAN ve ATATÜRK’ün otağında mutlu olacaktır.saygıyla………
En güzel birliğin dille sağlanabileceğini unutmamak gerekiyor. Gerçekten bir Türk olarak yaşadığımız çağda dilimizin ne kadar yıpratıldığını görmek ve buna bir dur denilememesi beni ziyadesi ile üzmektedir. Sokakta evimizde heryerde bir dil kirlilği yaşanmakta. Kaşgarı Mahmut’un böylesine kayda değer bir eser bırakması minnettarlığında ötesinde bir ilgi ve alakaya sahip olması gerekiyor. Türk coğrafyasının geçen yüz yıllar içinde dildeki ayrışmalar ile bir birinden nasıl uzaklaştırıldığı görülmektedir. Ülkemizde bile Turk dili Turk milleti içinde hak ettiği yeri hala alamıştır. Ulu önder Atatürk Türk Diline yeniden hayat vermiş ama geçen zaman içinde sadece onun arkasından Atam izindeyiz nidalarından öte gidememiş ve herşey havada bırakılmış. Devrimleri yarımkalmış, en büyük devrimi olan Dil devrimi ise hala yetim ve öksüz dillerde dolaşır olmuştur.Benim analamadığım yada anlamakta zorlandığım bir konu var. Bir ülkenin Dili Türkçe olup nasıl olurda o dil layıkı ile kıymetlendirilemez. Bizim en kıymetli hazinemiz Dildir. Ama hazinemiz okadar derinlere gömmüşüz ki oralardan çıkartmayı unutmuşuz, bu gidişlede sakladığımız yeride unutacağız. Şunu hiç unutmayalım bu dil asimile olduktan sonra tekrar bir Kaşgalı Mahmut gelmesini beklemeyelim, Yada Mustafa Kemallerin onu terkrar şereflendirmesi için hülyalara dalmayalım. Kaşgarlı Mahmut yazmış, Atatürk Şereflendirmiş, varın bizde onu dimdik dalgalandıralım Türk Coğrafyasına bu Dil birliği ile tekrar kucak açalım. Artık günlük galayanlarla bir şeyleri protesto edip 3 gün sonra unutmaktan vaz geçip, en büyük başkaldırışımızı kendi Dilimize sahip çıkarak evmizde televizyonu kapatıp birşeyler okuyarak , dostlarımız güzel Türkçeşi olan kitaplar hediye ederek okumayı dilimizi dillendirmeye başlayalım. Okadar çok söylenecek yazılacak anlatılacak şey varkı arkadaşlar ama tek sözüm var Artık kendi dilimize sahip çıkalım, okuyalım, okutalım… Dilimiz can çekişmesin birliğimiz dirliğimiz bozulmasın…
Ne Mutlu Türk’üm Diyene
Ne Mutlu Türk’üm Dedirtene
Ne Kutlu O Türk’e Türk’lüğünü Geri Getirene
Ne Yazık Türk’lüğüne Tükürtene
Rabbim Dilimizi, Birliğimizi, Dirliğimizi ve Bizi Biz Yapanları Korusun…
Saygı ve Hürmetlerimle
Feridun Akkaya
[email protected]
arkadaşlar arap birligi var avrupa birligi var neden türk birliyok birlik kurulursa uygur türklerine yardım yapabiliriz çini baskı altında tutabiliriz milliyrtçilik akımını yeniden parlatabiriz dogu türkistanda.Yeniden divanı lügatit türkü yeniden yayınlatabiriz .Böyle olmazsa kaşgarlı mahmutun kemikleri sızlamazmı urumçiyi kaşgarı yeniden bagımsızlıkla ödüllendirebiliriz
çine yıllık 100 milyon dolar ihracat 5 milyar dolarlık ithalatımız var bu parayı çinlilere kaşgarlı mahmutun torunlarına kurşun atsınlar diyemi veriyoruz aldıklarımızda kap kaşık incik boncuk alıyoruz.Çini boykota çagırıyorum herkesi
obamanın karşısındaki aday makkain adayken tibetin ruhani lideriyle görüştü oraya gitti biz aslında bu ayrıntıyı kaçırdık bugün abd ruslardan degil çinlilerden çekiniyor.Biz abdyi sevsekde sevmesekde yapacaklarını kosovada yaptılar kosovaya slavların elinden aldı bagımsızlık verdi.Bu yaptıklarını neden dogu türkistanda yapmasınlar biz kendimizi yırtsak kaşgarlı mahmutun dogup büyüdügü topraklara bagımsızlık veremeyiz arkamıza abdyi alarak çinsiz türkistanı kurabiliriz
Türk dünyanin neresinde olursa olsun tarihini bir sekilde ögrenir,bilir.Bu bir genetik yapi meselesidir ve bizlere nasib olmustur.Bizler asker yetisen milletiz ve tarihe ,hele hele kendi tarihimize bagliligimiz,ihtiyacimiz,merakimiz sonsuzdur.Bakin Cin topraklari icide bulunan (BEYAZ PIRAMIT)lere Misir piramitlerinden binlerce yil evvel Türk atalarimiz tarafindan yapilmislar ve dimdik ayaktalar ve cok yüksekler.Bakin Cinseddine ama düsünün 10.000 km bugün sadece 3.000 km si ayakta bu muazzam duvari yaptiran sebep nedir? Bir ferdi olmaktan gurur duydugum Türkler dünyanin her cografyasina uyum saglayabilen,denizi görmeden balikci olan,ekini görmeden ciftci olan el hünerleri cok olan son derece merakli,asil,vicdanli,merhametli cesur,onurlu özel bir ulustur.Dünya tarih kronolojisine bakin Türk yazmayan bir sayfa göremezsiniz.
BU BİLİM ADAMLARI TÜRK DİLİ İÇİN CAN VERMİŞSELER NE MUTLU ONLARA RUHLARINA BİR FATİHA
BİZİ YABANCILAR BİZDEN DAHA İYİ BİLDİKLERİ İÇİN BİN YILLARDIR TÜRK MİLLETİ ÜZERİNDE BÜYÜK OYUNLAR OYNANMAKTADIR. TÜRK BİRLİĞİ OLMAMASI İÇİN BÜTÜN GÜÇLERİYLE MÜCADELE ETMEKTEDİRLER. BİZ BUNLARI BİLİYORUZ AMA BERTERAF EDEMİYORUZ. BENCE BUNUN EN BÜYÜK NEDENİ DÜŞMANLARIMIZIN YAPTIKLARINI ÇABUK UNUTUP ONLARA HOŞGÖRÜ İÇİNDE DAVRANMAMIZDIR. OYSA ONLAR TÜRK DÜŞMANLINI HALA CANLI TUTMAKTA VE TÜRK MİLLETİNİ TARİH SAHNESİNDEN SİLMEK HEDEFLERİNDEN HİÇ BİR ZAMAN VAZGEÇMEMİŞLERDİR. TÜRK MİLLETİDE EN AZ ONLAR KADAR UYANIK OLMALI VE BIÇAK KEMİĞE DAYANMADAN SAVUNMA MEKANİZMALARINI GELİŞTİRMELİDİR. UNUTULMAMALIDIRKİ GEÇMİŞİ NE KADAR GERİDEN GÖRÜRSEN OLAYLARDAN O KADAR DERS ALIR VE İLERİYE DAHA SAĞLIKLI BAKACAK DONANIMA SAHİP OLURSUN. BÜYÜK OLMAK İÇİN BÜYÜK BİLGİ BİRİKİMİNE SAHİP OLMAK GEREKİR. TOPLUMCA
Bir kitabın basımını engellemek için bu kadar çaba sarf eden ve katliamlar yapanların Batı ve Doğu Türkistan’da Türklere ait neleri yok ettiklerini sizler düşünün.Belki Hitit ve Sümer tabletleri gibi binlerce Göktürk tabletleri de vardı.Orhun Abidelerinde gelişmiş bir yazı diline sahip olduğu anlaşılan bir devletin başka kayıtları da olmalıdır.Bu insanlar yüzlerce yıl hiçbirşey yazmadılar mı? Mesela Göktürk devleti kurulduktan 100 yıl sonraki yöneticiler devletin nasıl idare edildiği neler yapıldığına dair bilgileri nereden alıyordu.Devletin işlerini anlatan yazılı belgelerin mutlaka olması gerekir.Göktürk paraları da bulununca herkes şaşırmıştı.Hititler ve Sümerler binlerce tablete sahip parası bile olan bir devletin tabletlerinin olmaması imkansız benim kişisel görüşüm bunlar ya henüz bulunamadı ya da yok edildiler.
mehmet kardeşim çok haklısın.emin ol, rus ve çin arşivleri böyle belgelerle doludur.ya da korkularından ellerine geçen belgeleri bir şekilde yok etme yoluna gitmişlerdir. bu uğurda çalışan ve ölenlere dua etmek borcumuzdur.
peki size birşey sormak istiyorum divan-ı lügat’it türk şuan neden bizim elimizde değil. tamam madem bizim elimizde değil peki divan-ı lügat’it türk nerede kimin hangi ülkenin elinde ve kimin sayesinde o ülkede bilgisi olan varmı??
Ali Emiri Efendi’nin çevirisi ve orjinali ülkemizde bulunmaktadır.
Ali Emiri’nin eseri bulduğu zamanki heyecanı ve sevinci çok etkileyici.Bu eser Turk’lerin sanıldığı gibi yada Batının bize empoze ettiği gibi sadece at üstünde yağma peşinde koşan bir ırk olmayıp köklü bir medeniyetin sartlarının zorunlu kıldığı bir dil zenginliğine de sahip olduğunun göstergesidir.
Hüseyin Soykarafakılı
[…] 1 / 2 / 3 / 4 / 5 / 6 / 7 / 8 / 9 […]
[…] 1 / 2 / 3 / 4 / 5 / 6 / 7 / 8 / 9 […]