314) Cacabey Gökbilim Medresesi

Yayin Tarihi 1 Aralık, 2015 
Kategori KÜLTÜREL

Cacabey ve Gökbilim Medresesi

image001

Kırşehir’deki en önemli tarihi yapıların başında gelen ve il merkezinde bulunan Cacabey Gökbilim Medresesi, 1272 yılında, Anadolu Selçuklu Sultanı Kılıç Arslan oğlu II. Gıyaseddin Keyhüsrev döneminde, Kırşehir Valisi Nureddin Cibril bin Cacabey tarafından matematik, fen ve astronomi eğitimi verilen bir medrese olarak yaptırılmıştır.

Medresede, ilk dikkati çeken, dış cephede ve köşelerde bulunan sütuncelerdir. Toplam üç adet olan sütuncelerin, roketin ateşleme ve fırlatma halini gösterdiğine inanılmaktadır. Anadolu Selçuklu Süsleme Sanatı’nın en güzel örneklerinden birisi olan ve ustanın adeta ruhunu işlediği, sırrını verdiği, çift renkli Taç Kapısı, yapının bir diğer dikkat çeken unsurudur.

Taç Kapı’nın üzerine işlenen bazı şekiller, bugün tartışma konusu olmuştur. ÖzellikleTaç Kapı’nın girişindeki sütuncelerin başlıklarından sarkıtılan kürelerin, ay’ı ve güneşi sembolize ettiği, ayrıca alınlığın sağ ve sol alt köşesinde yer alan dairesel şekillerin ekvator çizgisini ve eksen eğikliğini gösterdiği üzerine yapılan yorumlar tartışmaları doruk noktasına çıkarmıştır.

Kur’anı Kerim’den ayetlerin de yer aldığı Taç Kapı’nın üzerinde ve türbe penceresinde bulunan süslemelerin, usta eller tarafından büyük bir itinayla işlendiği de gözden kaçmamaktadır. 21 m. yüksekliğindeki Gözlem Kulesi, yapının güneybatı cephesine ve yapıdan 22 cm ayrı olarak inşa edilmiştir.

Tuğladan örülü Gözlem Kulesi’nin üst tarafında zikzaklı süslemeler yer alırken, alt tarafında düz süslemeler görülmektedir. Düz süslemeler arasına yerleştirilen firuze rengi çinilerden dolayı, günümüzde cami olarak kullanılan medreseye, halk arasında
“Cıncıklı Cami” denilmektedir.

İç mekanda ise, avlunun ortasında gök bilim incelemelerinin yapıldığı rasat kuyusu ile hemen üzerinde aydınlık feneri yer almaktadır. Ayrıca, eğitim amaçlı yapılmış 8 adet öğrenci odası bulunmaktadır.

Aynı zamanda koni ve kürelerin üst üste bindirilmesiyle oluşmuş, ana eyvanın köşelerinde yer alan sütuncelerin, güneş sistemindeki gezegenleri sembolize ettiği düşüncesi oldukça yaygındır.

Ayrıca, bugün bütün ihtişamı ve gizemi ile ayakta duran ve atalarımızdan mukaddes bir emanet olarak bizlere miras kalan Cacabey Gökbilim Medresesi’nin, Dünya Astronomi Mirası Listesi’ne alınması için çalışmalar başlatılmıştır. Kırşehir’e büyük eserler bırakan ve bilime böylesine değer veren Cacabey’in türbesinin de bulunduğu medrese, bugün birçok ziyaretçinin ilgi odağı olmuştur.

CACABEY (1240 -1301)

Ceceli aşiretinin beyi olan Emir Bahaddin Caca’nın oğlu olan Cacabey, 1240 yılında doğdu. Cacabey, Eskişehir emiri iken, bir süre Tokat’ta kaldıktan sonra Kırşehir’e Vali olmuştur. Mevlâna’dan övgü mektupları alan ve Hacı Bektaş-ı Veli ile iyi ilişkilerde bulunan Cacabey, Anadolu’da birçok hayır kurumu yaptırmış, onyedi cami ve zaviyeyi de onarıma almıştır.

1301 yılında Rum tekfurları ile yapılan savaşta şehit düşmüş, naaşı Kırşehir’e getirilerek 1272’de yaptırdığı medresenin yanındaki türbeye defnedilmiştir.

http://www.kirsehir.net/tr/content/1240-%E2%80%93-1301-cacabey-ve-gokbilim-medresesi/65

Cacabey Gökbilim Medresesi

Dünyanın ilk astronomi okulu olarak bilinen, 1272 tarihinde II. Gıyaseddin Keyhüsrev döneminde Kırşehir Valisi Nureddin Cibril Bin Cacabey tarafından rasathane olarak kullanılmak üzere yaptırılan, tarihi Kırşehir Cababey Medresesidir

DÜNYANIN İLK ASTRONOMİ OKULU

Türk-İslâm kültür ve medeniyetinin en muhteşem mimari özelliklerini yansıtan Cacabey Medresesi, Selçuklular döneminde dinî ilimler yanında müspet bilimlerin de öğretildiği bir fakülte olarak kullanılmış; gökyüzünün, güneşin, ayın, yıldızların hareketlerini inceleyen bir gözlemevi olarak yıllar boyu ayakta kalmıştır

Selçuklu dönemine ait Kılıçarslan oğlu Keyhüsrev zamanında Cebrail İbni Caca tarafından 1272 tarihinde Kırşehir’de yaptırılan Cacabey Medresesi, o dönemde astronomi çalışmalarının yapıldığı bir rasathâne olarak kullanılmıştır.

MODERN FÜZELERE BENZEYEN SÜTUNLAR

Bugün cami olarak kullanılan medresenin dış köşelerine yerleştirilmiş kıvrımlı köşe sütunları ilgi çekicidir. Binanın batı, kuzeydoğu ve kuzeybatı köşelerinde, duvara bitişik, alt tarafları değişik işlemeli füze biçiminde birer tane olmak üzere üst kısmı konik külahlı üç tane kule vardır. Bu kuleler zamanımızda kullanılmakta olan modern füzelerin 700 sene evvel Müslüman Selçuklu Türkleri tarafından savaşlarda kullanılan füzelerin maketini andırmaktadır. Bu sütun düzenlemesinin Anadolu Türk Sanatında başka bir örneği bulunmamaktadır.

Medresenin taç kapısı mimari bir şaheserdir ve iki renkli taştan yapılmıştır. Bu kapıdan, orta eksen üstünde olmayan beşik tonozlu giriş eyvanına, oradan da ana mekana geçilir. Ana mekan, yuvarlak açıklığı bulunan kubbe ile örtülüdür. Bu kubbenin üzeri daha sonraları camekânla kapatılmıştır. Güneyinde mescit olarak kullanılan ana eyvan yer alır. Bu eyvanda bir de mihrap bulunmaktadır. Ana mekanın solunda türbe, yan eyvan ve bir medrese odası; sağında ise, revaklar arkasında öğrencilerin yatakhâneleri olan odalar vardır. Küçük kapıdan da, kubbelere çıkılan merdivenlerin bulunduğu hücreye geçilir. Buradaki merdivenle ikinci kata çıkılır. Üst kat koridor üzerinde beşik tonozlu iki küçük mekandan oluşmaktadır.Ana mekanın sağ ve sol kenarlarda dörder tane olmak üzere sekiz tane küçük bölmeler halinde odalar vardır. Bunlardan üçü fazla uzun ve beşi murabbaa yakın müstakil planlıdır. Üstleri yine sivri tonozludur. Bu binanın kemerleri iki merkezli Türk Kemerleridir. Kapıların üstlerini profilli bir merkezli mümas kemerler, resmedilmiştir.

İLK RASATHANE

Gökbilim (Astronomi) araştırmaları yanında, hukuk, mantık, geometri, matematik, tarih, coğrafya, tefsir, hadis, tasavvuf; ayrıca Türk dili ve kültürünün öğretildiği Cacabey Medresesi, Kırşehir ve çevresinde zengin vakıfları olan geniş bir külliyenin bize ulaşan bir bölümüdür.

Anadolu Selçuklu Sultanı II. Gıyaseddin Keyhüsrev döneminde, Kırşehir emiri Nureddin Caca tarafından 1271-1272 yılları arasında yaptırılmıştır. Günümüzde cami olarak hizmet veren medresenin kubbesi açık ve altında su kuyusu vardır. Bu kuyuya akis eden yıldızlar tetkik edilirdi. Döneminde “astronomi yüksek okulu” olarak hizmet veren medrese, dünyada gayesine uygun gözlemevi olarak yapılan ilk yapıttır. Batı Türkistan’da Uluğ Bey’in rasathânesi neyse, Selçuklular zamanında Kırşehir Cacabey rasathânesi de o derece önemlidir.

MİNARE, GÖZLEM KULESİ OLARAK KULLANILMIŞ

Selçuklu devrinde yapılan medresenin taş işlemeli, tuğla örgülü, mozaik çinilerle süslü bir de kulesi vardır. Bugün, minare olarak kullanılmakta olan medrese kulesi: “gözlem kulesi” hizmeti görmüş, daha sonra minâreye dönüştürülmüştür. Minâreye çevrilmeden evvelki rasat kulesinin üzeri küp şeklinde bir kubbe ile kapalı idi. Rasat kulesin – minarenin – ışıl ışıl mavi firuze çinileri sebebiyle, halk, medreseye “Cıncıklı Cami” adını vermiştir. Minaresi; sınırlı tuğla ve çinilerle bezeli tek şerefelidir. Yapı, içten kubbe dıştan konik külahlarla örtülüdür. İçi beyaz siyah ve mavi çinilere bezenmiştir. Medrese, rasathane gayesine yönelik olarak yapıldığından üzeri tamamen kubbelerle doludur. Binanın ortasında toprak altında kalmış bir havuz mevcuttur. Kuyu şeklindeki bu havuza akseden yıldızlar üniversitede incelenirdi. Böylece yurdun çeşitli yerlerinden gelen öğrenciler burada astronomi araştırmaları yaparlardı. Ahmedî Gülşehrî ve Âşıkpaşa bu medresede okumuş öğrenciler arasında yetişmiş ilim adamlarından yalnızca birkaçıdır. Cacabey’e ait Arapça ve Moğolca 4 vakıfnâme bulunmaktadır. 1272 tarihli vakfiye, çok değerli bir içtimaî tarih vesikası olup; Kırşehir, Kayseri, Eskişehir ve dolaylarında yaptırdığı medrese, mescit, han, zaviye, mektep, türbe vs. eserler ile ilgili bilgiler bulunmaktadır.

10. GEZEGENİ YAKLAŞIK 1000 YIL ÖNCE KEŞFETMİŞLERDİ

Amerikalı bilim adamlarının 2003 yılında yerini saptayıp 2005 yılında dünyaya duyurduğu güneş sisteminin 10.gezegenin izleri Kırşehir’deki medresenin sutunlarında gizli. 1272 yılında yapılan Cacabey Medresesi’nin sütunlarında yer alan 10.gezegenin simgesi aslında Selçukluların astronomide ne kadar ileri olduğunu göstermektedir.

Amerikalı bilim adamları 2005 yılında yeni bir gezegenin keşfini duyurdular. Güneş etrafında döndüğü kesinleşen gökcismini astronomlar 2003 yılından beri takip ederek yörüngesini çıkarmaya çalışmışlar. Buz ve kayadan oluşan 2003 UB313 (Eris) geçici isim verilen yeni gezegen yaklaşık 3,700 kilometre çapında ve güneşe 14 milyar Km uzaklıkta olduğunu güneşin etrafını 560 yılda tamamladığını keşif etmişler. Nasa bu gök taşını 10.gezegen olarak kabul etti.

Oysaki 8 yüzyıl önce Anadolu Selçukluları’ın bilim adamları 10.gezegenin izlerini dünyanın ilk gözlem evi olan Cacabey Gök Bilim Medresesi’nde sütunlara kazımışlardı.

Günümüzde cami olarak kullanılan yapının giriş kapısının hemen karşısında sağlı sollu iki sütun bulunmaktadır. Bu sütunlar tespih tanenelerinin bir ipe dizilişi gibidir. Bir büyük küre , dört adet küçük küre , altı adet kesit kesik koninin yan yana gelmesinden oluşmaktadır. Bunlar gezegenleri sembolize etmektedir. Tüm bunlar Anadolu Selçuklular’da astronominin ne kadar gelişmiş olduğunun kanıtıdır.

Tüm Gönül Dostlarıma Sevgilerimle Sufizm ve İnsan

https://sufizmveinsan.wordpress.com/2014/02/20/cacabey-gokbilim-medresesi/

image002

image003

Cacabey Gökbilim Medresesi ‘Güneş Saati’ ilgi bekliyor

Kırşehir Cacabey Gökbilim Medresesi bahçesinde bulunan ve bakımsızlıktan harabeye dönen ‘Güneş Saati’ ilgi bekliyor.

‘Cacabey Gökbilim Medresesi ve Dünya Astronomi Yılı’ etkinlikleri nedeniyle 2009 yılında Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Astrofizik Araştırma Merkezi (ÇAAM) tarafından hediye edilen ‘Güneş Saati’ ilgisizlik ve sahipsizlikten beton kütlesine dönüştü.

Cacabey Medresesi bahçesinde bulunan 240×400 cm boyutlarında beton kütle üzerindeki ‘Güneş Saati’ geçen 5 yıl içinde ilgisizlik ve bakımsızlıktan, kenar fayansları döküldü. Çevresinde hiç bir koruyucu önlem alınmayan ve umumi tuvaletin hemen önünde bulunan ‘Güneş Saati’ üst kaplamaları ve saatin metalden yapılmış dikey çubuğu eğilip bükülerek kullanılmaz hale geldi. 

‘Cacabey Gökbilim Medresesi ve Dünya Astronomi Yılı’ nedeniyle 2009 yılının 30 Mart-5 Nisan tarihleri arasında Türkiye’nin de içinde bulunduğu 140 ülkede astronomi ile ilgili faaliyetler yapılmıştı. Düzenlenen etkinlikler kapsamında Cacabey Gökbilim Medresesi bahçesine Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Astrofizik Araştırma Merkezi (ÇAAM) tarafından sadece üç tane üretilen güneş saatlerinden bir tanesi, Ahi Evran Üniversitesine hediye edilerek Cacabey Medresesi bahçesine kurulmuş ve törenle açılışı yapılmıştı.

https://www.cihan.com.tr/tr/cacabey-gokbilim-medresesi-gunes-saati-ilgi-bekliyor-1863978.htm 

Kirsehir Cacabey Gokbilim Medresesi bahcesinde bulunan ve bakimsizliktan harabeye donen Gunes Saati' ilgi bekliyor.

Kirsehir Cacabey Gokbilim Medresesi bahcesinde bulunan ve bakimsizliktan harabeye donen Gunes Saati' ilgi bekliyor.

Kirsehir Cacabey Gokbilim Medresesi bahcesinde bulunan ve bakimsizliktan harabeye donen Gunes Saati' ilgi bekliyor.

Kirsehir Cacabey Gokbilim Medresesi bahcesinde bulunan ve bakimsizliktan harabeye donen Gunes Saati' ilgi bekliyor.

Kirşehir Cacabey Gökbilim Medresesi bahçesinde bulunan ve bakımsızlıktan harabeye dönen ‘Güneş Saati’ ilgi bekliyor.

Paylaş:

Yorumlar

Yorum yap