305) BİLGE KAĞAN’IN HEYKELİ BULUNDU

Yayin Tarihi 25 Eylül, 2008 
Kategori TÜRK DÜNYASI

Bilge Kağan’ın heykeli bulundu

image00126.jpg

Yaklaşık 1.5 milyon kilometrelik alanı ile Türkiye’nin iki katı büyüklüğünde coğrfyaya sahip olan Moğolistan’ın çeşitli bölgelerinde arkeolojik kazı izni bulunan Kül Tigin Derneği’ne bağlı kazı ekipleri, araştırmalarından birini, başkent Ulan Bator’un 365 kilometre kuzeybatısında, Orhun Anıtları’nın bulunduğu Orhun Vadisi’nde sürdürüyor.

Kazı çalışmaları, başkanlığını, ülkenin önemli bankalarından Anod Bank’ın yönetim kurulu başkanı Davaa Myamaa’nın yürüttüğü Kül Tigin Derneğince finanse ediliyor.

Moğolistan Milli Üniversitesi Arkeoloji-Antropoloji Bölümü’nden 30 kişinin katıldığı, aralarında ülkenin tanınmış arkeologlarından Prof. Dr. Batsaikhan Zagd’ın da yer aldığı kazı ekibine, yine tanınmış Moğol arkeolog Prof. Dr. Bor Cugder başkanlık ediyor.

Prof. Dr. Bor Cugder, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Orhun Irmağı yakınlarındaki Bilge Kağan ve Kül Tigin anıtlarının batısında, anıtlara yaklaşık 2 kilometre uzaklıktaki bir kurganda kazı çalışmalarını sürdürdükleri anlattı.

Ekibin, Arhangai vilayeti Haşat ilçesi sınırları içindeki Şevit kurganında kazılara 18 Haziranda başladığını belirten Moğol bilim adamı, kurganın iç içe iki bölümden oluştuğunu söyledi. Dış duvarların bir kenarının uzunluğunun 36 metre, iç duvarların bir kenarının uzunluğunun 24 metre olduğunu açıklayan Prof. Dr. Cugder, “Şevit kurganı, şimdiye kadar dünyada bulunan en büyük kurgan” dedi.
Kazı çalışmaları için hükümetten izinlerin alınmasının ardından önce çevre çalışması yaptıklarını belirten Prof. Dr. Cugder, arkasından jeofizik araştırmaları tamamladıklarını, bunların olumlu sonuçlanması üzerine de haziran ayında kazı çalışmalarına başladıklarını anlattı.

BİLGE KAĞAN HEYKELİ

Prof. Dr. Bor Cugder, Şevit kurganında süren çalışmalar sırasında buldukları heykelin Bilge Kağan’a ait olduğunu öne sürdü.

Kazı çalışmaları sürerken, kurganın ana duvarlarının açılmasının ardından önce heykelin ayak kısmını bulduklarını anlatan Moğol bilim adamı, ilk aşamada, bulunan bu parçadan, heykelin kime ve hangi döneme ait olduğu konusunda bir sonuca varamadıklarını dile getirdi.

Kısa bir süre sonra heykelin diğer parçalarını bulan kazı ekibinin başkanı Prof. Dr. Cugder, “Diğer parçaları da birleştirince, heykelin Bilge Kağan’ın heykeli olduğu sonucuna vardık” dedi.
Prof. Dr. Cugder, bu sonuca nasıl vardıkları konusunda ise şöyle konuştu:

“Öncelikle Orhun Vadisi, Göktürklerin anayurdu. Bulduğumuz heykel, Bilge Kağan ve Kül Tigin anıtlarına çok yakın mesafede. Kazı yaptığımız Şevit kurganı ile anıtlar arasında sadece 2 kilometrelik bir mesafe var.

Heykelde, Tabgaç işçiliği de görünüyor. Buradan, heykelin yapımında, bir başka Türk soyu olan Tabgaçların da yardımının olduğu ortaya çıkıyor.
Heykelin Bilge Kağan’a ait olduğu sonucuna varmamızın bir başka sebebi de heykelde şapka olmamasıdır.”

Prof. Dr. Cugder, Bilge Kağan heykelinin bulunduğuna yönelik ilk kez açıklama yaptıklarını da kaydetti.

Öte yandan, Moğol arkeoloji ekibinin bulduğu heykel 3 parça halinde. Ayaklarının olduğu kısım halen kazı alanında bulunuyor. Baş ve gövdesi ise kazı alanına yakın kampta muhafaza ediliyor. Heykelin boyu ise yaklaşık 140 santimetre. 

HUN, TÜRK VE MOĞOL İMPARATORLUKLARINI KURANLAR AYNI KÖKTEN İDDİASI

Kazı çalışmalarını organize eden Kül Tigin Derneği Başkanı Davaa Nyamaa ise AA muhabirine yaptığı açıklamada, “tarih araştırıldığında Türk ve Moğolların birlikteliğinin, aynılığının görüldüğünü” iddia etti.

“Hun, Türk ve Moğol imparatorluklarını kuranlar aynı kökten geliyor” diyen Nyamaa, gerek daha önce ortaya çıkarılan buluntuların, gerekse yeni bulunan Bilge Kağan heykelinin, bu durumu kesinleştirdiğini vurguladı.

“Moğolistan, kapalı bir mücevher kutusudur” diyen Davaa Nyamaa, bu kutunun açılmasında Moğolistan ve Türkiye’nin elbirliği içinde olması gerektiğini, bunun da sadece tarihi ve kültürel alanlarda değil, tüm alanlarda gerçekleştirilmesi gerektiğine dikkati çekti.

BİLGE KAĞAN

Bilge Kağan, 683 yılında doğdu. Babası, Göktürk Devleti’ni yeniden kuran İlteriş Kutlug Kağan, annesi İlbilge Hatun’dur.

8 yaşında babasını kaybeden Bilge Kağan, 24 yıl boyunca Göktürk Kağanlığı yapan amcası Kapagan Kağan’ın elinde büyüdü. Amcası öldüğünde yerine geçen oğlu İnal’ı devirerek 32 yaşında Göktürklerin başına geçti.

Devletin yönetimine alan Bilge Kağan, önce iyi bir yönetim oluşturmayı hedefledi. Bu amaçla ordunun başına, 31 yaşındaki kardeşi Kül Tigin’i, vezirliğe de Tonyukuk’u getirdi.

Gerek milletini yerleşik hayata geçirme, gerekse Türkler arasında  Budizm’i yayma düşüncelerinden, Tonyukuk’un, “yerleşik hayata geçen Türklerin güçlü Çin’e karşı güçsüz kalacağı ve yenilerek Çinlilere tutsak olacağı”, “Budizmin de Türk insanındaki hükmetme ve iktidar duygusunu zayıflatacağını, bu dinin ve tapınaklarının ülkeye sokulması halinde Türk milletinin yaşamının sona ereceği” uyarıları üzerine vazgeçer.

Kağanlığı döneminde Göktürk Devleti’nin sınırları Çin’in Şun-Tung Ovası’ndan İç Asya’da Karaşar bölgesine, kuzeyde Bayırku sahasından Ani Irmağı havalisi ve Batı Demir Kapı’ya ulaştı.

Önce veziri Tonyukuk’u, ardından da kardeşi Kül Tigin’i kaybeden Bilge Kağan’ı, Çinlilerle iş birliği yapan bakanı Buyrak Cor zehirledi. Yatağında hasta yatarken, kendisini zehirleten bakan ve yardımcısını öldürten Bilge Kağan 25 Kasım 734’te öldü. 

BİLGE KAĞAN ANITI

Orhun anıtlarından biri olan Bilge Kağan anıtı, ölümünden sonra 735 yılında oğlu Tenri Kağan tarafından dikildi. Diğer anıt olan Kül Tigin anıtı ile aralarında bir kilometre mesafe bulunuyor.
Göktürk yazısı kullanılan anıtın yüksekliği 3.80 metredir. Doğu yüzünde 41 satır, güney ve kuzey yüzlerinde 15’er satır yer almaktadır. Batı yüzünde ise Çince bir yazı bulunmaktadır.

Anıttaki yazıların bazı bölümleri Kül Tigin anıtından aktarılmıştır. Kül Tigin anıtından farklı olarak Kül Tigin’in ölümünden sonraki olaylar da anlatılmaktadır. Yollug Tigin tarafından yazılmıştır.
Anıttaki yazılarda, Bilge Kağan’ın, yönetimde olduğu süre içinde yaptıkları, halkına öğütleri, savaşları, Türk kültürü ve toplum hayatı yansıtılmaktadır.

BİLGE KAĞAN’IN HAZİNESİ 7 YIL ÖNCE BULUNMUŞTU

Moğol arkeologlarının heykelini bulduklarını öne sürdükleri Bilge Kağan’ın hazineleri de Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı’nın (TİKA) sürdürdüğü çalışmalar sonucunda, 2001 yılında bulunmuştu.

Amerika’dan Japonya’ya dünyanın tüm arkeologlarının peşinden koştuğu Bilge Kağan hazinesini bulmak için Amerikalılar uyduları da devreye sokmuş ama bir sonuç alamamıştı.

TİKA’nın desteğiyle 1997 yılında başlatılan “Moğolistan’daki Türk Anıtları Projesi” çalışmalarına katılan Türk arkeolog ve tarihçiler, 2001 yılında, Bilge Kağan külliyesindeki sunak civarında yaklaşık 4 bin 500 altın ve gümüş parçadan oluşan eserler ortaya çıkarmıştı.

Eserler arasında Bilge Kağan’ın anka kuşu motifleriyle süslü tacı da bulunuyor.
Tek parçasına bile değer biçilemeyen hazine “dünya mirasları” listesinde yer alıyor

A.A.

Paylaş:

Yorumlar

“305) BİLGE KAĞAN’IN HEYKELİ BULUNDU” yazisina 6 Yorum yapilmis

  1. ZÜHAL ASMA yorum tarihi 25 Eylül, 2008 07:57

    GÖKHAN EVLAT!
    TÜRK ARKEOLOGLAR 2001’DE BULUNMALARI GEREKEN YERDEYMISLER:)OKURSUN UMARIM.
    *NE MÜKEMMEL HEYKELDEGİLMİ:)BAYILDIM.SABAH GÜNES DOGARKEN:) BU YAZIYI OKUMAK BANA ÖZEL BİR HUZUR VERDİ.OH!NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE:)ORALARAMI GİTSEK?
    BURDA HUZUR KALMADI:(

  2. Mehmet Ali Sulutaş yorum tarihi 25 Eylül, 2008 13:41

    Doğal olarak toprak ananın koynunda, bilinçli olarak da kimilerinin beyinlerinin perde arkasında saklı olan değerlerimiz ortaya çıktıkça hem Türk soyunun bilime, sanata, kültüre, dile ve dolayısıyla insanlığa yararlı hizmetler verdiği anlaşılacak hem de aşınmaya terk edilen kimliğimiz, benliğimiz yeniden değer kazanacak. Böylece, birlik ve dirlik içinde dayanışma anlayışıyla barış, sevgi ve hoşgörü düzlemlerinde yerimizi pekiştireceğiz…

    Sabah olsa da kalksak, ne kadar güçlü ve değerli olduğumuzun farkına varsak!..

    Mehmet Ali Sulutaş (MBA, İktisatçı)
    Öğrenciliği bitmeyen, gönüllü emekli eğitimci
    Türkçeyi koruyup yaşatmaya çalışan bir sevdalı
    Mersin STK Platformu Kurucu-Eşgüdümcü Başkanı
    Türk Arap İşadamları Derneği Kurucu Genel Sekreteri
    AB Çeviri İşletmeleri Dernekleri Konfederasyonu Üyesi
    Tüm Çeviri İşletmeleri Derneği Kurucu Genel Sekreteri
    Türk Birleşik Devletleri (TurkBirDev) Girişimi Kurucu üyesi
    Türkçeyi, suyu, elektriği, zamanı akıllı kullanan, aklını akıllı kullanır…

    Bilgi: Yeni kitabım ‘Ana Sütüm Türkçe’ yayımlandı ve kitapçılarda satışa sunuldu…
    Kapak: sulukitap.jpg (8k) [View] ve anas_t_.jpg (3k) [View]

    Film.wmv (3.8MB) Yüreğimi küreğimi, havamı tavamı seveyim…

  3. Şuayip ÖĞRETİCİ yorum tarihi 25 Eylül, 2008 13:58

    bu yazıyı hazırlayan çok teşekkür edrim. okuyunca geçmişe olan düşkünlüğüm günden güne artıyor. bu yazıdan diğer anladğım türk arkeologların tarıhıne sadık ve atalarına sahıp çıkmaları..

  4. Gökhan BOZKURT yorum tarihi 25 Eylül, 2008 23:54

    Evet muhteşem bir haber, Sayın KARAHAN Hocam; gene “İlk”leri sitenizde gördüm, çok memnun oldum. “Türk Dünyası” yavaş yavaş şekil almaya başladı bilinçli arkeologlarımız ve talebeleri sayesinde.

    Dünya tarihçilerini bir korku sarmaya başlamıştır şimdiden yavaş yavaş, “Dünya Tarihi” yeniden Türk ağırlıklı olarak yazılacak diye.

    Bu Çin taraflarındaki pramitlerden bahsetmiştiniz Hocam; konu çok gerilerde kaldı. Hani bir öneride bulunmuştum, oralara bir gezi düzenlenmesi ile ilgili olarak.

    Şimdi yanımızda bizimle gelmek isteyen insanlar da çoğaldı hem. En önemlisi de Değerli Zühal Ablam var. Bakınız Atavatan’a gitme taraflısı.

    Gerçi ne pahasına olursa olsun benim oralara mutlaka gitmem lazım. Vey Nehri’nin kenarından seyretmeliyim Tanrıdağları’nı. Mete’nin, Kürşat’ın, Kül Tigin’in, Bilge Kaan’ın ayak izlerini görürüz oralarda. Belki de; Atsız Atamız ile Ulu Başbuğumuzu da görürüz Mete’nin otağında.

    (Bu vesile ile Mehmet Ali SULUTAŞ Beyefendi ile de tanışmış olduk, kitaplarını edinip okuruz inşallah.)

  5. ZÜHAL ASMA yorum tarihi 26 Eylül, 2008 13:47

    AZ KALDI..YASARSAK?GİTMEK EN HAYIRLISI..ORADA ÖLENİ HEMEN ORADA GÖMERİZ..YASADIGIMIZ KADARI YETER.BURADAKİ BERBAT OYUNLAR:( COGALDIKCA..YÜREKLERİMİZDE DAMAR KALMADI..PARCALANIYOR..HER TARAFIMIZ.AGRIYOR,TAA EN DERİNİMİZ:((
    HUZUR YOK!
    YALAN+İNKAR COK!!!!!!!
    *BU EN TEHLİKELİ DURUMDUR!
    ADI GÜZEL EVLAT GÖKHAN, YARADAN SİZLERİ SAGLIKLI YASATSIN,DOGRU İNSANLARLA KARSILASTIRSIN.BU MÜBAREK KADİR GECESİNE İNANCIMLA DUA EDECEGİM.
    HOSKALINIZ,TÜM ÜLKE DOSTLARI.VAROLUNUZ.
    ”CİN!DEYİNCE..!TİBET!GÖKHAN,TİBET?OLMALI..CSİNDE BİR DOSTUMUZ VAR..O MİHMANDARLIK YAPAR”

  6. salilh tekbıçak yorum tarihi 25 Ekim, 2008 03:51

    SANKİ DÜNYAYA YENİDEN GELDİM O KADAR ÇOK HAFİFLEDİMKİ ADETA UÇUYORUM YIMAZ HOCAM SİZE ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM MUAZZAM EMEK ÇEKİYORSUNUZ RABBİM YARDIMCINIZ OLSUN TÜM GEÇMİŞ BÜYÜKLERİMİZİN İZLERİNE KAVUŞMAK UMUDUYLA SİZİ RABBİME EMANET EDİYORUM SAYGILARIMLA

Yorum yap