286) BİR RÜYA GÖRDÜM!
Yayin Tarihi 20 Ocak, 2012
Kategori SOSYAL
BİR RÜYA GÖRDÜM!
Dün gece bir rüya gördüm, etkisinden hala kurtulamadım! Allah hayırlara vesile kılsın. Rüyamda:
“Derin bir boşluk içinde parlak aydınlıklar ve zifiri karanlıklar birbirlerine giriyor… Sonsuzluk gibi bir yerden bir ses geliyor ‘Araf, araf’ diye. Renkler sanki boğuşuyor. Gözleri kamaştırıcı bir beyazlık tüm boğuşan renklerin üzerine geliyor ve her yeri kaplıyor”
Uyandığımda yastığım sırılsıklam ter içindeydi… Tekbir ve salâvat getirerek abdest aldım ve rüyamın ne olduğunu anlamaya çalıştım. Aklıma “A’raf” suresi geldi. “A’raf”, Cennetle Cehennem arasında bir yer olarak biliyordum.
Merhum Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kur’an tefsirine müracaat ettim. 206 ayetlik 7.sure… 1. Ayeti “Elif, Lam, Mim, Sad.”
Sure’nin tefsirini okuyunca, Allah’ın gazabından rahmetine ve merhametine sığınırım…
Sure’de ne mi var?
Kavimlerin helakini anlatıyor!
Aslında bütün bu olayları biliyordum. Sohbetler de anlatmış veya dinlemiştik… Ancak ilk defa içim titreyerek kavimlerin neden, nasıl helak edilişini farklı duygularla okudum. Tövbe ettim. Allah’tan kendim ve Milletim için merhamet diledim…
Kısaca kavimlerin helak sebeplerini açıklamak gerektiğine inanıyorum. A’raf Suresinde; Nuh, Ad, Semud, Lut, Medyen ve Firavun kavimlerinin nasıl yok olduğu anlatılmaktadır.
Nuh Kavmi: Hak yoldan ayrılıp putlara ve maddeye tapınan topluma, Nuh(a.s.) imana ve doğruluğa davet eder. Sapkınlıktan vaz geçmeyenler Peygamber’i yalanlarlar ve mazlumlara işkenceye devam ederler. Nuh’a oğulları Sam, Ham, Yafes ile küfürden uzaklaşanlar inanır. Nuh’a “Yam” adlı oğlu inanmaz. Nuh’un yaptığı gemiye her çeşit hayvandan birer çift alınır. Tufan 6 ay sürer. Tüm yeryüzü sular altında kalır. Tufan bittikten sonra gemi Cudi dağına oturur. Bundan sonra insan nesli Nuh’un üç oğlundan türedi. Arapların, Farsların ve Rumların babası “Sam”. Siyah ırkın babası “Ham”. Türk ırkının babası ise “Yafes” tir. Nuh(a.s) ikinci Adem denmiştir.
Ad Kavmi: Yemen tarafındaki Hadramut mevkiinde Ad kavmi yaşıyordu. Bunlar imarda ve şehircilikte çok ileri idiler. Toplum doğruluktan ayrılıp zevk ve sefahat içinde maddeye ve putlara tapmaya başladı. Uyarıcı olarak Hud(a.s.) gönderildi. Şirkten ve sapkınlıktan vaz geçmeyen Ad Kavmi, şiddetli bir rüzgar ile görkemli binalarıyla birlikte yok oldu. İman edenler Hud(a.s) ile birlikte kurtuluşa erdi.
Semud Kavmi: Şam ile Hicaz arasında Hicr denilen yerde Semud kavmi yaşıyordu. Dağlarda sağlam evler yaptılar. Kayaları oydular, kaleler inşa ettiler. Güçlendiler. Mazlumları ezdiler, sapıttılar. Salih(a.s.) Semud Kavmini hakka ve doğruluğa davet etti. Sürekli çağrıda bulundu. Ancak Peygambere az kişi inandı. Peygamberin sesine ve sözüne hakaret ettiler. Sonunda semadan şiddetli bir ses geldi ve tüm inkarcılar hemen söndü. İnananlar Salih(a.s) ile birlikte Mekke’ye gitti.
Lut Kavmi: Sedom halkı zenginlik içinde yolsuzluk, küfür ve fuhuş yaparak yaşıyordu. Lut(a.s.) onları doğru yola çağırdı. Peygambere hakaret ettiler. Peygamber inananlar ile birlikte şehirden ayrıldı. Sedom şehrinin üzerine ateş ve taş yağarak büyük bir zelzele ile hastalıklarıyla birlikte yok oldular.
Medyen Kavmi: Şam civarında Medyen ve Eyke halkı yaşıyordu. Bunlar adaleti güçlülerin menfaatlerine göre kullanıyor, yalan ve inkarda sınır tanımıyorlardı. Şuayb(a.s.) Medyen ve Eyke halkını güzel sözlerle doğruluğa davet etti. Ancak inanmadılar. Peygamber ile alay ettiler. Peygamber inananlar ile birlikte bölgeden ayrıldı. Eyke halkı sıcaktan kavrularak, Medyen halkı ise ses ile helak oldu.
Musa(a.s.) ile Firavun arasında geçen olayda Firavun’un ordusu ile birlikte Nil nehrinde yok oluşunu da hatırlayalım…
Bütün peygamberler iyiliği ve güzel ahlakı emretmiş. Kötülükten ve sapkınlıktan kaçınılmasına uyarılarda bulunmuştur.
Bu ibretleri yeniden anladıktan sonra ister istemez sosyal yaşantımızı sorgulamak durumunda kalıyorum!
“İçimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden, bizi helâk eder misin, Allah’ım?” (A’râf Suresi 155)
Nasıl sormalıyım?
Nasıl sorgulamalıyım?
Bilemiyorum!
Bildiğimiz, gördüğümüz ve medya aracı ile haberdar olduğumuz kısıtlı bilgilerle yaşamın her alanında hissedilir derecede insani, milli ve dini değerlerin yozlaştırıldığıdır.
Para, menfaat, makam, şan ve şöhret kazanmak için her türlü uygunsuz ilişkileri meşru olarak kabul etmek ve bu uğurda yaşamak alçaklıktır!
Kul hakkına tecavüzden korkmayan, insanların varlığına saygı göstermeyen, hakka riayet etmeyen, küfrü, yalanı ve inkârı ahlak edinerek kazanım elde eden şeytanın kölelerini “Helal olsun adama, işini biliyor” diye takdir etmek toplum olarak bitmektir…
Biz buna müstahak mıyız?
Ahlaki değerleri terk ederek kul haklarına tecavüz edersen veya edenlere itiraz etmezsen susuz ve gübresiz kalan bir toprak gibi çoraklaşarak çatlayıp dağılanlardan olursun!
Unutmayalım ki!
Tarih, özünden ve ahlaktan uzaklaşan toplumların kayboluş çığlıkları ile doludur.
YILMAZ KARAHAN
Yorumlar
“286) BİR RÜYA GÖRDÜM!” yazisina 1 Yorum yapilmis
Yorum yap
zamanimiz geldi gibi butun olan bitenler gorunce belki olur imansizlar dusunsun