259) KAFKASYA

Yayin Tarihi 19 Eylül, 2008 
Kategori KATEGORİLENMEMİŞ

KAFKASYA

GÖRÜNTÜ: İki kutuplu Dünya’ya gidiş

GERÇEK: Kafkasya’da Çarlık Rusya’sı politikalarına dönüş

Gürcistan’ın Güney Osetya’ya düzenlediği operasyon sonrası, Rusya Federasyonu (RF)’ nun karşılık vererek Gürcistan’a girmesiyle başlayan ve bir anda global krize dönüşen tırmanma (eskelasyon) ortamı bir anda iki kutuplu soğuk savaş dünyasına doğru açılan kapının aralanmasına neden oldu. Gerçekten de iki kutuplu bir dünyaya geçiş miydi, bu yapılan ya da yapılmak istenen… Tam da Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ)’nün Rusya’yla beraber büyük ağabeyi konumundaki Çin’in ve tüm dünyanın olimpiyatlara kilitlendiği bir zaman diliminde yapılanlarla öyle bir görüntü mü verilmek istenilmişti? Özellikle Uygur Türklerine ve Tibetlilere karşı yapılan insan hakları ihlallerinde ilk sırayı alan Çin, bir şekilde enterne edilmeğe mi çalışılmıştı? Bilinmez. Pekin olimpiyat tarihi olarak seçilen üç sekizin biraraya gelişindeki anlamlı ifade olmasa neredeyse olimpiyatların varlığından bile haberi olmayacaktı dünya milletlerinin. Batının büyük metropollerinde ve başkentlerinde başta Newyork, Washington Londra, Paris’te Çin’in insan hakları ihlallerine karşı gösteri ve yürüyüşler düzenlenmişti. Belki de bu Çin’in bir de öteki yüzünü göstermesi bakımından bir fırsattı, örneğin Çin’in özellikle de Uygur Türklerine yaptıklarını dünya uluslarıyla paylaşmak… Ancak üzülerek ifade etmek gerekir ki, Newyork’da bizzat tanık olduğum ünlü 42. Caddenin Hudson Körfezine bakan kısmında korunmalı Çin Konsolosluğu önünde Tibetlilerin yapmış oldukları gösteri, Tibetliler kısık da olsa seslerini duyurmasını biliyorlardı, ya biz … Türk’ün örgütsel ve kişisel davranış biçimine işlemişti, “Ağır Ol Da Molla Desinler” yaklaşımı, bir türlü çığırtkan ulus olamamıştık kal-u beladan beri…Bu ve buna benzer gösteriler, Uygur Türklerine karşı yapılanları haykırmak, dünyanın büyük metropollerinde olmadığı gibi, Türkiye’de de pek yankı bulamamıştı. Manevi destek açısından soydaşlarımıza karşı yapılanları hemen her türlü zeminde haykırabilmek Türkiye’nin vazgeçilmezlerinden olmalıydı, ama cılız bir ses dahi yükselememişti.

Gürcistan’ın Güney Osetya’ya saldırısı başladığında Putin olimpiyatlardaydı, Medvedev ise tatildeydi. Herkes, olimpiyatın beş kıtayı gösteren dairelerine ve olimpiyat tarihi üç sekize kilitlenmişti. Gürcistan ordusu karşısında zayıf Osetya ordusu çöktü, ancak Rusya böyle bir olayı bekliyordu, her türlü olasılığa karşı ihtimâlât(contingency plan) planları vardı, olmalıydı.Diğer bir ifadeyle B,C planları vardı, önceden hazırlıklıydılar. Gürcistan’ın küçük ordusunu alt eden ani askeri karşılığı, karşı koyma refleksi bu nedenle anında oluşmuştu. Rusya Devlet Başkanlığı Uluslararası ve Kültürel ilişkiler Bölümünün eski Başkanı Modest Kolerov da Vedomisti gazetesine açıklamada bulunurken, Gürcistan’ın Güney Osetya’ya yönelik olası saldırısına karşı Rusya’nın planının çok önceden hazır olduğunu savunmuştu. Güney Osetya’da olası bir çatışmaya karşı Kremlin planının önceden hazır olduğunu belirten Kolerov, “Bunun en büyük ispatı, uzun süre gerektiren askeri operasyonun tüm bürokratik engelleri aşarak çok hızlı bir şekilde başlamasıdır. Kremlin’in bundan sonraki olası gelişmeler için de planı hazırdır. ” diye konuşmuştu. Maddi delil olarak da iki Osetyalı askerin cep telefonu görüşmelerinden Rus Ordusunun çok önceden Güney Osetya’ya yerleşmiş ve askerî yığınak yapmış olduğu kitle iletişim araçlarının önde gelen haberleri arasında yer aldı..  

Biraz daha ileri gidersek, bu konuda ince eleyip sık dokuyanların değerlendirmeleri bu karşı koyuştan ABD’nin bile haberi olduğu yönündeydi.Brookings Entitüsü tarafından 14 Ağustos 2008 tarihinde düzenlenen toplantıda konuşan Georgetown Üniversitesi Avrasya Stratejisi Projesi Direktörü Cory Welt son çatışmaların bölgeye uluslararası barış gücü gönderilmesini isteyen Gürcistan‘ı haklı çıkardığını söylemişti. Welt Gürcistan‘ın Rusya’nın karşılık vereceğini bildiği halde Güney Osetya’ya saldırmasının arkasındaki giz perdesinin ise devam ettiğini ima etmedenbir çırpıda söylemişti.Aynı toplantıda konuşan Carnegie Vakfı Rusya ve Avrasya politikaları uzmanı Martha Brill Olcott ise Rusya’nın Gürcistan‘a karşı giriştiği harekatın önceden planlandığına inandığını belirtmekten geri kalmıyordu.[1]

Günümüzde Kafkasya’da tırmanan askeri gerilim ise iki kutuplu dünyanın yeniden canlanması değil, aksine yerküremizin “çok kutupluluk” yönünde hızla ilerlemekte olduğunun bir belirtisidir. 2-4 Nisan 2008 tarihlerinde Romanya’nın başkenti Bükreş’te tarihinin en büyük katılımıyla gerçekleşen NATO Bahar zirvesinin bir önemli özelliği de, algılama eğilimlerinin sınandığı bir toplantı olmasıydı. Rusya’nın katılımıyla bu algılama eğilimi öyle bir yapıya büründürülmüştür ki, bu bir anlamda petrol ve doğalgaz sayesinde ekonomik yapısı iyice güçlenen, askeri gücüyle birlikte soğuk savaş dönemini aratmayacak bir biçimde süper güç konumu perçinlenen Rusya ile ABD’nin rekâbetine sahne olmuştur. [2]Hemen ardından yapılan 2014 Kış olimpiyatlarının yapılacağı SOÇİ liman kentindeki toplantıyla dünya çıkar alanlarının paylaşılması meselesinin Moskova ve Washington tarafından masaya yatırılması bu savı güçlendirmiştir. Burada yapılan açılım İkinci Dünya Savaşından sonrası yerkürenin askerî coğrafya açısından dualist bölümlendiği Yalta Konferansından çok daha farklı bir durumu dikte ettirmektedir. Soçi toplantısının en önemli özelliği ekonomik gelişmelerin ağırlıklı olarak yönlendirdiği bu yeniden yapılanmaya gidişte çıkar alanları ön plana çıkmış bulunmasıdır. Bu durumun dünya algılamasındaki kurgulanması ise; iki kutuplu dünyaya gidiş görüntüsü verilmesidir. Bu öylesine bir gidiştir ki, tek başına dünyanın % 55 savunma sanayini elinde bulunduran ABD’nin başta hava savunma füze sistemini (Patriot PAC 3,THAAD) ABD’nin savunma bütçesini %65’ni harcayan NATO ülkelerine satması RF’nun S 300 ve S400 görüntüsünün verilmesi bu savımızı güçlendirdiği gibi, bu açılımın eserini de ortaya koymaktadır.


Prof. Dr. Esat Arslan


[1] Amerikanın Sesi Radyosu(Voice of America), 15.08.2008

[2] Esat Arslan , “NATO’nun Bükreş Zirvesinin Ardından Yeni algılamalar”, 2023 Dergisi, Sayı 84, Ankara, 15 Nisan 2004, s. 37

Paylaş:

Yorumlar

“259) KAFKASYA” yazisina 1 Yorum yapilmis

  1. ZÜHAL ASMA yorum tarihi 19 Eylül, 2008 11:38

    * E!O VAKİT HEMEN BASLAYALIM!:)
    -KLASİKLERİ OKUMAYA::))
    –CÜNKÜ **ZAMAN BASKA TÜRLÜ GECMEEZ**
    AGIR AGIR…İCİMİZİ KASVET BASAR ARTIK..ZATEN BASTIDA:(
    *BİN CESİT DÜSÜNEN==
    VEDE;
    BİR PARTİ İCİNDE OLUPDA, BUNU SAYGISIZCA İFADE EDEBİLEN:(
    -KİSİLERİN KENDİ FİKİRLERİNİ YETKİLİ BULDUKLARI!
    **ORTAMDA, ASLA EREK GERCEK OLAMAZ!DOGRUYA ULASILAMAZ!
    BAKINIZ B.BAKAN’A;BRAVO!SADECE O KONUSUYOR!VEDE ZATEN ONADA SADECE BİRKAC KİSİ ÜLTİMATOM VERİYORSA, GÖRDÜGÜNÜZ GİBİ!!
    -SIMSIKI KİLİTLENMİS VAZİYETTELER.KUTLAMAK GEREK.
    -GERCİ O HEPSİ ADINA KONUSUYOR YA.
    HAYIRLISI ALLAHDAN..
    ÖYLEMİ?GENCLER!
    FARZEDİNKİ BÜYÜKLERİNİZİN HEPSİ ÖLDÜ..

    *YAZIN ALLAH ASKINA SİZLER!GENCLER!NE YAPARDINIZ?

Yorum yap