258) TÜRKMENİSTAN’DA NELER OLUYOR?
Yayin Tarihi 19 Eylül, 2008
Kategori KATEGORİLENMEMİŞ
TÜRKMENİSTAN’DA NELER OLUYOR?
Türkiye’nin dostu ve kardeşi Türkmenistan’da yaşananlar endişe verici boyutlara ulaşmıştır. Sapar Murat Türkmenbaşı’nın 21 Aralık 2006 tarihinde kalp krizi sonucu vefat etmesiyle onun yerine gelen Gurbangulu Berdimuhammedov bir yandan ülkeyi tarafsızlık politikasından yavaş yavaş çıkarma yönünde adımlar atarken, diğer yandan Türkmenistan’a internet gibi kısmi özgürlüklerin girmesine izin vermiş ama bunun dozu çok sınırlı kalmıştı. Dolayısıyla da Türkmenistan iç politikasında yaşanan olaylar dünya basınına çok fazla yansımamaktadır.
Kafkasya savaşından sonra önemi daha da artan doğalgaz boru hattı projesi Nabucco’nun stratejik kaynak sağlayıcısı ülke konumunda değerlendirilen Türkmenistan için istikrarın önemi her zamankinden daha fazla ön plana çıkmışken ülkeden gelen çatışma haberleri dikkatlerin Türkmenistan’a yönelmesine sebep olmuştur.
Çeşitli haber ajanslarına yansıyan bilgilere göre Türkmenistan’ın Başkenti Aşgabat’ın değişik yerlerinde muhtemelen birbirinden bağımsız iki olay meydana gelmiştir. Bunların ilkinde Aşkabat’ın dışındaki Hitrovka (Moskova’daki aynı isimli bir semtten ismini almıştır) semtinde 12-13 Eylül tarihleri arasında çıkan çatışmalarda en az 50 güvenlik görevlisinin ve isyancının öldüğünü, çok sayıda sivilin de hayatını kaybettiğini bildirilmektedir. Çatışmaya girenlerin Vahhabist örgüt üyesi olduğu ve Türkmenistan’da geniş bir örgütlenme ağına sahip olduğu bildirilmektedir. Ayrıca birkaç gün önce isyan eden bir kısım askerlerin orduya ait silah ve tanklara el koyması ve bu gruba katılmasıyla da çatışmaların boyutu değişmiştir. Çatışmalara katılan grubun üye sayısının 150-200 kişiyi bulduğu ve grupta keskin nişancıların bulunduğu da bildirilmektedir. Çatışan grup oldukça iyi askeri eğitim almış ve bu sebeple de Türkmenistan’ın en seçkin birliklerine önemli kayıplar verdirebilmiştir.
İkinci olayda ise (yukarıdaki iki olayla bağlantısı olmadığı düşünülmektedir) uzun süredir maaş alamayan Türk işçilerin greve başlaması ve şantiyeye çok sayıda ambulans gelmesi ile gerginliği artmasına katkıda bulunmuştur. Hatırlanacak olursa daha önce Türk işçilerin benzer bir olayı Kazakistan’da da yaşanmıştır.
Yukarıdaki olaylar sonucunda Başkent Aşgabat’ta olağanüstü hal ilan edilmiştir. Devlet Başkanı Gurbangulu Berdimuhammedov ise bir taraftan çatışmada iştirak eden güvenlik görevlilerini çeşitli madalya ve ödüllerle taltif ederken, diğer taraftan da güvenlik güçlerinin terörist gruplarla mücadelede yeterince hazırlıklı olmadığı yönünde eleştirmiştir.
Türkmenistan gibi bilgiye ulaşmanın oldukça güç olduğu ülkede resmi kaynaklar çıkan çatışmanın ülkede Afganistan ile bağlantılı faaliyet gösteren uyuşturucu baronları ve Vahhabilerden kaynaklandığını ifade etmektedir. Rusya’ya yakın kaynaklar ise çatışmanın arkasında ABD’nin olduğunu ileri sürmektedirler. Bu kesimler çatışmaların bölgedeki enerji (doğalgaz) rekabetinden kaynaklandığı kanısındalar. Bir diğer ihtimal de ülkede klanlar ve güç merkezleri arasındaki mücadelenin yansımasıdır. Ayrıca çatışmanın hava alanına yakın bir su fabrikasında çıkması ve Berdimuhammedov’un bu tarihlerde yurt dışına çıkacak olması akla 2005 yılı Mart ayında Bakü’de yaşananları da getirmektedir.
Hatırlanacağı gibi benzer bir olay da 2005 yılı Mayıs başında Özbekistan’ın doğusundaki Andican kentinde yaşanmış ve bir anda kitlesel çatışmalara dönüşmüştü. Neticesinde ise onlarca kişi ölmüş, yaralanmış ve tutuklanmıştı. Özbekistan’da da şimdi Türkmenistan’da olduğu gibi sorumlular Narkobaronlar ile Vahhabiler gösterilmişti.
Azerbaycan örneğinde olduğu gibi Orta Asya ülkelerinde de yasal ve sivil muhalefetin neredeyse ortadan kaldırılacak duruma gelmesi ülkede rejimden memnun olmayan kesimleri başka güçlere yöneltmiştir. Bu anda bu ülkelerde zaten var olan Vahabbist yapılanmalar alternatif muhalefet rolüne soyunmaktadırlar. Diğer taraftan Afganistan-Pakistan hattında El Kaide ve Taliban ile baş edemeyen ve onların giderek güçlenmesine sebep olan ABD’nin Irak bataklığına saplanmasıyla Afganistan-Pakistan hattındaki bir kısım güçler Orta Asya ve Kafkasya’ya doğru sızmaya da başlamışlardır. Dolayısıyla önümüzdeki süreçte bu alanlarda benzeri olayları görmekten şaşırmamak gerekir. Bu sebeple başta Azerbaycan olmak üzere Orta Asya ülkelerinin sivil ve yasal muhalefete biraz imkân tanıması muhalefet boşluğunun Vahhabistler ve benzeri radikal güçler tarafından doldurulmasına izin vermemesi gerekir.
Bu arada Aşkabat’ın en eski ve kriminal açıdan en tehlikeli semtlerinden olan Hitrovka semtinde çıkan çatışmalarda bir su fabrikasının işgal edilmesi ve çatışmaların günlerce sürmesi hadisenin ciddi olduğunu göstermektedir. Diğer taraftan Sunni çoğunluğa mensup olan Türkmenistan’da Şii mezhebine ait camiler resmen faaliyet gösterememektedir. Ama Hitrovka semti ülkedeki tek Şii Camiinin faaliyet gösterdiği yer olarak da bilinmektedir ve bu Cami de Türkmen istihbarat birimlerinin sıkı kontrolü altındadır. Vahhabilerle Şiilerin pek anlaşamadığı da bilindiğine göre bölgede çatışmaya girenlerin Vahhabist olması ihtimalini yeniden değerlendirmek gerekmektedir. Diğer taraftan bu çatışmalarda yer alan grupların Afganistan’da ABD’nin düzenlediği bir operasyonda öldürüldüğü iddia edilen Özbekistan İslami Hareket (ÖİH) lideri Tahir Yoldaşev tarafından silahlandırıldığı da iddia edilmektedir.
Türkmenistan’ın muhalefete siyaset imkânı vermediği doğrudur. Bu sebeple Gurbangulu Berdimuhammedov iktidarına karşı rahatsız olanların sayısı hiç de az değil. Aynı şekilde Klan ve Boyların hâkimiyet sürdürdüğü Türkmenistan’da bu klanlar ve boylar arasında da gizli bir mücadele sürmektedir. Türkmenistan’ın Afganistan ile sınırdaş olması bu ülkeyi Afganistan’ın narkobaronları için bir güzergâh haline getirmiştir ve bu kesimlerin de Türkmenistan’da hatırı sayılır bir gücü bulunmaktadır. Vahhibbistlerin ve aşırı grupların bütün Orta Asya’da olduğu gibi Türkmenistan’da da gücü giderek artmaktadır. Bütün bunlar Türkmenistan’ı istikrarsızlaştıracak başlıca unsurlardır. Ancak Türkmenistan’ın sahip olduğu enerji kaynakları ve bu günlerde rekabetin hızla kızıştığı doğalgaz kaynakları Türkmenistan üzerinden küresel rekabetin yürütülmesine sebep olmaktadır. Bu sebeple de küresel rekabeti yürüten bütün ülkelerin Türkmenistan’ın istikrarsızlaşmasında emeği ve katkısı olabilir. Geçtiğimiz günlerde Çin ve Rusya’nın Türkmenistan ile yeni enerji anlaşmaları imzaladığı Batının (ve Türkiye’nin) ise imza kuyruğunda beklediği bilinmektedir. Ayrıca İran ve Afganistan ile uzun bir sınıra sahip Türkmenistan’ın olası bir İran operasyonunda oynayabileceği kritik rolün de gözden uzak tutulmaması gerekir.
Küresel enerji rekabetinde iyi bir güzergah oyuncusu olmaya aday Türkiye’nin sadece Türkmenistan ile sürdürdüğü enerji diyaloğunun yetmeyeceği, bu ülke ile bazı enerji anlaşmaları ile işin bitmiş sayılamayacağını öğrenmesi gerekir. Zira anlaşmayı imzalamak ve Türkmenistan’da doğalgaz sözü almak (bu da daha alınamamış, anlaşma imzalanamamıştır) ile beraber bu ülkenin iç dinamiklerinin iyi bilinmesi, bu ülkeyi istikrarsızlığa sürükleyecek unsurlar üzerinden önleyici stratejiler geliştirmesi gerekmektedir. Bunun için ise bu ülkeleri bilen uzmanlara ve bu ülkeleri takip eden strateji merkezleri ile işbirliğine ihtiyaç vardır.
.
Sinan OĞAN
TÜRKSAM Başkanı
Yorumlar
“258) TÜRKMENİSTAN’DA NELER OLUYOR?” yazisina 4 Yorum yapilmis
Yorum yap
Muhterem Yılmaz Bey,ilgine teşekkür ediyorum.İstanbul’a bir haftadır döndüm.İki ayı geçgin olarak Karadeniz,Artvin,Gürcistan ve Ahıska bölgelerinde doslarla birlikteydik.bazı araştırmalarım vardı,onları gerçekleştirdim.onuncu veya onbirinci aylarda da büyük ihtimal tekrar o bölgelerde bulacağım.Tabii sadece Türkmenistan değil diğer Türk cumhuriyetlerinde de gerek ABD’nin ve gerekse Rusya’nın taraf çalışmaları vardır.Soros Gürcistan kanalıyla ticaretini Kafkaslara da yönlendirmiş bulunmaktadır.Halkın üçte ikisi ülkelerine karşı bilinçsizlik içerisende ,bunu fırsat sayanlar işbaşında.herikitaraftanda aynı şekilde devam etmektedirler.Ermenilerin Ahıska bölgesine yerleşmeleri Gürcu hükümetinin politikaları olduğu saptanmıştır.Şimdilik sağlığım fena sayılmaz.Çok şükür Yaradana.Sevgilerimi ve saygılarımı sunuyorum.Samet Acaroğlu
makale dogru tesbitlerde bulunmuş, ama isyan olarak algilanan o hadiselerde hiçde bilgiler dogru degil, ben bir polis olarak su fabrikasina siginan iki tane vehhabi çakalina karši yapilan o operasyonda bulunanlardan biriydim be o isyanci denilen zavallilar 50 civarinda degil. sadece iii tane. O vehhabi önceden devlet burakrasine olan igrenci var ve şu gun karşimdan uniformali biri çilarsa atarim diye karakola yönelmişler ve o sorada karakoldan nobete gitmek için eli telsizli sokaga çikiveren yavru askeri katletmişler ve kaçarak birakilmiş bir binaya siginmişlar. sonra onlari canli yakalamak için operasyon başlatildi ve o sirada sayin Cumhurbaşlanimiz vilayet gezisindedi. olamaz bir vaka vuku buldugundan ve bunun sorunlugundan çekinen askeri bakanlar onlari canli yakalayip onlarin neden ayaklandigini vr atkasinda kimlerin varligini bilmeye çalişdilar. yoksa iki tane çapulcuyu öldürmek oyle zor bir şey degil, en azindan uçakla tepesinden bomba koyvererek yada özel birliklerin nişancilariyla. ölen diger dört polis ve iki tane istihbaratçi hem hazirliksiz oldugumuz için şehid oldular. Yukarda anlatildigi gibi degil bu. Şehid düşen bir polis benim polis okulundan arkadaşimdi ve bir meslektaşim hatda o operasyonda atilip gelen bir kurşun belindeki tabancaya degerek diri kalmişdi. maalesef o arkadaşim geçen sene kanser olarak hastaladi ve aniden öldu (Allah rahmet eylesin) Nsdrn yapdiklari o teroristlerin arkasina kim var onu bilemem o başka mesele. ama atlari şoyle Ajdar ve Ahmet. ikiside ölü olarak ele geçirildi.
O iki tane Ajdar ve Ahmet isimli vehhabistin arkasinda o kadarda o sinsi planlarin vardigini ummuyoruz, çünki bizde içerki kanunlara dayanarak sabikalilar, hapisden yeni boşiyanlar, alkolü gereginden fazla kullananlar, devamli aile ve komşu davacilari polis karakollarinda yaşiyan mahallelerine göre hesapda duruyorlar. o hesapda duran şahslar her ayda azindan bir kez olsada karajola çagirarak ya evine giderek mahalleden sorumlu polis memuru tarafindan söhbetde olunuyor ve hesapda durdugu için oluşdurulan şahsi cildine yazili ifadesi aliniyor. Vehhabiligi için hesapda duran Ajdar ve Ahmet hem boyle kişilerdendi ve olarin şehirdeki yaşadigi semt Hitrovka sovyetlerden devrinden beri kalmiş bir kötü adeti vardi, yani bu semtden olanlar askeri polisi genel olarak sevmezler. yani bu Hitrovka semti kriminal bir semt, ülkenin diger yerlerinden işlemeye gelen vatandaşlarimiz önceler bu semtde ev kiralayarak yaşamaya korkurdular, gecelerine sokaga bile çikmaya korkurdular.ama bu giderek azaldi ve şu anda Hitrovka vilayetden gelen vatandaşlarimizin rn çok ev kiralayip yaşadigi yerlerden biridir. Ajdar ve Ahmet hem bu semtden çikan adamlar. Bu semt herne kadar geçmişde kriminal hem olsa, aslini araplara dayandiran şeyhler diyen aşiretin en çok yaşadigi semtlerden biri. Şeyh aşireti dine çok bagli tayfa. maalesef onlarin içinden vehhabi akimina düşenler çok son devirlerde. Ajdar vr Ahmet kendi mahallesinden sorumlu polis memurundan biktik yani o bizi ayda karakola gelip gitmeye zorluyor diyen gereksiz bahanelerle yola çikmişlar ve bu hadise vuku buldu. Araşdirildiginda Ajdarin çok karanlik geçmişinin oldugu ortaya çikti. Yani Ajdar 1991 ve 92’lerde Devletimiz yeni bagimsizligina kavuşdugunda Ajdar şehirin Mahtumkuli heykelinin bulundugu eski parkinin onunde yani eski diş ve iç işleri bakanliklarinin binalarinin önünde sokaklara çikmiş üç beş tane serserinin içinde hem varmiş, rahmetli Saparmurat Turkmenbaşi onlari bertaraf etdikden sonra hangidir bir gizli el onu koruyup yakalanmakdan kurtarmiş.. Ajdarin bu eski macerasini ben ögrenciykem istihbaratdan ögretmenim olan ve Iç işleri bakanliginin eski Organize suçlar dairedinin başkani rahmetli polkivnik Beşim Taganov soylemişti.. yalanlarla donatilip ne haberler dunyaya servis ediliyor, demek bizimde en türkler kadar düşmanimizda çok, içimizde hainlerde çok. Bu sitenin hiç bir gunahi yok, ama bilgiler çok yalan, bilgiler başka haber sitelerinden alinmiş olmali. ama ufakda olsa bu hatalar biz kardeş milletlerin arasina güvensizlik tohumlarini atiyor. bir misal: Saparmurad Turkmenbaşi Hakkin rahmetine kavuşdugunda rus ve türk medyalarinda Sşimdiki cumhurbaşkanimizin onun ogludugu hakkinda çirkin iftira haberleri yer aldi. bu halkimizi öyle bir üzdü ki… soylemeye bile gerek yok. ruslari anliyoruz onlarin çikarlari var bizim üzerimizde ama türklerin ne hesabi var bizde biz onlara kardeş diyoruz ama o soydaşlarimiz bize ne iftiralar ediyor diye üzülen aydinlarimiz oylesine çok olmuşdu. Sitede soylenen diger olay hakkindada yalan bilgiler çok. onu sonra yazacagim..
1991 ve 92’de tipki Tacigistanda ve Ozbekistanda çikardiklari gibi Turkmenistandada insan haklari ozgürluk ifade hakki gibi yaldiravuk içi boş bahanelerle sokaga çikarak ülkeyi karişikliga sürüklemeye çalişanlar hakkinda ünlü türkmen yazari Övezdurdı Nepesovun Ziyaret ve Kiyamet mahşere kadar romanlarinda geniş deginilip geçiliyor..