257) KIRK SOPA
Yayin Tarihi 22 Mart, 2011
Kategori SOSYAL
KIRK SOPA
“Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil” (FUZULİ)
Mesleki olarak yaptığımız çalışmalarda, çocuğu ve genci daha iyi tanıyabilmek için sevdiği rengin ne olduğunu sorardık. Her rengin bir dili vardır. İnsanlar renk tercihlerini duygusallıklarından dolayı belirtirken, doğal olarak doğruları söyler…
Sokakta yaşayan ve madde bağımlısı çocuklardan siyah ve beyaz rengi tercih edenlerin rehabilite çalışmaları bizi çok zorlardı. Çünkü siyah renk; içe kapanıklığı, hayata küskünlüğü, nefreti, kararlılığı ve aldatmayanı… Beyaz renk ise; iyilik yapmaya meyilli ancak aldatılmaya ve yönlendirilmeye müsait olan kararsız ve safları anlatır. (Bu tanımlamalar sadece sokakta yaşayan ve madde bağımlısı çocuklara yönelik bir değerlendirmedir. Renkleri tanımlarken, kişilerin sosyal statüleri yönlendirici olmaktadır)
Her gün haberleri televizyonlarda izliyor, gazetelerde okuyoruz. Her ne kadar haber yorumları kanalına göre değişik olsa da, söylemler hakkında bir fikir ediniyoruz…
“Neyin fikri?” denecek olsa!
“Hiçbir şeyin” demek gerekiyor…
Duyduklarımız karşısında, bildiklerimizi de aslında bilmiyoruz. Bilmediğimiz şeyleri de meğersem doğuştan biliyormuşuz!
Neyin doğru, neyin yanlış olduğuna teraziyi kaybettiğimiz için biz karar veremiyoruz. Zaten karar verme yetimizi büyüklere bir oy karşılığında devretmiştik. O halde bize her söyleneni alkışlamak düşer. Düşer de, söyleyenin de kararlı olduğundan azıcık şüphem var gibi!
Adam diyor ki: “Bu bir domatestir…”
Seyirciler alkışlıyor: “Yaşa, Varol, ne güzel açıkladı”
Ertesi günü keramet ehilli, siyaset icazetli Adam aynı konu üzerine diyor ki: “Aslında bu bir hıyardır…”
Aynı seyirciler huşu içinde tebriklerini belirtiyor: “Helal olsun adama ne güzel söyledi”
Bu davranış ve tepkiler nasıl bir renktir? Yoksa renksizlik denilen şey bu mudur?
Bunun rengi Gridir. Gri renk bilindiği üzere siyah ve beyaz renklerin belirli oranlarda karıştırılması ile oluşur. Gri; tutarsızlığın, vurdumduymazlığın, kuralcılığın, dengeciliğin ve hareketsizliğin rengidir.
Grileşmeyi yaratan en önemli etken; özgüveni kaybederek boş işlerle uğraşmaktan dolayı oluşur…
Bir zamanlar sultan çocuklarına sünnet düğünü yaptırıyormuş. Bu düğünün eğlenceli geçmesi içinde ülkenin her yanından maharetli kişiler davet edilmiş.
Sarayda sultanın huzuruna eğlendirmek için gelen bir cambaz, elinde tuttuğu dikiş iğnesini 1 metre uzağa batırmış. Elindeki ipi attığında, ipi iğnenin deliğinden geçirmiş. Sultan ve davetliler hayretler içinde kalmış! Bir daha yapmasını istemişler… Bir daha, bir daha her seferinde geçiriyormuş!
Sultan, cambazı yanına çağırtmış. Sormuş:
“Sen bunu ne kadar zamanda becerdin?” diye.
Cambaz gururlanarak cevap vermiş:
“40 yılda Sultanım”
Sultan, vezirlerine emir vermiş:
“Cambaza becerisi için 40 altın verin. Geçirdiği 40 yıl içinde, 40 sopa attırın”
Toplum olarak grileşmeden kurtulmamız için; özgüvenimizi kazanarak, boş işlerle uğraşmayı bırakıp kararlı bir şekilde milli kimliğimizle yaşamak zorundayız…
Yoksa 40 yıl belimizi doğrultamayacağımız gri renkli sopa kapıda bekliyor!
YILMAZ KARAHAN
Yorumlar
“257) KIRK SOPA” yazisina 3 Yorum yapilmis
Yorum yap
Hocam TEŞEKKÜRLER…Sevgi ve saygılarımla…
Toplumsal yaşamımızın getirildiği noktayı çok güzel ifade etmişsiniz.En önemlisi de okumuş ve okumamış kitlenin(Eğitim,bireye kalıcı olumlu davranış kazandırmaktır ki bu zaten hiç yapılmadığından değinmiyorum) aynileştirilmesidir.
;(……hala emin degilim!-KESKE;ümidim olsaydı..GÖRÜNEN KÖY…
hani önlemler?MAHSER YERİ ORTALIK.TEVEKKELİ DEGİL diktatörülükler dogmus!-ZATEN HEPSİ ABA ALTINDAN SOPAYLA DİKTATÖR.-BR FARKI VARSA YAZSIN BİRİSİ LTFN.