247) Divan Şairi Meali’nin Kedi Mersiyesi “Ah Pisi”
Yayin Tarihi 6 Mayıs, 2014
Kategori KÜLTÜREL
Divan Şairi Meali’nin Kedi Mersiyesi “Ah Pisi”
MEALİ
II. Bâyezid devrinin ünlü bilgin ve kadılarından Mustafa bin Evhâdüddîn Yarhisarî’nin (ö.1505-6) oğludur. 895/1490 yılında dünyaya geldiği tahmin ediliyor. Asıl adı Mehmed olup İstanbul kadılığına kadar yükselmiş önemli bir kişinin oğlu olduğu için babasına nisbeten Yarhisarîoğlu, köse olduğu için de Köse Me’âlî lakabıyla tanındı. Me’âlî, anne tarafından da ünlü Fenârî ailesine mensuptu. Arapça ve Farsça öğrenimini de kapsayan iyi bir tahsil gördü.
Me’âlî, uzun burunlu, garip görünüşlü ve köse biri olduğu için kaynaklar fiziki görüntüsü hakkında da ayrıntılı bilgiler vermektedirler. O, güleç yüzlü, şirin sözlü, zayıf vücutlu, alıngan, şakacı biridir. İlmi kapasitesi ve İstanbul kadılığı gibi devletin üst seviyede görevlerinden birine yükselmiş bir zatın oğlu oluşu, ailesinin konumuna uygun bir öğrenim görmesi, Me’âlî’nin de devrinin ileri gelen isimlerinden biri olmasını gerektirdiği, hiç olmazsa öğrenimini tamamlayınca iyi sayılacak bir göreve tayin edilmesi beklendiği halde o, hezeliyata düşkünlüğü ve gençliğinde toplumun ayak takımıyla düşüp kalkması yüzünden hak ettiği yerlere gelemeden kasaba kadılıklarında kalmıştır. Mülazemetini takiben uzun süre boşta kaldı. Niyeti müderris olmaktı, fakat ahlâkî zaafları yüzünden bu göreve tayin edilmedi. Sonunda kadılığa razı oldu ve Mihaliç, Kebsud ve Fırt’a kadı tayin edildi. Bir süre sonra Denizli kadılığına talip olduysa da yine aynı sebepler yüzünden tayin edilmedi. Ardından Sofya ve Filibe’de kadılık yaptı. Şehzadeliğinden tanıdığı Kanûnî Sultan Süleyman’ın tahta çıkması üzerine hayatı boyunca uhdesinde kalmak üzere Gelibolu kadılığına, Bolayır tevliyeti de eklenerek atandı. Bu yolla on yıl kadar rahat bir ömür sürdükten sonra Gelibolu’da öldü (943/1535-36) ve oraya gömüldü.
Me’âlî neşeli mizaçlı, hafif meşrep, kendisini görenlerin gülmeden edemedikleri garip görünüşlü, köse bir adamdı. Mesleğinde yükselememesinde fiziki görüntüsünün de rolü olduğu gerçektir. Fakat bu zaafları yanında şairin meslekî bakımdan geri kalmasına sebep olan bir diğer özelliği, şiirlerinde hezle ve müstehcenliğe, devrin anlayışını zorlayacak ölçüler içinde yer vermiş olmasıdır. Dîvan şiiri, bu iki meseleye de açık bir yapı sergilemekle birlikte kuşkusuz bunun, devrin örfü içinde bir sınırı vardı. İşte Me’âlî, bu sınırı zorladığı, hatta zaman zaman onu aştığı için gerek mesleki, gerekse özel hayatında sıkıntılara düşmüştür. Kaynaklarda bu durumla ilgili olarak nakledilen anekdotlar vardır.
(…)
Meâlî, şiirlerinde umumiyetle sade bir dil kullanmıştır. Bu şiirler, ince bir alay ve yergiyi de ihtiva ederler. “Kedi Mersiyesi” böyle bir örnektir. Fakat bu şiirlerin en dikkate değer özelliği, zaman zaman geleneğin sınırlarını zorlayan müstehcenliklere yer vermesidir.
Prof. Dr. Mustafa İSEN
Mersiye-i Gürbe
I
Çıkdun elden n’edelüm ansızun eyvâh pisi
Yandun ölüm odına derd ile nâ–gâh pisi
Hasretâ şîr-i ecel buldı sana râh pisi
N’edelüm âh pisi n’eyleyelüm âh pisi
II
Kanı ol bebr bakışlu kanı ol şîr-i zaman
Kanı ol virmeyen aslan ile kaplana eman
Kanı ol oldugı evde komıyan hîç sıçan
N’edelüm âh pisi n’eyleyelüm âh pisi
III
Katı lâg-bâz idi gâyetde eyü kişiyidi
Gökde uçan kuşı avlamag anun işiyidi
Yidügi çörek idi dibleyidi pişiyidi
N’edelüm âh pisi n’eyleyelüm âh pisi
IV
Serçe dutar gibi dutardı tavukla kazı
Kendü akranı gibi şîr ile iderdi bâzî
Niçe kâfir sıçan öldürmiş idi ol gâzî
N’edelüm âh pisi n’eyleyelüm âh pisi
V
Gâh tesbîh geçürürdi gehî banlar idi
Ahiret korkusunu bilür idi anlar idi
Bû Alî görse zekâsını anun tanlar idi
N’edelüm âh pisi n’eyleyelüm âh pisi
VI
Aglamakdan ana gözsüz sepel oldı a’mâ
Kıldı maymûn tenini kanlu yaşı kızıl ala
Kurd u dilkü taga düşdiler oluban şeydâ
N’edelüm âh pisi n’eyleyelüm âh pisi
VII
Şîr-i merd idi bahâdurdı yavuz gürbeyidi
Yaşlu sanman anı genc idi katı körpeyidi
Bıyıgı kıllarınun her biri bir harbeyidi
N’edelüm âh pisi n’eyleyelüm âh pisi
VIII
Cenge basar idi kasd idicek şîr-i neri
Pençesile tutar atar idi evranı beri
Hîç kaçırmazdı yetişüp tutardı keleri
N’edelüm âh pisi n’eyleyelüm âh pisi
IX
Hûb âvâz ile ol şâm u seher mavlar idi
Sansarı hîç mecâl itmez idi avlar idi
Ana öykünmez idi şîr abes gavlar idi
N’edelüm âh pisi n’eyleyelüm âh pisi
X
Görse bogardı baragı kovar idi çakalı
Yolar idi eline girse keçinün sakalı
Her ögünde yir idi keklik ile boz bakalı
N’edelüm âh pisi n’eyleyelüm âh pisi
XI
Derisi kakum u semmûr ü vaşakdan yeg idi
Râst idi hüsni gibi hulkı dahi gögçeg idi
Kedi sanman anı ol bir ala gözli beg idi
N’edelüm âh pisi n’eyleyelüm âh pisi
XII
Her seher kalkar elini yüzini yur idi ol
Katı pâk idi vü her vech ile ma’mûr idi ol
Kimse bilmezdi anun kadrini bir nûr idi ol
N’edelüm âh pisi n’eyleyelüm âh pisi
XIII
Degme gûyendeye yog idi anun âvâzı
Zühre işitse sadâsın bıragurdı sâzı
Hîç sevmezdi ne sûfîyi vü ne gammâzı
N’edelüm âh pisi n’eyleyelüm âh pisi
XIV
Rûhı şâd ola ki incitmez idi kimseneyi
Ne gönindeki biti ne kulagında keneyi
Paşa ile başı hoş idi severdi teneyi
N’edelüm âh pisi n’eyleyelüm âh pisi
XV
Anrasa heybet ile inler idi kevn ü mekân
Mavlasa sît ü sadâsıle tolar idi cihân
Defterin dürdi anun (hayf) bu devrân-ı zaman
N’edelüm âh pisi n’eyleyelüm âh pisi
XVI
Katı nuhsind idi dilkü gibi çok yaşlu idi
Kurd ile hasm idi kaplan ile savaşlu idi
Serv-kadd idi ala gözlü kara kaşlu idi
N’edelüm âh pisi n’eyleyelüm âh pisi
XVII
Sever idüm ben anı cân ile mahbûb gibi
Her gice koyar idüm koynuma bir hûb gibi
Pâk iderdi ev için kuyrugı cârûb gibi
N’edelüm âh pisi n’eyleyelüm âh pisi
XVIII
Kurtarırdı yılan agzına düşen kurbagayı
Yuvalardı sıçan oynar gibi kaplumbagayı
Taşagı kılına saymaz idi dizdâr agayı
N’edelüm âh pisi n’eyleyelüm âh pisi
XIX
Kâmil idi hem edeblü idi hem uslu idi
Akıl idi eyü soy idi kişi aslu idi
Receb ayıdi vefât itdügi güz faslı idi
N’edelüm âh pisi n’eyleyelüm âh pisi
XX
Ey Me’âlî anun öldügini kim aglamaya
Acıyup hasret ile cânını kim daglamaya
Cûş idüp kanlı yaşı seyl oluban çaglamaya
N’edelüm âh pisi n’eyleyelüm âh pisi
XXI
Şimdidengiru sıçan duta bütün dünyâyı
Gemüre hegbeyi çuvalı dele torvayı
İnlede yohsulı vü yohsu ede hem bayı
N’edelüm âh pisi n’eyleyelüm âh pisi.
Kaynak: http://www.turkedebiyatiisimlersozlugu.com/docs/meali.pdf
Yorumlar
“247) Divan Şairi Meali’nin Kedi Mersiyesi “Ah Pisi”” yazisina 1 Yorum yapilmis
Yorum yap
Güzel 🙂