21) GRİGORİY GURKİN
Yayin Tarihi 16 Mart, 2008
Kategori KAHRAMANLAR VE BİLGİNLER
Grigoriy GURKİN
(1870-1937)
Türkçe ön adı ile Çoros Gurkin, Sadece Altay Türklerinin değil Sibirya’daki bütün Türk boylarının çok iyi tanıdıkları ve hatta efsaneleştirdikleri bir önderidir. Onu dünyaya tanıtan ressamlığı olsa da Çoros Gurkin aynı zamanda bir Türkolog ve etnograftır. Günümüz Sibirya Türkleri için Gurkin’in başka bir önemli yönü de bağımsızlık kahramanı olmasıdır.
Gurkin 1870’te Altay’da Ulalu Curt’a bağlı Caş Tura’da doğmuştur. Misyonerlerin Altay’da açtığı okulu bitirmiştir. 1897’de Petersburg’daki resim akademisine gitmek için çalışsa da geç kaldığı için kabul edilmemiştir. Ressam İ.İ. Şişkin ile tanışan Gurkin 8 ay kadar onunla birlikte kalmış ve ondan ders almıştır. 1899’da Petersburg Resim Akademisine sınavsız alınmıştır. 4 yıllık eğitimini tamamlayan Gurkin, daha sonraları Altay Masallarını derlemeye başlar. 1926 yılında Rus şair G.Vyatkin ile birlikte Altay Masallarını yayımlar. (G.Vyatkin, Ç. Gurkin, Altayskie Skazki, Novosibirsk 1926) 4000’e yakın eseri bulunan Gurkin’in en önemli eseri ise “Han Altay” adlı tablosudur. 1907’de yaptığı bu resim yüzünden 1937’de “Pantürkist ressam” olarak suçlanır ve öldürülür. 1917 devriminden sonra Gurkin ve Altaylı aydınlar Ruslara karşı çalışmalara girerler. Sibirya’daki bütün Türk boylarını içine alacak “Karakorum” adında bağımsız bir devlet kurmaya niyet ederler. Hatta bu amaçla küçük bir ordu oluştururlar. Bu girişimin devamı gelmeyince Gurkin 1919 yılında önce Moğolistan’a daha sonra ise 1921 yılında onu bağırlarına basacak olan Tuvalıların arasına gider. Gurkin’in Sibirya Türkleri için düşündüğü devletin içinde Tuvalılarda bulunmaktaydı. 1940 lara kadar devam eden “Pantürkist” hareketin ilk yol başçılarından olan Gurkin bu gün sadece Altaylılar tarafından değil Tuvalılar tarafından da bu yüzden sevilmektedir.
Gurkin 1936’da yani 29 yıl sonra Han Altay’ı tekrar yapmıştır. 1907’de yapılan tabloda bazı değişiklikler vardır. Tabloda yapılan bu değişiklikler ise gerçek hayatta nesilleri tüketilen Türklerin dramının yansımasıdır aslında. 1936’da yaptığı tabloda Altaylar’da kanatları açmış olan kartal yoktur artık. Çam ağacı iyice cılız bir haldedir ve küçük fidanlarda yok olmuştur. Bunlarla birlikte Çamın hemen yanı başında bir başka çam daha büyümüştür (Ruslar)1937’de öldürülmüştür. Suçu doğal olarak “Pantürkist” olmaktır. Resimleri de “Pantürkist sanat eserleridir”
Zaten 1937-1938’de Türk boyları arasında yetişmiş olan tüm aydınlar Ruslar için “Pantürkisttir” Dağ başında çoban olarak yaşamak dururken neden bilim adamı, sanatkar, siyasetçi olsunlar ki? O yıllarda pek çok bilim adamının eserleri “Pantürkist Kitap” olarak kabul edilerek cezalandırılmıştır. Türk aydınlanmasının bütün temsilcileri gibi Gurkin’inde ortadan kaldırılması gerekliydi.
Doç. Dr. İBRAHİM DİLEK
KAYNAK :
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi, S. 4, Güz 1997 TDK Yayınlarıhttp://irbis.asu.ru/docs/altai/art/gurkin/gurkin.html
GURKİN’İN BAZI ÖNEMLİ TABLOLARI
1. HAN ALTAY 1907
2. HAN ALTAY 1936
ŞAMAN DANSI TABLOSU 1895
ALTAY TÜRKLERİ 1920
TUVA TÜRKLERİ 1924
ALTAY TÜRK KIZI
MECLİS
NEHİR 1903
HAZIRLAYAN: YILMAZ KARAHAN
Yorumlar
“21) GRİGORİY GURKİN” yazisina 6 Yorum yapilmis
Yorum yap
TÜRK GENCİ MUTLAKA GEÇMİŞİNİ İYİ BİLMELİDİR.GEÇMİŞİNİ BİLEMİYEN TÜRK GENCİ GELECEĞİNİ BİLMESİ SORUNLUDUR.ÖĞLEYSE,BU ARAŞTIRMALI GÜZEL BELGELERİ LÜTFEN GENÇ ARKADAŞLARIMIZ MUTLAKA OKUMALI ARŞİVİNE KOYMALI ÇOCUKLARINA OKUTMALIDIR.MUHTEREM KARDEŞİMİZ YILMAZ BEY BU UĞRAŞTA EMEK VEREREK TÜRK GENÇLERİNİ BİLGİLENDİRMEDE Kİ TÜRKLÜK GÖREVİNİ YERİNE GETİRDİĞİNDEN ,O’NA SAĞOLUNUZ DİYORUM,SAĞLIKLI GÜNLERE DOĞRU DEVAMINI BEKLERİZ.ACAROĞLU
İnönü’nün Milli Şef dönemiyle başlayan Hellenistik/Roman/Batı Kültürü egemenliğine yönelik çalışmalar ile birlikte, Attila İlhan’ın haklı olarak belirttiği, tarihsel köklerimiz ve Atatürk’ün öngörüsünü yaptığı, yıllar sonra da olsa, Doğu’muzdaki kardeşlerimizle kucaklaşmamızın kaçınılmaz olacağı muştusu, ne yazık ki, Anadolu coğrafyasında bugün de sürgit baskın bir geçmişle hesaplaşma ve unutturma kampanyası ile Turan’da olup bitenlere sırtımızı dönmüş durumdayız. Gönül ister ki, özümüzün soluklandığı engin coğrafyayı kucaklayalım, yücelik duygusunu içelim ve bugünün açmazlarına Çanakkale Destanı ruhuyla şavklık saçalım!…
ne mutlu bize ki böyle bir milletin evlatlarıyızzzzzzzzzzzzzzz
Gerçekten insan böyle şeyleri öğrendikçe mevcut olan üzüntüsü kat ve kat daha da artıyor.
Son birkaç yüzyıldır dünyadaki bütün Türk ırkına büyük bir soykırım başlatılmış Türk toprakları parça parça edilmiştir..
Şuan Çin’in yok etmek üzere olduğu Doğu Türkistan Uygur Türkleri de çaresizlik içinde soykırıma uğruyor.50 yılda 35 milyondan fazla Uygur Türkü yok edildi..
Atamızın Türk Tarih Tezi’ni baştan aşağı kanıtlıyacak olan dev Türk piramitleri de bu coğrafyanın hemen doğusunda kalıyor.Bu piramitler dünyadaki bütün piramitlerden daha eski ve Keops’tan bile daha büyük.
Böyle bir ressamı ve ürünlerini bizlere tanıttığı için sayın Yılmaz Karahan’a teşekkür ediyor; Yeniden Ergenekon sitesine uzun ömürler diliyorum.
Böyle geçmişimizdeki büyükleri yeni nesillere tanıtma gerekir. Teşekkürler