203) BEDRİ RAHMİ EYÜPOĞLU
Yayin Tarihi 20 Şubat, 2009
Kategori SLAYTLAR-RESİMLER
Yorumlar
“203) BEDRİ RAHMİ EYÜPOĞLU” yazisina 5 Yorum yapilmis
Yorum yap
Sayfalar
Kategoriler
- AHMED YESEVÎ VE DİVAN-I HİKMET
- ANADOLU BEYLİKLERİ VE ATABEYLİKLER
- ATATÜRK
- AZERBAYCAN SAYFASI
- BASIN-YAYIN
- BOZKURT
- ÇANAKKALE
- ERMENİ SORUNU
- GILGAMIŞ DESTANI
- İSLAMİYET
- KAHRAMANLAR VE BİLGİNLER
- KAŞGARLI MAHMUD VE DİVANÜ LÜGATİ'T TÜRK
- KATEGORİLENMEMİŞ
- KIRMIZI-SİYAH (RED-BLACK) BRİÇ SİSTEMİ
- KRONOLOJİ
- KÜLTÜREL
- MARŞLAR
- MİZAH
- ÖYKÜ
- SİYASİ
- SLAYTLAR-RESİMLER
- SOSYAL
- TEŞKİLAT-I MAHSUSA
- TÜRK ATASÖZLERİ
- TÜRK DÜNYASI
- TÜRK VE DÜNYA DESTANLARI
- TÜRKÇE
-
Son Yazılar
- 1473) Suriye’de Esad rejimi çöktü: Dünya nasıl tepki verdi?
- 487) Türk Devletler Teşkilatı’nın yeni bayrağı kabul edildi
- 486) Türklerde Teşkilatçılık
- 485) Kürtlerin Kökeni ve Kürtçülük
- 418) Yapay zeka destekli mobil uygulama stresi azalttı (Mistikist)
- 484) 7 Ekim saldırıları tarafları ve dünyayı nasıl değiştirdi?
- 483) Son Savaşa Doğru
- 445) Atatürk, John Dewey ve Hasan Ali Yücel
- 482) Küreselci Çetelerin Elemanları
- 221) BÜYÜK TAARRUZ’UN İLK KUTLAMASINDA ATATÜRK’ÜN SÖYLEVİ
- 1472) Kerkük’te Vali Oyunu
- 1471) Ege’nin Altına Dinamit
- 417) Köylü Zor Durumda
- 1470) ABD’li emekli albay: Suriye’de PKK’yı Türkiye’ye saldırması için hazırlıyoruz
- 987) Erdoğan haklı çıktı!
- 416) Çağcıl değilmişiz peki çağdaş mıyız?
- 220) Atatürk’ün Çocuk Sevgisinden Anladıklarımız Anlayacaklarımız
- 481) Gaziantep’te 41 sivil toplum örgütü sığınmacı işgaline karşı bildiri yayınladı
- 415) DURUM
- 444) Türk Kültüründe Kukla
Bağlantılar
SEVGİ ÜSTÜNE
Bütün kitapları yakmalı
Sevda üstüne ne söylemişlerse yalandır
Kitaplara göre insan
Karanlıkta yüzüne bin mumluk lâmba tutulmuş
Gözleri, yüreği kamaşmış insandır
Aptaldır, hastadır, kahramandır
Bütün kitapları yakmalı
Sevda üstüne ne söylemişlerse yalandır.
İçinde bir tek suret yaşayan yüreğe yürek mi derler
Bir tek yaprak veren dalın boynun burarlar
Bir tek meyve veren dalı keserler
İnsan dediğin bir buğday tarlası gibi olmalı
Esti mi rüzgâr bir değil milyonlar için esmeli
Bir tek meyve veren dalı kesmeli
İnsan dediğin derya misali
Üstünde milyonlarca dalga
İçinde kıyametler kopmalı
İnsan dediğin derya misali
Uçsuz bucaksız olmalı.
Gel çıkalım sevgilim gel
Gel kurtaralım birler hanesinden
Çekelim gidelim bir uçtan uca
Açalım yüreğimizin kapılarını sonuna kadar
Sevelim sevelim sevelim
Sevebileceğimiz kadar
ARKADAŞ DÖKÜMÜ
Evvela dişlerimiz döküldü
Sonra saçlarımız
Arkasından birer birer arkadaşlarımız
Şu canım dünyanın orta yerinde
Yalnız başına yapayalnız
Kırılmış kolumuz, kanadımız
Tatlı canımızdan usanmışız
Bir şüphedir sarmış yüreğimizi
Ya kendini aldatıyor demişiz ya bizi
Bir şüphedir demir atmış ciğerimize
Pamuk ipliği ile bağlamışlar bizi
Düğüm üstüne düğüm şöyle dursun
Bir çalım bir kurum hepimizde
Nereden inceyse oradan kopsun
Bu canım dünyanın orta yerinde
Hayvanlar kadar bağlanamamışız birbirimize
Yalan mı? Gözünü sevdiğim karıncalar
İşte: Hamsiler sürü sürü
Arılar bölük bölük geçer
Leylekler tabur tabur
Ya bizler? Eşref-i mahlukat! ..
Boğazımıza kadar kendi murdar karanlığımıza gömülmüşüz
Bizler bölük bölük, bizler tabur tabur
Bizler sürü sepet
Yalnız birbirimizi öldürmüşüz
YAR YÜREĞİN YAR
elmayı ikiye böldüler
içinden kurt çıktığın gördüler
ağacı lime lime dildiler
böceğin halinden bildiler
ferman padişahınsa dağlar bizimdir denildi
dağların bağrı deşildi
çözüldü mevsimlerin sırrı yaprak yaprak
yedi kat yerin dibinden haber getirdi
gözünü sevdiğim tohum, gözünü sevdiğim toprak
kılı kırka yardılar oğul
suyun sudan gizlisi kalmadı
suyun sudan gizlisi kalmadı
buğdayın macerası meydanda
yıldızların sırrı aşikar oldu
arı gözümüzün önünde sızdı balını
karanfil alevini
kırlangıcın alınyazısı
penceremzin önünde yazıldı
bir sensin gizlenen oğul
ağlarsın gizli gizli
seversin gizli gizli
ölürsün gizli gizli
çatlarsın arzudan, iştihadan
yer yarılır yere geçersin
söyleyemezsin
yar yüreğin yar vakit tamamdır
neler aldın dünyamızdan bunca zamandır
yar yüreğin yar gör ki neler var
belki seyyar kuşların ömrü kadar sade aydınlık
belki vişne çiçekleri kadar beyaz ılık
belki çürümüş yılanlar kadar mundar
belki mahzende yıllanmış şarap kadar lezzetli
bir aşktır fışkırıp çıkacak
ne çıkarsa bahtımıza
yar yüreğin yar bölüşelim
beraber ağlayalım dertleşelim
yar yüreğin yar yarmağa değer
bir insan tanımak oğul, bir cihan tanımağa bedel…
YETİM BAHÇE
Senin güllerin her yerde açar
Dağda, bayırda, kırda, bozkırda
Bozkır biraz şüpheli ama
Günlerden bir gün açar mı açar
Bozkır dediğin sakar
Senin güllerin her yerde açar
Ya benim güllerim
Sevinen çocuk gözlerinde bir
Bedava iyilik yapanların gözlerinde iki
Bağışlamasını bilen yüreklerin en kuytu yerinde
açar üç
Benim güllerimle senin güllerin el ele
En güzel bahçe
Benim güllerim olmadıkça
Senin bahçelerin yetim, yitik
Çal kemanım çal…
çal kemanım çal…
yüreğimden
bir damar daha kopsun,
en ağır acıyı yaşat bana,
olmuşken tam olsun,
ağlat ,ağlat
kemanım ağlat.
çal kemanım çal…
kimsenin anlatamadığını
sen anlat.
nağme- nağme sızlat yüreğimi,
olmuşken
tam olsun,
ağlat kemanım ağlat.
01.11.2001
Zeynep Aydınlıoğlu