185) 31 MART 1325 (13 nisan 1909) İSYANI
Yayin Tarihi 11 Nisan, 2008
Kategori TÜRK DÜNYASI
31 Mart İsyanı (-Vakası, -Ayaklanması)
II. Meşrutiyet‘in ilanından sonra İstanbul‘da yönetime karşı girişilen büyük bir ayaklanma. Rumi takvimle 31 Mart 1325‘te (13 Nisan 1909) çıktığı için bu adla anılmıştır.
hareketin en güçlü kanadı olan İttihat ve Terakki Cemiyeti‘nin iktidarı tam olarak geçiremeyerek dolaylı bir denetim kurması, politik istikrarsızlığa yol açmış, halk arasında da yaygın çalkantılar doğurmuştu. Bu koşullar bütün muhalefet gruplarının kısa sürede İttihat ve Terakki‘ye karşı birleşmelerine zemin hazırladı. Politik istikrarsızlık ve çatışmalar, İttihat ve Terakki’ye muhalefet eden tanınmış gazetecilerin öldürülmesiyle daha da şiddetlendi.
Derviş Vahdeti‘nin yayımladığı ve yer yer Prens Sabaheddin‘in ademi merkeziyetçi görüşlerine de yer veren Volkan Gazetesi, İttihad-ı Muhammedi Cemiyeti‘nin yayın organı durumuna geldikten sonra özellikle din adamları ve İttihat ve Terakki‘nin uygulamalarından zarar gören alaylı subaylar üzerinde etkili oldu.
12 Nisan‘ı 13 Nisan‘a bağlayan gece, Taksim Kışlası‘ndaki Avcı Taburu’na bağlı askerler subaylarına karşı ayaklanarak kendilerine önderlik eden din adamlarının peşinde Heyet-i Mebusan‘ın önünde toplandılar ve ülkenin şeriata göre yönetilmesini istediler. Hüseyin Hilmi Paşa hükümeti ayaklanmacılarla uzlaşma yolunu seçti ve hükümet üyeleri tek tek istifa etti.
Adliye Nâziri Nâzım Paşa İttihatçı Ahmet Rıza Bey sanılarak isyancılar tarafından linç edildi. Aynı şekilde mebus Emir Şekib Arslan Bey de gazeteci Hüseyin Cahid sanılıp öldürüldü. Tahsilsiz ve alaylı olan askerlere halk arasından cahil ayak takımından hamallar ve bazı dindar kimseler de din elden gidiyor propagandalarının etkisiyle katılmıştı.
Ayaklanma Heyet-i Mebusan üzerinde de etkili oldu. O gün İttihat ve Terakki üyesi mebuslar, can güvenlikleri olmadığı için meclise gitmediler. Bazıları İstanbul’dan uzaklaşırken, bazıları da kent içinde gizlendi. Bu arada ayaklanmacılar İttihatçı subaylarla mebusları buldukları yerde öldürüyorlardı. Hükümetin ve meclisin etkisiz kalmasıyla, II. Abdülhamid yeniden duruma egemen oldu. Ayaklanmayı başlatan muhalefet ise, herhangi bir programdan yoksun olduğundan önderliği elde edemedi.
İstanbul’da denetimi elinden kaçıran İttihat ve Terakki asıl güç merkezi olan Selanik‘teki 3. Ordu’yu harekete geçirdi. Böylece ayaklanmayı bastırmak üzere Hareket Ordusu kuruldu.Ayaklanmacılar 23 Nisan‘ı 24 Nisan‘a bağlayan gece İstanbul‘a girmeye başlayan Hareket Ordusu’na başarısız bir direniş çabasından sonra teslim oldular. Heyet-i Mebusan ve Heyet-i Ayan da bir gece önce Yeşilköy’de toplanarak Hareket Ordusu’nun girişiminin meşruluğunu onaylamışlardı.
Ayaklanmanın bastırılmasından sonra sıkıyönetim ilan edildi ve ayaklanmacıların önderleri Divan-ı Harp’te yargılanarak ölüm cezasına çarptırıldılar.
Muhalefet hareketi önemli kayıplara uğradı. Ama en önemli gelişme, Meclis-i Umumi Milli adı altında birlikte toplanan Heyet-i Mebusan ve Heyet-i Ayan’ın 27 Nisan‘da II. Abdülhamid‘in tahttan indirilmesini, yerine V. Mehmed‘in geçirilmesini kararlaştırmasıydı. Ayrıca II. Abdülhamid‘in İstanbul’da kalması da sakıncalı bulunarak Selanik’te oturması uygun görüldü. Divanıharp II. Abdülhamid‘i yargılamak istediyse de, yeni kurulan Hüseyin Hilmi Paşa hükümeti bunu kabul etmedi.
1912’ye kadar Selanik’te ikamet eden Abdülhamit daha sonra Beylerbeyi Sarayı’na getirilecek ve 1918’deki ölümüne kadar burada hayatını sürdürecekti.
KAYNAK: Vikipedi
YAKIN TARİHİMİZİ DERİNDEN İLGİLENDİREN BU OLAYIN, GERÇEK NEDENLERİ BELGELERE DAYANARAK 100. YIL DÖNÜMÜNDE AÇIKLANMALIDIR.
ÇÜNKÜ BU OLAY SOSYAL VE SİYASİ İSTİSMARLARA KAYNAK OLACAK KADAR ŞÜPHELERLE ÖRTÜLÜ BULUNMAKTADIR.
YILMAZ KARAHAN
İlgili Kaynak Yazı: http://www.atam.gov.tr/dergi/sayi-23/31-mart-vakasinin-cikis-nedenleri-uzerine-cesitli-yorumlar-ve-ataturk-ve-hareket-ordusu-uzerine-orgeneral-izzettin-calislarin-bir-makalesi
Yorumlar
Yorum yap