17) YENİ ANAYASA HAZIRLANDI…
Yayin Tarihi 3 Ocak, 2008
Kategori BASIN-YAYIN
Yeni Anayasa’da yeni Türklük tanımı
AK Parti’nin oluşturduğu Bilim Kurulu tarafından hazırlanan ve Erdoğan’a sunulan Sivil Anayasa Taslağı son şeklini aldı. İşte yeni Anayasa’nın getirdiği değişiklikler.
03 Ocak 2008 / 14:19
Bilim Kurulu’nun hazırladığı 6. anayasanın taslağına AK Parti, Sapanca’daki bir otelde son şeklini verdi. Taslak, Başbakan’a sunuldu.
Türkiye, ‘sivil anayasa’ sürecinde son viraja girdi. Prof. Dr. Ergun Özbudun’un başkanlığındaki Bilim Kurulu’nun hazırladığı taslağa AK Parti’nin hukukçu kurmayları tarafından son şekli verildi.
Yeni anayasa, daha demokratik, sivil ve modern bir yönetim hedefliyor. Taslakta, 1982 Anayasası’ndaki antidemokratik ve çağdışı uygulamalara zemin hazırlayan ifadeler ayıklandı. 21. yüzyılı yansıtan teknoloji ve insan haklarındaki değişimler ilk kez yasaların kaynağı olan Anayasa’ya giriyor. Devletin temel niteliklerini belirleyen ilk 4 madde ve Cumhuriyet’in temel değerleri korunurken laiklik güçlendiriliyor.
KRİTİK KONULARDA SON KARAR ERDOĞAN’IN
AK Parti hükümetinin öncelikleri arasında yer alan “sivil anayasa” taslağı ocak ayı içerisinde kamuoyuna açıklanacak. Bilim Kurulu’nun hazırladığı taslak, Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat başkanlığındaki AK Parti’nin hukukçu kurmayları tarafından yeniden şekillendirildi. Tamamına yakını biten taslaktaki tartışmalı bazı konular ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın takdirine bırakıldı. Başörtüsü yasağı, genelkurmay başkanının yargılanma hükmü, cumhurbaşkanının yüksek yargıya atama yetkisi gibi birkaç kritik konudaki son kararı Başbakan Erdoğan verecek. Taslak, kamuoyunun tartışmasına açıldıktan sonra bahar aylarında Meclis’e gelecek. Sonbaharda ise halkın onayı için referanduma gidilmesi planlanıyor. Zaman, kısa bir süre sonra kamuoyu ile paylaşılacak olan sivil anayasa taslağının son şekline ulaştı. Anayasa’yı kısaltıp sadeleştiren taslak 137 maddeden oluşuyor. 7 tane de geçici madde yer alıyor.
12 Eylül darbesinden sonra hazırlanan yürürlükteki Anayasa’nın izlerini silmeyi hedefleyen taslaktaki en çarpıcı farklılık ‘Başlangıç’ hükmünde kendini gösteriyor. Vatandaşlara “görev” yükleyen hamasi ifadeler yerine daha sade ve evrensel hukuk normlarına atıf yapan bir metin benimseniyor. Sivil anayasanın “Başlangıç”ında şu ifadeler yer alıyor: “Birey ve toplumun hürriyeti, adalet ve barış içinde bir arada yaşamasını sağlamak amacıyla herkesin insan haysiyetinden kaynaklanan evrensel hak ve hürriyetlerini güvence altına alan, farklılıkları kültürel zenginliğin kaynağı olarak görüp her türlü ayrımcılığı reddeden, vatan ve milletin bütünlüğünü esas alarak, demokratik ve laik Cumhuriyet’in kurum ve kurallarını insan hakkı ve hukukunun üstünlüğü temelinde düzenleyen bu anayasa, Cumhuriyet’in kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği çağdaş uygarlık hedefi ve ebedi barış idealine olan bağlılığının ifadesi olarak Türk milletinin egemen ve hür iradesiyle kabul ve ilan edilmiştir.”
Yeni anasayla gelen değişikliklerden bazıları şunlar:
Cumhurbaşkanına milletvekili dokunulmazlığı: Cumhurbaşkanının re’sen imzaladığı kararlardan dolayı “sorumsuz” olma durumu korunuyor. Cumhurbaşkanının idarî işlemlerine karşı ise yargı yolu açılıyor. Cumhurbaşkanı sadece “vatana ihanet” suçuyla suçlanabilecek. Cumhurbaşkanına milletvekillerinin sahip olduğu “yasama dokunulmazlığı” geliyor. Buna göre, Köşk’e çıkacak kişi cumhurbaşkanı olmadan önce işlediği suçlardan dolayı yargılanamayacak.
Köşk’ün atama yetkisi kısıtlanıyor: Cumhurbaşkanının devletin başı, başkomutanı olduğu yönündeki ifadelere dokunulmuyor. Anayasa’nın parlamenter sisteme daha uyumlu olması için Köşk’ün bürokrat atama yetkileri tırpanlanıyor. Cumhurbaşkanı, vali ve büyükelçi atamaları dışındaki yetkilerinin neredeyse tamamını hükümete devrediyor. AK Partili bazı hukukçular, Anayasa Mahkemesi, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, Yargıtay ve Danıştay’ın üyelerinden en azından bir bölümünü cumhurbaşkanının atamasını istiyor. Bu konudaki son kararı Erdoğan verecek.
550 vekilin 100’ü ‘Türkiye vekili’ olacak: ‘Türkiye milletvekilliği’ olarak adlandırılan sistem Anayasa’ya giriyor. TBMM yine 550 milletvekili ile temsil edilecek. Bu milletvekillerinden 450’si seçim çevrelerinden genel oy ile seçilecek. Kalan 100 milletvekili partilerin aldıkları oy oranına göre belirlenecek. Yüzde 1 oy alan parti, barajı aşamasa da bir milletvekili ile Meclis’te temsil edilebilecek.
Kürtçe tercümana anayasl güvence: “Adil yargılanma hakkı”nı düzenleyen 32. madde ile mahkemelerde Kürtçe ve diğer dillerde tercüman kullanılması anayasal güvence altına alınıyor. Buna göre, sanıklar kendilerine yöneltilen suçun niteliği ve sebebi hakkında en kısa sürede ‘anladığı bir dilden ve ayrıntılı olarak’ bilgilendirilecek. Mahkeme, sanığın kullanılan dili anlayamadığı veya konuşamadığı durumda ‘tercüman’ görevlendirecek. Tercümanın ücretini mahkeme ödeyecek. Mevcut işleyişte de Türk Ceza Kanunu sanığın anladığı dilden tercümana imkan veriyor. Ancak bu konu ilk kez Anayasa’ya giriyor.
İnternet de Anayasa’da: Çağımızın en büyük teknolojik yeniliklerinden birisi olan “internet” sivil anayasaya girdi. Devletin görevleri arasına çocukların internetten kaynaklanan tehlikelere karşı korunması da yer alıyor. “Haberleşme hürriyeti” başlıklı maddede bu durum şöyle ifade ediliyor: “Devlet, cinsellik, şiddet içeren internet yayınlarına karşı çocukları koruyucu tedbirleri alır.”
Başörtüsü, yükseköğretimde serbest: Sivil anayasada en çok merak edilen konuların başında başörtüsü yasağıyla ilgili düzenleme geliyor. Taslakta kılık kıyafetin yasaklanamayacağına ilişkin ibare yer alırken, bu uygulamanın sadece yükseköğrenimle ilgili olduğu belirtiliyor. İlk, ortaöğrenime ilişkin bir ifade yer almıyor. AK Partili bazı isimler Anayasa’ya böyle bir ibareyi koymaya gerek görmüyor. Bu konudaki son kararı Başbakan Erdoğan verecek. Erdoğan’ın önüne giden taslakta ‘Eğitim ve öğrenim hakkı’ başlıklı 45. madde şu şekilde düzenlendi: “Ceza hukuku veya genel ahlâka aykırı olmamak kaydı ile hiç kimse kılık ve kıyafetinden dolayı yükseköğrenim hakkından mahrum bırakılamaz.”
Tüzükler tarihe karışıyor: Türk hukuk mevzuatında Anayasa ve yasalardan sonra gelen ‘tüzük’ler tarih oluyor. Yasa koyucu olan Meclis’in iradesini hakim kılmak için bürokrasiye güç katan yönetmeliklere de çekidüzen veriliyor. Bundan sonra bakanlıklar ve kurumların hazırlayacağı bütün yönetmelikler Meclis denetiminden geçecek.
Komutanlara Yüce Divan yolu: Başbakan Erdoğan’a bırakılan konulardan birisi de genelkurmay başkanı ve kuvvet komutanlarının yargılanma yöntemi. Mevcut yasaya göre cumhurbaşkanı, başbakan, bakan ve yüksek yargı mensuplarını Yüce Divan sıfatı ile Anayasa Mahkemesi yargılıyor. Genelkurmay başkanının hangi mahkemede yargılanacağına ilişkin hüküm bulunmuyor. Kuvvet komutanları Genelkurmay askerî mahkemelerinde yargılanıyor. Taslakta, genelkurmay başkanı ve kuvvet komutanlarının Yüce Divan’da yargılanabilmelerine imkân sağlanıyor.
Türklüğe yeni tanım: 1982 Anayasası’ndaki ‘Türklük’ tanımı değiştiriliyor. Anayasa’nın 66. maddesinde yer alan “Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür” ibaresi, “Türkiye Cumhuriyeti’ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkese din ve ırk ayırt edilmeksizin Türk denir” şekline dönüştürülüyor.
Egemenlik milletin: Taslaktaki en radikal değişikliklerden birisi egemenliğin kullanımına ilişkin. 1982 Anayasası’nda yer alan ‘yetkili organlar’ ibaresi çıkarılıyor. Böylece, kurumların, bürokrasinin millet iradesine karşı yetki kullanmasının önüne geçiliyor. Yeni metin şöyle: “Türk milleti, egemenliğini, Anayasa’nın koyduğu esaslara göre yasama, yürütme ve yargı organları eliyle kullanır.” Türkiye’nin AB sürecinde “egemenlik” tartışması yaşanmaması için bir ibare daha eklendi. Egemenliğin kullanımında Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerin “istisna” olduğu vurgulandı.
Parti kapansa da vekillik düşmeyecek: Parti kapatma zorlaştırılıyor. Bir parti, ancak tüzük ve programı Anayasa’ya aykırı olursa verilecek ihtarın ardından kapatılabilecek. RP ve FP’nin kapanmasına neden olan “suç odağı” fiili somut hale getiriliyor. Siyasi partinin suç odağı haline gelmesi için suç olan fiilin genel merkez tarafından onaylanması ve yaygın olarak işlenmesi gerekecek. Bunlara rağmen bir siyasi parti kapansa dahi milletvekillikleri düşürülmeyecek.
YÖK kaldırılıyor: Yükseköğrenim Kurulu (YÖK) kaldırılıyor. Bunun yerine Yükseköğrenim Koordinasyon Kurulu geliyor. YÖKK, idarî ve malî özerkliğe sahip olacak.
Yargı ‘bağımsız ve tarafsız’ olacak: Yargının “bağımsız” olduğu kadar “tarafsız” olacağı hüküm altına alınıyor. Temel hak ve özgürlükler sadece Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamında sınırlandırılabilecek.
Çocuk ve kadınlara jest: Çocuk hakları, ilk kez ayrı bir bölüm olarak yer alacak. Çocuklar, Birleşmiş Milletler sözleşmelerinde yer alan güvencelerle korunacak. Sosyal ve siyasal alanlarda kadınlar ve korunmaya muhtaç kişiler lehine ‘pozitif ayrımcılık’ yapılabileceği de belirtiliyor.
HSYK ve YAŞ’a yargı yolu açılıyor: Cumhurbaşkanının işlemleri ile Yüksek Askerî Şûra (YAŞ) kararları ve Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) kararları yargı denetimine açılıyor.
Genelkurmay Başbakan’a bağlı: Genelkurmay Başkanlığı’nın hiyerarşideki konumu değişmeyecek. Başbakan’a bağlı olarak kalacak. Taslakta Milli Güvenlik Kurulu’na da dokunulmuyor.
Zaman
Yorumlar
Yorum yap