168) BALKANLAR’DA TÜRK HALK İNANÇLARI

Yayin Tarihi 28 Mart, 2008 
Kategori TÜRK DÜNYASI

Balkanlarda

Türk Halk İnançları

image00190.jpg

Türkler ister galip, ister mağlup ve ister hakim olsunlar, hiçbir zaman hiçbir yerde milli dillerine ve inançlarına karşı besledikleri imandan sapmamışlar, eski soy geleneklerini unutmamışlardır.

Miladın 800 tarihinden itibaren 1000 tarihine kadar iki asır içinde Türkler Şamanlıktan Nesturi Hıristiyanlığına ve Nesturilikten de Müslümanlığa geçmek suretiyle üç defa din değiştirdikleri halde dil değiştirmemişlerdir.

Türkler tarih boyunca İslamlıktan önce, boy boy ve yer yer kapıldıkları dinlerin etkilerinden, Türk Halk İnançları meydana gelmiştir.

Türkler ister istemez eski dinlerinin  az çok etkisinde kalmış ve de İslam ile alakası olamayan eski inançlarını aradan asırlar geçmesine rağmen İslam’ın içinde sanki İslam’ın bir parçasıymış gibi Türk Halk İnançlarını mensubu oldukları dinlerinin içerisinde  sürdürmektedirler.

Tarihte hemen hemen bütün Türklerin toplu olarak inandıkları, katıldıkları ve seçtikleri tek din İslam olmuştur. Aşağıda verdiğim örneklerden göreceğimiz, Türklerin yaşadıkları farklı dinlerin, çevre ve devrelere göre bazı eski inanç motiflerinden birkaç örnek vererek, günümüzde bile yaşadığını göreceğiz.

Ateşten Geçme :

Türk halklarının ateş kültü ile ilgilidir. Raşid ad din, Ebul Gazi Bahadır’dan Ergenekon münasebeti ile biliyoruz. İlkyaz gündönümünde dağın demir kesimini eritmeye matuftur. Kaşgarlı Mahmut da demire uluhiyet veren Türk boylarından söz etmektedir. Demirin bulunduğu yere cin-perinin giremeyeceği inancı Anadolu ve Azerbaycan Türklerinde olduğu gibi Kosova-Balkan  Türklerinde de vardır. İlkyaz gündönümünde 14 Mart’ta Prizren’de Daltulum denen dağ eteğinde halk tarafından oraya çıkılır ve yazın ilk günü kutlanır ateşler yakılır salıncaklar kurulur genç kızlar deflerle türküler söylenir. Akşam namazından sonra ise Prizren Kosova Tekkelerinde çeşitli törenler yapılarak Ergenekon’dan çıkışımız büyük bir heyecanla gün bugün kutlanmaktadır.

Altay Türk halk inançlarında demir ve demirci kültünü toparlarken A. Tacemen; Türk inancında gökyüzü demircisi vardır. O, Şamanların kutsiyeti sayılır. Gök demircisi, yaptığı mucizeli aynalardan, yere atar. Yeryüzündeki şamanlar, bunları alırlar ve Şamanlık takımlarına ilâve ederler. Şamanlar Türk inancına göre, mucize yaratan büyük demircilerdir. Bu yüzden onlardan kötü ruhlar korkarlar. Demirci de çoğu defa halkı kötü ruhlardan ve hastalıklardan koruyan kişi sayılır. Buryatlar ve Sahalarda demir ve demirci kutsal itibarı görürler. Burada çok kere, demirci şamandan güçlüdür. Demirci isterse manevî gücü ile şamanı öldürebilir.

Mavi Boncuk:

Mavi gözün tekin olmayışı inancı Gök Tengri inancının bir ürünüdür.

Türklerde mavinin kutsiyeti gökün mavi oluşundan gelir. Bu nedenle mavi tekin değildir. Mavi saygı celbeder. Mavi gözlü insanın nazarının çabuk geçeceği inancı Dağıstan, Anadolu, Balkanlar ve Kuzey Mezopotamya Türkleri de var.

Azerbaycan da “Göygöz tekin değildir” denir. Mavi gözün veya diğer nazar edici güçlerin olumsuz tesirinden kurtulabilmek için Mavi Boncuk veya başka cisimlerden yararlanırlar.

Kosova Türklerinde ve Balkanlarda yaşayan Türk Akraba Topluluklarında da Mavi Boncuk  inancı hala eski inanç ve kutsiyetiyle yaşamaktadır.

Çocuk doğumlarında, sünnetlerde, evliliklerden tutunda odalarda, dükkanlarda,  evlerin en önemli baş köşelerinde otomobillerde Mavi Boncuğa rastlayabiliriz.

Ayna:

Arkası sırlı yansıtıcı bir cam parçasıdır. Halk tasavvufunda ise yansıtıcı bir cam parçası olmakla beraber, aynı zamanda manevi sırlarda içermektedir. Aynanın cinleri topladığına inanılır. Bunun içindir ki gece aynaya bakılmaz, çocuklara aynaya bakılma izni verilmez..

Bazı hallerde ayna örtülür. Aynaya bakan kimse ‘Allahummesalli’ yi okur.

Kosova Türklerinde genelde evimizin büyüklerince, geceleyin aynaya bakındığımız zaman uyarılar alırız!

Örneğin :

 ‘Ceceylen aynaya bakılmaz’ , ‘Adet dildır ceceylen aynaya bakılma ograrsın!’ gibi uyarılar duyarız evimizin büyüklerinden.

Genelde Oğuz Türk boylarında bu tür inanç kültürü hala gün bugün yaygındır.

Karabasan:

Karabasan,’Albastı’ , ‘Al karısı’ inancı ve bu türden kara iyelerin çeşitli isimlerle tanınması Türk Toplulukları arasında çok yaygındır. Bunlardan korunmanın ve verdikleri zararı gidermenin de çeşitli yolları olduğuna dair inançlar vardır. En fazla istifade edilen kaynak ayet ve sürelerdir.

Kosova Türklerince Karabasan adı yerine Ağırbasan adı kullanılır.

Ağırbasan hakkında çeşitli söylentiler duyarız. Ağırbasan’ın şapkalı ve korkunç bir yüzü olduğu söylenir, geceleyin uykuda iken  Ağırbasan  kişiye musallat olduğunda, eğer o kişi Ağırbasanın  başındaki şapkayı çekerse zengin olacağınla ilgili söylentiler duyarız.

Başka bir rivayete göre de eğer kişi, Ağırbasan’ın etkisinden kurtulamadığı takdirde, öleceğine inanılır.

Ardından Su Dökme:

Türk Halk inancında, biri yolculuğa çıkarsa gittikten sonra annesi arkasından dua okur ve su döker. Böylece yolunun aydınlık gidişinin sağlıklı olacağına inanılır.

Kosova Türklerinde ve Balkanlar’da yaşayan Türk Akraba Topluluklarında da ardından su dökme inancı vardır.

Balkanların çeşitli bölgelerinde ardından su dökme inancı farklı farklı biçimlerde uygulandığı görülür.

Örneğin:

Bir kişi gurbete uğurlanırken arkasından annesi, kız kardeşi veya eşi tarafından ardına su dökülür, bu olay sırasında etrafı matem havası kaplar, gidenin arkasına ağıtlar yakılır, gözyaşı dökülür.

Günahkarlara Geçit Vermeyen Kaya:

Anadolu’da Hacı Bektaş Veli’de olduğu gibi günahkarlara geçit vermeyen kovukları vardır. Bu tür kaya geçitlerinden birisi de yedi uyurlar mağarasındadır. Doğu Anadolu’da

Kars, Bitlis, Erzurum da mevcuttur. Balkanlar’da Osmanlının etkisiyle gelen Bektaşilik inancının  etkisinden dolayı Kosova’nın Prizren şehrinin Sozi Türbesi olarak bilinen  yerde geçit vermeyen kaya  mevcuttur.

İnanışa göre sadece iyi insanların kaya, delikten geçmesine müsaade eder, kötü insanların geçmesine asla izin vermez inancı yaygındır.

Bu inancın derinliklerinde  Türk Türeyiş  destanlarından mağaradan veya ağaç kovuklarından çıkmış olma inancı da aranabilir.

Tırnak Kesme:

Tırnak gündüz kesilmeli hem el hem ayak tırnakları aynı günde kesilmemelidir. İnanca göre el ve ayak tırnakları bir günde kesilir ise aynı günde hem ölüm hem de düğünün olacağı inanılır bu büyük bir kötü günü kendi ellerinle hazırladığına inanılır.

Gece tırnak kesenin kül başına denir. Tırnak yakılır daha ziyade gömülür.

Tırnak kesildikten sonra el muhakkak yıkanmalıdır. El yıkanmaz ise, o elle tutulan yiyecek ve içecek haramdır.

Kosova Türklerince Tırnak Kesmekle alakalı inançlar:

Ayak ve El Tırnaklarının aynı günde kesildiği takdirde, uğursuzluk olacağı inancı yaygındır, hem ölümün hem de düğünün aynı günde olacağına inanılır.

Geceleyin tırnak kesilmemesi inancı da hala gün bugün Kosova Türklerinde ve Balkanlar’da yaşayan Türk Akraba Topluluklarında da uygulanır.

Gayptan Ses:

Türk inançlarında gayptan tanıdık bir sesle çağırma vardır. Buna şeytan çağırdı, şeytan aldattı denir. Böyle hallerde Türklerin çoğu ‘Tövbe Estağfirullah’ derler. Balkanlar Kosova-Prizren’de ise ‘Tuz dügeym Tuz’ derler her bölgede farklı farklı dualar farklı farklı sözleri de duyabiliriz. Kendisini tanıdık bir sesle çağırıldığını duyan, bu sese ilgisiz kalıp cevap vermemelidir. Cevap verilmesi halinde cevap verenin başında iblis-cinin bir felaket getireceğine inanılır.

Yukarıda Ortak Türk Halk İnançlarıyla ilgili  verdiğimiz örnekler hala Türk dünyasında capcanlı bir biçimde yaşanmakta ve yaşatılmaktadır.

Türk Halk İnançları, Türk Dünyasının sınırları içinde Adriyatik’ten Çin Seddine, Sibirya Ovaları’ndan Afganistan’ı kapsayan bir bölgede, asırlardan beri birbirlerinden uzak, habersiz yaşamış olan Türk Toplulukların, şu an farklı din mezhep tarikat inançları içinde olsalar bile ortak Türk Halk İnançları noktasında hepsi birleşmektedirler.

Verdiğim örnekler Türklerin ister İslam’da, ister Şamanizm’de, ister Ortodokslukta ister farklı tarikat ve mezheplerde bu saydığım inançları hala içlerinde sanki mensubu oldukları o dinin bir parçasıymış gibi Türk Halk İnançlarını yaşatmaktadırlar.

Taner Kotle

Kaynakça:

Balkanlar’dan Uluğ Türkistan’a Türk Halk İnançları-1-

 (Kültür Bakanlığı/Ankara 2002-Dr.Yaşar Kalafat)

Balkanlar’dan Uluğ Türkistan’a Türk Halk İnançları-11-

 (Babil Yayınları/Ankara 2005-Dr.Yaşar Kalafat)

Türk Edebiyatı II

 (Türk Edebiyatı Vakfı Yayınları/İstanbul 2006-Ahmet Kabaklı)

Türkler Nasıl Bir Millettir

 (Ufukötesi Yayınları/İstanbul 2006-Mehmet Dikici)

ziyaretcidefteri21111126.gif

Paylaş:

Yorumlar

“168) BALKANLAR’DA TÜRK HALK İNANÇLARI” yazisina 4 Yorum yapilmis

  1. tutku dinç yorum tarihi 25 Nisan, 2010 12:44

    teşekurler

  2. tutku dinç yorum tarihi 25 Nisan, 2010 12:45

    seni cok ozledm

  3. ZEYNEP İNCİ yorum tarihi 22 Şubat, 2011 12:48

    MÜKEMMEL BİR YAZI SN.KAN.
    –TAMDA ZAMANINDA,GEREKTİGİ ANDA!
    *BU YAZILARDAN BOLCA OKUNMALI!

  4. Salih Cengiz yorum tarihi 23 Şubat, 2011 01:33

    Yılmaz hocam Emeğine sağlık.

Yorum yap