163) KELOĞLAN VE KURGU BİLİM
Yayin Tarihi 20 Nisan, 2008
Kategori KATEGORİLENMEMİŞ, KÜLTÜREL
Keloğlan ve Kurgu Bilim
————————————————————–
1. “Genclikte Sac, Yaslilikta Sakal Yakisir” bir Türk Atasozudur. Bu deyis’in isiginda, neden alp’in adi’nin Keloglan olduguna kisaca goz atmak uygundur. Kel bir oglan, en kisa surede goz’e batacaktir. Boylece, daha bastan, bu oglan’in yapacaklarinin onemli oldugu ve olacagi aciktir. Toplum, dusunce ve inanislarini Keloglan kisiligi icinde dil’e getirir; yaptiklarini anlatip boburlenebilecegi bir kavram’a donusturur. Disaridan bakildiginda, bu islem bir yerde Toplum’un Kurgu Bilim’e katkisi olarak algilanabilir.
2. Kurgu Bilim iki donem’e ayrilir: M.O; M..S. Bu iki donem arasinda, hicbir ayricalik yoktur. Ne icerik bakimindan, ne de yontemler acisindan. Tum’u ile birbirlerine estirler. Bu yonde tuketilen butun yaratici guc, toplumlari bir duzeyde inaclara zorlamak amacina donuktur. Kurgu Bilim ile yaratilmis olay ya da kisiliklerin yardimi ile, az gider kullanarak yuksek verim alinmasina calisilir. Bu zorlama, toplu yonetim duzenince de yapabilecegi gibi, tek kisice ele alinmis bir atilim olarak da ortaya cikabilir. Amac, bir ‘yonetim’ bolumunun cikarlarini korumaktir, giderleri dusurmektir. Ancak, bu ugras sonucunda, kimin daha cok gelir elde edecegi sorusunun Toplumca sorulmasi kacinilmaz.
3. Ne var ki, ara-sira Toplum da bu tur eylemleri kokunden anlayip, kesinlikle karsilik verir. Bu karsiliklari da, Toplum kendi icinden cikardigi kisiliklerin agzindan anlatir; yaraticiligini, keskin dusuncesini uygulamaya koyar. Bu kisiliklerin ardinda, altinda, gecmiste yasamis biri vardir. Soyledikleri ve yaptiklarindan dolayi Toplumca sozcu secilen bu kisilikler bir maya olustururlar. Sonradan yapilan ve soylenenler de, ornek alinan kisinin imis gibi gorulur. Bir ana varlik, bir alp, bir balbal olusur.
4. Bu yarisma da tam anlami ile, kimin ne kadar pay alacagi uzerinedir: inancsal kurumlar mi, yoksa, ‘soylular’ (gercek ya da yakistirmaci) kumeleri mi? Cunku, sonucunda, is yalnizca kimin kimleri yonetecegi ve giderini kimlerin odeyecegi sorulari uzerine oturtulmustur. Dogal olarak, bu islerin sonucundan yararlanacak kisi ya da toplumlar, amaclarini acikca gostermek istemeyeceklerdir. Cunku, inac ve soylu bascilari kendi aralarinda cok yonlu cekismektedirler. Bu yarismaya baskalarini almak, katilmalarina goz yummak, kendi paylarini azaltacaktir. Ne var ki, insanoglundan baska iki ayak uzerinde durabilen pek bulunmaz. Dogadaki varliklarin buyuk cogunlugu dik durabilmek icin en azindan uc ayaga gerek duyar. Konumuz bakimindan, ucuncu ayak Toplumdur. Toplumca yaratilan Kisilikler ya (az da olsa) bilinen bir kisiligin cercevesi genisletilerek olusturulur, ya da tam anlami ile Kurgusaldir. Iki nedeni vardir: Kuramsal kavramlari somut olaylara donusturmek, Yaratilan kisiligin agzindan, unutulmaz bicimde Toplumun bellegine veriler, kuramlar yerlestirmek.
5. Bu karsiliklarin en gorkemli olarak bulundugu toplumlarin arasinda Turkler gelir. Nasreddin Hoca uzerine pekcok yazi ve kitap yazilmistir. Nasreddin’in “Kedi ve Kiyma” oykusunde ozetlenen kuramlari, dunyanin degisik yerlerindeki bilimadamlari yuzyillar sonra ancak kitaplar yazarak anlatabilmislerdir. Ancak, bu Turk kisilikleri Nasreddin ile baslamadigi gibi, onunla da son bulmaz. Her biri birer inci niteliginde, pekcok maya’lik etmis ornekler vardir. Keloglan bunlardan yalnizca biridir. Yazilmayacak, anlatilmayacak ve dunya öz gecmisine yapabilecegi en buyuk kabaliktir, saygisizliktir. Ustelik, bu yokolustan sonra, yokolan oyku ilk olarak baska bir toplumun sozcusunce dile getirilmis gibi yeniden surume girebilecek, diger toplumlarin ilerlemelerine katkida bulunabilecektir.
6. Toplum bu yontem ile yalnizca kendine inanc somuruculeri ve soylular ikilisince sunulan kurgubilim urunu olay ve kisiliklere karsilik vermekle kalmaz. Yaratilan balbal kisilikleri ile gelecek kusaklarin ve Toplumun mayasini korumayi saglar. Yakin yuzyillara kadar, alpler arasinda tek-e tek dogus yapilir, sonucunda ulkeler alinip verilebilir idi. Gunumuzde bu tek-e tek dogus kilic-kalkan yerine Kurgu Bilim yaraticiligi ile yurutulmektedir. Kimin Kurgu Bilim yaratiklari evrende daha iyi yayilir, bilinir ise, o ulke ya da toplum yarismayi kazanmis olmaktadir. Bir yerde, bu tur giz oyunlarini ogrenmek ve belgelemek kacinilmaz.
7. Toplumlarin Kurgu Bilim yolu ile kendilerine sunulanlara gene Kurgu Bilim yontemi ile karsilik vermeleri bir bas kaldirma olarak da gorulebilir. Atilan yanlis adimlari dogruya yoneltmek, ileride yapilabilecek yanlislarin onune gecmek icin kayda alinmis atilimlardir. Bu oyle bir baskaldirmadir ki, sessiz baslar; once dusuncelerdedir. Toplumun bireylerinin birlesen sesleri ile gittikce yukselir. Butun gelecek kusaklari etkiler, mayalar, egitir. Keloglan, bu yontemin en öz, en etkili orneklerinden biridir. Kut Veren Bilgi ile ugrasanlarin ve okuyucularinin en once ogrenmeleri gerekli olan: toplumlar arasi iliskilerde ve toplum ile yoneticileri arasindaki alis-verislerde hicbirsey gorundugu gibi degildir. Kayda gecmis gecmemis olaylarin ardindaki nedenler, etkenler genellikle tum olarak bilinmez. Unutulmamalidir ki, hicbirsey (olay, bilgi, kisilikler, iliskiler, vb) gizli kalamaz. Ancak bulunmalari ve anlasilmalari geciktirilir. Bu cok onemlidir. “At’i alan Uskudar’i gecer” atasozunun kapsamina girer. Sonradan ogrenilmeleri yararlarini buyuk olcude dusurur. Dolayisi ile: Olaylari baslangicindan gorup belgelemek kacinilmazdir. Sonra da, bu belgeler yordami ile atilima gecmek boyun borcudur.
8. Iceriklerini dusunmeye basladigimizda, Keloglan oykulerinin bu yonde yaratildiklari sonucuna varabiliriz. Anlasilan, Turk Atalari bu tur iletisimin onemini cok once kavramis ve geregince uygun dusunceleri Kurgu Bilim alp’ini yaratarak agzindan gelecege dogru aktarmistir. Bunlarin arasinda, Egemenligin korunmasi olabilecegini de dusuncelerden uzak tutmamak uygun gorulebilir.
_ . _
http://vlib.iue.it/carrie/texts/carrie_books/paksoy-8/
H.B. PAKSOY, D. Phil.
Bu yazi, H. B. PAKSOY’un 25 Nisan 2004 tarihinde, saat 2:00’de, Türk Evi’nde,
(821 United Nations Plaza New York, NY 10017) 23 Nisan Çocuk Bayrami nedeniyle
yaptigi konusmanin metnidir.
Yorumlar
Yorum yap