1359) Süper Savunma Projesine Devlet Destek Vermemiş!
Yayin Tarihi 5 Ekim, 2015
Kategori BASIN-YAYIN
Destek bulmayan çılgın proje rafa kalktı
Süleyman Demirel Üniversitesi’nde (SDÜ) geliştirilen ve savaş uçaklarının füze kullanılmadan düşürülmesini hedefleyen çılgın proje, destek bulamayınca rafa kalktı.
Süleyman Demirel Üniversitesi’nde (SDÜ) geliştirilen ve savaş uçaklarının füze kullanılmadan düşürülmesini hedefleyen çılgın proje, destek bulamayınca rafa kalktı.
SDÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Lütfi Öksüz ve ekibi, laboratuvar ortamında yüksek enerjiyi kablosuz olarak transfer edip uzaktaki elektronik devrelerin harekete geçirilmesini sağladı. Proje ile savaş uçaklarının füze kullanmadan düşürülmesi hedefleniyordu. Ancak proje ilgi görmeyince rafa kaldırıldı.
İLGİ GÖRMEDİ
ABD’de bulunan, Rusya ve Çin gibi ülkelerin de üzerinde çalışma yaptığı sistem, SDÜ’de tamamen yerli imkanlarla oluşturuldu. Projedeki amaçlarının, yüksek enerjiyi kablosuz olarak transfer edip uzaktaki elektronik devreleri yakmak olduğunu belirten Prof. Dr. Lütfi Öksüz, “Biz bunu laboratuvar ortamında başardık. Asıl amacımız ülkemizde savunma sanayinde kullanılacak bir proje geliştirmekti. Fakat devletimiz ilgi göstermedi. Sebeplerini bilmiyoruz. Taşralı olmak ya da güvenmiyor olmak olabilir. Savunma sanayinden yetkililer geldi. Gördüler ancak destek vermediler. Bu nedenle projeyi rafa kaldırdık” dedi.
“GELİŞMİŞ ÜLKELER BUNU ÜRÜN HALİNE GETİRDİ”
ABD, Rusya ve Çin’de bu tür projelerin artık ürün haline gelmiş durumda olduğunu aktan Öksüz, “Boeing 500 metre uzaktaki binaların ışıklarını söndürmüş ya da silah sistemlerini göçerten denemeler yapmış. Rusya bu konuda oldukça iyi. Uçakları düşürüyor. Gelişmiş ülkeler bu teknolojiyi kullanıyor. Bunun arkasında sadece uçak düşürme yok. İleride uyduları düşürme de olabilir. Artık savunma sanayinde elektronik savaşların olduğu bir çağa giriyoruz. İnsanlar topla, tüfekle savaşmıyor. Belki Ortadoğu’da böyle ama Amerika’da bakıyorsunuz savunma sanayine, Nevada’dan burada bir insansız hava uçağıyla gidip istediği yeri bombalayabiliyor. Bunların altında bu tür teknolojiler var. Ülkemizde de olması gerekiyor. Dışa bağımlı olduğumuz savunma sanayinin her alanında en azından alt yapımızı oluşturmada geç de olsa belki bunları birkaç yıl sonra kullanabilir hale getirmemiz mümkün. Bunların endüstriyel hale getirilmesi devletin amaçlarından biri olmalı” şeklinde konuştu.
“DEVLET DESTEĞİ OLMADAN GELİŞTİRİLEMEZ”
Bu projenin SDÜ’nün çılgın projelerinden biri olduğunu kaydeden Prof. Dr. Lütfi Öksüz, “İlk denemelerimizde burada gördüğünüz led lambaları birkaç metre öteden yakabildik. Bu sistem 10 Ghz’lik bir frekans dalgası üreten sistem. Üretilen bu dalgayı kablosuz olarak transfer ettik ve uzaktaki lambaları yakmayı başardık. Tükettiğimiz anlık enerji 2 Gigawatt. Bunun geliştirilmesi lazım. İç dış dizaynı geliştirilmeli. Dakikada 50-60 dalga üretmek gerekiyor ki süreklilik olsun. Bunların uçaklara ya da belli sistemlere monte edilmesi için yatırım gerekiyor. Bunun için de devlet desteği gerekiyor. Devlet desteği olmadan geliştirilmesi mümkün değil. Ama savunma sanayinden ya da Aselsan’dan pozitif bir geri dönüşüm göremedik. Değişik görüşleri olabilir. Ama geç kaldık. Zaman geçiyor. Bu sistemlerle farklı uygulamalar yapılırken, bu işleri yapabilecek birkaç ülke iken, şimdi birçok ülke bu konuda çalışma yapıyor. Biz geri kalıyoruz” açıklamasında bulundu.
http://www.milliyet.com.tr/destek-bulamayan-cilgin-proje-rafa-kalkti-isparta-yerelhaber-923958/
Yorumlar
“1359) Süper Savunma Projesine Devlet Destek Vermemiş!” yazisina 3 Yorum yapilmis
Yorum yap
Tübitak’ta dahil olmak ülkenin tüm kurumları, kuruluşları Türk olmayanların eline geçti, islamı, ümmetçiliği kullanarak ülkeyi işgal ettiler. Düşman şaşırılmamalı ki yararımıza gelişimleri engelleyecektir. Türklerin artık yeni bir yola koyulması gerekiyor, çok acilen.
Ayrıca, zamanında Hong Kong gibi özerk bir yapı oluşturulsaydı “demokrasi” adı altında islamla afyonlanmış, islam kullanılarak kasten eğitimden bilimden uzaklaştırılmış çoğunluğun “oyunu” yine islamı kullanıp alarak truva atlığı amacıyla “seçilip” (dış destek aldıklarını belirtmeme gerek yok sanırım) ülkenin yönetim unsurlarını islamcı, ümmetçi kisveleriyle işgal ederek islamı kullanarak eğitimden bilime işlevsizleştirmek için çalışan, örnekte olduğu üzere ülkenin gelişimini sekteye uğratmak için çalışan, durduranlar (hiç birisi Türk değil, yolsuzlukla islamcılıkla zenginleşenlerin hiç birisinin Türk olmadıkları gibi) olmaksızın bir gelişim sağlayabilirdik. (TÜBİTAK’ın Türk olmayanlarca işgali, işlevsizleştirilmesi olmazdı örneğin)
Eğer zamanında özerk demokrasi adı altında erişemeyecekleri yurdumuz olsaydı böylesi bilimsel verileri, gelişimleri, üretimleri saklayıp çalınmasını, dışarıya kaçırılmasını önleyebileceğimiz bir güvenli bölgemiz olurdu.
Köy enstitüleri, üretim yapan kurumlar, fabrikalar, kuruluşlar, bilim ve bilgi üzerine kurulu eğitim sistemi, bağımsız güvenli bir gelecek.. tüm bunlar osmanlıdan kalma islamcıların olmadığı bir ulus yaratılsaydı bir sonuç verebilirdi.
Din kullanılarak üzerimize savaş açmış durumdalar.
Yukarıda ki örneğin yanında işlevinden uzaklaştırılan eğitim, üretim, bilim gibi alanları, sosyal/yazılı/görsel yayınlarda etkin olan düşmanların (kürd adı altında yaşayan yahudi, yahudi ve diğer yabancılar) toplumu tüm alanlarda bozgunculukla yozlaştırması, dile, kültüre, ada, geleneğe bozma amaçlı yapılan saldırılar, Türkleri hedef alan suçlar’ı, ülkenin suç turizmine açıldığını, yok edilen/işlerine geldiğince yeniden yazılan tarihi de unutmamalı.
Azınlık olma durumunda ki GDO benzeri yollarla olsun, sosyal, yazılı, görsel yayınlarla yozlaştırarak olsun doğum oranları epey düşürüldü. Yahudiler Anadolu ve Mezopotamya’yı kolonişterek almaya yaklaştılar (ülkemizde kürd adı altında yaşayanların yahudi olduğu, dillerini bile Ön-Türkçe üzerine kurdukları bilinmeli toprak dışında istedikleri başka şeylerde var gibi. Tüm bu yaşadığımız yok edilişin nedeni de burada saklı.)
Gelecek nesillere azınlık, eğitiminden gıdaya bozulmuş bir ulus vermek ne derece doğru olur bilemiyorum. Böylesi bir geleceğe doğmaktansa olmamayı yeğlerdim sanırım. Bilmiyorum bu konuda düşünüp karar verilmeli.
Türk yahudisi olmamasına karşın ülkemiz yahudiden geçilmiyor. Bu insanlardan uzak durmayı öğrenmemiz yerinde olabilir(di).
Tanrı yardımcımız olsun.