135) TOPRAKLARIMIZ VE GIDALARIMIZ ZEHİRLENİYOR!

Yayin Tarihi 2 Haziran, 2009 
Kategori SOSYAL

TOPRAKLARIMIZ VE GIDALARIMIZ

ZEHİRLENİYOR!

Türkiye genetiği değiştirilmiş tohumlara kapıyı açıyor

image0012.jpg

ABD, Türk milletvekilleri ve TÜBİTAK heyetini ağırladı, genetiği değiştirilmiş ürünlerin Türkiye’de ekilmesi için ikna etti.

Milletvekillerinden ve Tübitak üyelerinden oluşan bir grup, geçtiğimiz günlerde ABD’ye sessiz sedasız bir gezi düzenledi. Amerikan Tarım Bakanlığı sponsorluğunda gerçekleştirilen ”GDO (Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar) ve Tohum Gezisi” sonrasında, hepimizin sağlığını doğrudan etkilemesine rağmen fazla konuşulmayan üç yeni yasa tasarısı TBMM gündemine alındı.

Bu yasa tasarılarından sadece biri, yeni Tarım ve Gıda Bakanlığı kurulması teklifi medyada yer alırken, Türkiye’de genetiği değiştirilen ürünlerin üretiminine kapı açacak değişiklik teklifi gözlerden kaçırıldı.

Hükümetin, dünyada artan gıda sorunlarını bahane göstererek hazırladığı ‘Ulusal Gıda Güvenliği’ yasa tasarısı ile, genetiği değiştirilmiş bitkilere izin verilmesinin önü açılıyor. Yasa tasarısının ‘bilimsel elekten geçen genetiği değiştirilmiş bitkilere’ üretim hakkı vereceği, tarım planları, ürün çeşitliliği, stratejik ürün üretimi ve üreticinin kârı artırılacağı iddia ediliyor.

Yasa değişikliği ile, şimdiye kadar sadece dışardan satın alınabilen genetiği değiştirilmiş ürünler, artık Türkiye topraklarında üretilecek.

Öte yandan, bütün dünyada ciddi tartışmalara neden olan ve sağlık üzerindeki olumsuz etkileri yanında, toprakta yaptığı tahribat da bilimsel araştırmalarla ortaya çıkan genetiği değiştirilmiş tohumlar ve ürünlerle ilgili böyle önemli bir kararın, sponsorlu bir ABD gezisi sonrası apar topar imzaya açılmış olması dikkat çekici.

Genetiği değiştirilmiş tohumları üreten ve pazarlayan büyük ilaç şirketlerinin, dünyanın en etkili lobi grupları arasında olduğunu da unutmamak gerek.

Geçtiğimiz hafta gerçekleşen ve TÜBİTAK temsilcilerinin de katıldığı geziyi ”genetiği değiştirilen ürünlerin Türkiye’de satılmasının yasallaştırılmasına yönelik ikna gezisi” olarak yorumlayan Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi Genel Başkanı Kemal Özer, milletvekillerinin açıklamalarının gezinin gizli amacını ortaya koyduğunu iddia ediyor.

”Dünyanın ‘felaket’ olarak nitelediği bir konuda, geziye katılan milletvekillerinin söylediği, ”Bilgilenme amacıyla gittik. Biyoteknoloji demek ille de kötü bir şey yapılacak demek değil. Gezide, Meclis’e gelmesi beklenen Biyogüvenlik Yasa Tasarısı ile ilgili oldukça faydalı bilgilere eriştik. Biz, ABD için çok iyi müşteriyiz. Pamuk, mısır ve yağlı tohumlarda ABD ihracatında ikinci sıradayız. Faydalı bir gezi oldu” şeklindeki ifadeleri hatırlatan Özer, ABD’nin iknada başarılı olduğunu söylüyor.

“GDO, başta insan nesli olmak üzere tüm canlılar ve bitkilerin doğal yapısını bozan gıdaları kullanarak, ülkeleri ve insanları esir eden yeni bir teknolojidir. Genetiğin değiştirilmesi sayesinde insanlığın ortak mirası olan tohumlar, patentleştirilerek ABD ve İsrail’in veya bu ülkelere ait şirketlerin mülkiyetine terk edilmektedir” ifadelerini kullanan Özer, GDO’lu ürünlerin tüketilmesinin başta AB olmak üzere birçok gelişmiş ülkede, insan sağlığına ve toprağa zararları nedeniyle yasak olduğunu da hatırlatıyor.

MAYIN KADAR TEHLİKELİ

Genetiği değiştirilmiş ürünler üzerine yıllardır çalışan bilim adamlarının ortaya koyduğu veriler, ne tür bir tehlikenin kapımızda olduğunu açıkça ortaya koyuyor.

Genetik mühendisliği uygulanmış ürünlerin potansiyel olarak toksik olduğu, insan sağlığını tehdit ettiği artık hemen hemen herkes tarafından biliniyor. Şu anda üretimi süren dört düzineden fazla yapısı değiştirilmiş suni ürün için tüketiciler, özellikle Güney Amerika ve Hindistan gibi kalabalık ve fakir ülkelerde, kobay olarak kullanılıyor.

Öte yandan, genetiği değiştirilmiş ürünlerin, başta göğüs, prostat ve kolon kanserine yakalanma riskini artırdığı, besin allerjisi olan kişiler için ekstra risk ortaya çıkardığı, antibiyotiklere olan direnci yükselterek, hastalıklar karşısında insan vücudunu zayıf bıraktığı da bilimsel olarak ispatlandı.

TOPRAK TAHRİBATI

Genetiği değiştirilmiş ürünlerin ekildiği topraklarda oluşan tahribat ise gelecek açısından en tehlikeli yan etkilerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Yapılan çalışmalarda genetiği değiştirilmiş ürünler yetiştiren çiftçilerin geleneksel tarım yapan çiftçilere göre daha fazla tarım ilacı kullandıkları, çünkü bu bitkilerin tarım ilaclarına karşıda dirençli olduğu ortaya çıktı.

Aşırı kimyasal ilaç kullanımı ekosistemi geri dönülmez şekilde değiştirip, yararlı böceklere ve topraktaki yararlı mikroorganizmalara zarar verirken, yapısı değiştirilmiş tohum ekilen topraklar bir süre sonra geleneksel tarım yapılamayacak hale geliyor.

Özellikle başta Meksika olmak üzere Güney Amerika’da ortaya çıkan bu etki, çiftçilerin vazgeçmek istemelerine rağmen, daha pahalı olan genetik mühendisliği ürünü tohumları almak zorunda bırakıyor. (Dünya Bülteni)

Paylaş:

Yorumlar

“135) TOPRAKLARIMIZ VE GIDALARIMIZ ZEHİRLENİYOR!” yazisina 1 Yorum yapilmis

  1. Ramazan K. Kurt yorum tarihi 14 Ocak, 2013 10:13

    “ECNEBİ BURJUVA” VE “ÜMMET BURJUVA”NIN İŞBİRLİĞİ İLE FRANKEŞTAYN AÇILIMLAR: “OTTOMANIA”VE GDO
    http://www.ortadogugazetesi.net/makale.php?makale=&id=5061

Yorum yap