134) ŞEKERİMİZİN TADI YOK OLUYOR-4
Yayin Tarihi 28 Şubat, 2008
Kategori KATEGORİLENMEMİŞ
ŞEKERİMİZİN TADI YOK OLUYOR ! -4
SAYIN YAŞAR ERBOZ VE MACİT SOYDAN TARAFINDAN HAZIRLANAN BU ARAŞTIRMA YAZISI, BEŞ BÖLÜM HALİNDE YENİÇAĞ GAZETESİNDE “ŞEKERE SALDIRININ ANATOMİSİ” BAŞLIĞINDA YAYINLANMIŞTIR.
Pancara kota, çiftçiyi açlığa mahkum eder
Türk çiftçisinin en önemli gelir kaynaklarından biri olan şeker pancarı, dünya şeker devlerine feda edilmek isteniyor.
Türkiye’de şeker pancarı üretimi ve şeker pancarı üreticisi üzerine oynanan kirli oyunları Türkiye Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Gökhan Günaydın da sert bir dille eleştirdi. Türkiye’nin atar damarlarından birisi olan şeker sektörünün rant uğruna yok edilmeye çalışıldığını belirten Günaydın, “Dünyanın önemli şeker üreticileri arasında yer alan Türkiye, dünya pancar şeker üretiminde Fransa, Almanya ve ABD’den sonra yüzde 8 ile dördüncü, Avrupa pancar şeker üretiminde yüzde 10 ile üçüncü sıradadır. Ortadoğu pancar şekeri üretiminde yüzde 65 paya sahip olan Türkiye, AB ülkelerinin yüzde 15’i kadar şeker üretmektedir” dedi.
Önemli gelir kaynağı
Şeker sektörünün Türkiye’de tarıma dayalı sanayinin en önemli örneği olduğunu dile getiren Günaydın, şöyle devam etti: “Sulu koşullarda ve üstün tarım teknikleri kullanılarak üretilen şeker pancarı, Türkiye topraklarının en önemli gelir kaynağıdır. Üreticiye mekanizasyonu, gübreyi ve tarım ilacını kullanmayı öğreten pancar tarımı, kendisinden sonra aynı tarlaya ekilen tüm ürünlerin verimini arttırır. Taşımacılık sektöründe yılda 14 milyon tonun üzerinde yük sağlar. Fabrikalardan bedelsiz ya da düşük bedelle posa-melas alan üretici, dibe vurmuş olan hayvancılıkta yem açığını kapatmaya çalışır. Sektörün çıktısı olan şeker, ülke gereksinimini karşılar, dış satımı yapılır.”
Vatandaş mağdur olur
Türkiye’de halen 30 adet şeker fabrikasının bulunduğunu belirten Günaydın, bunlardan sürekli zarar eden Konya, Kayseri ve Amasya şeker fabrikalarının özelleştirildiğini hatırlattı. Günaydın, şunları söyledi: “Diğer 27 fabrikanın tümü Türkiye Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi (TŞFAŞ) kapsamındadır. Şeker fabrikalarında 30 bine yakın işçi istihdam edilmektedir. Pancar üreticileri yanında pancar tarımında çalışan çiftçiler, et ve süt sektöründe faaliyet gösterip şeker sanayii yan ürünlerinden faydalanan çiftçi aileleri, taşımacılık sektöründe şeker ürünlerini taşıyanlar, fabrikalarda işçi-memur konumunda istihdam edilenler düşünüldüğünde, şeker sektörünün ülkemizde en azından 8 milyon kişiyi doğrudan ilgilendirdiği ortaya çıkmaktadır.”
Kayıtdışı stok çok
1990’lı yılların gereksiz dış alımlar ile yılda 300 bin ton düzeyine ulaşan kayıt dışı pancar ticaretinin şeker stoklarının oluşmasına neden olduğunu kaydeden Günaydın, “İktidarlar bu sorunun üzerine gitmek yerine, pancar üretimine kota getirmekteler. Pancara getirilecek kota, çiftçimizi açlığa mahkum etmektir. Stok fazlalığı gerekçe gösterilerek şeker pancarı üretimine kota getirilirken, diğer taraftan dış alımcı olduğumuz mısırı hammadde olarak kullanan nişasta bazlı şeker üretimine geniş imkânlar sunulmaktadır” dedi.
Teslimiyet bayrağını çekeriz
Şeker sektöründe sürdürülen sürecin olası sonuçlarını değerlendiren Türkiye Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Gökhan Günaydın, “Bu sektöre yatırım yapacak olan firmalar, sadece belli fabrikaları seçecek. Kârını maksimize etmeyi amaçlayacak yatırımcılar, hammadde sorunu yaşamamak için, pancar kalitesi ve verimi yüksek olan Orta Anadolu Bölgesi’nde bulunan fabrikaları tercih edecek” dedi. Şeker fabrikaları özelleştiği takdirde, bunların yaklaşık 10’unun üretime devam edeceğini kaydeden Günaydın, şunları söyledi: “Diğerleri farklı gerekçelerle kapatılacak. Türkiye’nin şeker gereksiniminin altına düşecek üretim açık, dış satım geri ödemeleri ile desteklendiği için daha ucuza şekere sahip olan ülkelerden ve özellikle AB’den yapılan
dışalım ile kapatılacaktır. Süreç içerisinde, yine daha ucuza şeker ürettiği gerekçesi ile nişasta bazlı şekerlere tanınan ayrıcalıklar sürdürülecek ve sanayi şekeri tümüyle mısırdan elde edilen nişasta bazlı şekerlere dayandırılacaktır. “
Mısıra talep
Şekerpancarı üretimine getirilen kotaların artmasının, mısır dış alımını artıracağını kaydeden Günaydın, ”Sonuçta pancar üreticisine verilmeyen kamu kaynakları AB pancar üreticilerine, ABD ve Arjantin mısır üreticilerine aktarılacak. Doğuda yaşayan insanların şeker pancarından ve sektörün katma değerinden kaynaklanan gelir olanakları ortadan kalkacak. Dibe vurmuş hayvancılık önemli bir yem kaynağını daha yitirerek piyasaya teslimiyetini ilan edecek” diye konuştu.
Ekonomideki payı en düşük ülkeyiz
Günümüzde tüm dünya ülkeleri arasında kamunun ekonomideki payı en düşük olan ülkelerden biri Türkiye’dir. Gelişmiş ülkeler dahil tüm dünya ülkeleri, özellikle stratejik sektörlerde kamu varlığını korumaktadır. Örneğin Fransa’da 1994/95 yıllarında özelleştirmenin hemen hemen tamamlanmış olduğu şeker sektöründe, son yıllarda yeniden kamulaşma eğilimine girilmiştir. Özel sektörün elindeki şeker fabrikalarının büyük çoğunluğu kooperatiflere devredilmiş ve 2007-2008 döneminde çiftçilerin payı yaklaşık yüksek 62’ye yükselmiştir.
Devredilen KİT’ler ilk 500’e giremiyor
TürkŞeker’de muhtemel bir özelleştirme, ne yazık ki; daha önce özelleştirilen diğer kamu kurumları gibi sektörün de sonunu getirecektir. Nitekim İstanbul Sanayi Odası’nın her yıl yayınladığı 500 büyük firma listesine bakıldığında, eskiden bu listede çok sayıda KİT’in yer almış olmasına rağmen, özelleştirildikten sonra bunların hiçbirinin listeye giremedikleri görülmektedir. Çünkü üretim düşmekte, katma değer yaratılmamaktadır. Özelleştirmeden sonra bunların ödediği vergilerde de büyük düşme gözlenmektedir.
Nişasta bazlı şekerde rekor artış
Türkiye’de şeker pancarı üretimi her geçen düşerken, hammaddesi mısır olan nişasta bazlı şeker üretimi ise sürekli artıyor. Türkiye Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Gökhan Günaydın, şeker pancarına getirilen kotaların, hammaddesi mısır olan nişasta bazlı şeker (NBŞ) üreticisi olan dev firmaları sevindirdiğini ifade etti.
Cargill’e dikkat!
NBŞ üreticisi şirketlerden ikisinin yabancı, ikisinin yerli, birinin de yerli-yabancı sermaye ortaklığından oluştuğunu belirten Günaydın, bu firmalar arasında özellikle dünya devi Cargill’e dikkat çekti. Ülkenin sömürü tehlikesiyle karşı karşıya olduğu uyarısında bulunan Günaydın, şunları söyledi: “Yargı kararlarına rağmen Bursa’da üretimini sürdüren Amerikan Cargill şirketi, halen 57 ülkede faaliyet göstermekte olup 90 bin çalışanı ile tarım alanında dünyanın en büyük şirketi niteliğindedir. Ayrıca Cargill, İngiliz ortaklı Pendik Nişasta’yı da yurtdışında gerçekleştirilen bir operasyonla ele geçirmiştir. Cargill’in kâr elde etmesi uğruna Türk çiftçisinin zaten zor olan yaşam koşulları, daha da ağırlaştırılmaktadır. “1995-98 yılları arasında 4 yılda nişasta bazlı şeker üretiminin yüzde 150 oranında arttığına değinen Türkiye Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Günaydın, “NBŞ üretimi, şeker fabrikalarının daha az şeker üretmelerini, dolayısıyla pancar üreticilerini de olumsuz etkileyecektir. Eğer nişasta bazlı şeker üretimi bu şekilde devam ederse ya da buna bir kontrol getirilmezse, o zaman çiftçilerimiz daha az pancar üretecek. Eksik ekim yapılacak, yaklaşık 100 bin pancar üreticisi ailenin pancar tarımından vazgeçmesi söz konusu olacaktır” diye konuştu. Avrupa Birliği’nde, nişasta kökenli şekerler için yüzde 2’lik bir kota bulunduğunu hatırlatan Günaydın, “4 Nisan 2001 tarihinde çıkartılan Şeker Kanunu ile Türkiye’de bu kota yüzde 10 olarak belirlenmiş ve Bakanlar Kurulu’na yüzde 50’lik artırım yetkisi verilmiştir. Hemen ardından da bu yetki kullanılarak, kota yüzde 15’e çekilmiştir” dedi.
Konya Şeker borsa için araştırmada
İMKB Başkanı Hüseyin Erkan’ın göreve gelmeden önce danışmanlık yaptığı PANKOBİRLİK bünyesindeki Konya Şeker’in halka arzı için çalışmalar başladı. Ancak PANKOBİRLİK, finansman ihtiyacı olmadığı için borsaya şimdilik sıcak bakmıyor. PANKOBİRLİK ve Konya Şeker Yönetim Kurulu Başkanı Recep Konuk, konuyla ilgili Dünya gazetesine yaptığı açıklamada, önceliklerinin şirketlerini tek çatı altında toplamak olduğunu söyledi.
Yoğun ilgi var
İMKB Başkanı Erkan’ın, Anadolu’daki firmaların borsaya katılmasını istediğini kaydeden Konuk, “Biz bunu düşünmüyor değiliz. Ama halka arzla ilgili şimdilik bir kararımız yok. Biz, laf olsun, süs olsun diye borsaya açılacak değiliz” dedi. Halka arz konusunu, oluşturulan bir ekibe inceletmeye başladıklarını ifade eden Recep Konuk, “Kararımız buna göre şekillenecek. İmajımızı yükseltmek için özel bir nedenimiz yok. Halka açılıp açılmayacağımıza bu yıl karar vereceğiz” diye konuştu. Yabancı yatırımcılardan çok yoğun ilgi gördükleini de kaydeden Konya Şeker Yönetim Kurulu Başkanı Recep Konuk, şunları söyledi: “Burada ciddi anlamda talep patlaması var. Ama önce biz kendimizi derleyip toplayıp bunların teknoloji transferini esas alan yapılanmalarla beraber olabileceğini düşünüyoruz.”Türk şeker’e ait 25 şeker fabrikasının özelleştirilmesine talip olduklarını da kaydeden Konuk, “Özelleştirmeye ülke adına talibiz. Bu ülkenin kaygısıdır. Tarımsal sanayiinin özelleştirilmesine ilişkin kaygıları taşımadan yapılacak bir özelleştirmenin başarısız olacağını düşünüyorum” diye konuştu.
Yorumlar
“134) ŞEKERİMİZİN TADI YOK OLUYOR-4” yazisina 1 Yorum yapilmis
Yorum yap
bence çokgüzel bir şey yapılmış tebrik ederim.