1335) Yaşasın! Obama “Soykırım” Demedi(!)
Yayin Tarihi 24 Nisan, 2015
Kategori BASIN-YAYIN, ERMENİ SORUNU
Obama, 1915 Olayları’nın 100’üncü yılında
‘soykırım’ ifadesini kullanmadı
Obama, bu sene 24 Nisan açıklamasını bir gün önceden yayınladı. Beklenildiği gibi açıklamada ‘soykırım’ sözünü kullanmadı. Ancak 1915 Olayları’nın 100’üncü yıldönümünde bildiriye ‘soykırıma’ işaret eden unsurlar ekledi. Kaynaklar, buna rağmen ‘soykırım’ lafı geçmediğinden bildirinin Türk tarafından büyük bir tepki çekmeyeceğini ve Ankara’nın Büyükelçi Serdar Kılıç’ı çekmesinin beklenmediğini belirtti. Öte yandan Obama ilk kez soykırım tabirinin yaratıcısı ünlü hukukçu Raphael Lemkin’in adını andı.
ABD Başkanı Barack Obama, 1915 Olayları’nın 100’üncü yıldönümü sayılan 24 Nisan için hazırladığı geleneksel başkanlık bildirisini bu sene bir gün önce 23 Nisan akşamı yayınladı ve beklenildiği gibi ‘soykırım’ terimini kullanmayıp geçmiş senelerde olduğu gibi olayları yine Ermenice “büyük felaket” anlamına gelen “Meds Yeghern” ifadesiyle tanımladı. Ancak başkanlığı devraldığı 2009’dan beri yedinci kez 24 Nisan açıklaması yapan Obama, bu sene ilk kez ‘soykırım’ teriminin yaratıcısı hukukçu Raphael Lemkin’e atıfta bulundu. Ayrıca 12 Nisan’da 1915 Olayları’nın “yaygın biçimde soykırım olarak düşünüldüğünü” söyleyen Papa Françesko’nun görüşlerini açıklamasını memnuniyetle karşıladığını belirtti.
Türk tezlerine uzak kalan bütün bu ayrıntılara rağmen metinde ‘soykırım’ ifadesinin kullanılmamış olması ve ayrıca hukuki olarak soykırım suçuna işaret eden “yok etme” ve “kasıt” gibi terimlerin metne eklenmemiş olması ise Türk tarafınca olumlu karşılandı. Kaynaklar, ‘soykırım’ sözü geçmediğinden bildirinin “yapıcı bir belirsizlik” taşıdığını vurgulayarak Ankara’nın sert bir tepki vermesinin beklenmediğini, bu açıdan Washington Büyükelçisi Serdar Kılıç’ın istişare için Ankara’ya çağrılmasının da gerekli olmayacağını aktardılar. Başkan Obama’nın bu sene öncekilerden farklı bir dil kullanılan beş paragraflık bildirisinde şöyle denildi:
Paragraf 1:
Bu sene, 20’nci yüzyılın ilk kitlesel vahşeti Meds Yeghern’in 100’üncü yıldönüme işaret ediyor. Osmanlı İmparatorluğu’nun Ermeni halkı, 1915’ten başlayarak tehcir edildi, katledildi ve ölüme doğru yürüdü. Kültürleri ve kendi kadim anavatanlarındaki izleri silindi. Her tarafın acı gördüğü korkunç şiddet sırasında 1.5 milyon Ermeni can verdi.
Yorum: Açıklamanın ardından başlayacak hukuki tartışmanın en can alıcı bölümü burası. Bir defa metnin daha hemen başında Başkan Obama’nın 1915 Olayları’nı ‘soykırım’ yerine “Meds Yeghern” terimiyle tarif etmeyi tercih ettiği görülüyor. Ve geçmiş senelerde olduğu gibi bu ifade yine ‘vahşet’ ve ‘katliam’ tabirleriyle güçlendiriliyor. Ancak ilk kez bu sene karşımıza çıkan bazı farklar var. Obama, 1915 Olayları’nı önceki bildirilerde “20’nci yüzyılın en kötü vahşetlerinden biri” diye tanımlardı. Bu sene ilk defa ‘vahşet’ sözcüğünün önüne ‘kitlesel’ sıfatını ekliyor ve açıkça “20’nci yüzyılın ilk kitlesel vahşeti” diyor. Ayrıca yine önceki senelerden farklı olarak, Ermenilerin kültürü ve izlerinin anavatanları Türkiye’den silindiğini vurguluyor. Evet, içinde “kitlesel vahşet” (mass atrocity), ‘katledildi’ (massacred), ‘silindi’ (erased), ‘can verdi’ (perished) gibi ağır ifadelerin kullanıldığı bir metin bu. Ama soykırımın hukuki olarak en önemli iki unsuru “yok etme” (destruction) ve ‘kasıt’ (intention) sözcüklerinin yer almadığı bir bildiri. Bu açıdan, Ermeni diasporasının kullandığı “20’nci yüzyılın ilk soykırımı” ifadesi yerine, metin, 1915 Olayları için “20’nci yüzyılın ilk kitlesel vahşeti” demeyi seçiyor ve işi hukuki tartışmadan sıyırıyor.
Paragraf 2:
1915’in dehşeti yaşanırken ABD Büyükelçisi Henry Morgenthau ABD devletinin içinde alarm zillerini çaldı ve Osmanlı liderlerine karşı çıktı. Onunki gibi çabalar sayesinde de Meds Yeghern gerçeği oluştu ve bu, sonraki dönemlerde Birleşmiş Milletler’in ilk insan hakları anlaşmasının ortaya çıkmasına yardım eden Raphael Lemkin gibi insan hakları savunucularının çalışmalarını etkiledi.
Yorum: Metnin önceki yıllara göre başka bir çarpıcı farklılığı, ‘soykırım’ tabirinin yaratıcısı, ünlü hukukçu Raphael Lemkin’e olan atıf. Obama’nın Lemkin’le birlikte Birleşmiş Milletler’in 1948’de kabul ettiği “Soykırımı Önleme ve Cezalandırma Sözleşmesi”ne gönderme yapması da, ‘soykırım’ yorumunu güçlendiren bir unsur.
Paragraf 3:
Bu korkunç kıyımın yarattığı ortama karşı, Amerikan ve Ermeni halkları ortak bir insanlık bağıyla bir araya geldiler. Sıradan Amerikan vatandaşları, ıstırap çeken Ermeni çocukları için milyonlarca dolar bağış topladı ve ABD Kongresi, uluslararası insani yardım alanında bir öncü olan Yakın Doğu Yardım örgütünü bu iş için tuttu. Binlerce Ermeni mülteci, güçlü ve canlı bir topluluk ve Amerikan toplumunun taşıyıcı unsurlarından biri haline geldikleri ABD’de yeni hayatlarına başladılar. İşadamı, doktor, öğretim üyesi, sanatçı ve sporcu olarak büyük saygınlık kazandılar, yeni evlerine değeri ölçülemeyecek katkılar sağladılar.
Yorum: Önceki yıllarda yapılan açıklamalarda da Ermenilerin Amerikan toplumuna kattığı değere vurgu yapan benzer sözler vardı. Bu yüzden de Beyaz Saray yetkilileri, bu seneki bildiride de ‘soykırım’ ifadesinin geçmeyeceğini Ermeni diasporasının üyelerine kendileri söylemek istediler. Pazartesi günü Ermeni örgütlerinin temsilcilerine bir mesaj gönderildi. Ve örgüt yöneticileri, Salı günü Beyaz Saray’ın içindeki Roosevelt Odası’nda toplantıya çağrıldı. Amerikan Dışişleri Bakanı John Kerry’nin Dışişleri Bakanlığı binasında Mevlüt Çavuşoğlu ile gazetecilere ortak açıklama yaptığı sırada, saat tam 14.30’da başlayan bir toplantıyla da, Ermeni diasporasına karar açıklandı. Görüşme 45 dakika sürdü. İlk 5 dakika içinde, bildiride ‘soykırım’ lafının geçmeyeceği açıklanmıştı.
Paragraf 4:
Bu 100’üncü yıl önemli bir an. Bizden tarihi anmanın ve zor ama gerekli olan geçmişle hesaplaşma işinin önemini yansıtmamızı istiyor. 1915’te ne olduğuyla ilgili kendi görüşümü tutarlı biçimde sık sık ifade ettim ve benim görüşüm değişmedi. Gerçeklerin tam, açık ve âdil biçimde kabul edilmesi herkesin menfaatine. İnsanlar ve ülkeler, geçmişin acı unsurlarını kabullenip bunlarla yüzleşerek daha güçlü büyür ve daha âdil ve hoşgörülü bir gelecek için temel inşaa ederler. Papa Françesko’nun, Türk ve Ermeni tarihçilerin ve tarihin bu karanlık devresine ışık tutmaya çalışan diğer herkesin görüşlerini ifadesini memnuniyetle karşılıyoruz.
Yorum: Obama, 2008’de başkan seçilmeden önce senatör olarak yaptığı açıklamalarda hep “Başkan olarak Ermeni Soykırımı’nı tanıyacağım” demişti. Ancak seçildikten sonra 1915 Olayları ile ilgili 2009’da yayınladığı ilk 24 Nisan Başkanlık bildirisinde ‘soykırım’ değil “Meds Yeghern” dedi. Ve sonraki bildirilerde de geçmişteki görüşünün kişisel olduğunu belirtmekle yetindi. Bu seneki bildiri bu açıdan farklı değil. Ancak bu sene asıl çarpıcı ayrıntı, 12 Nisan 2015’te olayları “yaygın biçimde soykırım olduğu düşünülen” diye tarif eden Papa Françesko’ya bildiride atıf yapılmış olması. Yine de Obama metinde Türk tarihçilerin çalışmalarına da gönderme yapıyor. Ve Papa’nın açıklamasına doğrudan bir destek vermek yerine tarihe dair yürüyen tartışmadan dolayı memnuniyet belirtmekle yetiniyor.
Paragraf 5:
Bu önemli yüzüncü yılda, kayıpları hatırlarken Ermeni halkıyla yan yana duruyoruz. Acı çekenlerin unutulmayacağı sözünü veriyoruz. Ve gelecek kuşakların bunu tekrar etmemeleri için kendi kendimize bu acı mirastan dersler çıkarma taahhüdünde bulunuyoruz.
Yorum: Geçmiş senelerde bildirilerin sonuna eklenen bölüm, şimdiye kadarki en sade ve en anlaşılır ifade şekliyle tekrar edilmiş. Yukarıda geçen bütün o hukuki tartışamalardan öte Ermenilerin 100 yıl önce yaşadıkları acıları kimsenin unutmaması gerektiğini hatırlatan en önemli bölüm.
Tolga TANIŞ / WASHINGTON
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/28821792.asp
Almanya Cumhurbaşkanı Gauck’tan şoke eden ‘soykırım’ açıklaması
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/28821431.asp
PUTİN SOYKIRIM DEDİ
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/28812438.asp
Yorumlar
“1335) Yaşasın! Obama “Soykırım” Demedi(!)” yazisina 2 Yorum yapilmis
Yorum yap
Türkiye tarihinde bir ilk… 1915 Olayları’nın 100’üncü yılında Ermeni Patrikhanesi’nin ev sahipliğinde Meryem Ana Kilisesi’nde Surp Badarak (Kutsal Sunu) ayini düzenlendi. 1916’dan bu yana ilk kez resmi olarak düzenlenen ayine AB Bakanı Volkan Bozkır da katıldı.
Kilisedeki ayinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın mesajı okundu:
“Ermeni toplumunun geçmişte yaşadığı üzüntü verici hadiseleri bildiğimizi ve acınızı samimiyetle paylaştığımı bir kez daha ifade ediyorum. Osmanlı Ermenilerinin dünyanın her yerindeki torunlarına gönül kapılarımızın sonuna kadar açık olduğunu da bilmenizi istiyorum.”
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/28824904.asp
milletlerin gururuyla oynuyorlar, bunda ne ermenilerin ne turklerin rolu var. suç ABD ve Ingiltere siyasetinin elindeki kukla ermeni liderlerinde.. ne zamana kadar tarihi malzeme yapip çikar saglamayi bes edecekler.. şu ayrintiyi blirtmek istiyorum: Neden Erdogan Dersim olayini CHP iktidar doneminde oldu diye gundeme getiriyor ve bunun için milletden devlet adina ozur dliyor, şimdi 1915’de iktidar kimin elindeydi? Ittihad ve Terakkiperver firkasinin degilmi? Onlarin hiç bir suçumu yok? Size gore onlar degilmi Osmanlinin sonunu getiren, onlar degilmi Abdulhamidi tahtdan indiren… oyle olsa 1915’dede iki eli iki ayagi savaşda olan yarali Osmanlinin durumunu dahada kötute indirmek için ermeni çetelerine karşi savaş bahanesiyle oturumlu ermeni milletinide öldurmeye emir vermiş olmasinlar? O zaman devlet adina Erdogan ermenilerden ozur dilesi! n ittihadçilarin suçu yuzunden? Bunun Osmanliya ne zarari olabilir ki?? Ermeniler hem bilsin çeteler yuzunden milletin bu hale duşdigini.. en muhumi hem butin bu kirli oyunlarin ardinda ingiliz ajanlarinin kirli işlerinin vardigi duyulsun!Yokmu buna cesaret eden tarihciler? Erdogan oyun oynamasin, bu soykirim iddasindan en az onlar kadar Erdoganda çikar sagliyor..