132) SÖMÜRGECİLİK VE YÖNTEMLERİ
Yayin Tarihi 8 Temmuz, 2009
Kategori SİYASİ
Sömürgecilik ve Yöntemleri
XX. yüzyıl, emperyalist devlet ve milletlerin, hem sıcak savaşı, hem soğuk savaşı kullanma yüzyılıdır. XX. Yüzyıl, emperyalist devletlerin, gücünün yettiği yönetim ve halkları biçimlendirme konusunda, büyük bir inat gösterdiği zaman dilimi oldu. Emperyalizm, küçük veya büyük devlet ayrımı yapmaz; bir yönetimin veya halkın bağımsızlığını yok ettiğinde, o ülkeyi hangi araçlarla, hangi alanlarda, ne kadar sömüreceğinin hesabını yapar. Bazı devletler, başka bir ülkenin, ya yer altı zenginliklerini, veya yer üstü servetini yahut jeo-politik konumunu veyahut beyin gücünü sömürmek üzere planlar yapar, stratejiler geliştirir, taktikler uygular.
Imperium kelimesi, başkalarını hükmü altına alabilme gücü, bu gücü ile yayılabilme, genişleme uygulamaları anlamına geliyor. Kendi dışında kalanı hükmü altına alarak örtülü veya açık bir sömürü düzeni oluşturmak için her yolu kullanabilenlerin izlediği yol şudur: Önce aldatıcı, sonra sindirici, sonra da ezerek biçimlendirici uygulamalar…
Bu tür devletler yapıları ve hedefleri bakımından emperyal (sömürgeci) niteliklidir. Cihan devletleri ile imparatorluklar bu açıdan ayrışırlar. Gerek Selçuklu, gerekse Osmanlı Devleti birer cihan devleti olup sömürgeciliği ve asimilasyonu yapanları gördüğü hâlde bunu doğru bulmamış, adalet ve ahlâkı hakim kılma hedefini benimsemişlerdi. Avrupalı emperyalist devletler ve eski Sovyet tipindeki adı veya işlevi imparatorluk olan yönetimler ise, dün de, bugün de kendi dışındakileri sömürmenin bilimini ve ideolojisini yapıyor, uyguluyor.
Sömürgeci anlayışın yok etmeye karar verdiği devletler için, geliştirdiği özel yöntemler vardır. Sömürgeciler, sömürecekleri devlet, millet ve ülkeyle ilgili yeterli bilgileri toplayıp, bu bilgileri devamlı güncelleştirerek ana hedeflerini de, ara hedeflerini de ayrı ayrı belirlerler.
Sömürgeciler, geliştirdikleri kısa, orta, uzun vâdeli planlara dayalı olarak uygulamaya koydukları örtülü veya yarı örtülü stratejilerin en önde gelenlerini şu şekilde sıralayabiliriz:
1. Ülke aydınlarının psikolojisine kendi halkıyla bütünleşmez bir bencilliğin yerleştirilmesi; aydınların mensup olduğu halkı küçümseyen bir tutumu benimseyerek, geniş kitlelerle ilişiğinin kesilmesi; aydın grupların kendi aralarında, derin öfke çizgileriyle ayrışmışlık yaratılması…
2. Ülkenin gerek teknoloji, gerekse ara mallarda, yabancılara bağımlı hâle getirilmesi… Üretim ve pazarlama odaklarının, halkın aleyhine işleyerek, yer yer vahşi kapitalizmin, yer yer başka devlet ve milletlerin çıkarlarına hizmet eden bir yapı taşıyan oluşuma dönüştürülerek üretimin durması, enflasyon, karaborsa ve kara para işlemlerinin meşrulaşması, sömürgecilerin istediği yabancı paraya yönelinmesi…
3. Din, mezhep, tarikat, cemaat anlayışıyla, inançlara dayalı ayrışmanın, kin ve öfke boyutlarıyla biçimlenip, halkın, hem birbirleriyle, hem de resmî kurumlarla, örtülü bir kavgası olduğu anlayışının yaygınlaştırılması… Dinî grupları tahrik etme kolaydır; yabancının oyununa kolayca gelebilen dinî öfkelilerin çoğaldığı yerlerden, bilim ve hikmet başka yere göç eder; dine veya mezhebe yahut tarikata ait mücadeleler ilkelliktir.
4. Bilim kurum ve kuruluşlarının, yeniliklere kapalı, gelişmeye uzak, yeni bilgi ve teknolojiler üretmek yerine, bilinenleri öğrencilere tekrar etmekle yetinme anlayışının doğurduğu büyük çıkmaza sürüklenmesi; siyasetin, ideolojinin veya dinî odaklı gruplaşma ve sürtüşmelerin bilim olanı işlemez duruma getirmesi…
5. Yargının, rüşvet, iltimas ve siyaset üçgeninde, işleyemez, yahut adalet sağlayamaz bir duruma düşürülmesi; insanların sorunlarını adalet dışı yollarla çözmeye kalkışmasının makul ve meşru hâle getirilmesi…
6. Ülkenin önde gelen kişileri ile, yükselmesi beklenilen fikir, sanat, bilim ve siyaset adamları hakkında, iftira, yalan bilgi, karalayıcı, yanlış tanıtıcı sözlü haber, düzmece belge, imzasız mektup gibi halkın umudunu, bütünlüğünü yaralayıcı örtülü, yarı örtülü kampanyalar yürütülmesi…
7. Özellikle savunma, sonra da haberleşme ve ulaşım sanayisinin, millî kurum ve kuruluşların dışında oluşturulması, gelişim ve işleyişi ile denetimin dahi aynı yöne çekilmesi.
8. Askerî güçlerin, emir komuta zincirini kırıcı, disiplinini bozucu çalışmalarla, yıpratılmış bir konuma düşürülerek, işlevi açısından yetersiz ve gereksiz gibi gösterilmesi…
9. Üst yönetimin, iktidarı elinde tutanların, siyasî bağımsızlığın korunmasını her şeyin üstünde tutamaz konuma düşürülmesi;
10. Halkın, devletinin kendi varlığını koruyabileceği yönündeki güveninin sarsılması; ümidinin kılması…
Bu on ana olumsuzluk, bir ülkenin öncelikle psikolojik, sonra ekonomik, sonra da politik bakımdan parçalanmasını hazırlayacak apaçık göstergelerdir. Bu olumsuzluk üreten stratejileri, hem uygulamaya koyarak, hem destekleyerek sonuç alan sömürgeci devletlerin, içeride kimleri, nasıl kullanacağı apayrı bir konudur. Sömürgeciler, ruhunun derinliklerinde kişilik bozuklukları bulunan veya hak etmediği konumda olmanın sıkıntılarını yaşayan yahut hırsları aklını engellediğinden bencilliğini ve yanlışlarını rasyonalize etme denemelerini gürültülü bir şekilde yapan insanları kullanırlar. Bu tip insanlar, bilinçsizce, yukarıdaki on maddenin en az birine hizmet ederek emperyalizme bilerek veya bilmeyerek aracılık, hatta uşaklık yaparlar.
Osmanlı Devleti 1876’dan 1919’a kadar uzanan süreç içinde, yönetiminde yaşayan halkların birbirine düşmanlaştırılmasını önleyemedi; sosyo-kültürel bütünlüğün çözülmesini yönlendiren sömürgeciler, Osmanlının siyasetçisini, idarecisini, askerini ‘hasta adam’ ifadesiyle damgaladılar…
Emperyalizm, devletin yıkılışını bütün imkânlarıyla hızlandırdı; sonunda, sömürgecilerin, hem yöntemleri, hem güç birliği edişleri karşısında, İstanbul hükümeti ve Saray, millî karşı koyuş gösteremedikleri için, bağımsızlığımızı kaybettik.
SADIK TURAL
Yorumlar
“132) SÖMÜRGECİLİK VE YÖNTEMLERİ” yazisina 1 Yorum yapilmis
Yorum yap
Sömürgecliği çin iyi öğrenmiş.Şimdi sömürüyor…
Kendini sömürenleri değilde yakın komşusunu sömürüyor seviyesiz…
-Dünya’yı zehirli malları ile ele geçirmeyi düşünen çin’den o şerefli davranış asla beklemeyin. Çünki doğu Türkistanı İşgal için hapishanelerden topladığı katilleri,hırsızları,namussuzları doğu Türkistana Boşuna göndermediğini bu katliamları ile İSBATLADILAR. Bakalım kaç çinli katil,hırsız,namussuz çinliyi asacaklar. Çin devletinin sahtekarlığını Bütün Dünya Merekla bekliyor. http://www.depremerkenuyari.com