111) Vicdani Retçiliğin Sosyal Kökeni: MALAKANLAR
Yayin Tarihi 3 Nisan, 2009
Kategori KÜLTÜREL
Vicdani Retçiliğin tarihsel ve sosyal kökeni: MALAKANLAR
Tarihi boyunca bir çok etnik gruba ev sahipliği yapan Kars’ta yaşamış ve bu gün sadece Türkiye’de ki koşulları kabul ederek (Kars ve İstanbul) kalan bir avuç azınlık.
Malakanlar, kökleri Rusya’ya dayanan bir topluluktur. 1800’lü yılların başında Rus Çarı Deli Petro, dini inançları gereği haftada sadece iki gün süt içme yasağı getirince buna karşı çıkıp her gün süt içmek isteyen, Rusların “süt içenler” anlamına gelen “Molokan”diye adlandırıp önce Kafkasya’ya sonra Osmanlı imparatorluğuna sürdükleri ve Molokanizm’i bir hayat felsefesi olarak kabul eden insanlardır.
Molokanizm, Ortodoks Kilisesinden ayrılmış bir tarikattır. 28 Mart 1805 yılında başlayan bu ayrılış, 22 Mart 1809 yılına kadar sürdü. Malakanlar o dönemlerde Ruslar´la bir anlaşmazlığa düşerler. Rusların inancına göre, haftada sadece iki gün süt içme geleneği vardı. Malakanlar ise; bu inanca itiraz ederek haftanın her gününde süt içilebileceğini savunuyorlardı. Zaten Rusçada Moloko kelimesi süt, Molokan ise süt içen anlamına gelir. 1682 yılında Ortodoks Kilisesi’nden bu sebeple ayrılan bu insanlar önce Kafkasya’nın kuzeyine daha sonra da Osmanlı ve İran sınırları boyunca Tiflis, Erivan ve Bakü eyaletlerine yerleştirildiler.
1876-1877 Osmanlı-Rus Savaşlarının ardından, Ruslar tarafından Kars’a yerleştirilen bu insanlar uzun yıllar burada kaldıktan sonra başta ABD ve Avustralya olmak üzere diğer ülkelere yerleşmişlerdir. Türkiye´de sayıları az da olsa Kars ve İstanbul´da yaşamaktadırlar.
Kendileri esasen ilk savaş karşıtı insanlardandır. Hiçbir Malakan, inancı gereği eline silah almıyor. Böylesi durumlarda da savaşmak yerine gitmeyi tercih ediyor. Bu durumda gerek 1921’de ilk göçle gidenler, gerekse 1962’de gidenler geri geleceklerine söz verseler de bir daha geri gelmiyorlar. 1805’ten 1830’a kadar Ortodoks Kilisesi tarafından rahat bırakılmayan Malakanlar, Türkiye ve İran’la hudut olan Tiflis, Erivan, Gence ve Şamahi eyaletlerinin topraklarına yerleştirilmişler. 1878’ten 1917’ye değin geçen sürede de bugünkü Kars’a yakın yollar üzerine yerleştirilmişler.
Malakan’ların Bolşeviklere ve Türkiye Komünist Partisi’ne olan yakınlıkları sebebiyetiyle, Türkiye hükümeti ve askeri çevreler de rahatsızlıklar başlayınca ilk kopuşlar da başlıyor. 20 Ocak 1921 tarihi itibariyle Türkiye’yi terk etmeyenlerin askere alınacakları haberiyle birlikte, Sovyet Rusya topraklarına dönüş başlıyor. Zorunlu askerliği kabul edip kalmaya karar verenlerse 1962 yılına gelince ayrılıyorlar topraklardan. 1962’de son kalan 1500 Malakan da gidiyor. Bugün, çoğu eski Sovyet toprakları başta olmak üzere Amerika, Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda’da yaşıyorlar.
KAYNAK:
Prof. Dr. Orhan Türkdoğan, Malakanların Toplumsal Yapısı
Vedat Akçayöz’ün proje sahipliğini ve finansörlüğünü yaptığı “Kars’ın Solan Rengi: Malakanlar” adlı belgesel film ilk kez katıldığı 9. Uluslararası Altın Safran Belgesel Film Festivali’nde birincilik ödülü aldı.
HAZIRLAYAN: Yılmaz KARAHAN
Yorumlar
“111) Vicdani Retçiliğin Sosyal Kökeni: MALAKANLAR” yazisina 8 Yorum yapilmis
Yorum yap
*FİKİRLERİ İTİBARİYLE,SADECE KENDİ KURALLARI CERCEVESİNDE YASAMAK ZORUNDA OLAN,İNSANLARMIS!İYİKİ GİTMİSLER.
BEN İLK DEFA BURADA OKUDUM!
–FAKAT SAVAS KARSITI OLMALARI ENTERESAN DA..BU NASIL OLUCAK?ONLARIN FİKİRLERİYLE!
TÜRKİYEDE,EPEYCE,KARISIK,ETNİK YAPI OLDUGU,BİLİNSEDE,SAYMAYA KALKINCA,SASIRIYORUZ:(
*BİRDE BİR ARA,BİR PARTİ;TÜRKİYE TÜRKLERİNDİR!diyordu!bu nasıl oluyor?onuda hic anlayamadım!HAYAL;(
ne vicdani reddi babacan. adamlar niye isyan etmisler süt içmek için
komik
neden süt yasagı çıkmıs
yasak ne haftada 2 gun süt iç
dönelim petro yıllarına.
odevirde hala iskit hun ve mogol işgali yıllarından geri kalan bugun alanlar denen bir halk var göçebe hayvan çobanları. böge halkına uyumsaglamıslar bu nedenle rus kahramanlarının yarısının adı toktamıs yada temir vs diye geçer neyse
yasak göçebeleri rus yaşamına uydurma çabası
kim isyan eder buna 7 gün süt ve süt urunu ienler
eh
malakanlar
hun istilalarından geriye kalan slavlasan ama hayat tarzını savunan alan lar olabilirmi
bu vicdani red sıkılaması degil hayat tarzının savunulması
accık tarih ögrenin yoldas.
Güzel bir zenginlik kaybolmuş.
Kültürümüzün boyutlanması yönünde katkıları mutlaka olmuştur. Farklı kültürlerin bir arada yaşamayı becermesiinsanların
biribirlerini anlamasına giden yolun başlangıcı. Keşke, farlılıkları ile burada kalsalardı. Ama nereye gitmiş olularsa olsunlar ve sayıca azda olsalar en azından barışçı kültürlerini çevrelerine yansıtıcaklar ve bu bizlere dönecek.
mükenmel bi calışma tabiki saklı hic bişe kalmamalı bu cd. nasıl temin edebilirim bilgilendirmenizi rica ederim..
Şu benim doğduğum köyde yaşamışlar, nasıl mutlu oldum onlardan bulduğum her satır beni mutlu eder. Onları hep iyiyle yad ediyoruz.Her ne kadar mezarlarını tahrip etmiş olsakta , biz sevmişiz o güzel insanları.Yıllar geçmiş ayakta kalan evleri tarimar olmuş lakin ilk verandalı , banyolu evlerde oturduklarınıda unutmadık. Çalışkanlıklarını , barışçıllıklarını ah sizleri ne kadar çok arıyoruz şimdi. Meğer insan kaybedince anlıyormuş gidenin değerini. Yazmakta olduğum ” Kura Çözüldü ” adlı romanımda onlara hayat verdiğim içinde çok mutluyum…Kenan Karabağ Ardahan – Sarzep(Sulakyurt) köyü ( Malakan köyü )
Malakanlar tarihte bilinen ilk vicdani redçilerdir.İsa’yı yakalamaya gelen komutan Piere’nin elindeki kılıç itiş kakış sırasında düşer. Bu düşmeyi Tanrı insanlığın elindeki silahı düşürmek istedi diye yorumlayan bu grup daha sonra eline silah almayı ve askere gitmeyi reddetmiştir. O nedenlede bulunduğu her yerde sürgün kavim olarak yaşamışlardır. Kars yöresine de sürgün kavim olarak gelip 1921 yılına kadar ağırlıkta Zöhrap köyü olmak üzere Sarzep’i kurarak burada da yaşamışlardır. Ülkemizden gitmeleri istendiğinde askere alınacakları kendilerine tebliğ edilmiş ve Malakanlar askerliği reddettikleri içinde göç etmişlerdir. Zöhrap’ta kalan az sayıdaki Malakan daha sonraları A.B.D ve Kanada’ya gitmişlerdir. Yöre halkıyla sorunsuz yaşamışlardır. Molakan ya da malakan süt içen anlamındadır. Katolik kilisesinin hafta da iki gün olan süt içme yasağını tanımayarak sütün Tanrı’nın en temiz nimetlerinden biri olduğunu dolayısıyla her gün içilebileceğini söylemişler. Kilisenin yasak kuralına karşı çıktıkları içinde sürekli baskı ve zulüm görmüşlerdir. Alışkanlıkların aksine kilisede mum yakmazlar , vaftiz yapmazlar , günah çıkartmazlar. Yedi göbeğe kadar yakınlık içinde evlenmezler. Sarzep köyünde ilk patates Malakanlar tarafından ekilmiştir. Aletli tarımı getirmişlerdir. İki katlı banyo ve tuvaleti içinde olan verandalı evler ilk defa Malakanlar tarafından yapılmıştır. Peygamberleri Maksim’in yazdığını var saydıkları Güneş’in kitabına inanırlar. Bu din kitabı Tevrat , İncil ve Zebur’un ortak bir bütünlük içinde toplanması ve peygemberleri Maksim’in katkılarından oluşur…
azda olsa cocuklugumda malaknlardan bırkaçini tanidim bu kadar bilgiye sayip olmadıgımidan onlari bir öte gösterdiler şimdi anliyoruzki hep yanliş fikirlerle veyabimeden sürüklenip gitmişizbenim tanidigim matuşks diyebirkadin vadi bizdeniki ev alta otururdiler o zaman biaz haşri komşusşamadıye vemako diyede kocası var onlar şimdiki binali amca gilin evdeotururlardi benduvara dirmanip olari seyrekmek istiyodm bir gün el körüle yüksük yapiyordu beni gördüyüde bana şöle dedi hay köpo oglunun dıgsi ehbeyimi elimden calişer diye beni kovmuştu onlari bie gavur diye tanitirlardi onuniçin yanşmazdik bede hasbe kader aklimda kalan anilarimi yazdim hasbel kedr bu
molakanlar savaşa silaha karşı barışcıl.üretken tarımı hayvancılı çok iyi bilen.sürüldükleri topraklarda köksalan eniyi yaşamayı başaran sonderece başarılı bir toplum benim tıpraklarımda yaşadıkları için sonderece önemli