105) VAKIFLAR YASASI HIYANETİ
Yayin Tarihi 31 Ocak, 2008
Kategori KATEGORİLENMEMİŞ
Vakıflar Yasası Hıyaneti
42 milyon küsur seçmenle girilen seçimde, TÜİK açıklıyor ki asıl seçmen sayısı 48 milyon. Nüfus 74 değil, 70 milyon. Bu karmaşa arasında AKP % 47 ile ortaya çıkıverdi. 21 Ekimde % 70 ile anayasa paketi kabul edilerek, AKP ye 136 vekille TBMM i meydanında istediği gibi at oynatma hakkı tanındı.
YSK u “kendilerini yazdırmamışlar” bahanesi arkasına sığınamaz, çünkü 6 milyon seçmen kaybı var ortada. Bu ülkenin siyasetçileri başörtüsü peşinden koşacaklarına, 22 Temmuz 2007 de hangi hile yapıldı onu ortaya çıkarmaya odaklanmalıdır.
Başörtüsü kavgaları arasında “180 küsur ” maddeli “Vakıflar Yasası” çıkıyor. Anayasamızı sadeleştirmekten bahseden iktidar, Azınlık Vakıflarının el konulan mallarını iade adı altında kapsamlı bir “azınlık- yabancı” karması yasası üzerinde çalışıyor.
Başörtüsü meydan savaşı devam ederken, TBMM inden geçerek Çankaya yoluna girecek bu yasa ile “Azınlık ve yabancılar” el ele vererek Anadolu’dan Türk Mührünü Silme faaliyetine yasal olarak başlayacaklar. Abdullah Gül’ü Cumhurbaşkanı kabul etmiyorum. Cumhuriyet tarihinde bu kadar gerilimli ve üçkâğıtçılık ile ilk defa birisi Çankaya’ya çıktı. Henüz çıkamadı, çünkü saray tamamlanamadı. Saray eşrafı Dış işlerinde ki saray yavrusunda kalıyorlar efendim.
Kendisinin Türk Milletinin Cumhurbaşkanlığını hak edip etmediğini, “vakıflar yasası” önüne geldiğinde göreceğiz demiştim. Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanı, Avrupa’nın çıkarın diye dayattığı, “Yabancı Dernekler” yasasını onaylayacak mı* onaylayacak mı?
A.Necdet Sezer Cumhurbaşkanı iken bu yasa önüne geldiğinde, dokuz maddesinin değiştirilmesi için geri göndermişti. AKP iktidarı hiç yılmadan, geldikleri andan itibaren bu vakıf yasası üzerinde çalışıp, fırsat buldukça meclise getirdiler. Sanki Türkiye’nin bir nolu problemi azınlıklara ait vakıf malları iadesi gibi garip bir davranış içine girdiler.
Devlet Bakanı ve başbakan yardımcısı Hayati Yazıcı’nın Vakıflar Yasası ile ilgili genel kurulda söylediklerine bakın. Karşılılık esasına göre, örneğin Yunanistan orada ki Türklere vakıf mallarını verecek mi sorusuna verilen cevap çok düşündürücü ve gaflet içeriyordu:
” Onlar vermiyor diye biz kendi vatandaşlarımızın hakkını vermeyelim mi?”
Cemaat vakıflarına gelen yeniliklerle misyonerlik faaliyeti artacak yönünde ki başka soruya ise:
“Vakfın dini bir amacı varsa tabii adam ona göre bir şey yapacaktır diye düşünüyorum” demesi zaten her şeyi açıklamıyor mu?
“Vakıflar yasası” AKP iktidarının tek yanlı, “ver ver ” esası üzerine yapılandırdığı, sanki azınlıkların kendi hazırladığı, “Anadolu’yu geri alma “operasyonu için yasal düzenlemeleri içeriyor. Papa başta olmak üzere Türkiye’ye gelen batılı her liderin bu konuyu dile getirmesi, AB ne giriş şartları içinde olması, yasanın özelliğini zaten net bir şekilde anlamamızı sağlıyor.
Tüm eski vakıfların, “Vakıflar Genel Müdürlüğü” kontrolünden çıkarıp, ayni zamanda vakıf değil dernek gibi çalışmasının önünü açan bu hıyanet yasasını Sezer veto etmişti. Sezer işte bunun için Türk Milletinin gönlüne taht kurmuştu. Arada ki fark zaman geçtikçe daha çok ortaya çıkmıyor mu? Çankaya’ya çıkmanın kıstasını “Türkiye Cumhuriyeti”nin menfaatlerini gözetmekten geçtiğini fark edemeyen, işe “Vitrin Dindarlığı” boyutundan bakanlar, “Vakıflar Yasası”nda iki kimliğin davranışını da test etme imkânı bulacaktır.
Vakıf şirket kurabilir ve şube açabilir mi? Hem vakfın getirisinden faydalanıp hem Türkiye Cumhuriyetinden izinsiz kurulacaklar, istedikleri noktada da konuşlanacaklar. Bu yasa geçerse Soros bundan sonra kim bilir daha nelere imza atacaktır? Yasal olarak tabi ki. Yugoslavyalaşma sürecine mi girmiştir Türkiye?
Yabancılar tek yanlı, “hukuki ve fiili mütekabiliyet” esasına göre “vakıf kurabilecek. Vakıflar mal edinebilecek, malları üzerinde her türlü tasarrufta” bulunabilecek. Tek yanlı diyorum, çünkü bu yasa çıkarken mesela Yunanistan, Müslüman azınlıklara bu hakkı tanımayacak. Evlere şenlik bakanımız diyor ki: ” Kendi vatandaşlarımızı haklarından mahrum mu kılalım?”
İş Lozan hükmünde ki azınlıklara hak vermek değil ki, işin içinde “yabancı” söylemi de var. Kimdir bu yabancılar? Bu yasa ile hangi yabancı, hangi vakıfları kurup, şubeler açıp, şirketleşecek? Çıkan “Vakıflar yasası” mıdır “Kapitülasyon” mudur?
Yasa da “hukuki ve fiili mütekabiliyet” sözünün bulunması, Türkiye’de faaliyet gösterecek yabancıların ülkesinde ayni şekilde vakıf kurmamıza izin manasına gelecek mi? Elbette hayır. Diyelim Almanlar Böll Vakfına benzer vakıf kurdular. Türkler Almanya’da benzeri vakıf kurabilecek mi? “Biz izin verdik, sizde verin “deme hakkımız olacak mıdır?. Bu yasa “yabancı” gibi muğlak bir ifadeyi içererek çıkarken, hangi yabancı devlet bu saçma yasa ile kendi devletini bağlayacak karara, “onay” verebilir?
Türkiye’yi yabancıların her türlü faaliyetine açacak bu yasa mecliste görüşülüp, onay için Çankaya’ya çıkmak üzere iken hala ve daha da tehlikeyi göremeyenlere, “bağımsızlığımız” giderken laik-antilaik kavgasına taraf olanlara “izan” diyorum.
Şu an mecliste görüşülen yasa Vakıflar Yasası değil, yabancıların Türkiye’de istedikleri gibi davranmasının önünü açacak ” Hıyanet Yasası”dır.
NEVAL KAVCAR
Yorumlar
Yorum yap