102) KADIN
Yayin Tarihi 19 Ekim, 2008
Kategori SLAYTLAR-RESİMLER
Yorumlar
“102) KADIN” yazisina 2 Yorum yapilmis
Yorum yap
Sayfalar
Kategoriler
- AHMED YESEVÎ VE DİVAN-I HİKMET
- ANADOLU BEYLİKLERİ VE ATABEYLİKLER
- ATATÜRK
- AZERBAYCAN SAYFASI
- BASIN-YAYIN
- BOZKURT
- ÇANAKKALE
- ERMENİ SORUNU
- GILGAMIŞ DESTANI
- İSLAMİYET
- KAHRAMANLAR VE BİLGİNLER
- KAŞGARLI MAHMUD VE DİVANÜ LÜGATİ'T TÜRK
- KATEGORİLENMEMİŞ
- KIRMIZI-SİYAH (RED-BLACK) BRİÇ SİSTEMİ
- KRONOLOJİ
- KÜLTÜREL
- MARŞLAR
- MİZAH
- ÖYKÜ
- SİYASİ
- SLAYTLAR-RESİMLER
- SOSYAL
- TEŞKİLAT-I MAHSUSA
- TÜRK ATASÖZLERİ
- TÜRK DÜNYASI
- TÜRK VE DÜNYA DESTANLARI
- TÜRKÇE
-
Son Yazılar
- 1473) Suriye’de Esad rejimi çöktü: Dünya nasıl tepki verdi?
- 487) Türk Devletler Teşkilatı’nın yeni bayrağı kabul edildi
- 486) Türklerde Teşkilatçılık
- 485) Kürtlerin Kökeni ve Kürtçülük
- 418) Yapay zeka destekli mobil uygulama stresi azalttı (Mistikist)
- 484) 7 Ekim saldırıları tarafları ve dünyayı nasıl değiştirdi?
- 483) Son Savaşa Doğru
- 445) Atatürk, John Dewey ve Hasan Ali Yücel
- 482) Küreselci Çetelerin Elemanları
- 221) BÜYÜK TAARRUZ’UN İLK KUTLAMASINDA ATATÜRK’ÜN SÖYLEVİ
- 1472) Kerkük’te Vali Oyunu
- 1471) Ege’nin Altına Dinamit
- 417) Köylü Zor Durumda
- 1470) ABD’li emekli albay: Suriye’de PKK’yı Türkiye’ye saldırması için hazırlıyoruz
- 987) Erdoğan haklı çıktı!
- 416) Çağcıl değilmişiz peki çağdaş mıyız?
- 220) Atatürk’ün Çocuk Sevgisinden Anladıklarımız Anlayacaklarımız
- 481) Gaziantep’te 41 sivil toplum örgütü sığınmacı işgaline karşı bildiri yayınladı
- 415) DURUM
- 444) Türk Kültüründe Kukla
Bağlantılar
Kadınlar gittiğinde…
KADINLAR gittiklerinde arkalarında daha büyük boşluklar bırakırlar.
Onlar bir gün çekip gittiklerinde, peşlerinde “yetim-öksüz” kalan çok olur:
Mutfaktaki dolap, perdeler, kavanozun içindeki eski düğmeler, özenle saklanmış küçülmüş giysiler, dolap diplerindeki kurdeleler…
Sabah karanlığında mutfaktan gelen tıkırtılar susar, yetim kalmıştır tabaklar.
Bir kadın gittiğinde hep suyu unutulur saksıların.
Sık sık boynunu büker “sarıkız”.
O teki kalmış eski bardağın anlamını bilen olmaz, değerini kimse anlayamaz krom hac tasının.
Balkon artık sessizdir, koridor kimsesiz.
*
Bir kadın gittiğinde…
Bir kadın gittiğinde ne çok kişi gider aslında; bir ağır işçi, bir temizlikçi, bir bakıcı, bir bahçıvan, bir muhasebeci…
Bir anne gider…
Bir dost…
Bir arkadaş…
Bir sevgili…
Ne çok kişi yok olur bir kadın gittiğinde.
*
“Güzin Abla gitti…” dediklerinde, kaç kişinin gittiğini ve arkasında kalan “yetimlerini” düşündüm.
O benim dostumdu.
Dün Feyza’yı arayıp başsağlığı diledim.
O canımın sıkıldığı gün telefonda “Sana gelen bana gelsin” diyen sesini hiç unutmamıştım.
Yine ıslandı göz pınarlarım, ben dahi yetim kaldım.
Sözcükler yetim kaldı.
Hep böyle olur; bir kadın gittiğinde; övgüler, uyarılar, yakınmalar, dualar yetim kalır.
Kapı eşiğindeki “Dikkat et…” duyulmaz, annesi gitmiştir “geç kalma”nın.
Kadınlar, arkalarında büyük boşluklar bırakarak giderler.
Bir kadın gittiğinde pek çok kişi gitmiştir aslında. Ve bir kadın gittiğinde pek çok “yetim” bırakmıştır arkasında.
Kadın?
Galiba bu dünya erkeksiz olur da kadınsız olmaz.
Kadın; gerekirse…
“Abdülkerim Satuk Buğra Hanın kızı Alanur gibi, belki aslandan, belki Cebrail’in getirdiği ışıktan habile kalabilir.”
Yahut, bir kurtla birleşerek insan dünyaya getirebilir.
Hadi biz de efsanelerin etkisiyle biraz uçuk kaçık yazmış olalım.
Bildiğim odur ki; Kadın, İslam öncesi Türklüğünde de çok önemliydi.
Kara çarşaflar içindeki kadını; islami diye nitelemek son derece yanlış.
Kadına şahsiyetini; Atatürk tekrar vermiş.
Ne demiş Hakan halkına; “Ben sizin hanınız!”
Sonra eşini göstermiş; “Bu da benim hanım!”
Hanım!
Hanım kelimesinin doğuşu acaba dikkatleri çekmiş midir?