3) MEDYATİK KODLAR

Yayin Tarihi 23 Ekim, 2007 
Kategori KATEGORİLENMEMİŞ

İKİNCİ CUMHURİYETÇİLER VE MEDYATİK KODLAR

Sovyetler Birliği’nin çöküşü, bir yandan “Küreselleşme” sürecini tetiklerken öte yandan “İkinci Cumhuriyetçi” denilen, demokrasi adına demokrasiyi tahrip edecek dinciliğe ve etnik ayrılıkçılığa destek veren, Amerika ve Avrupa hayranı, “aşırı liberal” bir grup yarattı.

Çoğunluğu Sovyetler Birliği’nin çöküşüyle düş kırıklığına uğramış eski solculardan oluşan bu İkinci Cumhuriyetçi grup, Küreselleşme süreci ile birlikte ortaya çıktı ve siyasal iktidarların desteğiyle gittikçe güçlenen dinci kardeşlerimizle birlikte medyaya egemen oldu.

Bu seçkin kalemler ve sunucular, siyasal iktidarların, Amerika’nın ve Avrupa’nın da desteğiyle medyamızın en etkili köşelerini tutmuş olduklarından hemen hemen bütün değerleri ve kavramları alt-üst ettiler.

Böylece, aynı sırada medyamızı da pençesine alan Küreselleşmenin resmi dili olan Amerikan İngilizcesi‘nden alınan sözcük, kavram, deyim ve deyişlerle birlikte “medyatik” bir özel dil oluştu Türkiye’de.

Ancak medyamızın bu seçkin yazar ve yorumcularıyla ilişkili olarak yaşayabilen “medyatik” ünlülerimiz de hemen bu dile uyum sağladılar; çünkü varlıklarını ancak bu dil aracılığıyla kurdukları ilişkilerde sürdürebiliyorlardı.

Böylece aslında kulağa Türkçe gibi gelen ama bu “alt kültürü” tanımayanların hiçbir anlam veremedikleri bir özel dil (jargon) toplumsal yaşamımıza egemen oldu.

Şimdi ben siz değerli okurlarıma unutulmaz bir hizmette(!) bulunarak bu özel dilin kullandığı kavram ve terimlerin bazılarını açıklayacağım ki, medyadan duyduğunuz (ve tabii benim de artık zorunlu olarak zaman zaman kullandığım) bu dil karşısında “Fransız kalmayasınız“.

Fransız kalmak: Olup biteni, konuşulanları anlayamamak, çevreye yabancı kalmak, insanlarla iletişim kuramamak.

Cinsel tercihlerini özgürce kullanmak: Homoseksüel olmak.

Gay (okunuşu gey): Homoseksüel.

Beyaz Türkler: Zenginler.

Seviyeli bir birliktelik yaşıyoruz: Her iki tarafın da kazançlı çıkacağı, medyatik bir reklam olayı tezgahladık.

Ben de Ramazan’da orucumu tutarım: Siz bakmayın benim cinsellik ticareti yaptığıma, ben aslında ahlaklı biriyim.

Tarihimizle barışalım: Cumhuriyeti ve Atatürk Devrimlerini mahkum edelim.

Devletle milleti barıştıralım: Laiklikten vaz geçelim.

Cumhuriyeti demokratikleştirelim: Dinciliğe, ayrılıkçı etnikçiliğe, dış güçlerin denetimine izin verelim.

Yeni şeyler söyleyin: AKP iktidarına destek verin.

Statükocu olmayın: Cumhuriyetin temel değerlerinden ve Atatürk Devrimleri’nden vaz geçin.

Siz jakobensiniz: Siz anti-demokratik bir devrimcisiniz, çünkü alfabe devrimi, kıyafet devrimi, hukuk devrimi, laiklik, cumhuriyet gibi Türkiye’yi çağdaşlaştıran Atatürk devrimlerini savunuyorsunuz.

Sizin söyleminiz resmi söylemdir: Siz devletin resmi görüşünü savunuyorsunuz, devlet her zaman haksız ve yalancı olduğu için, siz de öylesiniz.

Biz de Mustafa Kemal’den yanayız: Biz de Kurtuluş Savaşı’nı destekliyoruz ama Atatürk Devrimlerine karşıyız.

Sevgili okurlarım, şu anda benim aklıma gelen “kodlar” bunlar.

Belki sizin aklınıza gelmiş olanlar da vardır; bana yollarsanız “medyatik alt kültürümü” zenginleştirmiş olursunuz.

EMRE KONGAR

 

Paylaş:

Yorumlar

“3) MEDYATİK KODLAR” yazisina 1 Yorum yapilmis

  1. mügebingül yorum tarihi 2 Kasım, 2009 17:00

    Emre Kongar çok iyi bir toplum bilimcidir fakat yazısının ilk iki paragrafına katılamayacağım çünkü o zamanlar kürtlere sağı ve solu karıştırma görevi verilmişti. Sağda olduğu gibi solda da solcular 2 ye ayrılıyordu; ilki gerçek vatansever, ikincisi kürtlerdi. O zaman kürtler solu karıştırmak için kendilerini solcu olarak tanıtmışlardı, o eski kürt solu ve kürt sağı şimdinin liberali, 2.cumhuriyetçi, kürt milliyetçisi vs…. eğer bugün 550 milletvekilinden 500 tanesi kürtse benim yazdıklarım oldukça doğru.

Yorum yap