3) DEMİR
Yayin Tarihi 22 Mayıs, 2007
Kategori SİYASİ
DEMİR
Bismillahirrahmanirrahim.
“Andolsun biz peygamberlerimizi açık delillerle gönderdik ve insanların adaleti yerine getirmeleri için beraberlerinde kitabı ve mizanı indirdik. Biz demiri de indirdik ki onda büyük bir kuvvet ve insanlar için faydalar vardır. Bu, Allah’ın dinine ve peygamberlerine gayba inanarak yardım edenleri belirlemesi içindir. Şüphesiz Allah kuvvetlidir, daima üstündür.” (El Hadid Suresi 25. Ayet )
————————————————————————————–
Demirin, Arapça karşılığı Hadid’tir. Demir Rahmani bir elementtir. Rahman; esirgeyen, koruyan, kuvvet veren, kötülüklere karşı muhafaza eden anlamlarını taşır. Hz. Davud (A.S.) demir’e hükmeden bir Peygamberdi. Türk Milleti, Ergenekon’dan demir dağı eritip işleyerek Anayurdu’na kavuşmuş düşmanlarına üstün olmuştur…
Demir, metaller içerisinde en sağlam ve mukavemetli olma özelliği taşır. Simyacılarca demirin simgesi, erkekliği temsil eder. Kısacası demir güçtür, kuvvettir, zenginliktir.
Tarihte demiri üreten, işleyen milletler; demir kültürü olmayan milletleri idare etmiştir… Almanya demir rezervlerinin zenginliği ve çelik sanayisinde ki ileri teknolojisinden dolayı iki dünya savaşını da başlatmıştır.
Avrupa Birliği’nin ilk kuruluşu, demir ve çelik üretiminin kontrolü için olmuştur. İkinci Dünya Savaşından sonra milliyet ve menfaat zıtlıklarından doğan savaşları önlemek için (Fransa, Almanya, İtalya, Hollanda, Belçika ve Lüksemburg) Devletleri 18.04.1951 de “Avrupa kömür ve çelik topluluğu’nu” kuran antlaşmayı Paris’te imzaladılar. Savaş sanayisinin ana maddeleri olan kömür ve çeliği bundan böyle birbirlerine karşı geliştirmemek amaçlanmıştır.
Ülkelerin gelişmişliği, fert başına yıllık çelik tüketimine göre tespit edilmektedir. Çünkü, ne kadar demir ve çelik işlenip kullanılırsa o ülkenin sanayisi de o oranda gelişmektedir. Emperyalist güçler, ürettiği ve işlediği çeliğin ihtiyacı olan enerjiyi de temin etmek için petrol rezervlerine sahip olan ülkeleri kontrol altına almışlardır. Gelişmekte olan ülkelerin demir ve çelik üretimleri de G-8 Ülkelerinin (ABD, İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya, Japonya, Kanada, Rusya) kontrolu altındadır. Günümüz de demir ve çelik üretimini en fazla yapan ülkeler; Çin, Hindistan, Avustralya ve Brezilya dır. G-8 ülkeleri, bu ülkeleri de kontrol etmek için aralarına almaya çalışmaktadırlar.
Atatürk, T.C. Devleti’nin yabancı ülkelere muhtaç olmadan milli sanayiyi geliştirmek ve güçlendirmek için 1935 yılında Sümerbank’a kömür havzası Karabük’te, “Karabük Demir-Çelik İşletmeleri”ni kurdurmuştur. Türkiye’nin Orta Anadolu coğrafyası demir rezervleri yönünden zengindir.
Türkiye’de Demir ve Çelik işletmeleri üzerinde küresel güçlerin ve yerli işbirlikçilerin planlı oyunu, ekmek ve iş kavgasında olan halkımızın dikkatinden uzak tutulmuştur. DİE enflasyon göstergelerini sebze ve meyve üzerine yaparak, insanımız mevcut hükümet lehine olacak tarzda aldatılmıştır. Kalıcı ve kullanılabilir vadesi olan sanayi ürünleri ölçü yapılmamıştır. Zaten yapılsa da halkın yoksulluktan dolayı ilgilenecek hali yok!
Demir ve çelik sanayisinde üretime yönelik çalışan her bir işçi, yan sanayide 12 işçinin çalışmasına yani istihdamına fırsat vermektedir.
Türk Devletinin öz kaynakları ile kurulan milli sanayimiz, siyasilerin rant, oy ve yandaş kayırma hesapları yüzünden zarara sokulmuştur. Anadoluda yeterli demir rezervi olmasına rağmen, yurt dışından birileri ithalat yapsın devlete satsın diye ocaklar atıl bıraktırılmıştır. Yandaşlarını memnun etmek için yüksek maaşlarla demir-çelik fabrikalarına yerleştirilmiş ve kapasite üstü işçi istihdam edilmiştir. Fabrikalardan vadeli ucuz işlenmiş demir alıp halka hergün fiatı değişen mamüller arz eden tüccarlar türetilmiştir…
Hükümetlerimiz, Batılı Devletlerin ve uluslararası organizasyonların önerisi üzerine özelleştirme adıyla yaptıkları satışlar ile, artık “BİZİM” diyeceğimiz hiçbir eserimiz kalmayacak. Her yıl demir ve çelik üretimimiz düşmektedir. Bu her yıl biraz daha fakirleştiğimizin net göstergesidir. Özelleştirme adı altında satılan demir-çelik fabrikalarından 5000 işçi çıkartılmıştır. Böylelikle yan sanayiden de 60.000 işçinin işine son verilmiştir. Sanayi küçülmüş, üretim azalmış, ithalat fazlalaşmış, dış borç büyümüş, borsa haramizadeleri çoğalmış, yabancı borsa yatırımcıları hiç vergi vermeden malı götürmüş! Yiğitte soğana muhtaç kalmış!
Türk Demir dir. Bu demiri Kurtuluş Savaşında Atatürk her türlü imkansızlıklara rağmen çelikleştirdi.
Günümüzdeki sıkıntılardan kurtulmanın tek reçetesi, Atatürk’ün fikir ve görüşlerine sahip çıkmak… Bu fikirlerin ışığı altında çelikleşmek!
Atatürk’ün göstermiş olduğu yolu ret edenler ise paslanıp çürüyeceklerdir…
Her türlü zorluğa göğüs geren Türk Milleti; küresel güçlerin demirden dağlarını, imanlı milliyetçi kadroları ile eritecek ve Yeniden Ergenekon’dan çıkacak… (22.05.2007)
Yılmaz KARAHAN
Yorumlar
“3) DEMİR” yazisina 3 Yorum yapilmis
Yorum yap
Yılmaz Bey,araştırmanızın son paragrafındaki duana katılıyorum.Küresel güçlerin Türkiye’deki iş birlikçileri buy araştırma yazısını birkaç kez okumalıdırlar.Belki ancak anlayabilirler.”efendem bugünün şartları bizleri zorluyor,ne yapalım biz sermayederler,Küresel Güçlerin yanında yer almak zorundayız.”diyenleri çok görmekteyiz.Bayağı çoğaldılar.Çoğalmaya da devam ediyorlar.Haklılar çünkü Türkiye’de meydanlar boştu,yaylaktır,serbesttir,eeatlarıda sağlamsa oynatsınlar.Nede olsa gören ,duyan,anlayan,saip çıkan yoktur.Ülke,insanları derin uykudalar.Kalkacak halleri de kalmamıştır.Kamçılanacak çokda ,kamçı vuracak güç yok.O güç kalmamış.
Müthiş Bir YAZI olmuş Sn.K.han.SAĞOLUN VÂROLUN
Günumüzde EV YAPIMINDA CELIK NICIN KULLANILMIYOR diye kahrolarak izliyorum Yabancı Ülkelerdeki Ev inşaatlarini.Oysa Deprem için bu Şartlı.HER SEYİ YIKAN 2 ŞEYDEN BIRI DISIPLINSIZLIK.
DIGERIDE DENETIMSIZLIKTIR.