4) AKP – CHP KOALİSYONU

Yayin Tarihi 27 Haziran, 2007 
Kategori SİYASİ

AKP – CHP KOALİSYONU

Söylesem Tesiri Yok,

 Sussam Gönül Razı Değil” (FUZULİ)

AKP’nin, 4.5 yıllık iktidar döneminde uyguladığı gayri milli teslimiyetçi politikalarına,  ana muhalefet partisi CHP hiç bir zaman etkili tarzda muhalefet ve engelleme yapmamıştır. Türk Milleti ve Devleti için hayati önem taşıyan yasaların Meclisten çıkması için de AKP’ye destek vermiştir…

İkiz Yasalar olarak tanımlanan;

1-  Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Uluslararası Sözleşme (4867 no’lu yasa)

2-  Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme (4868 no’lu yasa)

4 Haziran 2003 günü, CHP ve AKP Meclisten bu uluslararası sözleşmeleri oylarıyla yasalaştırmışlardır. Komisyonlarda dahi herhangi bir engelleme yapmadan…

ABD’nin bile kabul etmediği bu BM sözleşmeleri nedir?

“İhanet Yasaları” denilen bu yasalara göre;                                      

1-  Bütün Halklar kendi kaderlerini tayin etme hakkına sahiptirler.

2-  Halklara, her türden etnik topluluklara, mezheplere, farklı toplumsal kökenlere, tarikatlara, cemaatlere ve yerel gruplara kendi statülerini özgürce tayin hakkı veriyor.

3-  Yerel Yönetimlere kendi bölgelerindeki yeraltı ve yer üstü zenginlik kaynaklarına tasarruf hakkı vermektedir. ( Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, bu yasadan güç alarak Avrupa Parlamentosun da Petrol ve Su kaynaklarını kullanma hakkından bahsetmiştir.)

4-  Halkların güvenliği BM gözetimine verilmektedir. (Yugoslavya örneği)

— Genelkurmay Başkanlığımızın maddelere “şerh” konulması teklifi bile dikkate alınmadan yasalaştırılan bu teslimiyetçi  davranış AKP ile CHP’nin gizli bir ortaklığın işaretidir.

CHP’nin bu “İhanet Yasaların” dan beklentisi nedir? Veya destek vermesindeki mecburiyet neden?

— Sayın R. Tayyip Erdoğan’ın, Milletvekili ve Başbakan olmasındaki kolaylığı sağlayan CHP olmuştur.

Muhtar bile olamayacak birini, Meclise ve Başbakanlığa taşımanın sorumluluğu nereden geliyor?

— DYP-SHP Hükümetin’de Dışişleri Bakanı olarak görev yapan Sayın Deniz Baykal, 1995 yılında “Gümrük Birliği” antlaşmasını övünerek imzalamıştır. AB’ne girildiğini belirtmiştir.

13 yılda Gümrük Birliği antlaşmasından dolayı T.C.nin 85 milyar dolar kaybı olmuştur. Türkiye’yi IMF ve AB politikalarına teslim eden AKP iktidarı ile aynı zihniyeti taşıyan Sayın Deniz Baykal…

Meclis’te ve medya da dayanıklı bir dövüş… Karşılıklı bir atışma… Maksat “işte muhalefet yapıyoruz” diye Kamuoyu nu aldatmak!

Cumhurbaşkanlığı seçimi bile sanki bir senaryo ! Yolsuzluk ve usulsüzlüklerin ayyukaya çıktığı bir ortamda, AKP’nin  367 milletvekili’ni Meclis Salonu’na getirememesi ilginç değil mi ! İkiz Yasaları Meclisten geçirme cesaretini gösteren, Cumhuriyet Tarihimizin en kuvvetli İktidarı Cumhurbaşkanı’nı seçemeyecek. Hayret ! Böylelikle “mağdur” olacak(!)

Cumhuriyet Mitinglerinin, Solu birleştirme şovuna dönüştürülmesi… Bu mitinglerle Ulusalcıların (!) CHP’de toplanması gerektiği mesajının verilmeye çalışılması, Milli Duyarlılık gösteren Türk Halkı’nın MHP’ye teveccüh göstermesini engellemek için bir oyundan başka bir şey değildir.

Medya ve Sermaye AB’ne ve ABD’ye “EVET” diyen, AKP ve CHP’yi desteklemektedir. Bilderberg İstanbul toplantısının nihayetinde, Sayın Mustafa Koç TÜSİAD’da yaptığı açıklamada “AB’ne giriş için çabaların sürdürülmesi” gerekliliğini emretmiştir.

Küresel Güçlerin ve yerli işbirlikçilerin tüm gayretlerine rağmen MHP’si seçimlerde 1. Parti olmalıdır. Ancak 1. Parti olmak İktidar olmaya yetmeyebilir. Tüm Milliyetçilerin 23 Temmuz gününe kadar olağanüstü bir gayretle çalışması gerekir. MHP’nin tek başına iktidar olması, Milletimizin kurtuluş reçetesidir. Kurtuluşun başka alternatifi yoktur…

Yoksa sahne arkasında hazırlanan AKP-CHP hükümetini iş başında göreceğiz ve satışlar kaldığı yerden devam edecek… (satılacak ne kaldıysa)

        

BUGÜN, TERİNİ DÖKEMEYENLER,

YARIN, KAN VE GÖZ YAŞI DÖKERLER!

YILMAZ KARAHAN

Paylaş:

Yorumlar

Yorum yap