468) TÜRK BİRLİĞİ VE RUSLAR
Yayin Tarihi 26 Nisan, 2010
Kategori ERMENİ SORUNU, KATEGORİLENMEMİŞ
TÜRK BİRLİĞİ VE RUSLAR
Türk Dünyasını bölme ve Türkleri birbirine düşman etme politikaları, Rus milleti ve Rus devletlerinin var olma savaşıdır. Çarlık Rusya’sı döneminde Ruslar, mezhep farklılığı, lehçe farklılığı ve bölge farklılıklarını kullanmak suretiyle, Türkler arasındaki birliği sürekli engellemişler, hatta fırsat buldukça çatıştırmışlardır. Çarlık Rusya’sının Türkler üzerindeki politikası Sovyetler döneminde de değişmemiş, hatta acımasız yeni yöntemlerle, Türkler arasındaki birlik neredeyse tamamen yok edilme noktasına getirilmiştir.
Komünist dönemde Türklere uygulanan yeni milletler teşkil etme projesi şu safhalardan geçmiştir:
1-Türk, Türkçe ve Türkistan sözleri yasaklanmıştır. Türk adı yerine boy adları millet adı haline getirilerek, o güne kadar Türk kimliği altında yaşayan Türkler, bölge adına veya boy-oymak adına göre yeniden adlandırıldılar. Böylece Kazak, Kırgız, Türkmen, Başkırt, Tatar, Özbek gibi mahalli adlar millet adı durumuna getirildiler. Ortak vatan Türkistan adı yerine Kazakistan, Özbekistan gibi bölge adları, Türk kimliği yerine bölge adlarına dayalı adlar, Türkçe yerine de bölge adlarına uygun dil adları kullanılmaya başlandı. Kazak-Kazak’ça, Özbek-Özbek’çe gibi.
2- Türk ve Türkçe sözleri dışında kimliği olmayan Azerbaycan Türklerine sunî bir ad ve suni bir dil icat edildi. Azerbaycan Türklerine kimlik olarak Azerbaycanlı, dil olarak da Azerbaycan’ca layık görüldü. İçinden Türk ve Türkçe sözlerinin silindiği bu kavramlar zorla kabul ettirilmeye çalışıldı.
3- Türk bölgeleri birbirinden ayrı federatif devletler haline getirilerek aralarına sınırlar çekildi. Sınırlar çizilirken bile kasıtlı olarak problemli ve sınır anlaşmazlıklarına konu olacak bölgeler meydana getirildi. ( Mesela; Özbek Türklerinin yoğun olduğu bölgeler Kırgızistan’a, Kırgız Türklerinin yoğun olduğu yerler Özbekistan’a, Türkmenlerin yoğun olduğu yerler Özbekistan’a, Özbek Türklerinin yoğun olduğu bir başka yer Kazakistan’a bırakılmak suretiyle ilerde çıkması muhtemel çatışmalara alt yapı oluşturuldu.)
4- Türk bölgeleri içinde küçük otonom devletçikler kurularak bu devletler içerden de ihtilaflı hale getirildi. Bugün yaşanan Karabağ problemi bu düşüncenin mahsulüdür. Azerbaycan’ın Nahcivan ile irtibatını sağlayan Zengezor bölgesi Ermenistan’a verilmek suretiyle Nahcivan ve Azerbaycan arasındaki toprak bütünlüğü ortadan kaldırılmıştır. Azerbaycan’ın kanuni ve tabii bir parçası olan Nahcivan ile arasında bir su borusu geçecek kadar bile irtibat kalmamıştır. Bu yetmiyormuş gibi bir de Azerbaycan toprakları içinde Ermeni nüfusun kasıtlı olarak yerleştirildiği Yukarı Karabağ bölgesinde otonom bir devletçik kurulmuştur. Sovyetler dağıldıktan sonra bile bu problemler çözülmemiş, daha da derinleşmiştir.
5-Türkler içinde anlaşmazlığı artırmak için ortak alfabeleri değiştirildi. Her birine farklı bir Kril alfabesi uygulandı.1991’den sonra bağımsızlıklarını kazanan cumhuriyetlerden yalnızca Türkmenistan ve Azerbaycan Latin alfabesine geçtiler. Ancak burada yine bir gizli el iki Türk devletine birbirinden farklı Latin alfabelerini kabul ettirdi.
6-Türkleri asimle etmek için farklı etniklerle ortak devletçiklerin çatısı altına topladılar. Mesela hiç ilgisi olmamasına rağmen Balkarlı Türkler ve Karaçaylı Türkler farklı Çerkez toplulukları ile ortak devletçikler altında bir araya getirildiler. Bu birleşme ihtilaflı bir birleşmedir. Hem Türkleri hem de Çerkezleri bölen bir birleşmedir.
7-Bazı yerlerde otonom seviyede bile olsa devletleşmesi istenmeyen Türkler anavatanlarından sürgün edilmiştir. Bunun bilinen en iyi örnekleri Ahıskalı Türkler ve Kırımlı Türklerdir. Bilinmeyeni ise Ermenilere tahsis edilen arazide kalan Türklerin durumudur. Azerbaycan içinde kalan Ermeniler Yukarı Karabağ bölgesinde toplanıp otonom bir idareye kavuşturulurken, Ermenilere tahsis edilen arazide yaşayan Türkler Anadolu’ya veya Azerbaycan’a göçe zorlanmıştır. Kalan Türklerin ise akibeti belli değildir. Kısaca Güney Kafkasya’da Azerbaycan dışındaki bölgelerde yaşayan Türklere otonom idareler bile verilmemiş, onlar için sürgün ve asimle politikaları uygulanmıştır.
Kırım ve Ahıska Türkleri Orta Asya’ya sürgün edilmiş, Borçalı, Gümrü, Erivan, Gökçegöl, Zengezor bölgelerinde yaşayan Türkler zorla Türkiye ve Azerbaycan’a göç ettirilmiş, Acaristan, Abhazya ve Gürcistan’ın iç kesimlerinde yaşayan Türkler ise zorla Gürcüleştirilmeye, Rusya’nın iç kısımlarında yaşayan Türkler ise Ruslaştırılmaya çalışılmıştır. Özellikle Çarlık Rusya’sı döneminde Karadeniz’in kuzeyinde kalan bölgedeki Türklerin çok büyük bir kısmı zorla veya menfaat karşılığı önce Hıristiyanlaştırılmış, sonra da Ruslaştırılmıştır.
8-Sovyetler döneminde sürgüne tâbi tutulan Kırım Türkleri ve Ahıskalı Türkler ağırlıklı olarak Özbekistan’a yerleştirildiler. Diğer bir kısmı ise Kazakistan, Kırgızistan, Karaçay-Balkar Özerk Cumhuriyetleri, Ukrayna ve Rusya Federasyonu içindeki bölgelere yerleştirildiler. Aile bütünlüğü bozulan Türkler yerleştirildikleri yerlerde de rahat bırakılmayıp yerli halkla çatıştırıldılar veya KGB’ye ajanlığa zorlandılar. Sonra da sürgün Türklerin KGB ajanı oldukları yalanını el altından yaymak suretiyle yerli halk ile sürgün Türkler arasında çatışmalar çıkardılar. 1989 yılında Özbekistan’ın Fergana bölgesinde Özbek Türklerini kışkırtarak Ahıskalı Türklere saldırılması da bu düşüncenin bir neticesidir.
BÜLENT TARHAN
Kaynak: Ahıska Dosyası
Yorumlar
“468) TÜRK BİRLİĞİ VE RUSLAR” yazisina 7 Yorum yapilmis
Yorum yap
maalesef gercekler coki aci
Sayın Yılmaz Hoca önemli bir yazı eklemişsiniz, ellerinize sağlık.
Yukardaki yazıda türkleri bölmek için kullanılan bazı yöntemleri daha görüyüruz ve yaşıyoruz. Örneğin Güney Azerbaycan’da ise İran devleti 80 seneden beri Türklerin kökünü kazmaya çalışmaları bu iddaya görgü tanığıdır.
Bakın ben İran’ın batısında Hemedan denilen bir ilin küçük bir kasabasında doğdum. Bizim kasaba ve hatta bu ilin bütün Türklerin yaşadığı köyler ve ilçelerde hâlâ kendimize Türk diyoruz yani bü köyler ve kasabalar merkeze uzak oldukrından dolayı ve de küçük toplulular halınde olmalaraından dolayı Türk düşmanların Asimilasiyon politikalarından uzak kalmış ve en azından İran’ın Tebriz, Urumuyie, Erdebil gibi illerden ki daha büyük bir Türk toplulularına sahipler bunlardan daha az asimilasiyon politikasından etkilenmişiz, mesela Tebriz ve Erdebil gibi kenlerde iletişim araçların çok olması nedeniyle bu şehirlerin insanları daha çabuk Asimilasiyon politikalarına maruz kalıp ve güneydeki türklerde daha çok etkilenmişler. Bunu demek istiyorum ki hala saf kalan ve kendini türk bilen insanlar İran’da yaşamaktalar ve bu büyük ve değerli bir puan olarak sayılabilir, fakat biran önce bu Türklerin kurtarması gerekiyor çünkü bu tur Türkleri kasten ekonomik ve medeniyet açısından uzak tuturlar ve onları modern bir şekilde yetiştirmek için Fars kimliğini taşımalarına zorluyorlar ve maalesef ben bir Türk olarak görüyorum bu olayları. Öyle iyi bir yöntem Kullanıyor İran devleti ki hatta Amerkan politikacıları bile bunlar yanında hayran kalır hatta Şeytan bile gelip İran siyaset adamlarından ders alıyor!!!!!!!
Mesela Kitaplerde, Televiziyonda, dizilerde, ve bütün medyada Farsların soylarını ARYAN denilen bir soya mensup ederek onları Dünyanın en Güzel,en Güçlü; en Yakışıklı,En zeki ve en başarılı İnsanları tanıtıyorlar ve onun karşısında Türkleri ve Arapları aşağılıyarak özellikle Türkleri Barbar ve Vahşi olan bir etnik ve Türklerin İran’a gelmelerini Moğullar tarafından zorla göç ettirdiklerni söyliyorlar. Ve biz bir İran Türkü olarak ıtıraz ettiğimizde bize diyorlar ki siz Türk değilsiniz Siz Türkleşmiş Farslarsınız, sizin soyunuz Türk değil diliniz Türkçedir ve sizi Moğullar Türkleştirmişler diye bazı değersiz cevaplar veriyorlar…
bizim çocuklar böyle medya baskısı altında ister istemez kendilerini yukardaki ARYAN soyundan gelen ve seçilmiş bir soy olan bir insana benzetmek için Türk olmaktan kaçıp ve kendilerini Fras olarak tanıtıyorlar ve Türk olmaklarını saklıyorlar ve bu nedenle anne babalar çocuklarını Seçilmiş bir soydan olan birisni gibi yetiştirmek için beşikten beri onunla Farsça konuşuyorla.
Son yıllarda hatta türkçe konuşan gençlerimiz evlendikten sonra eşleri ile Farsça konuşuyorla ve Farsça konuşmayı bir tür modern olmak biliyorlar….
Evet büyük Şeytan aslında İran ve Rusya’dır ne ABD, asıl Türk düşmanları İran ve Rusya Türklerin birleşmelerinden korkuyorlar ve bu birleşmenin önünü engellemek için ortak bir çalışma yapmaktadırlar.
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE
Aydın
Güney Azerbaycan
Son yıllarda AKP hükümeti TSK’yı yıpratmak amacı ile Türk Silahli Kuvvetlerini zor duruma bırakmış ve İran ve Rusya ise bu durumdan pek memnunlar çünki Türk Dünyasının tek gücü olan Türk silahlı Kuvvetleri yıpratılmak üzere ve böylece İran ve Rusya’nın Türk düşmanlığı ve onların Türkleri birbirinden ayırma politikalarının önüne geçen kuvvet de olmayacak ve böylece rahatca amaçlarına ulaşmalarını sanıyorum.
Örnegin kırkızıstandaki olaylar ve İran’ın Azerbaycan’a karşı bazı tehditlerde bulunması bu iddaya tanıktır.
bugün Tebriz kentinde her yere duvarlar üzerine böyle yazmışlar bu yazı Türklerin birleşmesinin arzularını göztermektedir:
(( Baku Tebriz Ankara, Biz hara Tehran hara))
hara= nereye, yani bizim Tahran’la ne işimiz var,
Aydın
Güney Azerbaycan
çok,çok yerinde ve gerçek tesbitlerdir bunlar, ancak bu planın şu anki en büyük uygulayıcısı ise başta amerika olmak üzere bir çok batılı ülkeler ve hatta bunların ülkemizdeki yerli işbirlikçileridir,benim kanahatimce avrupa birliğinin parcalanmış bir Türkiye istemesinin amacı ve yine hep üyelik için kapıda hazır tutma niyetinde görünmeleri bunun bir örneğidir, oysa siyasi ve ikdisadi anlamdaki bir tük birliği bin av.birliğine bedeldir. saygılarımla.
Bu formu düzenleyenler ve emeği geçenlere olumlu fikirleriyle katkı verenlere en derin saygı ve sevgilerimi sunarım. REHBER KURAN HEDEF TURAN,,,YÜRÜYELİM KIZIL ELMAYA, BU BAYRAĞI ELDEN DÜŞÜRMEYELİM BEYLER 21.Y.Y TÜRK ASRI OLMAYA MAHKUMDUR.
çoooooooooooooooooooooooooooooooookkkkkkk güzel bilgi bunları sunduğunuz için teşekür ederim bana çok yardımcı oluyor NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE
Çok güzel bir yazı.Düşmanlarımızın bütün aleyteki planlarını böyle deşifre edip tam tersini yaparsak muvaffak oluruz.Onlar da bize karşı bu şekilde savaş veriyorlar.Atatürk gibi Türk büyükleri ne dediyse ne yapmak istediyse tam tersini bize yaptırmaya çalışıyorlar ya da tam tersi planlarlar tertipleyip üzerimize geliyorlar.Çok aktif olmalıyız.Bu ve benzeri bilgileri ulaştırabildiğiniz kadar insana ulaştırın.Gelecekte bir önder çıkarsa toplumumuzda onu takip edebilecek bireylerin sayısı çok olmalı.