221) AMERİKA, FAŞİZM ÖZLEMİNDE
Yayin Tarihi 1 Nisan, 2010
Kategori SİYASİ
Amerika faşizm özleminde
Ünlü Analist Chris Hedges Amerika’nın liberal vaatlerinin altında gizli bir faşizm özlemi olduğunu belirtiyor.
Şiddetin dili her daim şiddeti çağırır. Latin Amerika’dan Balkanlara kadar her savaşta izledim bunu. İşçi sınıfının fakirleştirilmesi, ümidin ve fırsatın yok edilmesi ölmeye ve öldürmeye hazır kızgın bir güruh üretir. Zengin ve mücrimler karşısında güçsüz olan müflis, liberal seçkinler iktisâdi çöküş zamanlarında, kalabalıkların tutkularına oynamak üzere demagogların ve çetelerin ortaya çıkmasından evvel bir tarafa atılırlar. Bu oyunu izlemiştim. Nasıl sona erdiğini de biliyorum. Başka ülkelerde başka dillerde de dinledim. O aynı tiplemeleri, soytarıları, şarlatanları ve aptalları, kafası karışmış kalabalıkları ve yol açtığı nefreti hak eden o aynı iktidarsız ve aşağılık liberal sınıfı tanıyorum.
Yeşiller’in başkan adayı Cynthia McKinney “iki parti değil tek parti tarafından yönetiliyoruz” demişti. “Para ve savaş partisi. Ülkemiz gaspedildi. Ülkemizi gâsıpların elinden almalıyız. Bugün geriye kalan tek soru, kimin devrimine yatırım yapılacağıdır.”
Demokratlar ve liberal özürcüler ülkeyi kasıp kavuran şahsi ve ekonomik ümitsizlikten öylesine bihaberler ki işsiz insanlara işsiz çocuklarını olmayan sağlık karnelerine kaydetme hakkı sunulmasını ileriye doğru atılmış bir adım olarak görüyorlar. Kurumlara vergi indirimi sunacak bir istihdam yasa tasarısının, yüzde 20’lere dayanmış bir işsizlik oranına yanıt olduğunu düşünüyorlar. Sıradan Amerikalıların, ki sekiz kişiden biri yemek kuponuyla yaşıyor, paralarını Wall Street’in suçlarına ve savaş suçlarına ödemenin kabul edilebilir olduğunu düşünüyorlar. Mâli tasarrufun kansız dilinin, bu yıl icra yoluyla evlerinden atılacak olan tahminen 2.4 milyon kişiyi korumayı reddetmenin haklı gerekçesi olduğunu düşünüyorlar. Mesaj açık: Kanunlar iktidar seçkinlerine işlemez. Yönetimimiz çalışmıyor. Hiçbir şey yapmadan ne kadar fazla beklersek, işçi sınıfının meşru gazabını kabul etmeyi ve tanımayı ne kadar geciktirirsek, solgun demokrasimizin ölümünü de o kadar çabuk göreceğiz.
Amerika’nın çözülüşü, Yugoslavya’nın çözülüşünü yansıtmaktadır. Balkan savaşına yol açan şey kadim etnik nefret değildi. Yugoslavya’nın ekonomik çöküşü yol açmıştı. İktidara gelen adi suçlular ve kundakçılar, işsiz ve çaresiz olanların öfke ve yeisini artırdılar. Hırvatlardan Müslümanlara, Arnavutlardan çingenelere kadar uygun günah keçileri belirlediler. Savaşa ve kendini kurban etmeye varan bir taşkınlığın tasmalarını çözecek [toplumsal-siyasi] hareketleri devinime geçirdiler. Savaştan önce Sarajevo’da kendisiyle dalga geçilen maskara şâir Radovan Karadziç ile Glenn Beck veya Sarah palin arasında fark yok. Oath Keepers ile Sırp milisler arasında fark yok. Bu insanlara gülebiliriz ama aptal olanlar onlar değil bizleriz.
Kurumsal çıkarların hizmetkârı olan Demokratlara başvurmaya ne kadar devam edersek bir o kadar ahmaklaşacak ve etkisiz kalacağız. NBC News/Wall Street Journal anketine göre Amerikalıların yüzde 61’i ülkenin çöküşte olduğuna inanıyor, ki haklılar. Sadece yüzde 25’i Amerikan halkının çıkarlarını korumada Amerikan yönetimine güvenilebileceğini söylüyor. Eğer bu öfkeyi ve güvensizliği sahiplenmezsek sağdan gelen dehşet verici bir geri tepme olarak dışa vuracaktır. McKinney’le görüşmem sırasında “sağ-sol hakkında konuşmaya son verme vaktidir. Bizi bu belaya düçâr eden insanların çıkarlarına hizmet eden eski siyasi paradigma, bizi bu durumdan çıkaracak paradigma olmayacak. Ben Güney’in çocuğuyum. Janet Napolitano, üstünlükçü olarak etiketlenen insanlardan korkmam gerektiğini söyledi ama beyaz üstünlükçülerin arasında büyüdüm. Beyaz üstünlükçülerden korkmuyorum. Kendi hükümetimden endişe ediyorum. Yurtseverlik Yasası, beyaz üstünlükçülerden gelmedi, Beyaz Saray ve Kongre’den geldi. Citizens United beyaz üstünlükçülerden gelmedi, Yüksek Mahkeme’den geldi. Bizim problemimiz yönetim problemidir. Sistemin örgütlenme şeklinden faydalanan insanların beceriyle inşa ettiği geleneksel engellerin ötesine uzanmak istiyorum.” (…)
Palin gibi birileri Demokrat bölgelerde çapraz haritaların çizildiği bir harita yayınlar ve “Geri Çekilme, Tekrar Yüklen!” derken kulağı Palin’de silahını temizlemekle meşgul umutsuz insanlar var. Hıristiyan faşistler mega-kiliselerin kürsülerinde Barack Obama’yı Deccal olmakla suçlarken, kulak vermiş kurtarıcı bekleyen inananlar var (…)
Bu hareketler henüz olgunlaşmış faşist hareketler değil. Etnik veya dini grupların imhası çağrısını açıkça yapmıyorlar. Şiddeti açıktan savunmuyorlar. Fakat Nazizmin kökeni hakkında kalem oynatmış Faşizm uzmanı Fritz Stern’in bana söylediği gibi “Faşizm icât edilmeden evvel Almanya’da faşizm özlemi vardı.” Şu an görmekte olduğumuz bu özlemdir ve tehlikelidir. İşsizlere ve fakirlere iş vererek ve felç edici borçları için yardım ederek onları derhal ekonomiye yeniden kazandırmazsak, henüz olgunlaşmamış ama Amerikan toplumunda her köşeden kafa çıkaran ırkçılık ve şiddet tam bir yangına dönüşecektir.
Denetim altına alınmadığı takdirde radikal İslama karşı nefret, Müslümanlara karşı nefrete dönüşecek. Kaçak işçilere duyulan nefret, Meksikalılara ve Orta Amerikalılara duyulacak. Amerikalı vatanperverlerin, beyaz hareketin tanımlamadığı nefret, Afro-Amerikalılara duyulan nefret olacak. Liberallere karşı duyulan nefret üniversitelerden devlet kurumlarına ve basına kadar tüm demokratik kurumlara karşı nefret olarak tezahür edecek. Sürüp giden acziyet ve ödlekliğimiz, bu öfkeyi dile getirmeyi ve Demokratlara-Cumhuriyetçilere açıkça karşı çıkmayı reddedişimiz, terör ve kan çağı adına bir kenara atılmamıza yol açacaktır.
Dünya Bülteni için çeviren: M. Alpaslan Balcı
Yorumlar
“221) AMERİKA, FAŞİZM ÖZLEMİNDE” yazisina 1 Yorum yapilmis
Yorum yap
[…] ile Srp milisler arasnda fark yok. Bu insanlara glebiliriz ama aptal olanlar onlar deil …This Post Cancel […]