36) DEVLETLERİ YÖNETEN AİLE: ROTSCHİLD
Yayin Tarihi 8 Ağustos, 2008
Kategori SİYASİ
DEVLETLERİ YÖNETEN AİLE:
ROTSCHİLD
Modern bankacılığın ve küresel ekonominin kurucularından kabul edilir. Dünyanın en zengin ailelerinden birini kurmuştur. Almanya’da ufak tefek bankerlik işleriyle başlamıştır.Daha sonra İngiltere’ye göç eden Mayer Amschel Rothschild 5 oğlunuda Londra, Paris, Frankfurt, Napoli ve Viyana’ya göndermiştir. Bankerlikle temeli atılan Hanedanlığın bu sayede inanılmaz bir bilgi ağı oluşmuştur. Savaş ticaretleri ve ün kazanmaları ise Napolyon’un İngiltere ile yaptığı Waterloo savaşı ile başladı. Waterloo savaşında İngiltere’ye mal kaçıran ve birlikleri finanse eden Nathen Mayer Rothschild,bu dönemde bir yandan savaşı finanse ederken diğer yandan da hükümetlere yüksek faizle borç veriyordu. Waterloo savaşı’nın sona ermesini ve Napolyon’un kaybettiği haberini kurdukları geniş istihbarat ağı sayesinde ilk olarak Rothschild’ler öğrendi. Nathen Mayer Londra borsasında elinde bulunan bütün hisseleri satmaya başladı. Bu da Napolyon’un savaşı kazandığı izlemi doğurdu. Diğer herkes de Nathen Mayer Rothschild’i izleyerek hisselerini satmaya başladı. Nathen bir yandan da bu hisseleri toplattı. Ertesi gün Napolyon’un savaşı kaybettiği haberi geldi. Rothschild’ler bu bilgi sayesinde bir gecede büyük bir servet elde etti. Ayrıca Nathen Mayer kardeşleri sayesinde İspanya’da bulunan İngiliz ordusunu finanse etmek amacıyla Fransa’dan altında taşıdı. Bu çabaları Nathen Mayer Rothschild’e İngiliz hazinesinin temsilcisi unvanı kazandırdı. Ayrıca bu sayede Rothschild ailesi üyeleri İngiliz meclisine girmiş ve Baron unvanı almıştır. Savaşın sonunda ise Rothschild ailesi Fransa’ya borç vermeye başlamıştı.
Avrupa’da bir çok hükümeti borçla haraca bağlayan Rothschild Hanedanlığı Afyon Savaşları sayesinde Uzakdoğu ile tanıştı. Bu dönemde Çin’de afyon ticareti yapan İngiliz tüccarlar Çin İmparatorluğu ile ters düşmelerinin ardından İngiliz Kraliyetinin desteğini almak için Rothschild’lere başvurmuşlardı. İngiliz Kraliyetini ikna etmeyi başaran Lord Rothschild Afyon Savaş’nıda finanse etmeye söz verdi. Çin’in mağlubiyeti ile biten savaşın ardından Rothschild ailesi, İngiliz hakimiyetine geçen Hong Kong’un kontrolünüde yardımlarının karşılığı olarak aldı. Burda kurdukları HSBC Bank (Hong Kong Shangai Bank Corporation) sadece Rothschild’lerin para baronluğunun dünya üzerinde tescillenmesini sağlamamış aynı zamanda afyon ticareti de Rothschild’lerin tekeline geçmiştir.
19.Yüzyıl Rothschildler için çok yoğun geçmiştir. Almanya’da sanayi devrimi sonrası SİEMENS, AEG, BOSCH gibi bir çok şirketin kuruluşunu finanse etmiştir. Ayrıca bir yandan da Amerika kıtasına geçerek altın uğruna yerli katliamlarında önemli rol oynamıştır.
Amerika kıtasının yeraltı zengiklerini keşfeden Rothschildler ilgilerini altın ve diğer madenlere kanalize ettiler. Osmanlı topraklarının çözülmeye başlamasıyla birlikte Rothschild’ler iki koldan Ortadoğu’ya sızmaya başladılar. Bir kolunu Irak’ın oluşturduğu sızmanın en önemli nedeni Mezopotamya’daki zengin petrol kaynakları oluşturuyordu. BP ve ROYAL DUTCH SHELL ile Irak pazarına girdiler. Diğeri ise bölgenin güneyinde siyonizm’i siyasal ağırlık merkezi haline getirerek sızmaya başladılar. Filistin topraklarının Osmanlı’dan ayrılmasıyla harekete geçen Lord Rothschild İngiliz hükümetine baskı uygulayarak Balfour Deklerasyonu ‘nu yayınlatmayı başardı. Ayrıca diğer tarafdan da Filistin topraklarının satın alınması için 2 milyon Sterlinlik bir fon oluşturdu. Böylece Filistin topraklarının en verimli yerleri Yahudilerin eline geçmiş oldu.
Ayrıca 2.Dünya savaşında Rothschild’in parası HİTLER’e sermaye olmuştur. I.Dünya Savaşından sonra ekonomik anlamda adeta yerle bir olan Almanya’nın yeniden inşasıda Amerika’lı finans çevrilerine ihale edildi. Başta J.P Morgan olmak üzere Rothschild’lerin Amerika’daki uzantıları olan finans kurumları önce ” Dawes Planı ” sonrada “Young Planı” ile 1924 yılından sonra Almanya’yı adeta paraya boğdu. Böylece Hitler ‘in inanılmaz yükselişine zemin hazırladı. Hitler’in savaştan önceki yıllarda inanılmaz savunma harcamaları ve büyüyen askeri gücü Rothschild hanedanlığının yardımı ve onayıyla oluşturuldu. Amerikalı tarihçi Anthony C. Sutton ‘un “Wall Street ve and the Rise of Hitler” adlı kitabında bu denetimi özetlerken Amerikalı finans kuruluşlarının sadece Almaya’nın yeniden yapılanması için değil bilinçli bir şekilde Hitler ve onunla birlikte yeni bir canavarın doğuşunuda sağladıkları iddaa ediliyor. Ayrıca başka kişiler tarafından bu sayede İsrail’in kuruluşuna bir zemin hazırlandığı, Afrika’da ise elmaslar için iç savaşları desteklediği iddaları vardır. Cecil Rhodes öldükten sonra vasiyeti incelendiğinde de Beers elmaslarını çocuklarına değil, Hanedana bağışladığı görülmüştür.
Rothschild ailesi son 200 yıldır, dünyanın en zengin ve nüfuzlu ailesidir. Tek başına birkaç büyük devlet kadar güçlü olduğu iddia edilebilir. 2007 yılında, servetleri 3-4 trilyon dolar, kontrol ettikleri para ise 8-10 trilyon dolar olarak tahmin edilmektedir.
İngiliz merkez bankasını yaklaşık 80 yıl boyunca yönetmişlerdir. HSBC Bank, Royal Bank of Scotland, Banco Santander, J.P.Morgan-Chase, De Beers, Rio Tinto, Ing Group ve Aviva en çok tanınan ve bilinen şirketleridir. Rockefeller ailesinin Standart Oil‘i kurmasını finanse etmiş, bu sayede de halen Citigroup, Exxon-Mobil, Chevron gibi şirketleri de dolaylı olarak kontrol etmektedirler. Dünya elmas ticaretinin %90’ı, altın ticaretinin % 40’ı, kömür-bakır-uranyum-aluminyum ticaretinin de % 15’i bu aile tarafından yapılmaktadır. 2001 yılında kapanmış olan Osmanlı Bankası ile 2000 yılında Fransız devletine sattıkları BNP Paribas’ ın da kurucuları ve sahipleridir. Fransız şarap endüstrisinin yarısı ellerindedir.
KAYNAK: Vikipedi
1. Balfour Deklarasyonu
Ailenin Britanya İmparatorluğu üzerine baskısı o derece büyüktü ki, İngiliz savaş kabinesinde Dışişleri Bakanı olan Lord Arthur Balfour, 2 Kasım 1917 tarihinde uluslararası Siyonist hareketin liderlerinden sayılan Lord Rothschild’e bir mektup göndererek, Filistin topraklarında bir Musevi devleti kurulması konusunda İngiliz hükümetinin destek vereceğini bildirdi. Tarihe 1. Balfour Deklarasyonu olarak geçen bu mektuptan sonra söylenenler bir bir gerçekleştirilmiştir. Mektubun gönderildiği tarihte Filistin topraklarının henüz Osmanlı’da olduğu düşünülürse, yaklaşık bir ay sonra buraları ele geçiren İngiliz askerlerin nasıl da planlı olarak oralara yollandığı anlaşılır. Peki ama bu plan gerçek anlamda ne zaman yapılmaya başlanmıştı?…
Çeşitli kışkırtmalarla savaşlara sürüklenen Osmanlı’nın o zamanlar yanında dostu olarak görünen İngiltere (ve Fransa) ve ona borç vermek için çırpınan Yahudi bankerler… demek ki her şeyi o zamandan planlanmıştı?.. Reji Şirketi de, bu planın sadece bir parçasıydı.
Sonunda İsrail devletini kurdular
Sonuçta, Balfour’un bu mektubu üzerine yürütülen girişimler, 1918 yılında Fransa’nın, hemen ardından da İtalya’nın desteğini sağladı. ABD başkanı Thomas Woodrow Wilson da, 1918 yılının Ekim ayında deklarasyonu desteklediklerini açıkladı. Söz konusu deklarasyon, Orta Doğu’da bir İsrail Devletinin kurulmasına giden sürecin önemli bir kilometre taşı olmuştur…
HAZIRLAYAN: YILMAZ KARAHAN
Yorumlar
“36) DEVLETLERİ YÖNETEN AİLE: ROTSCHİLD” yazisina 8 Yorum yapilmis
Yorum yap
Dünyanın Gidişine Yahudi ROTSCHILD Ailesi Mi Yön Veriyor?
http://www.kayseri.net.tr/yazar.asp?yaziID=3112
ABDde 12 FED MERKEZ Bankası vardır Bu FEDlerin en güçlüsü New York FEDtir 12 ABD FEDin sahibi 8 ailedir Bu ailelerden 4ü ABDde 4ü ise ABD dışında yaşamaktadır 10 banka ise ABDdeki 12FEDnin tümüne yakınını kontrol etmektedir The Bank of International Settlements (BIS) Uluslararası Varlıklar Bankası
http://www.ilk-kursun.com/haber/84837
Rothschilds’ların İnşa Ettiği İsrail Anayasa Mahkemesinde Gizli Semboller
http://www.acikistihbarat.com/Haberler.asp?haber=7999
http://www.turkishnews.com/tr/content/2009/02/24/dunyayi-yoneten-aile-rotschild-ailesi/
PARANIN DİNİ İMANI VE IRKI VARDIR
http://www.ortadogugazetesi.net/makale.php?makale=paranin-dini-imani-ve-irki-vardir&id=3927
Dünyanın Gidişine Yahudi ROTSCHILD Ailesi Mi Yön Veriyor?
Teksas Universitesi tarih profesörlerinden Texe MARS’ın çıkarmış olduğu; Bilinen Tarihin bilinmeyen yönleri adlı kitabında, Yahudi ROTSCHILD ailesinden bahsediyor. Bildiğimiz birkaç çekirdek aile değil 1000-1500 civarında bireyi bulunan bir aile. Belki de çoğumuzun adını bile duymadığı bu aile, ne medyada yer alır, nede jet sosyetede görmek mümkündür.
Aile göreve; 1590 yıllarında İngiliz kraliyet sarayında yaverlikle başlayıp stratejik ve ekonomik danışmanlıkların yanı sıra, izlenmesi gereken siyasi tutumlarını ve dış politika stratejileri de bu ailenin görev alanıydı. Sadece bununla da yetinmeyip kraliyet saraylarındaki tüm ihaleleri kazanarak bu ihaleleri başarıyla sonuçlandırıp hatırı sayılır bir servetin de sahibi oluyorlardı kısa sürede. Dolaysıyla bu görev gerçekleştireceği Büyük İsrail Devleti projesinin ilk ayağını teşkil ediyordu desek yanlış olmaz.
Texe MARS’ın bu kitabında,1590’dan beri Dünya tarihi sahnesinde yer alan aile, gerçekleştirmeye kalktıkları bu projeyle, yaptıkları çok gizli faaliyetler neticesinde ekonomik ve siyasal yönden Dünyanın gidişine yön vermişler ve vermeye de devam ettiğini görmekteyiz. İşte bildiğimiz tarih ve bilmediğimiz yönleriyle Texe MARS’ın kitabına konu olan, ROTSCHILD ailesinin gerçekleştirdiği düşünülen gizli faaliyetleri;
Savaşa girecek devletlere faizle borç vermek; Öyle ki Fransa-İngiltere savaşında, İngilizlere savaş için 35 ton altını faizle veriyorlar. Savaşta İngilizler yenilir ve neticede aileye borcunu ödeyemezler. Borca karşılık olarak, hem İngiliz merkez bankası (Bank of England) ROTSCHILD ailesine devrediliyor, hem de İngiliz sterlini BASMA yetkisi hakkı da kazanıyorlar. Burada sunu hatırlatmakta yarar var; eğer bir devlet para basma yetkisine sahipse, karşılığında o ülkenin hazinesine bastığı para miktarı kadar değerli maden koymak zorundadır. (altın, petrol, elmas) Yoksa basılan kağıt, kağıt değerinden başka bir şey ifade etmez.
Amerika-İngiltere koloni savaşı da yine bu ailenin girişimleri neticesinde olmuştur; Amerika’lılara silah satmak için, İngilizlere savaşı kazanma garantisi vermiş karşılığında bu ülkede de PARA BASMA yetkisine sahip olmuştur. Neticede savaşı Amerikalı koloniler kazanıyor ve İngilizler, Amerika’dan elini ayağını çekmek zorunda kalıyorlar.
Yine Fransa –İngiltere savaşında bu aile başrolde; Savaş sırasında bu aile İngiliz borsası üzerinde spekülasyona girişmiş ve savaşın sonunda İngilizler Fransızlara yeniliyor. KARA Eylül olarak tarihe geçen bu olay sonucunda, bu aile İngiliz devletinin mülkiyetini ele geçiriyor. İşte bütün bu ekonomik faaliyetlerin sonucunda iyice gelişen ROTSCHILD ailesi Tanrının kendilerine vaat ettiği , Kutsal İsrail Devletini kurmak için girişimlere başlamışlardır.
Onlara göre kutsal saydıkları topraklara en yakın güç olarak Osmanlıyı görmekteydiler. Osmanlı Devleti onlara göre bir engel teşkil ediyordu. Kutsal topraklara ulaşmanın en büyük yolu Osmanlı’yı parçalamaktan geçmekteydi. Parçalama işlemine Osmanlıya yakın olan devletlere finansal destek sağlayarak, onları Osmanlıya Karşı Kışkırtmakla başladılar. Böylece; Rusya’nın Osmanlı’ya sudan sebeplerle saldırmasında, Avusturya ve diğer devletlerin zayıf düşen Osmanlı’ya azınlık ayaklanması çıkarmasında yine BU Ailenin parmağını görmekteyiz. Bu tarihte Osmanlı’nın en çok dış borcu İngiliz bankasınaydı (İngiliz bankası daha önce bu ailenin eline geçmişti). Borca istinaden, Lord Baron ROTSCHILD II. Abdulhamit’e bir istekte bulundu. İsteğinde Kudüs şehri, Filistin ve Güneydoğu Anadolu bölgesi, kurulacak olan Yahudi devletine verilecek, kazanılan Balkan ve Afrika toprakları da geri verilecekti. II. Abdulhamit bu teklifi katiyen kabul etmemiş ve neticede de Osmanlı yıkılma sürecine girmekten kurtulamamıştır.
Herşeye istediği gibi yön veren BU Aile, ufak bir hesaplamayı düşünememişlerdi. Kuracakları bu coğrafyadaki devlette yaşayacak Yahudilerin yerleştirme planı nasıl olacaktı. Hemen devreye kukla Hitlerin politikasını koydular. Yani Almanyadaki Yahudi katliamında da bu ailenin etkeni büyüktü. Hitler politikasıyla zengin Yahudiler; kurulan Amerikan paravan şirketiyle Amerika yerine İsraile gönderiliyordu. Zaten katliamda ölen %15 kısmını Yahudi oluşturuyor geri kalan kısım Polonyalılar ve çingenelerdi.
II.Dünya savaşının çıkmasında aktif rol oynayan BU Aile için, Arabistanlı Lawrence’nin çabalarıyla Arapların parçalanması, İsrail devletinin kurulması için yetiyordu. Ama Amaçları BOP Büyük Ortadoğu Projesiydi. Bu proje uğruna dünya tarihine geçen, Amerika- Rusya Soğuk savaşından, KENNEDY suikastindan, Komunizmi yok etmek için kurulan GLADIO örgütünden, Türkiye’deki 12 Eylül olaylarından, Vietnamda binlerce kişinin öldürülmesi ve İran-Irak savaşına varıncaya kadar her olayın altından BU Aile çıkıyor karşımıza.
Günümüzde halen yaşanmakta olan Ortadoğudaki savaşlarda, 11 Eylül saldırılarında, PKK ve diğer, Dünyayı Tehdit eden Tüm Terörist DESTEKLERde tüm bu ROTSCHILD ailesi, bir şekilde Başrol oynamaktadır. Amaçları ise Tanrının Tevratta vaad ettiği topraklarda Büyük İsrail Devletini kurmak.
Texe MARS’ın kitabında yer alan ve 400 yıllık yaşanmış tarihi olayların arkasında, Büyük İsrail Projesini gerçekleştirmek için büyük bir oluşum tarafından ROTSCHILD ailesi mi görevlendirildi acaba diye sormadan geçemeyeceğim kendi kendime. Her ne kadar olaylar bu aileyle özdeşleştirilse de bura da önemli olan, gerek geçmiş gerekse yakın tarihten beri Büyük İsrail Devletinin kurulma çabası gösterilmesidir. Bir diğer bilinen şey ise Yahudilerin, gerek siyasi gerekse ekonomik olarak dünya tarihine yön vermeleri. Bakıyorsunuz Tüm dünyanın ekonomisi onlardan soruluyor, dünya siyaseti onların etrafında dönüp duruyor, savaş meydanlarında yine onlar var. Peki “daha dünün Yahudisi nasıl oluyor da çok yönlü gücü elinde tutabiliyor?” diye soracak olursak, bana göre tek cevabı var oda; dış güçlere karşı birlik ve beraberlik içinde, tıpkı 1500 kişilik ROTSCHILD ailesi gibi güç birliği oluşturmak, gücü elinde tutmak, ekonomik ve siyasi tarihe yön vermek, ancak birlik ve beraberlik içerisinde başarılı olabilir.
Yüzyılardır savaş halinde olan Ortadoğu ve bu çevredeki coğrafyanın tek eksik yönü birlik ve beraberlikten uzak olması, başkalarına boyun eğme politikası içerisinde kaybolmasıdır. Eğer birlik ve beraberlik gücünün değeri anlayabilinse, Ortadoğuda, değil 1500 kişi, 150 bin ROTSCHILD ailesi çıkardı.
Büyük İsrail Projesini gerçekleştirmek için sanırım ROTSCHILD ailesi ve ona bu gücü veren, onun çevresindekiler, sonraki yıllarda daha çok tarih yazacakları gibi geliyor.
Rothschild ve Rockefellerin İnsanlığa zararları
http://genelenformasyon.blogspot.com.tr/2011/08/rothschild-ve-rockefellerin-insanlga_22.html
PEYGAMBERSİZ DİN SİYONİST PROJE!
Amerikalı tarih profesörü Texe Marrs Amerikan derin devletinin kodlarını A Haber’e açıkladı. Marrs, Rotschild ailesinin Rockefeller ailesini de ele geçirdiğini dünyadaki gücün en tepesine tırmandığını açıkladı. Marrs ayrıca yeni Yahudi milyarderleri devlet başkanlarını ve yöneticileri açıkladı. .
“Eğer İsrail lehine konuşmazsanız ABD’de başkan olamazsınız”
ABD’de şu anda bir siyasi seçimin eşiğindeyiz ve Donald Trump bu seçime girecek. Donald Trump aslında bağışcıların yani adaylara büyük para veren insanların parti yönetimini elinde tuttuğunu ortaya çıkardı.
Dedi ki “Ben dışarıdan geldim, iş adamıyım.” insanlar hayatlarında ilk kez paranın siyaseti bu kadar etkilediğine tanık oldu.
Elbette ABD’de bu durum hep vardı ama şu anda bu. Yani George W. Bush ilk kez başkan seçildiğinde kampanyasında kullandığı paranın %87’sinin zengin ailelerden geldiğini gördük. Yani bu durum hala aynı. Şu anda zengin ailelerin kampanyalarda harcanan paraların %80’ini ya da %90’ını verdiğini görüyoruz.
Eğer İsrail lehine konuşmazsanız, eğer siyonistlerle iyi anlaşmazsanız ABD’de başkan olamazsınız. Açık ve net. Eminim ki bu dünyadaki birçok ülke için de geçerlidir. Siyonist dolar milyarderleri siyaseti kontrol ediyorlar, medyayı kontrol ediyorlar, eğitim sistemini kontrol ediyorlar.
“İSRAİL’İ SEVMEYEN SİYASETÇİLER BİLE PARA YÜZÜNDEN ONLARI SEVİYORMUŞ GİBİ GÖZÜKÜYOR”
ABD’deki zengin ailelere “Uygulanmasını istediğiniz en önemli politika nedir?” diye soracak olursanız size demokrat ya da cumhuriyetçi olsun hiç fark etmez, siyasetçinin kim olduğu da önemli değil sadece İsrail’in çıkarları için çalışıyor olması önemli diyeceklerdir.
Bu sebeple de İsrail karşıtı herhangi bir ABD’liyi siyasetçi göremezsiniz. Herkes İsrail’i destekler. Herkes “Ben siyonistlerin yanındayım” der. Bunun sebebi de şu; Belki şahsen İsrail’den hoşlanmazlar, İsrail’in korkunç, terörist bir ulus olduğunu düşünürler ancak neticede para konuşuyor. Eğer İsrail’in karşısında olurlarsa seçilmeleri ciddi manada tehlikeye düşer.
“DÜNYAYI SAHNE ARKASINDA İSRAİL YÖNETİYOR”
Bütün dünyada sadece 19 milyon yahudi var. İsrail küçükçe bir devlet nüfusu yanılmıyorsam 7 ya da 8 milyon. Ancak bu sayı… yani bu insanlar yıllardır kendi insanlarını, kendi kabilesini, kendi ulusunu etkili noktalara getirebilmek için çok sıkı bir biçimde çalışıyor. Malezya’nın başbakanı birkaç yıl önce Asya’da gerçekleşen uluslararası bir ekonomik konferansta, ki kendisi en önemli konuşmacılardan biriydi, “İsrail dünyayı vekilleriyle yönetiyor” dedi. Diğer bir deyişle dünyayı sahne arkasından yönetiyorlar. Temsilcilerini kullanıyorlar. Bu temsilciler bazen Türk, bazen Amerikalı bazense İngiliz ya da Fransız ama nihayetinde İsrailin siyonunun maşası konumundalar ve kullanılıyorlar.
Ellerindeki şey dünyanın dört bir yanındaki mevkilerdeki insanlar ve bunların hepsi İsrail devletinin 1948 yılındaki kuruluşunun öncesi için de geçerliydi. Oldukça güçlüler.
“AMERİKA’DA BİRÇOK MESLEĞİ İSRAİL DOSTU DEĞİLSENİZ YAPAMAZSINIZ”
Federal Soruşturma Bürosu yani FBI ve CIA’da çok ciddi bir casus yapılanmaları vardı hem de İsrail kurulmadan önce! Birçok yahudi der ki “Biz yahudiyiz ve İsrail’in yanındayız.” Hangi ülkeden geldikleri fark etmeksizin “Biz İsrailiz” derler. “Biz İsrail için en iyisi neyse onu yaparız.” derler. Bu sebeple böyle bir güce sahipler. Amerika’da birbirlerini acayip tutarlar. Amerika’da birçok mesleği İsrail ya da İsrail dostu değilseniz yapamazsınız.
Bugünkü duruma gelene kadar bu durumu oluşturmak için uzun yıllar boyunca çalıştılar. Şu anda Amerikadaki bütün yüksek teknoloji şirketleri, Facebook, Amazon, Yahoo bütün bu dev kuruluşların sahibi ve yöneticisi İsrail dostu. Bu nasıl olabilir? Bay Zuckerberg Facebook’u nasıl yönetiyor? Çünkü bir yahudi. Bay Gates dünyadaki en büyük yazılım şirketlerinden biri olan Microsoft’u nasıl yönetiyor? Çünkü o da bir yahudi. Michael Dell dünya üzerindeki en büyük bilgisayar şirketlerinden biri olan Dell’i yönetiyor. O da bir yahudi. Bu yahudiler nasıl bu kadar etki sahibi oluyor?
Onlara yardım edildi. Hükümete gelip hükümeti de kontrol etmeye başladıklarında devlet ihalelerini almaya başladılar.
“AMERİKA’DA İSRAİL KARŞITI KİTAP YAZMAMAM KONUSUNDA ÇOK BASKI GÖRÜYORUM”
Aynı şey diğer ülkelerde de geçerli. Mesela Suudi Arabistan’da! Yahudiler şeyhleri yönetiyor. Şeyhlere ne yapmaları gerektiğini söylüyor. Mısır’da ‘Müslüman Kardeşler’ yok edildi ve bir yahudi hizmetkarı diyebileceğimiz biri başa getirildi. Ukrayna’da Ukrayna hükümeti devrildi ve Poroşenko adında yahudi bir adam başa getirildi.
İşte onlar dünyanın dört bir yanında bu şekilde çalışıyor. Bence bu durum çok ciddi bir sorun çünkü bazı ülkelerde özgürlükler var. Türkiye’de özgürlükler var, bizim Amerika’da özgürlüklerimiz var.
Ancak şu anda bir sorunumuz var çünkü İsrail dünyayı kontrol ediyor. Artık daha fazla güç sahibi olmak ve baskın bir rol oynamak istiyorlar. Texe Marrs gibi insanların çenesini kapalı tutmasını ve kitap yazmamasını istiyorlar. Burada ABD’de çok fazla baskı görüyorum…
“TÜRKİYE YILLAR GEÇTİKÇE ÇOK BÜYÜK BİR GÜÇ OLACAK”
Ben eski bir askeriye mensubuyum. ABD Hava Kuvvetleri’ne 20 yıl hizmet ettim. Sanıyorum ki çok inatçı bir karakterim var ve burnumun dikine gidiyorum. Bugün bu programda sizlerle olduğum için çok memnunum. Türkiye’de İsrail’e net bir şekilde “hayır” diyecek birçok insan olduğuna inanıyorum. Türkiye’de çok ilginç şeyler göreceğimize inanıyorum. Türkiye yıllar geçtikçe çok büyük bir güç olacak.
“İSRAİL ABD’NİN ORTADOĞU’DA KALMASINI İSTİYOR ONLAR İÇİN SAVAŞMASINI İSTİYOR”
ABD iyice savaştan hoşlanan bir ülke olmaya başladı. İnsanlar gerçekten sıkılmaya başladı. İnsanlar savaştan sıkıldılar. 16 yıldan uzun bir süredir Afganistan’dayız. Irak’a ilk saldırımızın üzerinden 14 yıl geçti. Uzun zamandır Ortadoğu’dayız. İnsanları bombalıyoruz ve öldürüyoruz. Bir savaşı besliyoruz. Kendi halkımız da bundan çekiyor. Binlerce kayıp verdik. Libya’da, Suriye’de bütün bu ülkelerde ABD vardı. Ortadoğu’da savaşmak için tahminen 3 trilyon dolar harcadık. Ne için? ABD’nin kendi kullanacağından daha fazla petrolü var. Muazzam sayılarda petrol kuyumuz var. Dünya üzerindeki bütün ülkelerden daha fazla petrolümüz var. Şu anda Suudi Arabistan’dan ya da Rusya’dan petrol almaya ihtiyacımız yok.
Neye ihtiyacımız varsa elimizde var zaten. ABD doğal kaynakları çok fazla olan bir ülke ancak İsrail bizim Ortadoğu’da kalmamızı istiyor. Onlar için savaşmamızı, onlar için ölmemizi istiyorlar. Aynı şey türkiye için de geçerli. İnşallah Türkiye, İsrail için savaşacak kadar aptal değildir. Çünkü bildiğiniz gibi bu olaylarda müslümanlar birbirini öldürüyor. Bu gerçekten çok kötü bir durum. Bu bir felaket.
İsrail’in görmek istediği şey bu. İsrail hristiyanların müslümanlarla ya da müslümanların yine müslümanlarla savaştığını görmek istiyor. Bir adım geriye gelip “Ne yapıyoruz biz?” demeliyiz.
“1. VE 2. DÜNYA SAVAŞLARI İSRAİL’İN VAR OLMASI VE BÜYÜMESİ İÇİN ÇIKARILDI”
Niye bu savaşları veriyoruz? tTrkiye neden Suriye’ye girip Suriye’yi işgal etsin?
Bu sadece Hizbullah’ı durdurmak için mi yapılıyor yoksa İsrail’e yardım etmek için mi? Bence birçok dünya savaşı var. 1.Dünya Savaşı başladı ve İsrail şu andaki topraklarını işgal edebildi.
1.Dünya Savaşı sonrası yahudiler İsrail’e gitmeye başladı. Yani bu olay 1.Dünya Savaşı’nda başladı. Balfour Antlaşması yapıldı mesela. Bu antlaşma sonucunda İngiltere onlara bugün İsrail olan toprakları işgal etme hakkını tanıdı. Bu işgal gerçekleşemedi ve bu sebeple 2.Dünya Savaşı çıktı. 2.Dünya Savaşı’nda yahudiler Almanya’yı yok edebilirdi. Türkiye o dönemlerde Almanya’ya yardım ediyordu. Buna dair kanıtlar var. Bu sebeple yahudiler Türkiyeye de düşman oldu.
Yani bu savaşların bir tarihi var. Amerika’nın 2.Dünya Savaşı ile hiçbir alakası yok. ABD 2.Dünya Savaşı’na yahudilerin baskılarıyla girdi. Yahudiler Hitler’e savaş ilan etti.
“İSRAİL LOBİSİ ABD’NİN RUSYA İLE SAVAŞA GİRMESİ İÇİN ZORLUYOR”
Şu anda ise İsrail 3.Dünya Savaşı başlatmamızı istiyorlar. Yahudiler Amerikan nüfusunun sadece %2’sini teşkil ediyor. Sadece %2! Ancak bu %2 çok güçlü insanlardan oluşuyor ve siyasetçilerimizi kontrol ediyorlar. İsrail lobisi, ABD’nin Rusya’yla bir Dünya Savaşı’na girmesini talep ediyor. Amerika’da sıradan vatandaşla konuştuğunuzda hepsi Putin’i sever ve onun bir hristiyan kahramanı ve mükemmel bir insan olduğunu düşünür.
Buna rağmen Amerika’nın birçok askeri üssü var. Hava Kuvvetleri’nin üsleri var, Donanma’nın üsleri var, Kara Kuvvetleri’nin üsleri var. Rusya’yı tam anlamıyla çembere almış durumdayız ve Rusya’yı Ukrayna, Gürcistan veya Polonya üzerinden tehdit ediyoruz. Bunu niye yapıyoruz? Niye Putin ile dost olmuyoruz?
Bunun sebebi yahudiler. Onlar hem ABD’nin hem de dünyadaki diğer güçlerin başını belaya sokuyorlar.
“ABD’NİN BÜTÜN PARA KAYNAKLARINI ROTHSCHILD AİLESİ KONTROL EDER”
Şimdi, şu ailelere bir bakın. (Bazı isimler verebilir miyim? Bu sorun olur mu? Bu ailelerin bazılarının isimlerini verebilir miyim? Evet. elbette)
Rothschild’ler en zengin aile. Dünyayı kontrol ediyorlar. ABD ve Birleşik Krallık’taki başlıca bankaları ve FED’i kontrol ediyorlar. FED bu dünya üzerindeki en güçlü finansal kurum. FED’in başkanı Janet Yellen bir yahudi.
Yellen’den önce orada olan adam yahudiydi. Bir önceki adam da yahudiydi ve ondan bir önceki de yahudiydi. Federal Rezerv Bankası’nın bütün başkanları yahudi. Maliye bakanlarının hepsi, ki bu adam ABD hükümetinin elindeki parayı kontrol eder ve harcar, yahudidir. Yani yahudiler ABD’nin bütün para kaynaklarını kontrol ediyor.
“ZENGİN AİLELER ŞU ANDA ABD’HEM CUMHURİYETÇİLERİ HEM DEMOKRATLARI KONTROL EDİYORLAR”
Bugünlerde Rothschild’ler Rockefeller’lerin petrol şirketlerini satın aldı. David Rockefeller artık çok fazla yaşlandı, oğlu siyasetle ilgilenmiyor bu sebeple Rothschild’ler şu anda Rockefeller’leri kontrol ediyor. Bu sebeple de şu anda dünyadaki gücün en uç noktasına ulaşmış durumdalar.
Lord Jacob Rothschild oldukça yaşlı bir adam ve Büyük Britanya’da, oğlu Nathaniel da genç ve çok güçlü bir konumda ve babası Jacob’ın mirasını devralacak. Jacob baron olan 4. Rothschild ailesi mensubu. Yani Rothschild’ler oldukça güçlü ancak başkaları da var. Mesela Kanada’da Bronfman ailesi var. Çok güçlüler. Aynı zamanda ABD’de de varlıkları var. Bronfman oldukça güçlü.
Dünya Yahudi Kongresi’nin başındalar. Alın size milyarder bir aile. Başka bir milyarder aileden bahsedecek olursak Lauder’ler var. Kadın kozmetik ürünleri satan Lauder Kozmetik’i kontrol ediyorlar. Lauder’ler de dolar milyarderi. Ayrıca Reichmann ailesi var. Bu insanlar öyle ya da böyle kontrol ederler. Amerika hükümetinde 2 tane çok güçlü yahudi var.
Bunlardan bir tanesi bütün parasını demokratlara yani Hillary Clinton’a veriyor. Hillary Clinton’u destekliyor ve ismi Haim Saban kendisi milyarderdir.
Öte yandan diğer bir yahudinin adı ise Sheldon Adelson. Sheldon Adelson Las Vegas’taki Sands Kumarhanesi’nin sahibi.
Kendisi oldukça zengin bir milyarder ve Cumhuriyetçi Parti’ye yüz milyonlarca dolar veriyor. Yani hem demokratlar hem de cumhuriyetçiler çok zengin yahudiler tarafından kontrol ediliyor.
Bu yahudiler siyasetçilere talimatlar veriyor. Mesela Sheldon Adelson’un, Donald Trump’a kimi başkan yardımcısı olarak seçmesi gerektiğini söylediğini tahmin ediyorum. O adamı seçecek mi göreceğiz.
Ancak sorun şu ki Amerikan siyaseti bu zengin aileler tarafından finanse ediliyor ve kontrol ediliyor. Bu zengin aileler onlara ceplerinden çıkartıp bir seferde 50 milyon dolar ya da 100 milyon dolar verdikten sonra siyasetçiler neden tek tek bağışçılardan 10 dolar 20 dolar toplamaya çalışsın ki?
Bu sebeplerden dolay Amerikan siyaseti şu anda ya çok zengin insanlar tarafından ya da çok zengin yahudiler tarafından kontrol edilmekte ve bu bir utanç kaynağı.
“ZENGİN AİLELER BREZİLYA VE VENEZUELA BAŞTA OLMAK ÜZERE GÜNEY AMERİKA’YI DARBELERLE BATIRDI”
Amerikalılar bunu şu anda fark etmeye başladı ve insanlar bu durumdan gerçekten tiksinmeye başladı. Belki bu konuda bir şeyler olabilir. Çünkü tekrar ediyorum; Yahudiler Amerika’nın sadece %2’si.
Güç odakları onların kontrolünde. Ancak halkımızın da bir etkisi var. Bizi yöneten yahudiler hakkında halkımızın ne yapacağını çok yakın bir tarihte göreceğiz. Güney Amerika’ya baktığınızda 10-15 sene kadar önce Güney Amerika bir çeşit devrim yaşadı. Brezilya’da, Venezuela’da ve diğer ülkelerde insanlar sosyalistleri ve benzeri siyasetçileri seçti.
Şimdi bütün bu ülkelerin hükümetleri düşürüldü. Venezuela’da insanlar aç artık yiyecekleri bile yok. Çünkü onlar bu zengin yahudilere karşı kazandılar ve şu anda yahudiler Venezuela halkını cezalandırıyor.
Brezilya da aynı şekilde. Brezilya gerçekten güçlü ve önemli bir devlet. Dünyanın en büyük petrol şirketlerinden biri olan Petrobras, diğer bir deyişle Petro Brazil, onların elinde. Ancak Petro Brazil batırıldı. ABD vs. gibi petrol açısından zengin dünya güçleri Petro Brazil’i batırdı.
Brezilya’da şu anda kadın başkanını yüce divanda yargılıyor. Güney Amerika’nın başı dertte. Ekonomik ve finansal olarak kötüye gidiyorlar.
“ROTHSCHILDLER’İN İZİN VERDİĞİ ÜLKELER ANCAK PETROL ÇIKARABİLİYOR”
Meksika çok güçlü ve büyük bir devlet olabilir. 160 milyon nüfusları var. Meksika’nın dev petrol şirketleri ve ciddi petrol rezervleri var. Onlara petrollerini çıkarmamaları söylenmiş. Brezilya’ya da bu söylenmişti.
Türkiye’nin komşusu olan Yunanistan’a kendi dibindeki denizden petrol çıkarmaması gerektiği söylendi. Sadece izni olan ülkeler yer altından petrol çıkartabilir. Bu arada Rothschild’ler BP ve diğer şirketler aracılığıyla petrol piyasasını yönetiyor.
Rothschild’ler petrolü nereden alıyor biliyor musunuz? ABD, Irak’ı işgal etti ve biz Irak’taki petrolü Rothschildler’e verdik.
“ROTHSCHILDLER IRAK’TAN 2 DOLARA ALDIĞI PETROLÜ 100 DOLARA ÇİN’E SATTI”
Rothschildler bir varil petrol için Irak’a 2 dolar ödedi. Aynı petrolü 100 doların üzerinde bir fiyata sattılar. Düşünsenize… Irak’tan 2 dolara aldıkları petrolü Çin’e 100 dolara satıyorlar. Yani Rothschild’ler ve BP zenginleşti. Irak’ı fethettiğimizde ABD’nin yaptığı ilk şey Akdeniz üzerinden Suriye’ye, Lübnan’a ve İsrail’e giden boru hatları döşemek oldu ve Rothschild’lerin sahip olduğu, dev petrol tankerli gemiler geldi. Bu petrol nereye gitti? O petrol büyük bir ivedilikle denizi aşarak Çin’e ulaştırıldı.
Sonuç olarak Çin büyük bir petrol gücü oldu. Bunu nasıl yaptılar? Rothschild’lerin Irak’tan alıp onlara verdiği petrol sayesinde yaptılar. Irak halkı bu işten ne kadar kazandı? Hiçbir şey! Çok fakir durumdalar. Eskiden daha iyi bir durumdaydılar.
4 ya da 5 milyon Iraklı savaşlarda öldürüldü. ABD de bu savaşların oluşmasında başrolü oynuyor.
“DAEŞ’İ ABD VE İSRAİL OLUŞTURDU ŞU ANDA ABD KONTROL EDİYOR”
Bakın! ABD ve İsrail’in DAEŞ’i oluşturduğunu biliyoruz. DAEŞ’i biz kontrol ediyoruz. DAEŞ bağımsız bir güç falan değil. Bu inanılmaz bir olay ama dünyadaki bütün petrolleri Rothschildler kontrol ediyor. Rothschildler bakıyor ve “Bu ülke petrol çıkarabilir, bu ülke petrol çıkartamaz” diyor ve maalesef ekonomi de petrole bağlı.
“SOROS ROTHSCHILDLER’İN MAŞALIĞINI YAPIYOR”
George Soros Rothschild’lerin maşalığını yapıyor. Yani oldukça zengin bir adam, Macaristan asıllı ancak Birleşik Krallık ve ABD’de çok fazla vakit geçiriyor. George Soros bence Rothschildler için çalışıyor. Kendisi oldukça zengin bir adam ve yakın zamanda savaşa gireceğimize inanıyor.
Bence o sadece altın ya da hisse alıp satan bir adam değil. Orada neler olacağını hep beraber göreceğiz.
“TÜRKİYE’DEKİ VE AVRUPA’DAKİ TERÖR SALDIRILARINI İSTİHBARAT SERVİSLERİ YAPTI”
Fransa ve İstanbul’daki terör saldırılarına benim arkadaşlarım sahte bayrak operasyonları olduğuna inanıyor. CIA, MOSSAD, Fransız istihbaratı ve İngiliz istihbaratı bir arada hareket ediyorlar ve aslında kendilerini bombalıyorlar. Neden kendilerini bombalıyorlar?
İstanbulda bir bombalı saldırı… Mesela İstanbul’da yapılan bir bombalı saldırı 20-30 kişiyi öldürebilir. Bu korkunç bir olay. Onlar bunun ülkeye çok fazla zarar vermediğini söylüyorlar. Bu saldırıların sonucunda oluşan şey acıdan ziyade korku. Bu korku sonucunda insanlar bu olayların arkasında DAEŞ’in ya da Ortadoğulu bir terör örgütünün olduğunu düşünüyor. Bu durumda siz o örgütle savaşmak istiyorsunuz. Olaya dahil olmak istiyorsunuz. Türkiye komşularıyla barış içerisindeydi ancak şimdi Türkiye Suriye’ye askeri birlikler gönderiyor.
“İSTİHBARAT SERVİSLERİ BOMBALI SALDIRILARI YAPIYOR SONRA TERÖRLE KORKU SALIYORLAR”
Türkiye niçin Suriye’de Esad’la savaşarak İsrail’in ekmeğine yağ sürüyor? Bunu niye yapıyor?
Müslümanlar neden müslüman kanı dökmenin peşinde. Ben bunu anlamıyorum. Ben bu bombalı saldırıların arkasında istihbarat teşkilatlarının olduğuna inanıyorum. Bunun amacı da insanlara korku aşılamak. İnsanları sürekli tedirgin bir ruh haline sokmak.
Mesela Amerika’da silahlı bir saldırı sonucunda ya da bombalama sonucunda 14-15 kişi öldüğünde Amerikan halkı “karşılık verelim” diyor, gidin bunu kimin yaptığını bulun ve onlara karşılık verin diyor. Biz de Ortadoğu’ya gitmeye razıyız. 10 ya da 15 vatandaşımız hayatını kaybettiğinde Irak’a gidip 10 bin kişiyi öldürmeye razı oluyoruz. Bu çok yanlış. Bu çılgınca. Ancak maalesef Amerikalılar böyle düşünüyor. Amerikalılar intikam arzusuyla düşünüyor. Aynı şey Türkiye’de Türk insanı için de geçerlidir diye düşünüyorum.
Türkiye vatandaşları bu bombalı saldırılardan hiç hoşlanmıyor ve diyor ki; “Tamam, bu işin arkasında kürtler varsa ya da Suriyeliler varsa ya da her kim varsa gidip onu durduracağız.”
Bu Sayın Erdoğan’ın askeriyeyi kullanmasını kolaylaştırıyor. Bu tarz durumlar aynı şekilde ABD ya da NATO’nun askeri gücünü kullanmasını da kolaylaştırıyor. Bu düzen 2.Dünya Savaşı’ndan beri böyle gidiyor. Mesela Gladyo operasyonu. İtalyan başbakanları kameralar karşısına çıkıp her şeyi kendilerinin yaptırdığını itiraf etti.
İtalya Başbakanı Cossiga çıktı ve bütün bu bombalı saldırıları biz yaptık dedi.
Biliyorsunuz merkezi haber alma teşkilatı (CIA) her çeşit uçak kaçırma gibi şeyler dahil her türlü şeyi yapıyor. Sonra da kendi yaptıkları şeyleri Araplar’ın üzerine yıkıyor. Yani Araplar’a atfedilen birçok şeyi onlar yapmadı ama yine de suçlandılar.
“İSRAİL DÜNYANIN KÜÇÜK ÜLKELERİNDEN BİR AMA EN GÜÇLÜSÜ”
Şu anda ABD İsrail’le can ciğer kuzu sarması. Amerika’nın İsrail’e askeri harcama yapması için milyarlarca dolar ödeyeceğine dair bir antlaşma imzaladığını biliyor musunuz?
Bütün bu saldırılar ABD’nin İsrail’e yardım götürebilmesini kolaylaştırıyor. Bütün olay bu. Bütün bunların olmasından İsrail sorumlu ve askeri harcamalar yapmak üzere milyarlarca dolar almaya devam ediyor.
İsrail şu anda dünya üzerindeki en güçlü ülkelerden biri. Küçükler ama 400’den fazla nükleer bombaları, nükleer denizaltıları ve birçok askeri ekipmanı var. Bütün bunları ABD, Fransa, Almanya’dan temin ediyorlar. İsrail ABD’nin desteği olmadan varlığını sürdüremez.
Umuyorum ki Müslümanlar, Araplar ve Türk halkı bu durumu anlar. ABD olmadan İsrail var olamaz!
Benim gördüğüme göre Türk insanı bu işleri yaptıkları için ABD’ye ve İsrail’e çok kırgın ve öfkeli.
“İSRAİL DÜNYA ÜZERİNDEKİ BU ZENGİN AİLELER SAYESİNDE EN GÜÇLÜ DEVLET”
Aileler elbette birlikte hareket ediyorlar. ABD’de mesela MEGA isimli bir grup mevcut ve bu grup en az 10 zengin yahudi ailesinin birleşiminden oluşuyor. Düzenli olarak bir araya geliyorlar, bir takım politikalar belirliyorlar ve ABD’ye ne yapması gerektiğini söylüyorlar.
Rothschild ve diğerleri gibi birçok zengin yahudi aile var bence gerçekleşenlerin sorumluluğu onların omuzunda ve yaptıkları şeylerin amacı İsrail’i daha güçlü bir devlet haline getirebilmek. İsrail küçükücük bir devlet ama dünya üzerindeki en büyük 5.askeri güç. Pardon en güçlü. Bütün dünyada beşinci sıradalar!
Bu aileler nerede olurlarsa olsunlar; Birleşik Krallık, Amerika hatta Çin’de bile olsalar İsrail’i destekliyorlar. Bu inanılmaz bir şey.
“DÜNYANIN BÜTÜN ÜLKELERİNDE SADECE İSRAİL İÇİN ÇALIŞAN İNSANLAR VAR”
Strauss KAHN isimli adamı hatırlıyor musunuz? İsmi Strauss Kahn. Kendisi New York şehrindeki Dünya Bankası’nın başındaydı.
Dünya Bankası! Strauss Kahn bir Fransızdı.
Kendisine günlük hayatı sorulunca Dünya Bankası’nın başındaki Strauss Kahn’ın cevabı şöyle olmuş; Her sabah kalktığımda yaptığım ilk şey “Bugün İsrail için ne yapabilirim” diye kendime sormaktır.
Bunu bir düşünün. Strauss Kahn’ın Sarkozy’den sonra Fransa’nın cumhurbaşkanı olacağı söyleniyordu. Bu adam Fransa’nın bir sonraki cumhurbaşkanı olarak görülüyor ve her sabah yaptığı ilk şey “Bugün İsrail için ne yapabilirim” diye kendine sormak!
İşte bunların tavrı bu! Bu insanlar yani yahudiler nerede yaşarlarsa yaşasınlar hep en çok kıymeti İsrail’e veriyorlar ve inanın bana en çok kıymeti İsrail’e veren Türk yahudileri de var. Onlar Türkiye’yi sevmiyorlar! İstanbul’u umursamıyorlar! Türk insanını umursamıyorlar! Sadece ve sadece İsrail’i umursuyorlar.
Bu insanların iki farklı ülkeye tabiyetleri var. Aynı şey Amerika’daki yahudiler için de geçerli ve bütün dünya için çok büyük bir sorun teşkil ediyor.
“ZENGİN AİLELER KİRLİ İŞLERİNİ YAPTIRMAK İÇİN İSTİHBARAT SERVİSLERİNİ KULLANIRLAR”
Rothschild direkt olarak müdahale etmez. İngiliz hükümetini ya da gizli servisini kullanarak, onların aracılığıyla hareket ederdi. Bu zenginler ellerini kirletmek istemezler. O yüzden de kirli işlerini yaptırmak için istihbarat ajanslarıyla çalışırlar.
“2. DÜNYA SAVAŞI SIRASINDA İNGİLİZ İSTİHBARATI’NIN BAŞINDA BİR ROTHSCHILD VARDI”
Şu anda 2. Dünya Savaşı hakkında pek çok gerçek ortaya çıkıyor ve biliyoruz ki Rothschild ailesinden Victor Rothschild o dönemde İngiliz istihbaratının başındaydı. Bütün sorumluluk ondaydı. İngiliz istihbarat servisi olan MI6 binasında bir ofisi vardı ve işe gidip orada çalışıyordu. Ve Victor Rothschild komünistti!
O zamanki Sovyetler Birliği’yle çalışan bir Rus komünist ajanıydı. Ama aynı zamanda MI6’nın başındaydı. İngiliz hükümeti, kendi insanlarının bile Victor Rothschild’ın İngiliz istihbaratını yönettiğini bilmelerini istemiyordu. Kimse bilmiyordu!
Yani CIA bile böyle birini başa getirmiş olabilirdi. Bu ajanslar sadece işin görünen yüzü, ancak arka planda her adımlarını kontrol eden ve onlara yön veren zengin ve güçlü aileler var. Amerika’da durumun bu olduğundan eminim en azından.
“ERMENİ KATLİAMINI OSMANLI DEVLETİ ADINA HAREKET EDEN YAHUDİ GRUP YAPTI”
1905 yılında, oldukça güçlü Yunanistan’ın önemli bir bölümü ve Paris, Fransa’daki güçlü lobiler tamamen yahudilerden oluşmaktaydı. Yunanistan’ın en büyük ikinci şehri Selanik’te yahudiler oldukça güçlü bir mason grubuydu. Bahsettiğimiz Selanik ve Paris’teki yahudiler Türkiye’deki “kripto” denilen gizli yahudilerle birleşmişlerdi. Bu kripto yahudiler Türk gibi görünüp Türkiye’ye sadık gibi davranıyorlardı ama aslında özgür masonlardı. Paris ve Selanik tarafından kontrol ediliyorlardı. Ve siz eminim benden daha iyi biliyorsunuz ama bir noktada Jön Türkler Osmanlı İmparatorluğu’nun gücünü ele geçirdi ve sultan tahttan indirildi. Jön Türkler, Türkiye’ye demokrasi getirmiş gibi görünüyordu ve insanlar bu durumdan çok memnundu.
Ta ki Jön Türkler’in aslında kim olduğunu ve asıl amaçlarını öğrenene kadar. Jön Türkler’in asıl hedefi, Lenin’in ve komünizmin Sovyetler Birliğine yaptığını Türkiye’ye yapacaktı. Türkleri, yahudiler için birer araç olarak kullanmayı hedefliyorlardı. Türkiye’ye sadık gibi görünüyorlardı ancak ilk yaptıkları şey kripto yahudileri alıp, imparatorluğun başına getirip isimlerine de Jön Türkler demek oldu. Ancak yahudilerdi ve dinin ‘İyilik yaptığın kadar kötülük de yapmalısın’ diye buyuran bir mezhebine inanıyorlardı. İyiliği ve kötülüğü bir arada görüyorlardı.
Başa gelince yaptıkları ilk şey ise Türk askerlerini Ermenistan’a yollamak ve Ermeniler’i öldürmelerine, dolayısıyla bugün Türkiye’nin katliam olduğunu kabul etmediği Ermeni katliamına neden olmak olmuştur. Yahudiler de Türkiye’nin katliamı reddetmesine destek çıkıyorlar. Dünya çapındaki bütün yahudi organizasyonları bu konuda Türkiye adına savaşmaktadır!
Amerikan kongresi ise katliamın 1905 yılında gerçekten olduğu konusunda bir orta yol aramaktadır. Bu oldu. Ttürkler, Ermenistan’da katliam yaptı. Müslümanlar, Ermeni hristiyanlarını öldürdü.
Peki bu çözümü durdurmak için kim koştu? Türkler. Hayır biz katliam yapmadık diyorlar. Peki onlara kim yardım ediyor? Yahudi kuruluşları. Peki neden yahudiler Türklere bu konuda destek çıkıyor?
Çünkü bu korkunç şeyi yapan Türkler değildi. O zaman hükümeti yahudiler yönetiyordu. Yahudiler, Türk askerlerine Ermenistan’a gidip katliam yapmalarını emretti. Askerler de mecburen aldıkları emirlere uydu. O yüzden şuanda Türkiye’nin kendi insanlarının yapmadığı bir şey için suçlandığını düşünüyorum. Osmanlı İmparatorluğu parçalanmıştı ve bu katliam hem komünist, hem yahudi, hem de mason olan Jön Türkler nedeniyle oldu.
Yahudiler gerçekten ne olduğunu kimsenin bilmesini istemiyor ama gerçek bu!
Belki de Türkler’in gerçek bir tarih dersine ihtiyaçları vardır. Amerika’da mesela tarihimizin bir kısmı gerçekten çok kötüdür ama gerçeği biliriz. Türk insanları iyidir, orduda pek çoğuyla beraber çalıştım ve hepsi iyi insanlardı. Bizim Amerikan üssümüze gelmişlerdi ve bir süre beraber çalıştık. Hepsi çok, çok iyi askerler.
Bu yüzden Türklere saygı duymak istiyorum. Çünkü katliamı yapan onla değildi ve yapmadıkları bir şey için suçlanmamalılar!
Katliamı yapan kendilerine ‘Jön Türkler’ diyen ama aslında gizli yahudi olan bir gruptu.
“ZENGİN AİLELER YENİ BRİ DÜNYA DÜZENİ KURUYORLAR VE TÜRKİYE’Yİ DE İSTİYORLAR”
Rothschild ve diğerleri gibi zengin aileler Türkiye’nin Avrupa Topluluğu’na katılmasını istiyorlar. Türkiye’nin Avrupa Topluluğu’na, Avrupa Birliği’ne girmesini istiyorlar ki böylece Türkiye’yi kendi amaçları doğrultusunda kullanmak istiyorlar. Ve ben Türkiye’nin savaşların dışında kalabileceğine, bağımsız kalabileceğine inanmıyorum.
Türkiye teknoloji açısından gittikçe büyüyen bir ülke ve Türkiye’de çok iyi işler çıkaran pek çok şirket bulunmakta. Ancak şu anda Türkiye için olabilecek en kötü şey oluyor. Avrupa ülkelerinin bir çoğu, özellikle Birleşik Krallık Avrupa Birliği’nde kalıp kalmamak için oylama yapıyorlar çünkü bu ülkelerin insanları artık Avrupa Birliği tarafından kullanıldıklarını, kontrol edildiklerini düşünüyorlar ve bundan oldukça rahatsız oluyorlar.
Peki Türkiye neden bu diktatörlüğe dahil olmak istesin?
Ama biliyorsunuz, şuanda kurulan bir ‘Yeni dünya düzeni’ bulunmakta. Küresel bir düzen. Bunu zengin aileler kuruyor ve Hiçbir ülkenin dışarda kalmasını istemiyorlar. Dışarda kalırsanız uyumsuzsunuz demektir. Sizlere, Türklere, ‘Bize katılmak zorundasınız’ diyorlar ve katılmak için de belirli kurallara uymalısınız. O yüzden eminim ki Erdoğan İsrail’le, Amerika Birleşik Devletleri’yle, Birleşik Krallıkla iş birliği yapıp Suriye’ye saldırmak konusunda ağır baskılar altında kalıyordur. Bütün bunlar sadece İsrail’in iyiliği için yapılıyor. Bütün bunlar Avrupa’nın iyiliği için yapılıyor ama teknik olarak Türkiye’ye herhangi bir faydaları bulunmuyor.
“TÜRKİYE’NİN GÜCÜ DOLAYISIYLA ONU KENDİ YANLARINDA İSTİYORLAR”
Türkiye Orta Doğu’daki konumu nedeniyle en önemli ülkelerden biri. Yani Türkiye’nin o bölgede çok ciddi bir askeri ve endüstriyel kapasitesi bulunuyor. Oldukça büyük de bir nüfusa sahip. Bu yüzden Türkiye’yi kendi yanlarında istiyorlar. ‘Bizimle olursan seni zengin ederiz’ diye kandırmaya çalışıyorlar. Ama Yunanistan’a neler olduğuna bakın. Yunanistan da Avrupa Birliği’ne katıldı ve giderek fakirleşiyor. AB’ye katıldıklarından beri gayrisafi milli hasılalarının dörtte birini kaybettiler ve 10 yıl önceki durumlarıyla karşılaştırıldığı zaman, görünüşe göre 10 yıl önce olduklarının sadece dörtte biri kadar zenginler.
Ne yaparlarsa yapsınlar, Yunanistan’daki insanlar çok fakir. Emeklilik maaşları ellerinden alındı, maaşlarından büyük kesintiler yapılıyor, özelleştirmeye gidiyorlar, otobüs ve tren sistemlerini özelleştiriyorlar. Yunan hükümetine ait olan sistemleri alıyorlar ve zengin yahudilere satıyorlar. Yahudiler neredeyse Yunanistan’ın hepsini ele geçirdi. Aynı şeyi Türkiye’ye de yapmak istiyorlar. Ama size söyleyecekleri ilk şey çok zengin olacağınız olacaktır. Avrupa Birliği’nin, bu topluluğun bir üyesi olacaksınız, dünyada tek başına duran Müslüman bir ülke olmayacaksınız, bizim bir parçamız olacaksınız diyecekler.
“DÜNYADAKİ DİNLERİ KONTROL EDEREK DÜNYAYI KONTROL ALTINA ALMAK İSTİYORLAR”
Türkiye’de şuanda inanılmaz bir mülteci probleminiz var, değil mi? Bundan 10-15 sene sonra bu durum çok daha kötüye gidecek. Bu zengin ailelerin asıl amacı dünya çapında bir mülteci sorunu patlatmak ve milyonlarca mülteci meydana getirmek. Bütün insanları aynı yere toplamak istiyorlar. Ama Türkiye’ye ‘Sen Türkiye olarak kalmayacaksın, önce Suriye’den, Irak’tan yüzlerce mülteci alacaksın’ diyecekler. Türkiye için en büyük sorun tam olarak buradan kaynaklanmaktadır.
Biliyorsunuz, Amerika da çok çabuk değişiyor. Şuanda topraklarımızda yaşayan 60 milyon göçmen var ve onların da bir çoğu yasa dışı yollarla, izinleri olmadan ülkede kalıyorlar. Çoğu yasadışı. Bir şekilde sınırları geçiyorlar, yüzerek geliyorlar ve girebildikleri ilk yere yerleşip orada kalıyorlar. Zengin ailelerse Amerika’yı değiştirmek ve Müslümanlar’ı da içeriye sokmak istiyorlar.
Yahudiler Müslümanlar’ı neden istiyor?
Yahudilerin asıl amacı bütün dünyayı kontrol etmek ve bunun için de önce dünya dinlerini kontrol etmeleri gerekiyor. Şimdiyse Roma’daki Papa’ya, Müslümanlar’a söylenenlerin aynılarını hristiyanlara da söylemelerini istiyorlar; İsa’ya ihtiyacınız yok, sadece bizimle birleşin ki hepimiz bir bütün olabilelim.
Ben de hristiyanım. Ama inanın bana, onlarla bir bütün olarak yaşayamazsınız. Sonunda sizi mahvetmeye çalışacaklar. Bütün dinleri, müslümanları, hristiyanları, budistleri, hinduları mahvetmeye çalışacaklar ki yahudiler dünya üzerindeki tanrılar olabilsinler. bütün zenginliklerinizi yahudilere bırakmak zorunda kalacaksınız ve sonra hala hz. Muhammed’e inanmaya devam ederseniz, bu sefer de öldürüleceksiniz. Yahudiler tarafından başınız kesilecek. Planları bu. Tevratlarında, kutsal kitaplarında bu yazıyor. Bir hristiyan olarak Türk insanlarına sesleniyorum, bunu hristiyanlara da yapacaklar. Dünyadaki üstün ırk olmak istiyorlar. Hem de üst konumlardaki bütün yahudiler bu durumu onaylıyor! İslam evrensel bir din, değil mi?
“CUMHURBAŞKANI’NIZ ERDOĞAN’A İSRAİL’E KARŞI DİK DURDUĞU İÇİN SAYGI DUYUYORUM”
Medyadaki birçok insan Türkiye’nin Cumhurbaşkanı’nın Osmanlı İmparatorluğu’nu yeniden kurmak istediğini yazıyor. Amacı bu. yalnız bu onların söyledikleri. Benim görüşüm değil.
Onlar diyor ki, sizin ülkenizin yani Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Osmanlı İmparatorluğu’nu yeniden kurabileceği bir düzen oluşturmak istiyor. Bu sebeple Kuzey Irak ve Türkiye’nin Güneydoğusu’nda kürtlere saldırıyor, bu sebeple Rusların uçağını düşürüyor, bu sebeple Suriye’deki Suriyelilerle yani Esad’le savaşıyor diyorlar. Ortadoğu’da yeni bir Osmanlı İmparatorluğu olsun istiyor. Yeni paşa olmak istiyor. Amerikan medyasının söylediği şey bu.
Aynı zamanda şu çok ilginçtir ki; medyada bazıları gerçeği itiraf ediyor ve Türkiye’nin Ortadoğu konusunda Avrupa’yla, Angela Merkel’le yani Almanya’yla ABD’yle ve CIA ile çok yakın bir biçimde çalıştığını söylüyor.
Benim de gördüğüm bu yani sonuç. Ben yaniii…
Muhtemelen doğru bir biçimde söyleyemeyeceğim ama Erdoğan. Siz böyle mi söylüyorsunuz, doğru söyledim mi?
– Evet, Erdoğan.
Tamamdır. Birkaç yıl önce Filistin’e giden Özgürlük Filosu’nu hatırlıyorsunuzdur. Filistin halkına yardım etmek için, ilaç ve yemek götürmek üzere Filistin’e gidiyorlardı ve İsrail o gemileri durdurmak için komandolarını yolladı ve o komandolar bazı Türk vatandaşlarını ve başka insanları öldürdü.
Cumhurbaşkanı’nız o olay sonrasında İsrail’in karşısında durdu ve İsrail’e geri çekilmesi gerektiğini söyledi. Böyle bir tavrı alırken çok cesurca hareket etti ve İsrail’e karşı durdu. Ben o gün ona çok saygı duydum.
“TÜRKİYE ÇOK GÜÇLÜ BİR ÜLKE”
Bak, Türkiye çok güçlü bir devlet. Türkiye 60 gün içerisinde DAEŞ’in kökünü kazıyabilir ben buna inanıyorum tamam mı? Türkiye DAEŞ’i yenebilir. Sizi bir savaşa sokma derdinde değilim. Size karşı da pozitifim ama eğer Türkiye isterse DAEŞ’i çok kısa bir süre içerisinde yok edebilir. Belki bu konuda bana katılmıyorsunuzdur ama siz güçlü bir ülkesiniz.
http://www.medyamit.com/mobil/haber/1682/peygambersiz-din-siyonist-proje