96) ATATÜRK’ÜN BESLENME ALIŞKANLIĞI

Yayin Tarihi 24 Kasım, 2008 
Kategori ATATÜRK

Atatürk’ün Beslenme Alışkanlığı

(Yediği ve Sevdiği Yemekler)

 image00144.jpg

Atatürk’ün yemek kültürünü iki açıdan ele almak olanaklıdır.

I. O’nun Sofrası.
II. Yediği ve sevdiği yemekler.

I. Atatürk’ün Sofrası

Tarihin ilk çağlarından bu yana devlet başkanlarının çeşitli mesleklerden kişilerle sofrada oturup tartışma geleneği yarattığını biliriz. Eski Yunan’da ünlü filozof Eflatun, öğrencileriyle tarihe “Diyaloglar” diye geçen tartışmalarını “Akademia”da yapardı. Burası, Atina’da bir felsefe okulu durumuna getirdiği evinin bahçesi idi. Eflatun’da tıpkı hocası Sokrates gibi burada öğrencileriyle günün sorunlarını aklın ve bilimin ışığında tartışırdı. Böylece gerçeklere, iyiye, güzele, doğruya varmanın yolları aranırdı.

İşte Atatürk’ün sofrası da bu nitelikte bir sofra idi.

Yakup Kadri Karaosmanoğlu bir yazısında şöyle der: “Atatürk’ün sofrasından hepimizin ruhunda ve dimağında nice derin, tatlı ve ibret verici anılar, yaşama ve insanlığa dair, nice değerli dersler kalmıştır.”

Atatürk’ün sofradaki sözleri, felsefesi, yol göstericiliği, fıkraları, vecizeleri gerçekten bir hazine idi. Bu sofrada esen hava sevgi, vefa ve arkadaşlıktı. Burada ilim, sanat, kültür, nesnel görüşler, gerçeklikler, idealler yer alırdı. Ülke sorunları, geleceği, çözüm biçimleri aranırdı. Gönül sohbet ister, kahve bahane şiirinde olduğu gibi, M. Kemal için de amaç, tartışmalardı, iyiyi doğruyu bulmaktı. Akıla yol açmaktı. Sofra ve içki ise bir araçtı. Gece yemekleri bazen müzikli oluyor, çeşitli sanatçılar konser veriyordu.

Karatahta, tebeşir, silgi ve kütüphaneden gelen kitaplar, sofranın bir parçası idi.

II. Beslenme Alışkanlıkları ve Sevdiği Yemekler

Atatürk, boğazına düşkün, çok yiyen bir insan değildi. Kendisi bir konuşmasında ziyafetlerde çok yemek yenmesini tasarrufa aykırı bulduğunu ve sağlığa zararlı olduğunu söylemiştir.

Sabah kahvaltısında; çay, kahve içiyor, fazla bir şey yemiyordu. Soğuk ayranla, bir dilim ekmek yerdi. Bazen bir kâse yoğurt yer, sonra sütlü kahve içerdi.

Öğle yemeği: Bir iki dilim ekmek yerdi. Etsiz kuru fasulye, pilav çok sevdiği yemekti. Kuru fasulyeye, “yağlı fasulye” derdi. Ayran ve limonata içiyordu. İki dilim ekmeği ayrana batırarak yiyordu. Yoğurt da ayrıca yiyordu. “Kuru fasulyeye okulda alıştım” demiştir. Kışla yemeği, askerî yemek sayılmıştır kuru fasulye. İkindi üzeri ekmeksiz bir bardak ayran içerdi.

Sofradan genellikle doymuş olarak değil, aç kalkarmış.

Akşam yemeği: Akşam yemeğinin ayrı bir önemi var. Konuklarıyla birlikte yiyordu. Devlet görevi akşam yemeklerinde devam ediyordu.

Omlet seviyormuş, özellikle gece geç saatlerde acıkınca peynirli omlet yermiş. Sahanda yumurta da severmiş. Etli taze bamya de sevdiği yemeklerden. Karnıyarık da severmiş. Onu pilav karıştırarak yermiş.

Haşlanmış kuşkonmaz da sevdiği bir yemek. Enginarı hiç yememiş. İstediği halde hiç yiyememiş. Hastayken enginar yemek istemiş. Hatay’dan ısmarlamışlar. Fakat kendisi komaya girmiş ve yiyememiş. Ara sıra fava denilen zeytinyağlı, limonlu bakla ezmesinden istediği olurdu. Tatlılarla arası pek iyi değilmiş. Ama gül reçeli severmiş. Kahveyi orta şekerli içermiş. 10-15 fincan içermiş. Hergün 40-50 sigara içermiş. Meyvalardan kavun seviyormuş. Kavrulmuş, tuzlu leblebi, fıstık da sevdiği yiyeceklerden. Soğan, sarımsak, pastırma gibi kokulu yiyecekleri sevmiyormuş. İçkilerden rakı ve bira içiyordu. Sofrasında çeşit bol değilmiş. Köşkte hazırlanan yemekleri yiyordu.

Sarhoşluktan hiç hoşlanmadığı söylenmektedir.

Çocukluğunda annesinin yaptığı Selanik’in ıspanaklı böreğini çok severmiş.

Seyahatlerinde gittiği yerlerde kendisine ikram edilen yörenin yemeklerini zevkle yermiş. Ama bunlar O’nun sürekli yediği yiyecekler değildi.

Kırşehir’de çorba, hindili pirinç pilavı, su böreği, karışık turşu ve meyva ikramları ile karşılaşmıştır. Kırşehir’in su böreğini çok beğenmiş.

Kaman’da sahanda yumurta, yoğurt, balbaşı, pekmez ve meyva yemiş. Kızarmış tavuk, bulgur pilavı da orada ikram edilen yemekler arasındadır. Kaman’da ikram edilen yoğurt ve pekmez karışımı bir tatlı olan balbaşı pekmez dürüm ya da sokum biçiminde yufka ekmekle yenir ki Atatürk bu yiyeceği de sevmiş.

Adana’da severek yediği yemekler şunlardı: Bamya dolması, patlıcan hünkâr beğendi, güveç, sini köftesi, domatesli pirinç pilavı, hanım göbeği tatlısı. Tarsus’ta baklava yemiş ve ayran içmiş. Ayrıca çok miktarda marul yemiş.

Siroza yakalanıp halsiz düştüğü günlerde tatlı yemesi gerektiğinde Yanya tatlısı ve irmik helvası çok hoşuna gitmişti.

Konya’da kendisine sedirler saç böreği ve Höşmerim denen kaymaklı tatlı ikram edilmiş ve Atatürk bu özel yiyeceklerden memnun kalmıştı. Özellikle belediye başkanının evinde hanımı bu yemekleri O’na ikram etmiştir.

Atatürk’ün yemek ve kültür konusundaki yaşamını günümüz açısından değerlendirecek olursak şu hususlara değinebiliriz:

Sofrada uzun süre oturmak geleneğini Atatürk’te görmekteyiz. Bugün çağdaş ülkelerde insanlar, sofralarda uzun zaman oturmaktadırlar. Tartışırlar, eğlenirler, iş hallederler. Atatürk de öyle yapmıştır. Sofrayı O, ülke sorunlarını çözümlemede bir araç olarak kullanmıştır.

O’da bir Türk insanı olarak geleneksel Türk yemeklerini sevmekte idi. Kuru fasulye ve pilav örneğinde olduğu gibi. Bugün hepimiz bu yemeği severiz. Askerde de çok pişirilir bu millî yemek. Bazı kimseler askerde bu yemeği çok yedikleri için askerlik dönüşünde artık yemezler. Bıkmışlardır çünkü. Demek ki Atatürk bıkmamış.

Yemekleri fazla yememekle bu günkü çağdaş anlayışı sürdürmüştür. Sağlıklı beslenmenin koşullarından olan az yemek, Atatürk’ün de beslenme politikası olmuştur. Onun sofrasında bol çeşit olmaması da bu hususu kanıtlar.

Geleneksel Türk içkisi olarak O’da rakıyı seviyor ve leblebi, kavun gibi mezeler yiyor. Bunlar da O’nun geleneksel yanlarından birisini oluşturuyor. Beslenmesinde Türk zevkinin egemen olduğunu görüyoruz. Türk mutfağının yemekleri, mezeleri, tatlıları, içecekleri ve meyveleriyle besleniyordu. Avrupa mutfağının yiyecekleriyle beslenmemiştir.

O’nun döneminde devlet görevlilerinin sofralarında et yemeği hemen hemen yoktu. Kebaplar, yağlı ağır yemekler yemiyordu. Bazen tavuk ya da hindi yeniyordu. Anadolu’da halk eti Kurban Bayramında görebiliyordu. Ülke yoksul durumda idi. Halkının et yemediğini Atatürk çok iyi biliyordu. Kendi sofrasında da bazen etli yemek oluyordu. O’nun ülkenin bu yoksul durumunu göze aldığını ve bu nedenle de et yemediği söylenebilir. Yemek sofrasında ve sevdiği yemeklerde daha çok sebze ağırlıklı yemekler dikkati çekiyor.

Yemeklerdeki gelenekselliği sürdürmesi, O’nun geleneksel Türk kültüründen kopmayışının bir kanıtıdır. Fakat O, her konuda çağdaşlaşmayı amaç edinmişti. Ama bunu yaparken çağdaşlık ve geleneksellik sentezi içinde, ulusal kimliğin korunarak çağdaşlığın gerçekleştirilmesini istemesi, O’nun çağdaş bir devlet adamı oluşunun en güzel göstergesidir.

Prof. Dr. Mahmut Tezcan

image00212.jpg

image0034.jpg

image0045.jpg

image0053.jpg

Paylaş:

Yorumlar

“96) ATATÜRK’ÜN BESLENME ALIŞKANLIĞI” yazisina 27 Yorum yapilmis

  1. Ertuğrul Kapusuzoğlu yorum tarihi 25 Kasım, 2008 04:13

    Cumhuriyetin 10. yılında onlarca tür döviler hazırlayıp yazdırmışlar.
    “Büyüktür, yücedir, vatanı kurtarmıştır vs.”
    Hepsini rafa kaldırtmış.
    Sadece şunu istemiş; “Her yere şöyle yazınız, O bizden biridir.”
    Yemek alışkanlıklarını okudum da, o gerçekten bizden biriydi.

  2. Cavit ÖNER yorum tarihi 1 Aralık, 2008 18:35

    “ATATÜRK” Benim-Bizim “ATAMIZ” hakkında yorum yapmak için onun okuduklarının binde-birini okumak,”O”nun yaptıklarının milyonda-birini yapmak sonrada onbin kere düsünmek gerekir.
    Salaklıkla-dandalaklık arasında gidip-gelen yarım akıllıların yorumları vede sözde yapıtlarının benim icin bir değeri yoktur. “ONUN” gibi erdemli olmak icin,”ONUN” verdiklerine sahip olmak icin çalısanlara ne mutlu.

  3. zekeriya uçar yorum tarihi 6 Aralık, 2008 19:52

    sizin “atanız”. sadece ata. başka bir şey değil.

  4. MuharremÇetin yorum tarihi 11 Aralık, 2008 03:38

    (”Zekeriya uçar sizin ”atanız”.sadece ata.başka bir şey değil.”)

    Ya bu nebiçim bir yaklaşım;Anlamakta bazan zorlanıyorum.

    Bir insan Ülkesinin işgalinden,paramparça olmuş bir imparotorluktan;Onurlu bir devlet çıkarmak için haytını yok saymış bir insana sizi atanız diye biliyorsa ben de diyorum ki……..

    Evet ATATÜTK Türk milletinin ATALARINDAN biridir.son asrın en büyük TÜRK BÜYÜGÜDÜR.
    Bunu kabullenmeyenlerde soysuz yada başka millettendir..

    Sosuzlar da ancak böyle davranş sergiler

  5. Zekeriya Uçar yorum tarihi 16 Aralık, 2008 23:06

    Muharrem Çetin; eğer vasıflı fikirleriniz vaesa yazın. yokişin içine soy sop girdiğinde işler çatallaşır. sizin savunduğunuz bu celalli sloganları ülkemizdeki selanik göçmenleri ve kırım gçömenleri sizden daha iyi çığırıyor. hem de isimleri dahi sizin isminizden daha mütedeyyinçağrışımlar yaparak.

    dolayısı ile kurtuluş savaşını götürüp bir kişiye yaamamanızı anlamak mümkün değil. bu tek parti dönemi tarih müfredatnı aşın da biraz alternatif tarih okuyun. Atanızın hali evvelini sizin kanttan tarihçilerin kaleminden okuyun. dolmabahçe gece alemlerini. Latife Hanım ile boşanma seruvenlerini. Fikret Hanım ile katıldığı yurtdışı gezilerinde misafir olduğu lobilerde geçen konuşmaları. vs. ben size tutup atanızı anlatacak değilim. ama milleti iki üç süslü cümle ile kandırmayın. artık maymun uyandı.

    Bu memleketin asıl gelişmesi şu karanlık 80 küsür senenin gizli arşivlerinin basın yayına açılmasına bağlıdır. asıl o zaman kimin vatanperver, kimin komitacı selanik ordusu mensubu olduğu ortaya çıkacak.

    Bursa Paşa çiftliğini bir araştırın. abdurrahim tuncak kim? Şemsi efende Müslüman mı Dönme mi?

    atanınızn soy ağacını araştırın ve gerçek bilgi ile gelin.

  6. İlknur Arkun yorum tarihi 9 Ocak, 2009 23:58

    Sayın zekeriya Uçar,Ata ne demektir bilirmisiniz?(sizin “atanız”. sadece ata. başka bir şey değil.)elbetteki Atamız,ondan önceki Atalarımız gibi.ama ben sizin kim olduğunuzu merak ettim.Atalarını reddeden biri olarak,siz kimsiniz?titriniz nedir,bu dünyadaki misyonunuzu anlamaya çalışıyorum.ne yapmaya çalıştığınızı merak ettim.adeta kusuyorsunuz,buna neden ne?bazı gazetelerde haber olarak yayınlanmış,74 yaşındaki birini yaşına bile hürmet etmeden fütursuzca döven imam zekeriya uçar değilsiniz umarım.çünki,bu kişi bana burada ahkam kesecek kişi olamaz.burada herkesin fikrine saygı gösterilir ve yayınlanır.ama provake etmek,başka düşüncelere incitici davranışlar,son derece saygısızcadır.sizin varsa elle tutulur,belegelere dayanan ispatlı iddialarınız,onuda sunun,tartışalım.eğer yoksa lütfen provake etmeyinde bizler inandığımız yolda devam edelim.

  7. Zekeriya Uçar yorum tarihi 13 Ocak, 2009 22:27

    sayın iknur orkun;
    siz kemalistlerin ortak özelliği; sizee aykırı bir fikir ile karşılaştığınızda kişisel savunma mekanizmalarınız ortaya çıkar ve başlarsınız alışılmış sloganlar atmaya. tartışma yeteneğiniz “0” kısaca. ben sizi ona buna benzettim veya hakaret ettim mi? sadece gerçeklere vurgu yaptım. uyduruk resmi tarihten bana dem vurmayın. hem zaten atanızın soy ağacının ne olduğu kurduğu rejimin içeriğinden belli. Yüce Müslüman Türk Milletini ordan buradan topladığı ve alalacele Türkçeye çevirdiği derme çatma kanunlara mahkum etti. bu günkü adaletsiz vergi sistemi ve çarpık Milli eğitim sistemi. hırsızlık üzerine bina edilmiş adalet sistemi vs. benim suçum mu? ben şimdi neyi provaka ettim.

    dünyada “harf devrimi ” diye bir zırva bizden başka nerede görülmüş

    Anlaşılan siz tuzu kuru pembe Türkler gürühündansınız. ömrünüzce devlete sırtınızı yaslayıp atanın ve refiklerinin mirasını yiyip karnı guruldayanlardansınız anlaşılan.

    Beni merak ediyorsanız sadece şunu diyeyim devletten ömür boyu nemalanmamış ama devlet tarafından inek gibi sağılmış saf bir vatandaşım.

    bu memlekette parası olan askerlik yapıyor mu?

    Bu memlekette parası olmayan okuyabiliyor mu? Özel dersne ve özel okul mevzu atları çok adil de ben mi yanlış lanse ettim.

    Parası olup suçlu olan en ağır suç işlese dahi ne kadar yatıyor.

    sahi Bursanın meydanında bir ata çiftliği var. yerel halktan gidip o çiftliğin hikayesini dinlediniz mi?. Çiftliğin sahibi o çiftliği kimden miras almış. bunları bir araştırın da eğer gerçek bilgi ve belgelere ulaşırsanız lütfen bizi o karanlık fikirlerinizle aydınlatın. çivi çiviyi söker.

    Zekeriya Uçar

  8. arhan can yorum tarihi 9 Şubat, 2009 01:47

    zekeriya uçar beyfendi,
    sana birkaç söz hatırlatayım;
    1-en doğru bildiğim şey en az doğruyu bildiğini bilmendir
    2-Doğruyu Bilmek ile bildiğini zannetmek farklı olgulardır.
    3-Bakmak ile görmek arasındaki yanılsama da aynı cihettendir.
    (sen kesin büyük numaralı gözlük te kullanıyorsundur!)

    bu ülke için sen ne yaptın ?
    kaç kişi yetiştirdin?
    sırf muhalefet olmak ve eleştirmek çözüm mü?
    herkese çamur atıyorsun!
    pencerenin senin baktığın yönden başka kaç yönü var biliyormusun?

    Geç bunları zamanını ve ilmini boş şeylere harcama

  9. Zekeriya Uçar yorum tarihi 10 Şubat, 2009 14:10

    Erhan Can,

    Bu 1.maddede söylediğiniz cümleyi eski abd dış işleri bakanı bir basın açıklamasında zırvalamıştı ve siz de atanız gibi made in U.S olduğu için lokma tatlısı gibi havada kapmışsınız.
    Evet gözlük kullanıyorum ama fazla kalın sayılmaz.
    Yaptıklarıma gelince 5-10 tane elektronik ve elektrik alanında çıraklarıma bldiğim kadarı ile tecrubelerimi aktardı. Büyük firmalarda Makine teknisyenliği alanında 20 sene hizmet verdim.
    Askerlik hizmetini S2-S3 kısım yazıcı Onb.olarak yaptım. anlayacağın senin tahmiz ettiğin gibi kelli felli bir adam değilim.
    yapmadıklarım ise asla işbankasını bir partiye bağışlamadım. erkek olamdığına dair sahte raporlar çıkarıp askerden muaf olmadım. müslüman veya gayri müslüm halka tepeden bakmadım. yani mazbut bir vatandaşım.
    ama artık şu postelleri ve heykelleri önünzden atın da rahat görün gerçekleri.

  10. firuzan alpar yorum tarihi 20 Şubat, 2009 14:20

    zekeriya uçar.biliniz ki Atatürk’e hararet etmeniz bize hakeret etmeniz demektir.siz bazı vatan hainlerinin yaptıklarını Atatürk’e yamamaya çalışıyorsunuz.Arkadaşlar sonderece doğru yorumlar yapmışlar.Karşıt fikir dediğiniz şey başka bu milletin ortak bir değerine saldırmak başka.Elbetki bu durumda sesimizi yükseltmeyi kendimize bir görev biliriz.yoksa siz kendi renk ve zevkleriniz hakkında sohbet ettiğinizimi zannediyorsunuz.biz sesimizi çıkarmıyacağız siz de istediğiniz gibi konuşup,davranıp sadece benim söylediğim deyip başımıza diktatör kesileceksiniz öylemi.siz tamda bu ülkeyi ve mileti bölmek için çalışanların istediği kıvama gelmişsiniz.dünya üzerindeki en doğru rejimi aşağılıyorsunuz,müslüman veya gayri müslüm halka tepeden bakmadım diyor bir şahsın müslümanmı dönmemi olduğunu araştırıyorsunuz,kanıt diye sunmak istedikleriniz dedikodudan ve özel hayata karışmaktan başka birşey değil,ki bu da aklınızı kullanamadınızı gösterir.ordan burdan toplama kanun derken ,savunduklarınız ordan burdan toplama ve laf kalabalığıyla bilgi kirlenmesi yapmaktan başka birşey değil.demek ki sadece ata ilan edilmiş biri olayıp bu millete çalışıpda miras bırakabilmiş ki bizde yiyebilmişiz.devlete sırtını dayamak yoruma göre değişir.Çünkü devlet dediğin zaten bireylerin birlik olup kendi yararına kurduğu bir kurum.Buna göre devlet bana dayanıcak bende ona.bazı devrimlerin dünya da olmayıp onun düşünüp yapabilmesi milletin yararı için ne kadar ileri düşününebildiğini ve yüksek dikey bir zekaya sahip oldunu gösterir.atatürk bize yol gösterdi mahkum etmedi.İllede mahkumiyet görmek isterseniz buda hürriyetten başka birşey olamaz zaten.Atatürk onu bunu ben başardım demedi.Aksine herşeyi milletin vicdanına dayanarak yaptığını ve herşeyi türk milletinin başardığını söyleyerek,kendisini övmeyi bırakmalarını ve gelecek için çalışmalarını söylemiştir.ve şuanda da bunu yapıyoruz.yalan yanlış sözlerle aklı karışıp yolunu şaşıranlara yardım etmek bizim görevimizdir.bu siz olmasanız bile sizin yazdıklarınızı okuyup acaba diyecek olanlara ‘hayır doğru değil’diye haykırmaktır.Unutmamak ve görmek lazım ki Atatürk’ün arkasında yada karşısında durarak milleti aldatmak ve bölmek isteyen çoktur.Kendi adıma onun rehberliğinde ulu vatanım,milletim ve dinim ile ilgili aydınlığa kavuştuğumu söyleyebilirim.ülkenin bugünkü durumu konusunda haklısınız.Ama gerçek suçluları gözden kaçırıyorsunuz.bize bırakılan miras bunlar değildi.kötülük sahibine aittir,ona yardım eden ve devam ettirende aynı derecede suçludur.Korkusuz iseniz bukünkülere hesap sorunuz.resmi tarihin uyduruk olduğunu söylemekten bizde usanmıycaz ama başka uyduruk şeylere inanıp kanmaktanda geri durucaz.gerçekleri görmek konusunda sorun yok,isteyen görür.başkasına Madein U.S diye hakaret ederken o etiketin kendi eteğinizde dikili olduğunu fark edememişsiniz.

  11. zekeriya uçar yorum tarihi 4 Mart, 2009 22:39

    site yetkilileri işlerine gelen yorumları koyuyor işlerine gelmeyenleri koymuyor. taraflı davranmaktan başka sizden ne beklenir zaten.

  12. Yılmaz Karahan yorum tarihi 5 Mart, 2009 01:31

    BU SİTE DE;
    AHLAKİ ÖLÇÜLER İÇERİSİNDE TÜM GÖRÜŞ VE YORUMLAR YAYINLANMAKTADIR.
    BU SİTE;
    KESİNLİKLE MİLLİ VE MANEVİ DEĞERLERİMİZİ İSTİSMAR EDİCİ, BÖLÜCÜ, SAPIK DÜŞÜNCELERE KAPALIDIR…
    BU SİTE DE;
    YAYINLANAN TÜM YAZILAR VE BELGELERİN, KAYNAKLARI BELİRTİLİR. EMEVİ ZİHNİYETLİLER NAKİLCİ OLDUĞU İÇİN, HER TÜRLÜ İFTİRAYI MÜBAH GÖRÜRLER.

  13. Avşar dünyası yorum tarihi 8 Mart, 2009 17:00

    Zekeriya Uçar.Sen haklısın.Atatürk, bizi boşu boşuna savaşa soktu. Kalkınmış gelişmiş, büyük, toprak bakımından büyük, her ülke tarafından saygı duyulan bir ülke iken Atatürk bizi boşu boşuna savaşa soktu ve bu günkü duruma düştük değilmi?Zekeriya Uçar, insan soysuz olunca demiyeceği kötü söz, yapmıyacağı hayınlık kalmazmış. Ne ddiyeyim. Sanal alemde atıyorsun. Bir gün sizin gibi lerinin sesi kısılacaktır. Bundan kuşkunuz olmamalıdır. Alın ulan Osmanlınızı başınıza çalın. Atatürk hiç olmassa genişçe bir toprak parçası bıraktı bize. Yüreğin yanmadığına göre yoksa sende… Damat Ferit Karadağlı bir dönme idi. Yüreği yanmadığı için SEVR anlaşmasına bastı imzayı. Onu yırtıp atanda Atatürk ve arkadaşları. Bunları sen ve senin gibilere anlatmak,EŞEĞİN KULAĞINA KULHÜ OKUMAK GİBİ BİRŞEY.

  14. Damla Ozel yorum tarihi 24 Mart, 2009 11:34

    Yobazlarin kafalari hala bitmis Osmanli’da. Ingilizlere teslim olmus odlek padisahlarin sevdasi var hala bunlarda. Halk sefillikten olurken, altin tabak, ka$ikla yemek yiyen padi$ahlari ozluyor bunlar…kendileri sarayda otururken, o sefil askeri sirf toprak, $an, $ohret, daha cok para, elmas, zumrut icin olume gonderen padi$ahlarda bunlarin akli hala. Ataturk’u kandirarak Istanbul’a getirtmeye cali$an, Ingilizleri dinleyen padi$ahlarda bunlarin akli hala. Ataturk’e destek olmadiklari gibi bu odlek padi$ahlarin birde Ataturk’u halka kar$i karaladi bu padi$ahlar…dediler Mustafa Kemal isyankar! Bizi oldurtecek bo$una bu sava$ta…bu kazanilamayacak sava$ta…dua edin de Yunanlilar kazansin…hay senin padi$ahliginin icine edeyim ben!

    Ataturk di$arida cephelerde, iceride ise hainlerle sava$irken sarayindan bir kez bile cikmayan padi$ahlari ozluyor bu yobazlar $imdi.

    Halifeligi ozluyor bu yobazlar $imdi. Padi$ahin kendilerini kul olarak gormelerini, kendilerine “padi$ah kulu” diye hitab etmelerini ozluyor bu yobazlar $imdi cunku bunlar yobaz, cahil, du$unemez…onun icin tek ba$larina bir kezde olsa mantiklarini kullanmak zor ve korkunc gelir onun icin ille ba$larinda biri olacak ve onlara “deeeh deeeh” diye bu koyunlara emir verecek…i$te bunu seve seve yapan padi$ahi ozluyor bu yobazlar cunku ozgurlugun degerini bilmeyen için ozgurluk kaybetmek sorun degildir.

    Kisacasi defol git burdan ve bu topraklardan. Eger ben bir gun ba$bakan olsam ulkenin adini “ATATURKIYE” koyarim. Evet, bu canimdan cok sevdigim Ataturk’ume saygisizlik gibi olabilir cunku O’nun kurtardigi, var ettigi ulkenin adini degi$tirmek benim asla hakkim degildir fakat belki bundan sonra yobazlar daima laik kalacak ulkemizden defolmalari gerektigini, cumhuriyeti sindirememi$leri bu ulkenin istemediklerini ve bu ulkenin Ataturkculere ait oldugunu anlarlar…belki o zaman bunu sindirirler.

    DEFOL GIT ATATURK’UMUNTURKIYESINDEN !!! HAINLER, NANKORLER, HAYSIYETSIZLER, DU$UKLER, SURATSIZLAR…ALLAH’TAN DA MI KORKUNUZ YOK BE? BU NE NANKORLUKTUR…AGZIM KOPURUYOR…DEFOL TURKIYE’DEN !!!!!!!!!!

  15. zekeriya uçar yorum tarihi 25 Mart, 2009 21:44

    Kan Damlası;
    Sana yazılacak çok şey var ama sizin kemalist siteniz korkudan yorumlarımızı siliyor. bir türlü yediremiyorsunuz gerçekleri kendinize. Ben sizin atalarınız gibi Senikten gelme sabataist göçmen değilim. 7 göbek anadolunu merkezinde savaş şehitleri müslüman atalarım var. saysana 7 yedi göbek atanı. belkide yahudi takma adınız nedir kim bilir. Barak mı, Ariel mi Şaron mu yoksa şimon mu.
    heyhat sen yukarıdaki özlerinle tam kendini özetledin. çünkü insanın içinde ne varsa dışına o kokuşmuş salya akar. ağzında akan o kuduruk salyaları temizle de Kainatın Yaratıcısını ondan sonra an. o sarhoş kusmuklarıyla kirletilmiş mahsenlerde anılmayacak kadar Yücedir. ve ben Ancak ondan korkar ona sığınırım tüm zalimlerin şerrinden
    Salyaların seni boğar da görürsün insanlara hakaret etmek neymiş.

  16. sureyya uzmezler yorum tarihi 27 Mart, 2009 19:27

    Zekeriya Ucar Sanirim Bursali Takmis kafasini Bursadaki Ataturk ciftligine,Kime peskes cekmis diye birkac kez yazmis.Her seferindede Selaniklilere camur atmis.Ataturk;ude Sabetaist donme olarak , Lanse etmis, Be hucube Ataturk, Yoruktur,YORUK,Terbiyesiz adam sen ATAnin soyunu kendi soysuzlugunla karistirma,.Selanik;teki Ispanyol Asilli Yahudu hakimiyeti Senin bilmem neresini optugun Osmanli hanedeanligi donemine rastlar,
    Birde Selanikte.Osmanli denen Turk beyliklerini silahla yok eden soysuz idare.Uzun sure yok edemedigi Karaman Turklerini Basina bela olmasin diye Balkanlara surmustur.Bu insanlarada kin kusmanizin gercek nedeni, yurekleri insan sevgisiyle dolu olan Bektasiler olmasi.A be vijdansiz gurube.Tarihi senden mi ogrenecek bu millet,Iste oralara surulen oz be oz Karaman ogullari, Yillarca , Balkanlarin yarisini musluman etmistir,Bende Konyadan Tiran’a surulen Karaman beyligi soyundanim.Oz be oz Turk’um Benim soyumu sorgulayacak soysuzunda alnini karislarim..Ataturk inkilaplarina dil uzatmisin . A grube.Eger sen hala arap harf ve kulturunu savunuyorsan, Aha Arabistan orada.Yurrruuuuu Anca gidersin…Ne mutlu Turk ‘um Diyene. Yasasin Ataturk Devrimler;i..Turkiye Laiktir Laik Kalacak…

  17. sureyya uzmezler yorum tarihi 27 Mart, 2009 19:33

    Ya inanamiyorum bu soysuz.Ne cesaretle Balkan gocmenlerine hakaret edebiliyor.Hangi cesaretle Atatuk ilke ve Devrimlerini elestirme cesaretini gosterebiliyor,
    Dunyanin hayran oldugu ve ornek aldigi bir lider.Site yoneticisine tavsiyem Ataturk e yahudi sabate Levy donmesi diyen.Ucubenin tek kelimelik yazisini yayinlamayin, Bunu ucubeler icinde kahraman etmeyin,,,

  18. Baki yorum tarihi 26 Mayıs, 2009 12:22

    Zekeriya Uçar bey, size söyleyeceğim tek şey 1400 yıl önce peygamberimizin söylediğidir. “OKU” Okuyunca gerçekleri daha iyi göreceksindir. Özellikle Kuran-ı Kerim’i okumakla başla o zaman belki Atatürk’ü anlayabilirsin. Hatta okudukça Atatürk’ün yaptıklarının Kuran ve hadislerle çelişmediklerini göreceksin. Tabi okurken onun yaptıklarını oku. Bugünkü durumu Atatürk’e mal etme. Mesela küçük bir örnek vereyim. Kuranı okuduğunda Atatürk dinli mi dinsiz mi diye tartışmayacaksın… çünkü Allah kitabında bildirmiş, nasıl yaşayan insanların cennete gideceğini. Savaşmak ile ilgili ayetleri okuyunca göreceksin… Ayrıca meleklerin kimlere “Selam” diyerek cennete aldıklarını göreceksin. Hatırlatıyım ki Atatürk’ün bilinci kapalı iken söylediği son söz “Ve Aleykümselam” dır. Ve dikkali okursan daha birçok şey… Unutmadan Allah bazı ayetlerin öne çıkarılmasını bazılarının geri plana itilmesini lanetlemiştir. Bundan dolayı tümünü dikkatlice oku… Okuduktan sonrada lütfen buraya yaz Atatürk ilkelerinden bir tanesi bile Kuran-ı Kerim ile çelişiyormu?…
    Bu arada Anıtkabirde Atatürk’ün okuduğu kitplar vardır. Bugünkü Kemalistler Dini Kitapları en üst raflara koymuştur. Gidersen dikkat et. Bugün bir ilahiyat mezunu o kadar dini kitap okuyor mu acaba… Oukuyup, anlaman dileğiyle. Allah yardımcın olsun.
    Ne Mutlu Türküm Diyene!…
    Oğuz Kağan’ın Türk duasını da OKU…

  19. cüneyt gürelli yorum tarihi 15 Ağustos, 2009 00:31

    Kim bu Zekeriya.Ne anlatıyor.Atattürk ün soyu sopu seni ilgilndirmez.Ben III.Ahmet in ne halt ettiğinle ilgileniyormuyum.Osmanlı özlemi çekiyorsanız babanı ve dedeni de alıp o kahredesi gemiyle vahdettinle beraber kaçsaydın.Atatürk değilşmiydi son ana kadar Istanbul hükümetini kurtarmaya çalışan.Ama Istanbul hükümeti saltanatlık dışında bir şey düşünmüyordu.O Allahın kahrettiği fosillikle sürüngenlik arasına sıkışmış arapların etkisi altında sömürdüğünüz dinimizi dahi Atatürk sayesinde kurtardık.O son 200 yılın gelmiş geçmiş en iyi dehasıdır. Deha sıralamasına çıksak tek bir padişah bile sondan 500 kişiye giremez.Tarihin sahtesi gerçeği olmaz.Gidersin TBMM arşivlerine kimin ne halt olduğunu öğrenirsin.Yıllarca matbuatı bu ülkeye getirmediniz.Neden .kimsse dinimiz öğrenmesin, hadisler ve cüppeli züppelerden fasarya dinlesin diye.Her yer okul olacak.Medrese ve zaviye olmıyacak.Teneke minareli camiler yıkılacak.İslam a Atatürk üzerinden hakaret edmeyeceksiniz.Sen okuma git , cüppeli züppeleri dinle Ona ayiracağın vakti tarih okumaya versen bunları yazmazsın. Allahtan Atatürk latin alfabesini getirdide kahrolası Osmanlı ve arap mezaliminden (Bkz Devlet Aliyye kitabı) kurtulduk. Sizi Hazreti Muhammed bile adam edemedi , Atatürk mü etsin, sürüngenlikle – kertenkelilik arasında sıkışmış varlıklar.

  20. aydın çitiloğlu yorum tarihi 9 Ekim, 2009 16:15

    … nasıl bir muhabbet dönmüş burada…Herkese akıl ve sabır diliyorum.

  21. osman onuktav yorum tarihi 21 Mayıs, 2010 00:29

    Bu ülkede Zekeriya Uçar gibi insanlar oldukca dışarda düşman aramamıza gerek yok sanırım …

  22. zekeriya uçar yorum tarihi 18 Eylül, 2010 21:30

    siz önce kendiniz ile barışın. kendinize aynadan düşmanlık etmyin yeter. sağınızda ve solunuzda düşman aramayın. asıl düşman sizsiniz. köhnemiş beyniniz hiç mi çalışmıyor. hala kendinizi 46 veya 50’li senelerde mi sanıyorsunuz. dehlizlerinizde kurduğuuz toz pembe hayallerle 80 küsür seneden beri bir çok insanın dünyasını zindan ettiniz ve gelecekleri ile oynadınız. bir şeyi unuttunuz “zulüm ile abad olanın ahiri ergenekon mahkeme salonları olur” hadi geçmiş olsun. sizin mahkemeleriniz adil olmadığını senelerden beri bağırıyoruz da inanmazdınız şimdi ise ” yargı siyasallaştı” diye zırvaların arkasına sığınmaya çalşıyorsunuz. ne zaman siyasal değildi ki! istklal mahkemeleri mi, yassı ada mahkemelri mi, yoksa 12 eylül-28 şubat mahkemeleri mi siyasal değildi. daha dün 10. sene marşlarını böğürürken dimdik ayakta olan dirayetli rejim bekçileri mahkeye sıra gelince hemen “kalp hastası ” oluveriyorlar. güle güle sizin de devriniz tozlu tarih raflarında kaldı tıpkı firavun ve nemrutlar gibi. güle güle

  23. samet tunca yorum tarihi 16 Şubat, 2012 00:08

    ben bu tartışmaya biraz geç kaldım galiba ama zekeriyya uçara katılıyorum.atatürkün yazdığı kitaptan haberim var.kaldıki atatürkün dindar olduğunu iddia edenler sadece bir kaç sözlü rivayet söyleyebiliyorlar.o kadar hoca asıldı sayısı binlerce,arapça kaldırıldı,hilafet kaldırıldı.bunlar müslümanlık belirtisimi şimdi.atatürk kuranı tercüme etti bu atatürkün dindarlığını gösterir diyenler atatürkün yazdığı kitapta şu cümlesini okuyabilirler-muhammedin yavelerini türkçe okutturacağım taki insanlar bunlara inanmakta ısrar etmesinler-inanmayan araştırır bulur.

  24. arhan can yorum tarihi 19 Haziran, 2012 12:14

    bu zekeriya beyin tespitlerinin birkısmına katılıyorum,
    değerli bir vatansever,iddialarını ispat TBMM arşivleridir.ayrıca 1930 da tren ile hurda kağıt bedelinden Bulgaristana satılan arşivler- kaldıysa- incelenmeli ve açıklanmalıdır.Silivride mahkemesi devam davalar hk.hakaretamiz yorum yapmak kanuna aykırıdır.osmanlıda davalar 30 gün içinde sonuca bağlanırdıve üst mahkeme(başkadı) başvuru haklı saklı kalmak kaydıyla,yorumların çoğu klavye şövalyeliğine benziyor:)
    elin çinlisi amerikalısı yapıyorda biz neden üretemiyoruz.çin alfabesi 2500 harf 🙂
    harf devrimi ülkeyi topyekün cehalete sevk etmiştir.

  25. Zekeriya Uçar yorum tarihi 18 Eylül, 2012 22:01

    yukarıdan aşağı doğru yaşanan tartışmaların özü günümüzde sanırım daha iyi anlaşılır.bir memleket düşünün ki yönetim biçimi tam anlamıyla bir karmaşa. adalet desen yok ! eşitlik tam anlamıyla muğlak. zenginsen tüm zenginlerle zenginler eşit. örnek ; bu memlekette vergiyi kim verir alt sınıflar, askere kim gider alt sınıflar, e bu zenginler ne yapar, meclise girer ve büyük ticari faaliyetler arkasında koşarlar. yavrularına gemicikler alırlar. torunlarının amerikan emperyal çevrelerinde okuturlar. kendi milli eğitimlerine kendileri dahi güvenmez. bakın devlet okullarında bir elin parmağı kadar bilem o zengin çocukları yoktur. artık günümüzde müslümanların bile sınıflara ayrıldığını çok acı bir biçimde müşahade ediyoruz. kabe çevresinde dahi hacıların kalkdığı oteller sınıf sınıf.
    bu memlekette cumhuriyetin ilk senelerinde zorla zengin edilen azınlık ailelerinin bir çoğuna bakın ahir ömürlerinde hac yapmışlardır. neden bilirmisiniz? döndüklerinden filan değil. çünkü hac bir gövde gösterisidir. müslümanları sömürerek elde ettikleri paralarının bir bölümünü kutsal topraklarda 7. veya daha fazla yıldızlı hac ziyaretleriyle bize gösteriyorlar.
    her zaman aklı başında olan yazar çizer takımının resmi tarih müfredatından taşabildikleri ölçüde dile getirdikleri gibi; bu sistem hırsızlık ve adaletsizlik üzerine kurlmuştur. şimdi buldukları bu amrikan imalatı iktidarla sağını solunu yamamaya çalışıyorlar ama nafile. bu sistem birmiştir artık.
    ben bu cahil kafam ile irfan sahibi böyüklerimden istirhamım; şu ölü doğan sistemi kaldırın atın ve yerine orjinal yönetim şekli olan ve bizi 1200 sene ortalama ayakta tutam şer’i nizamı geri getirin.
    buna düşmanı denize döktüğünü iddia eden gürüh dahi karşı koymayacaktır.çünkü bir çorum leblebisi kadar beyni olan insan denize döktüğü fransanın, yunanın, ingilizin vs. Akf’in tabiri ile “kimi hindu, kimi yamyam, kimi bilmem ne bela” düşmanın yönetim biçimini hiç harf karekterleri dahil alıp ülkesine getirir mi?
    yada bu savaş uydurma bir hikaye. bir işgal yaşandı. peki bu savaş veişgallerden ne ölçüde zaman bulup sözü eddilen memleketlerin hukuk sistemlerini inceledi de alıp getirdi.demekki m.kemalin haberi bile olmadan hakim çevreler her şeyi hazırladı. büyük bir mücadele oldu. lakin söylenenlerin aksine arkadan da m.kemal dahi düşmanla iktidar pazarlıkları yaptı. sonuç olarak gelinen nokta onu göstriyor. bunu için aslında arşiv filan açılmasına gerek yok. dünyada 1600senelik (türkler islamiyetten çok önceleride arapça karekterlerle yazıp çiziyorlardı)yazı dilini değiştiren başka bir millet var mı ?

  26. İsmail Çörek yorum tarihi 4 Nisan, 2014 10:56

    Bazıları Mustafa kemal’in soyundan bahsediyor da Türk kavramıyla ilgili hiç bir bağı kalmayan Osmanlı padişahlarından neden bahsetmez(Anne yabancı babalar zten kırma olmuş ama osmanlılığı benimsemiş padişahlarımız).Birde Halifelik makamı sahibi Osmanlı padişahlarımızın hiç biri Hac görevini yerine getirmemiş..Bu mantıkla eleştirilecek çok fazla konu ve kişi de olabilir.Önemli olan islamiyeti ve türklük kavramını korumak ise atatürk her ikisi için herkesten fazla çaba ve gayret götermiştir.Halk sefil iken Lüks hayatlar ve sefa süren osmanlı saraylısını eleştirince canınız yanmasın.Ben lafa değil icraate bakarım Fatih,Yavuz,M.Kemal hepsi islamiyeti ve türklüğü bugünlere taşıdılar…

  27. Zekeriya Uçar yorum tarihi 7 Aralık, 2014 00:35

    ainesi iştir kişinin lafa bakılmaz. Osmanlı hanedanı ülke sınırlarını 600 sene dünyanın ortalama yarısından çoğuna dayandırdı. Kemalist düzen ise bu mirası yedi yok etti

Yorum yap