199) ABANT PLATFORMUNDAN, DEVLETE TEHTİT!

Yayin Tarihi 7 Temmuz, 2008 
Kategori KATEGORİLENMEMİŞ

Abant Platformundan Devlete Tehdit

 

2004 yılında KKTC”yi ortadan kaldırmak, Türk vatandaşını Kıbrıs Devleti içinde Rumlara azınlık yapılmasının yolu “Annan Planı”ydı

 

Bunun için “Annan Referandumu” yapıldı, AKP iktidarının dirayeti, Euro ve Dolarların inayeti ile Türk Tarafı “devletimizden vazgeçiyoruz” dedi Bunda devlet organlarına duyulan güvenin kullanılma payını da unutmamak gerekir.. Abdullah Gül ve Tayyip Erdoğan’ın o dönemde ki çabaları, Dünya durdukça unutulmayacaktır. Tarihe şöyle bir not düşülecektir. “Tarihte ilk defa bir Türk halkı, referandum ile bağımsız devletimizden vazgeçiyoruz” demiştir, dedirtilmiştir.

Annan Referandumundan, Abant Platformuna geçerek, 6 Temmuz 2008 Pazar günü açıklanan sonuç bildirgesinde, bize “Abant Referandumunu” nasıl dayattıklarını görelim.

Abant Platformuna katılanlar ve sonuç bildirgesine yazılanlar, Türkiye”ye batı tarafından dayatılan maddelerdir. Katılımcılar farklı görüşte değil, aynı ekiptendir. Platformun onursal başkanı Fetullah Gülen”dir. Farkında iseniz son dönemde Türkiye”nin başını ağrıtan her taşın altından o çıkmaktadır. Gülen Cemaati Türkiye”de ve Dünya”da Truva Atıdır diyenleri yanıltmıyor yaptıkları ile.

Abant Platformuna, “Toplumun her kesiminden katılım” söylemi koca bir yalandır. Ne yaptıklarını bilmeyen ve adlarını kullanmak istedikleri kişilerle belki bilmeden gelebilirler. Fakat sonuç bildirgesinin önceden kaleme alındığını ve tamamen ABD”nin görüşlerini içerdiğini söyleyebilirim. O toplantılara katılanlar söz aldığında istediğini söyler, fakat belirlenen gündemin dışında tek bir satır “sonuç bildirgesine” gir(e)mez.

Batının “STK kurarak sivilleşin” önerisine uygun şekilde yapılanan, tamamen Avrupa ve Amerika”nın Türkiye”den istediklerini konuşan, yazan bu kitle toplumun her kesiminden değil, sadece “toplumun fonlanan” kesiminden oluşmuştur.

“Toplumun her kesiminden” katılımla, 4-6 Temmuz 2008″de Abant”ta yaptıkları “Ulus Devleti bitirelim” mealinde ki 17. toplantıya kimler katılmış, neler söylemiş?

Mete Tunçay( Platform Eş Başkanı), Taraf Gazetesinden Mehmet Altan, Hak İş başkanı Salim Uslu, Yazar Ali Bulaç, Prof. Dr. Levent Köker, Mehmet Metiner, Şahin Alpay, Hüseyin Gülerce, AKP Diyarbakır milletvekili Abdurrahman Kurt, MİT eski Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş, Bolu Beyi..”

Başka katılımcılar da var tabi.. Kürtçülük yapan besleme yazarlar, akademisyenler…. Bolu beyinden kastım ise (devletin) Bolu Valisidir.

Gelelim katılımcıları biraz tanıtmaya ki ne yapmak istedikleri, kimin için çalıştıkları daha net anlaşıla.

Soros”un Açık Toplum Enstitüsü ile bağlantısı olan Abant Platformcuları:

Bir: Salim Uslu( Hak-iş Başkanı).. 2002- 2004 arası, Açık Toplum Enstitüsü danışma kurulu üyesi

İki: Şahin Alpay(Zaman Gazetesi Yazarı)..2001-2003 yılları arası, Açık Toplum Enstitüsü danışma kurulu üyesi

Prof. Dr. Levent Köker: Dolar karşılığı AKP iktidarına, “Sivil(Manda) Anayasa(sı)” yapan ekibin başı.

Mete Tunçay, Mehmet Altan, Mümtazer Türköne, Hüseyin Gülerce, Cemal Uşşak, Ali Bulaç, Mehmet Metiner gibi adların yıllar boyunca bitmez tükenmez enerjileri ile bulundukları noktalarda Türkiye Cumhuriyetini ayakta tutan değerlere “demokrasi” adı altında saldırdıklarını biliyoruz. Ne karşılığında?

17. Abant Platformu 28- 29 Mart 2008″de Diyarbakır”da toplanacaktı. Güya; Diyarbakır”da 3 Ocak”ta meydana gelen patlama sebebi ile ertelenmiş. Asıl sebep AKP hakkında açılan kapatma davası ve Başbakan Erdoğan”ın Diyarbakır”da açıklayacağı söylenen “Kürt Paketi”nin ertelenmesi idi. Abant Platformu Diyarbakır”da toplanacak ve Türk Milleti adına sonuç bildirgesi yayınlayarak, Erdoğan”ın söyleyeceklerine zemin oluşturacaktı, sekteye uğradı. Üç ay sonra yapılan Abant”ta her zaman söylenenler tekrarlandı, Türkiye Cumhuriyetine yol haritası çizilerek “Kürt Sorununu” çöz emri verildi.

“Kürt Sorunu: Barışı ve Geleceği Birlikte Aramak” adı ile yapılan üç oturumda kim ne demiş gözden geçirelim. Ondan önce şu soruya cevap arayalım.

Türkiye Cumhuriyeti Devletinde, Fetullah Gülen adlı cemaat başkanının onursal başkanı olduğu “Abant Platformu” nasıl yapılabiliyor? Cemaatin düzenlediği bu platformlara devletin milletvekili, valisi hangi sıfatla katılabiliyor? (AKP iktidarı daha önce Bakan düzeyinde katılırdı.)

* * * *

Abant Platformu 1. Oturum ( Oturum Başkanı Prof. Naci Bostancı)

Mete Tunçay (Eş Başkan) – Osmanlı devleti döneminde Kürtlerin yaşadığı topraklar özerk durumda idi. 19. yüzyılda özerklikleri ellerinden alındı… Türkiye”de ciddi bir Kürt sorunu var, ama Kürt çözümü yoktur.

Bolu Valisi Halil İbrahim Akpınar – Ben ayrı bir Kürt devleti kurmak istiyorum” diyen bir Kürt”e rastlamadım… Hiç değilse Yunanistan kadar demokrasi istiyorum…. İngiltere Almanya olamadık, bari Yunanistan kadar olalım.

Cemal Uşşak: Ya Rabbi sabır istiyorum. Ama hemen istiyorum. Bir de canların yanmaması için Kürt konusunda çözüm istiyoruz, hemen istiyoruz.

Diyarbakır Milletvekili Abdurrahman Kurt: Her şeyin önündeki engel, siyasetin önündeki vesayettir.

Hak İş Başkanı Salim Uslu: Dünyada, daha fazla demokrasi olduğu için yıkılan bir ülke yoktur…. Geçen hafta Malatya”da yaptığımız bir benzeri toplantıyı yarın Samsun”da yapacağız.

Diyarbakır Ticaret Odası Başkanı Mehmet Kaya- Kürt sorunu bizim iç sorunumuz ama uluslar arası boyut kazanmaya başladı. Tarih bize gösterdi ki hangi sorunumuzu içerde değil de dışarıda çözmeye kalkmışsak bizi hep üzdü. ( Ankara Ticaret Odası başkanı Sinan Aygün”ü terörist diye içeri attığımız saatlerde Abant”ta bu konuşmalar oluyordu.)

Gazeteci Yazar Ali Bulaç- Ya yeni hal, ya izmihlal- Kürt konusunun uluslararası boyutu var. Türkiye’deki gelişmeleri bunların dışında tutmak mümkün değil

Doç. Necdet Subaşı- Kürt diyasporası oluştu.

Doç. Dr. Şaban Çalış – Demokrasinin inşasında Kürtler”in rolünun anlatılmasını isterdim.

Yazar Enver Sezgin- Nasıl bir arada yaşıyoruz şaşıyorum.

Doç. Dr. Ergün Yıldırım- Türkiye tarihi, Türkçüleştirerek bugüne getiriyor. Bu bir taraftan da Kürtler’i tarihsizleştirilmeye çalışılıyor.

Yazar Altan Tan- Bir arkadaşım, “Kürtler bir arada yaşamaya hazır” dedi. Peki buna Türkler ne kadar hazır?…. Aydınlarımız kızsalar bile… Bediüzzaman Said Nursi’nin bakışı son derece önemli.

Osman Tunç- Bediüzzaman Said Nursi de Kürtler”in en büyük sorununun ihtilaf olduğunu söyler. Birliği sağlamalarını ister ve Türklerle birlikte yaşamanın zorunluluğuna dikkat çeker. Bediüzzaman”ın bir diğer dikkat çektiği nokta da eğitim konusu idi. O dönemde Van”da üniversite kurmak ister. ( Ne yapmak istiyormuş Nursî Efendi!!!)

Şerif Ali Tekalan- Türkiye”de bir Kürt sorunu var mı var. Ama biz Kürt sorununun esasını konuşmak yerine etrafında dönüp duruyoruz…

Eski Parlamenter Haşim Haşimi(ANAP) – Bu din kardeşliğinin siyasi sonuçlarının ortaya çıkması lazım. Bir başka nokta da şu, bu kardeşliğin  gereğinin yapılması lazım.

* * * *
Abant Platformu 2. Oturum (Dünya Pratiği; Karşılaştırmalar Ve Modeller)

Prof. Dr. Levent Köker: Kürt sorunu açısından kişi, grup ve kültürel haklar.. Bizim zihniyet değişikliğine ihtiyacımız var. Bunu toplumdan ziyade devletin bürokrasi kademesinde yapılması lazım.. Anadilde eğitim hakkının bir kez daha gözden geçirilmesi ve açık bir şekilde belirtilmesi gerekir..

Abdülmelik Fırat- Kürt halkı asırladır haksızlığa uğramış zulüm görmüştür.

Mehmet Metiner- Yaşanmış tecrübeler ve acı deneyimlerin varlığı bir çözüme gidilebileceğini gösteriyor.

Hüseyin Gülerce (Gazeteci yazar)- Gönül köprülerini kuralım. Hissiyatın önüne aklı ve mantığı getirelim. Demokratikleştikçe bu sorunun çözümü hızlanacaktır.

Altan Tan (Araştırmacı yazar) Tebliğ – Çözüm, yeni bir Anayasa ve birlikte yaşama sözleşmesinde. Vatandaşlık tanımı yapılmamalı, Kürtçe anadille eğitimin önü açılmalı.. Ne ulus devlet ne etnik federasyon; çözüm birlikte yaşamak.. Irak‘a Kürdistan, Türkiye’ye demokrasi…

MİT eski Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş – Türkiye’yi özgürlükçü yeni bir anayasa yapımına götürmek gerekir. Bu gelişim kaçınılmazdır..

* * * *

Abant Platformu 3. Oturum (Geçmişin Muhasebesi) Prof. Mehmet Altan”ın Başkanlığında

Doç. Kemal Sayar – Buluşma odaları kurmalıyız. Bu buluşma odalarında her türlü acıyı yaşayanlar bir araya getirmeli… Şehit cenazelerine dikkat etmeliyiz. Cenazeler, intikam arzusunu harekete geçiriyor..

Mümtaz’er Türköne – Cumhuriyeti kuranlar kimler, Çerkezler ve Makedonyalılar.. Türkiye”de hiç Kürt Türk ayırımının yapılmadığı demokratik çözümler bulmalıyız.

Ümit Fırat – 1925″de ki acılarımızı unutmalıyız.. 1925″teki bu uygulamalarda Kürtçe bütünüyle yasaklandı..(Şeyh Said İsyanı diyor)

Cengiz Çandar – Toplantıdan çıkan sonuçların formüle edilerek, gerek Hükümete gerekse Genelkurmaya somut çözüm önerileri sunulmasında fayda olacağını kaydetti.. Kürt yoğun bölgelerde Kürtçenin resmi dil olarak kabul edilmesi ve hatta trafik levhalarındaki uyarıların Kürtçe ve Türkçe olarak birlikte yazılması önerilerini savundu.

* * * *

Konuşmaların gidişatını anladığınızı umuyorum. Bolu Beyi hem “Huzur Duası” yapıyor hem de çözümü anlaşılmaz bir şekilde Yunanistan”da aramaya devam ediyor. Orada hangi demokrasi var ve Batı Trakya Türk azınlığına nasıl yansıyor sorularını cevaplamasını isterdim. İliada”dan verdiği örnekle Yunan kültürüne hapsolmuş garip bir vali tiplemesi var karşımızda.

Önceden hazırlanmış fakat sanki katılımcıların üzerinde mutabakatla anlaşmış gibi sundukları, Abant Platformu Sonuç Bildirgesinde bakın neler talep ediyorlar:

• Türkiye”nin öncelikli ve en önemli sorunlarından biri olan Kürt Sorunu”nun çözüm yoluna girmesi gerekir.

• Her türlü şiddetin ve şiddet içeren yöntemlerin mutlak olarak reddedilmesini, Kürt Sorunu”nun çözümü için vazgeçilmez bir ön şart addediyoruz.

• Barış içinde birlikte yaşama özlemimizin gerçekleşmesi için Kürtlerin  yoğun oldukları doğu ve güneydoğu bölgelerimizde ekonomik kalkınma büyük önem taşımakla birlikte, yöre insanlarının şeref ve haysiyetlerinin hak ettikleri gibi yüceltilmesi de zorunludur

• Bu cümleden olmak üzere, temel insan haklarıyla ilgili tüm uluslar arası sözleşmelerde yer verilen sosyal, kültürel ve siyasi hakların eksiksiz ve çekincesiz kabulü elzemdir. Kapsamlı bir çözüm projesi içerisinde af kanunun koşullarının oluşturulması gereklidir.

• Anadili konuşma, eğitim ve öğrenimde kullanma hakkının vazgeçilmez bir insan hakkı olduğunu ve bu hakka karşı çıkmanın hiçbir gerekçesi olamayacağını düşünüyoruz.

Irak“ta yaşayan tüm halklarla birlikte Kürtler de bizim kardeşimizdir. Kürt Federe Yönetimi ile her türlü dostane ilişkinin geliştirilmesini elzem görüyoruz.

• Kürt sorunun çözümünde Türkiye”deki demokratikleşme sürecinin devamı elzemdir. Bu bağlamda Avrupa Birliği perspektifini muhafazası hem demokratikleşme sürecinin devamı, hem Kürt sorununun çözümünü kolaylaştıracaktır.

* * * *

Kısaca tercüme edeceğim anlamamakta ayak direyenler için. Öncelikle Türkiye”ye böyle bir platform hediye ettiği için dini bütün Fetullah Gülen efendiye, Türk Milletinin nefretini hediye etmek isterim. Cemaatin gözü yaşlı lideri ile birlikte, Cumhuriyete kastetmiş bir avuç güruha, bu işlerin sonu gelecektir hatırlatmasını yaparak elbette.

17. Abant Platformunda üç gün boyunca, Türkiye Cumhuriyeti devleti nasıl olurda, parçalanır ve o parçanın biri üzerinde “Kürt Federe Devleti” kurulur, o tartışılmıştır. Toplantıya katılan gazeteci, akademisyen, köşe yazarı gibi kimlikler Abant”ın serinliğinde tatil yapmaktan, ceplerine girecek üç beş kuruşun hesabına kadar bir dizi menfaat uğruna orada bulunmuştur.

Amerika ve Avrupa”nın bize dayattığı “Kürtlere özgürlük” aryasını orada seslendiren diyalogcu, cepçi o zevat bakın Türkiye”ye ne dediler?

Bir – Kürt sorununu mutlaka çözün

İki – Türk Silahlı Kuvvetleri, PKK“ya saldırıyı bırakmalıdır. Anlaşma için önkoşul budur.

Üç – Kürtlerin yaşadığı yerde kendilerini geliştirmesini, kültürlerini yaşamalarına imkân tanınmalıdır.

Dört – Bunlar yapılmazsa bu iş uluslar arası bazda çözülecektir. Çünkü bu sorun artık Uluslar arası sorun olmuştur. (2004 de kabul edilen İkiz yasalara atıf)

Beş – PKK“lılara af getirilmelidir.

Altı – Bölge halkına ana dilde eğitim başta olmak üzere hakları verilmelidir. (Abant Referandumu yapalım oldu olacak)

Yedi – Irak“ın Kuzeyinde yapılandırılmış (çeyrek) Kürdistan”ı Türkiye tanımalıdır.

Sekiz – Türk Milletinin bu işe bozulmaması için AB üyelik süreci devam ettirilmeli, AB”nin bu bağlamda istedikleri yerine getirilmelidir.

İşte sonuç bildirgesi böyle diyor. Deniyor ki Türkiye Cumhuriyeti devletine, Lozan Antlaşmasını askıya al, “Kürtlerin federalleşmesinin” önünü aç. En çok da TSK“ne deniyor bu. Siyaset kontrol altında ve denilene uyuyor fakat asker söz dinlemiyor, konuşmalarında buna sıkça atıf var. Son dönemde giderek artan boyutta Türk askerine tacizin altında bu yatıyor.

Peki; Amerikanın sesi Abant Ruhuna uymazsa ne olur devletin hali?

Ali Bulaç cevaplasın bunu efendim: “Ya yeni hal, ya izmihlal”

Ne diyor Bulaç Efendi? “Ya Kürtlere hakkını verirsiniz, ya da yıkılırsınız”

Batı Emperyalizmine anlayacakları dilden cevabı, ben vereceğim müsaadenizle.

“Ya İstiklâl, Ya Ölüm”

NEVAL KAVCAR

Paylaş:

Yorumlar

“199) ABANT PLATFORMUNDAN, DEVLETE TEHTİT!” yazisina 1 Yorum yapilmis

  1. Prof. Dr. İbrahim Arslanoğlu yorum tarihi 16 Haziran, 2012 22:03

    Abant Toplantısında Üniter Devletten Vazgeçilip Federatif Yapıya Geçilmesi Tartışıldı
    http://www.haberakademi.net/2012/makaleoku.aspx?mkl=15322&yzr=37

Yorum yap