116) TARİH BAŞA SARIYOR -3

Yayin Tarihi 12 Şubat, 2008 
Kategori KATEGORİLENMEMİŞ

image00142.jpg

 

Damat Ferit’in sözde Türk (!)  hain bakanı

Hain ve işbirlikçi Damat Ferit’in kendisi gibi hain İçişleri Bakanı Cemal Bey de, “Türkiye’de 800 bin Ermeni katledildi” diyebiliyordu

Bu gelişmeler yaşanırken, Türk yurdunda Türkler’i savunanlar görevlerinden alınıyor, askerî mahkemelere bile Ermeni hâkim atanabiliyor, Patrikhâne azıtıyor, Yunanistan yeni işgaller istiyordu.
Bugün de “Ermeni soykırımı iddiası” olarak karşımıza getirilen konu, o tarihte, “Ermeni mezalimi” olarak Türkler’in önüne konuyordu. Hain ve işbirlikçi Damat Ferit’in kendisi gibi hain İçişleri Bakanı Cemal Bey de, “Türkiye’de 800 bin Ermeni katledildi” diyebiliyordu. Mustafa Kemal, bu işbirlikçi İçişleri Bakanını, Sivas’ta kendi yayınladığı İrade-i Milliye Gazetesi’nde, ağır biçimde şöyle eleştiriyordu:

Çirkin bir iftira lekesi
“Ferit Paşa Kabinesi’nde İçişleri Bakanı sıfatıyla aziz milletimizin bağımsızlık ve geleceğini yok etmeye azimli   hainlerden biri olan Cemal Bey, ilk icraatına milletin namus ve tarihini lekelemekle başlamış, İstanbul’daki Türkçe gazeteleri bırakarak, Galata’da yayınlanan Fransızca bir gazeteye, yabancı kamuoyunu etkilemek için hain telkinlerde bulunmak üzere, Türkiye’de (tamamı 800 bin) Ermeni katledildiğini açıklamış, Ermeni davasını Paris’teki Bousturyar Paşa’dan daha ateşli bir kalp ile savunurken masum Türk Milleti’nin soyluluğuna çirkin bir iftira lekesi sürmüştür. Erivan’dan tehcir ve doğu illerinin enkaz ve harabesi altında Ermeni mezalimi ve ihanetinin   kurbanları olan yüz binlerce Müslüman kardeşimizin iskeletleri ortadayken, Osmanlı Devleti’nin bir bakanı sıfat ve yetkisiyle Fransızca bir gazeteye tamamı kayd ile 800 bin Ermeni’nin katledildiğini açıklayan bu akılsız, vicdansız bakan, bu sözleri ile Paris’te çalışan Büyük Ermenistan kurma hayallerine hizmet etmiş ve hiç kuşkusuz bu hizmet ile ödülsüz kalmamıştır.”
Kemal Paşa’nın dehası, yıllar sonrasını da görmüştü.. Bu tür hizmetler, yıllar sonra da ödülsüz kalmayacaktı!..

image00218.jpg*(Kaynak: Atilla Oral / Jotun-Kuva-yı Milliye)


İşgalciler ve işbirlikçileri
İşbirlikçi İstanbul Hükümeti’nin liderleri, işgalcilerle bir karede. Ortada Sadrazam Ferit Paşa, sağında kendisi gibi hain olan Ali Kemal Bey, solunda işgalci güçlerin komutanı ve diğer ileri gelenler…

image00312.jpg 


Ermeni iftirasına cevap
Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk’ta Ermeni yalanlarına karşı şu ifadeleri kullanıyor: Ermeniler, koruyucularından yüz bularak bulundukları yerlerdeki Müslümanlar’a saldırmakta idiler
Mustafa Kemal, yıllar sonra Nutuk’ta bu konuya daha da açıklık getirdi : “Kuşku edilmemek gerekir ki, Ermeni kırımı üzerine söylenen sözler gerçeğe uygun değildi. Tam tersine güney bölgelerinde yabancı kuvvetlerce silahlandırılan Ermeniler, koruyucularından yüz bularak bulundukları yerlerdeki Müslümanlar’a saldırmakta idiler. Öç alma düşüncesiyle her yerde acımasızca öldürme ve yok etme yolunu tutmakta idiler. Maraş’taki o acıklı olay, bu yüzden meydana gelmişti. Yabancı kuvvetlerle birleşen Ermeniler, top ve ağır makineli tüfeklerle Maraş gibi eski bir Müslüman kentini yerle bir etmişlerdi. Binlerce güçsüz ve günahsız ana ve çocukları tepeleyip yok etmişlerdi. Tarihte bir benzeri görülmemiş olan bu yırtıcılığı yapanlar Ermeniler’di. Müslümanlar ancak namuslarını ve yaşamlarını korumak kaygısıyla karşı koymuşlar ve savunmada bulunmuşlardı. Yirmi gün süren Maraş kırımında Müslümanlarla birlikte, kent içinde kalan Amerikalılar’ın, bu olay üzerine İstanbul’daki temsilciliklerine çektikleri tel, bu acıklı olayı yaratanları, yalanlanamaz biçimde göstermekte idi. Adana ili içindeki Müslümanlar, tepeden tırnağa kadar silahlandırılan Ermeniler’in süngü baskısı altında, her dakika ölüm tehlikesiyle karşı karşıya idiler. Canını ve bağımsızlığını korumaktan başka bir şey istemeyen Müslümanlar’a karşı uygulanan bu kıyım ve yok etme politikası, uygar insanlığın dikkatini çekecek, acıma duygularını uyandıracak nitelikte iken, olayların tam tersini ileri sürmek ve bundan vazgeçilmesini istemek gibi bir davranışa nasıl   güvenilebilirdi?” 

image00413.jpg      image00511.jpg
İzmit’in Kollar köyünde          image0069.jpg
Ermeniler tarafından balta
ile katledilen Türkler (Üstte
sağda). 25 Nisan 1918’de,
Subatan’da Ermeniler
tarafından öldürülen Türk
çocuklar, kadınlar (Altta).
                

AB bir kasaplar kulübüdür
Yine Ceviz Kabuğu’nda, Emekli Büyükelçi ve tarih araştırmacısı Bilâl Şimşir, AB’nin, tam üyelik için iyi ilişkiler kurmamızı şart koştuğu Ermenistan’ın, 23 Ağustos 1990’da, “soykırımı tanımamız şartını anayasa hükmü haline getirdiğini” söyledi. Prof. Dr. İlber Ortaylı da, bu durumun yorumunu yaparken, şunları söyledi:
 “AB bir kasaplar kulübüdür. Kendi soykırım suçlarını bize yaymak istiyorlar. Bunun ezikliğinden kurtulmak istiyorlar. Geçmişleri kasaplıklarla doludur. AB gelip geçer. Tarih bir sürü birliği, politik yapılanmaları sürükler götürür ama, böyle bir genosit damgası adamın üstünde kalır.”
Asla bölücü emellerinden vazgeçmeyen ABD, her fırsatta başka adlar ve projeler adı altında (en son, BOP denen “Büyük Ortadoğu Projesi” ) ısrarını sürdürüyor. Bu haritadan 86 yıl sonra, 2006’da da aynı harita ortaya çıktı.
Tekrar 1919’a dönüyoruz.
 “Ermeni mezalimi iddiaları çok fazla büyütülüyor” diyenleri, Ermeni cemaati protesto ediyor, yabancı bile olsalar, görevlerinden aldırıyordu. Bunlardan biri de, Amerikan Robert College (Kolej) müdürü Dr.Gates idi.
Mahkemeler bile sömürgecilerin etkisine girmişti.
Ermeniler’e işkence, zulüm yaptıkları iddiası ile tutuklamalar yapılıyor, bunların arasında Prof. Fuad Köprülü, milletvekilleri, tüccarlar ve gazeteciler de bulunuyordu. Askerî mahkemeye bile, Ermeniler’e zulüm yaptıkları iddia edilen Türkler’i yargılamak için Garabet Ayciyan adlı bir Ermeni atanıyordu!..

 

image0077.jpg
ABD Başkanı Wilson: Türkiye dörde bölünsün

Wilson’un, Türkiye’yi dörde bölen (Ermenistan, Lazistan, Kürdistan ve diğer etnik parçalar) harita Türk halkından gizleniyor
YIL 2005.. Ermeniler’in Türkler’e yaptığı soykırımın belgeleri açıklandı. Devlet Arşivleri Genel Müdürü Doç. Dr. Yusuf Sarınay, Ceviz Kabuğu Programı’nda “Ermeniler’in 524 bin Türk’ü soykırıma uğrattığını”  açıkladı:
 “Bu konuyla ilgili belgeler ve tarihi gerçekler Türkler’den yana. Ermeni Taşnak örgütlerinin 3-4 yıl içinde katlettiği 524 bin Türk ve Müslüman nüfusun listesini çıkardık. Nüfus bilimcilerin ve Justin McCarty’nin de söylediği gibi, 2 milyona yakın kayıp var, ama belgeleyemediğimiz, faili belli olmayanları bu listeye dahil etmedik.”
Ermeni belgeseli hazırlayan yazar Sadık Usta da aynı programda, çok önemli belgeleri -bir kez daha- topluma sundu:
 “ABD Başkanı Wilson’un, 1920 yılında Dışişleri Bakanlığı’nın Kafkasya Bölümü’ne  hazırlattığı, Türkiye’yi dörde bölen (Ermenistan, Lazistan, Kürdistan ve diğer etnik parçalar) harita Türk halkından gizleniyor.
Aslında en büyük tehcir Türkler’e ve Müslümanlar’a yapılmıştır. 1912’de Edirne’nin işgali ile milyonlarca Türk’e işkence yapılmıştır. Hazırladığımız belgeselde bunların görüntüleri var. Türk Ordusu’ndan kaçan Ermeni birlikleri Fransız ve Rus üniforması giyerek Türk Ordusu’na karşı savaştılar.
Ermeniler’in sürekli kullandıkları, kafataslarından oluşan bir piramit resmi var. Bunları bir Rus ressamının, 1915 sözde Ermeni soykırımına atfen yaptığı söyleniyor. Oysa ressam, bu tarihten çok önce, 1904 yılında öldü.
National Geographic’de yayımlanmış sahte görüntüler de var. Türkler’in zulmünden kaçan Ermeniler’in giysileri lime limedir, açlık içindedirler. Ama fotoğrafta gördüğünüz gibi iç mintanları tertemiz. Suratları ise pudralanmıştır.”

YENİÇAĞ

 

Paylaş:

Yorumlar

Yorum yap