103) KAYA RESİMLERİ

Yayin Tarihi 27 Ocak, 2008 
Kategori TÜRK DÜNYASI

KAYA RESİMLERİ

 

ATLAS dergisinde Servet Somuncuoğlu’nun Sibirya’nın Bilinçaltı başlıklı yazısı şöyle başlıyor: (Atlas dergisi , sayı 178, sayfa 95)

“Evrenle, kendileri ve çevreleriyle ilişkilerini betimleyip taşlara kazıdılar.”

Asya’nın yüksek kayalık bölgelerinden dünyanın dört bir yanına yayılarak uzanan ortak bir kültürün izleridir bu kaya resimleri. Yazı öncesi simgesel bir iletişim şekli, “biz buraya geldik ve buraları kendimize yurt edindik” mesajını veren soyut bir seslenişin izleridir o damgalar. Dağ keçisi gibi çevik ve hızlı, geyik gibi güzel ve alımlı, at gibi güçlü ve dost olduklarını daha başka nasıl anlatabilirlerdi ki, bu insanlar? Amaçları yok etmek, parçalamak ve işgal etmek olsaydı kendilerine etobur hayvanları simge olarak seçebilirlerdi. Ama, her gittikleri bölgelerde otobur hayvanları seçmiş ve onları kutsallaştırmış olduklarını görüyoruz.

Ön-Türklerin kendileri ile özdeşleştirdikleri ve kutsal saydıkları birtakım hayvanlar vardı. Bu hayvanlardan kaplumbağa ve dağ keçisi ayrı ve özel bir yere sahiptirler. Kaplumbağa, evini sırtında taşıyan ve çok uzun ömürlü bir hayvan olması itibariyle Ön-Türk toplulukları tarafından kutsal sayılmıştır. Asya’da birçok bölgede kaplumbağa heykeli ile karşılaşıyoruz. Dağ keçisi ise, dağlık bölgelerde yaşamış olan son derece hareketli ve süratli bir yaratıktır. En yüksek tepelere büyük bir rahatlıkla tırmanır. Bizim bildiğimiz evcil keçiden farklı olarak uzun ve yay gibi kıvrık boynuzları vardır. Günümüzde bu hayvanları ancak hayvanat bahçelerinde görebilirsiniz zira yaygın bir avlanma sonucu nesilleri hemen hemen tükenmiş durumdadır.

image001129.jpg 
Kultigin anıtında dağ keçisi

image00251.jpg
Tiflisteki bir mezartaşı

Resimde ise çeşitli motiflerle süslenmiş olan koyun heykeli şeklindeki mezar taşı görülmektedir. Bu taş Tiflis’te bulunmuştur. Kabartma olarak dağ keçisi motifi açıkça görülmektedir.
  Bu türden mezar taşları, büyük bir olasılıkla, boy ve oymak başkanlarının mezarlarına ait idiler. Anadolu’ya Kafkaslar üzerinden göç etmiş olan Türkmen boylarının bu koç simgeleri Asya’dan getirilmişlerdir. Türkmen halılarındaki koç başı ve koç boynuzu motifleri hepimizce bilinen yaygın simgelerdendir. Yöneticilerin tercihli simgesi durumundaki oğlak ve koç (koyun) Kafkasya ve İran’da uzunca bir süre varlığını sürdürmüş olan Akkoyunlu ile Karakoyunlu Türk devletlerinin adına kadar girmişlerdir.
  Bundan birkaç yıl önce, 1998 yılı Temmuz ayında, Hakkari kent merkezindeki Hakkari Kalesi’nin kuzey eteklerinde 13 adet taş kabartma bulundu. 13 kabartmadan 11’inde ana konu cepheden genç ve güçlü bir erkek bedeninin üst kısmıdır.

image00334.jpg 

Resimde görülen örnekte sol omuzda bir oğlak kabartması ve üzerinde bir kubbeli çadır figürü vardır. Bu iki şeklin Asya kökenli Türk simgeleri oldukları kesindir. Zira, göğüs hizasında tutulan tolu (su tulumu) kadim Ön-Türk geleneğinin işaretidir. Resimde dağ keçisi büyütülmüştür ama bu arada netliği de bir miktar kaybolmuştur.

Günümüzden yaklaşık 4000 yıl önce dağ keçisi figürünün savaşçının omzuna işlenmiş olması o tarihlerde Ön-Türk boylarının güney doğu Anadolu’ya gelmiş olduklarının kanıtıdır.

image00424.jpg

Üstteki resimde solda Pueblo kızılderili yerleşim bölgesi olan Chaco Canyon kayaüstü resimleri görülüyor. (Kaynak: Geister, Götter und Symbole, Felix R. Paturi, Frederking & Thaler yayınevi, sayfa 121)

Ortadaki kayaüstü resmi Asya Altay bölgesindeki Katun nehri kıyısındaki Kalbaktaş bölgesindendir. (Kaynak: Atlas dergisi, Ocak 2008, sayfa 104)

Sağdaki kayaüstü resmi ise 2850 metre denizden yüksekliği olan Kâhn-ı Melikân bölgesinde bulunmuştur. (Kaynak: Anadolu’da Kayaüstü resimleri. Ersin Alok, 1988, İstanbul, sayfa 40)

Pueblo kızılderili kayaüstü resminde ayrıca bir güneşle bütünleşmiş olan insan figürü Orta Asya kökenli güneş kültüne olan ilişkiyi açıkça ifade ediyor. Alttaki resimlerden Kırgızistan’daki Saymalıtaş platosunda kaya üstüne kazınmış olan “güneş tengri” betimlemesi ile sağdaki kuzey İtalya’nın Valcomanica bölgesinde bulunan kayaüstü resmi arasındaki çarpıcı benzerlik basit bir tesadüf olabilir mi? (soldaki resmin kaynağı: Atlas dergisi, Ocak 2008, sayfa 109 ve sağdaki resmin kaynağı Geister, Götter und Symbole, sayfa 107)

image00518.jpg

 

Doç. Dr. Haluk BERKMEN

Paylaş:

Yorumlar

“103) KAYA RESİMLERİ” yazisina 6 Yorum yapilmis

  1. Mevlüt Uluğtekin Yılmaz yorum tarihi 27 Ocak, 2008 22:25

    Gerçekten harika. Yeniden Ergenekon sitesine teşekkürler.

  2. yaşar toptaş yorum tarihi 31 Ocak, 2008 09:52

    türklerin büyük bir millet olduğu ve çeşitli uygarlıklar kurduğunun örneklerinden biridir

  3. Burhan YILMAZ yorum tarihi 1 Şubat, 2008 13:28

    Türk Milleti yaptığı çalışmalardan dolayı aşağıda adı soyadı yazılı olan bilim adamlarına çok şey borçludur.
    Kazım Mirşan
    Haluk Tarcan
    Halûk Berkmen
    Saygılarımla. Burhan YILMAZ

  4. Hilmi BİLİR yorum tarihi 29 Aralık, 2010 16:36

    Kütüphane gibi TAŞDAKİ TÜRKLER isimli bir kitabı dünya tarihini değiştirecek KARLI DAĞLARDAKİ SIR isimli bir belgeseli TÜRK Kültür Mirasına kazandıran SERVET SOMUNCUOĞLU na şükran minnet ve saygılarımı sunuyorum…

  5. ALIXAN MURADSOY yorum tarihi 28 Temmuz, 2011 13:00

    Burdaki resimler Azerbaycandaki Qobustan qaya ustu resimleri ile tam bir eynilik kesb edir

  6. memedova ahu yorum tarihi 1 Aralık, 2011 20:41

    guzel resimler var qobustan qaya ustu resimler guzel

Yorum yap