48) Münafıklıkta Son Nokta: DİN İSTİSMARCILIĞI

Yayin Tarihi 26 Aralık, 2007 
Kategori KATEGORİLENMEMİŞ

Münafıklıkta Son Nokta:

DİN İSTİSMARCILIĞI

image00174.jpg

———————————————————————————–

Mü’mine “din istismarcısı” denemez. Çünkü o din ve imanı için Gerektiğin de her şeyini feda edebilir. Mümin kendini dinin hizmetinde görür. Mümin idealisttir.

Din istismarcısı ise münafıktır.  Dini kendine hizmet ettirmeye çalışır.  O külfete değil, nimete taliptir.  İkinci binin yenileyicisi büyük veli İmam-ı Rabbani Hazretleri ” Mektubat”ının 213.mektubunda bu gibilerle konuşmayı bile yılan sokması gibi korkunç bulur.  O “dinini ve ilmini dünyaya” değiştiren münafıkları dinin en büyük düşmanları olarak görür.

Diyorlar ki ” Allah’tan korkmayan ilim adamları, hangi fırkadan olursa olsun din hırsızlarıdır. Bunlarla konuşmaktan ve arkadaşlık etmekten de sakınmalıdır. Din’de hâsıl olan bütün fitneler bu azılı din düşmanlığı hep böyle kimselerin sebep oldukları kötülüklerdir.  Dünyalık ele geçirmek için dinin yıkılmasına yardım ettiler.”

(bkz. İmam_ı Rabbani Mektubat. 213. mektup.)

Öte yandan yüce ve mukaddes kitabımız Kur’an-ı Kerim’de, dini dünya menfaatleri için değiştiren bilginlerden, altın ve gümüş biriktirerek Allah yolunda çalışmayan din adamlarından, fakir ve fukaranın hakkını gözetmeyip riyakârca namaz kılarak kitleleri aldatmaya çalışan yalancı dindarlardan pek çok kere söz eder. Münafıkları en büyük tehlike olarak ortaya koyar.

Bugün İslam dünyasının karşılaştığı tehlikelerden biri de mümin kitlelerin münafıklarca,  din bezirgânlarınca ve şer kuvvetlerince istismar edilmesidir.  Kara ve kızıl emperyalizm bile,  İslam dünyasında bu oyunu oynamaya başlamış bulunmaktadır. Samimi müminler seslerini kısmış, ıstıraplarını bağrına gömmüş susarken istismarcıların homurtuları ve çığlıkları dünyamızı sarmış durumdadır.

Birçok madrabazın, ihtiraslarını din ile maskelemeye çalıştığını görmek gerçek müminlere sadece ıstırap vermektedir.  Din düşmanları bile dindar görünme isteğinde…

Bir taraftan gerçek din unutturulurken, diğer taraftan birçok şer hareketin maskesi dindir.  Şahların,  kralların, emirlerin, ihtilalcilerin, sosyalistlerin, komünistlerin, politika cambazlarının bile dilinden din düşmüyor.  Kan dökücü zalimler, soluk aldırmayan diktatörler, taht ve koltuk düşkünü şeyhler, ahundlar, emirler, han ve apartman dikmeye çalışan duahanlar,  mevlithanlar, gazelciler ilahiciler mukaddes dinin derisine yapışmış besleniyorlar. Küçük politikacılar, din ile dümenlerini hareket ettiriyorlar.

Istırapla belirtelim ki dünyamızda dinin asli kaynakları Kütüphaneler de küflenmeye terkedilmiş, din güneşleri unutturulmuş, genç nesiller tarih hazinesi ile irtibat kurmak için gerekli kültürle, dille ve yazı ile teçhiz edilmemiş, başıboş bir basın ve yayın ile ve yabancılaştırmaya yönelik bir eğitimle her şey ala bora edilmiştir. Öte yandan yanlış bir laiklik politikası ile tertemiz dini hayat kurban edilirken, ham sofular kaba yobazlar, sahte mürşitler, sapık akımlar ve istismarcılar dünyamızı doldurmuş bulunmaktadır. Din düşmanları ise, bu istismarın istismarı ile meşgul olmakta, olan bitenleri mukaddes dine bağlayarak kaynağı kurutmak için fırsat ve bahane kollamaktadırlar.

Türk İslam ülkücüsü  ” Allah ve Resulünün ortaya koyduğu yüce davanın her türlü riyadan arınmış ve samimi bağlısıdır.” O asırlarca İslam’a hizmetle şereflenmiş ashap ve tabiinden sonra bu yola can ve baş koymuş yüce bir kavmin çocuğudur.  Yalansız riyasız ve tavizsiz olan Türk İslam ülkücüsü din istismarından ve din istismarcısından iğrenir. O İslam’ı yaşar ve yaşatır, şarlatanlığını yapmaz.

AHMED ARVASİ

Paylaş:

Yorumlar

“48) Münafıklıkta Son Nokta: DİN İSTİSMARCILIĞI” yazisina 2 Yorum yapilmis

  1. Samet Acar yorum tarihi 27 Aralık, 2007 19:42

    BU TARİKATLAR DİN İSTİRMACILIĞI YAPMIYORLAR MI?KUR’AN’IN DIŞINDA KEDİ ÇIKARLARI DOĞRULTUSUNDA FETVALAR VERMİYORLAR MI?KUR’AN’ION ÖZÜNDEN MENFAATLARININ DOĞRULTUSUNDA UTANMADAN ALLAH EMRİDİR DİĞE FAKİR FUKARAYI KENDİLERİNE NASIL DA KUL KÖLE YAPIYORLAR.ALLAH ISLAH ETTİN! SAYGILARIMLA.ACAROĞLU

  2. HÜSEYİN ÇAKIROĞLU yorum tarihi 18 Temmuz, 2009 11:49

    değerli bilgiler için tşk ederiz sayın karahan.

Yorum yap