79) Bir Mücadele Adamı ve Ülkü Neferi: NURİ PAŞA

Yayin Tarihi 22 Şubat, 2014 
Kategori KAHRAMANLAR VE BİLGİNLER

Bir Mücadele Adamı ve Ülkü Neferi:

Nuri Paşa

image001 

——————————————————————————–

Nuri Killigil Paşa (Halil Paşa’nın yeğeni ve Enver Paşa’nın kardeşi, Hacı Ahmet Paşa’nın  oğlu)

-Doğu Cephesi-Kafkas İslam Ordusu Komutanı. Azerbaycanda’ki Ermenileri yenen komutan. Türkiye Cumhuriyetinde ilk silah fabrikası kurup yeni oluşan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin silahını yerli olarak üretip orduya veren sanayici.

image002 

Nuri Killigil (veya Nuri Paşa) (d. 1881, İstanbul – ö. 1949, İstanbul) Osmanlı ordusu’nda komutan ve Cumhuriyet döneminde işadamı.

Enver Paşa’nın kardeşi olan Nuri Killigil, I. Dünya Savaşı’nın sonlarında Azerbaycan’a hakim olan Rus ve Ermeni birliklerinin Mart Olayları adı ile anılan Türk katliamları yapmaları üzerine, Kafkas İslam Ordusu adında Osmanlı, Azeri ve Dağıstan askerlerinden oluşan bir ordu ile Azerbaycan’ı işgalden kurtarma harekatı başlattı.

Bu ordunun önünü kesmek ve Azerbaycan’ı kontrol eden Rus ve Ermeni birliklerine yardım etmek için İngilizler Bakü’ye küçük bir kuvvet yollamışlardı, fakat Nuri Paşa’nın komutasındaki Kafkas İslam Ordusu’nun Azerbaycan genelinde büyük destek bulup güçlenmesi üzerine Bakü Muharebesi’nde yenilip buradan çekildiler. 15 Eylül 1918′de Bakü’nün kurtarılmasından sonra Ekim ayında da bir Osmanlı müfrezesi Dağıstan’a geçerek orayı da rus işgalinden kurtardı.

Fakat Suriye cephesinde, Liman von Sanders komutasındaki Osmanlı Yıldırım Ordular Grubu’nun, Edmund Allenby komutasındaki İngiliz ordusu karşısında Nablus Hezimetine uğraması sonucunda Mondros Mütarekesi yapılması, Enver Paşa’nın ülkeyi terketmesi ve Moskova Antlaşması ile Türkiye’nin Azerbaycan’ı Sovyetler Birliği’ne terketmesi üzerine bu kuvvet dağıldı.

Savaştan sonra Almanya’da yaşayan Nuri Killigil, 1938 yılında Türkiye’ye döndü ve Zeytinburnu’nda kok kömürü satan bir şirketi satın alıp burayı bir madeni eşya fabrikasına dönüştürdü. Bu fabrikada tabanca, matara, demir çubuk, gaz maskesi ve mermi üretmeye başladı.

1941 yılında Nuri Killigil, Ankara’daki Alman Büyükelçisi Franz von Papen ile görüşmeye başladı ve Türkiye’de Turancı harekete gizli destek vererek Almanların müttefikliğini kazandı. Nuri Paşa’nın görüşleri Alman Dışişleri Bakanlığı’nın Türkiye işlerinden sorumlu müsteşarı Ernst Woermann tarafından rapor haline getirilip, Almanya’da Turancılık Masası’nın  ve SS Doğu Türkistan Alayı’nın  kurulmasına öncülük etti.

Nuri Paşa, Türkiye ile bütünleşecek diğer Türk halklarının ilk olarak Türkiye sınırlarına yakın yaşayan Azeri ve Türkmenler olduğunu belirtiyor, bunlardan sonra ise Tataristan’a kadar uzanan bölgedeki Türk halklarının bütünleşeceğini düşünüyordu. Bunun için ise Türkiye, Almanya ile birlikte Sovyetler Birliği’ne karşı savaşmalı, Almanlar da Türk asıllı Sovyet esirlerinden ordu kurup Türkiye’nin emrine vermeliydi. Alman tarafının bu görüşlerin destekçisi olup olmadığı endişesine ise orduda çokça bu fikirde subay bulunduğunu, hükümetin bu görüşmelerden haberdar olduğunu, halkın ise bu fikirleri çabukça benimseyeceğini söylemişti.

Daha sonra Killigil fabrikasını genişleterek Sütlüce’ye taşıdı, yeni motor ve makinelerle havan ve havan mermisi üretimine de başladı. Bir süre sonra fabrikanın silah üretmeyeceğini beyan etti fakat üretim gizlice devam etti.

image003

(Nuri Killigil tarafından sınırlı sayıda üretilmiş 9 mm çapında yarı otomatik tabancadır. Zamanının ötesinde bir tasarıma sahiptir. Mükemmel durumda saklanmış bir örneği İstanbul Harbiye Askeri Müzesi’nde bulunabilir. Mirasçısı tarafından müzeye bağışlanmış ve özel kutusunda ilk günkü gibi saklanmaktadır. Yedek şarjörü ve harbisi ile beraber görülebilir.)

 

1944 senesi sonuna doğru savaşın Almanya tarafından kaybedildiği anlaşıldığında İsmet İnönü ve Türkiye Cumhuriyeti hükümeti Almanya’yı destekleyenlere karşı sert tedbirler almaya başladı. Bu arada, 2 Mart 1949 günü saat 17.10′da fabrikada faili meçhul peşpeşe üç büyük patlama meydana geldi. İlk patlama kimyahanede olmuştu. Sonradan cephane deposuna sıçrayan ateş, mermilerin patlamasına yol açmış, ertesi gün bile duman ve patlamalar devam etmişti. Barut kokusu, Galata köprüsünden hissedilmekteydi. Fabrika çevresi, kordon altına alındı. İçişleri Bakanı, Ankara’dan gelerek tahkikatla bizzat ilgilendi.

Siyasi bir sabotaj mı?

Nuri Kılligil’in, Suriye ve Mısır’dan sipariş almasının, Arap-Yahudi düşmanlığının süregelmekte olduğu o günlerde, bazılarının aklına siyasi bir sabotaj ihtimalini getirmekteydi.18 Mart’ta olay Meclis’te konu edilirken, bazı milletvekillerinin “hadise ört bas edilmeye çalışılıyor…” demeleri, bu ihtimali gözden uzak tutmadıklarını gösteriyordu.

Aralarında Nuri Killigil’in de bulunduğu 27 kişi bu patlamada hayatlarını kaybettiler.

Nuri Killigil’in cesedi bulunamadı ve boş tabutla defnedildi.

Patlamanın kimler tarafından gerçekleştirildiği ise meçhul kaldı.

Olayın siyasi bir sabotaj olduğuda iddia edilmekteydi. 18 Mart’ta olay Meclis’te konu edilirken, bazı milletvekillerinin “hadise ört bas edilmeye çalışılıyor” demeleri, bu ihtimali gözden uzak tutmadıklarını gösteriyor. 23 Mart’ta başbakan, mecliste açıklamalarda bulundu.

Bu açıklamanın arkasından yapılan kapalı celsede ne konuşulduğunu ise hiç kimse bilmiyordu.

Bilinen şey, müzakerelerin olayla ilgili olduğuydu.

http://turkbilimi.com/

Vikipedi

image004

Kaynak kitap

Paylaş:

Yorumlar

Yorum yap