44) KÜRTÇE KONUŞAMAYAN FRANSIZLAR
Yayin Tarihi 11 Ocak, 2011
Kategori ÖYKÜ
KÜRTÇE KONUŞAMAYAN FRANSIZLAR
Kürtçe dayatması sürüyor… Daha geçen gün Mersin’de -insan demeye dilim varmıyor- birisi, “Kürtçe şarkı bilmiyorsun” diye, ses sanatçısını öldürdü!
Türkiye’nin geldiği noktaya bakar mısınız? Çok değil yedi-sekiz yıl önce kim cesaret edebiliyordu böylesine?
Şimdi, bu olaya nokta koyup, bir okuyucumdan aldığım iletiden söz edeceğim. Ülkemizin has evlatlarından Dr. Erdem Alptuna’nın yaşadığı olayın öyküsü bu… Bu öyküyü tüm Türk milletinin öğrenmesini istiyorum. Ve değerli hekimimizin akıcı üslubuna hiç dokunmadan metni sizlere sunuyorum:
“Oğlumun hastalığı nedeniyle Fransa’da bulunduğum bir sırada hastane kantininde bir grup aksanlı Türkçe konuşan kişiyle karşılaştım. Türk doktoru olduğumu öğrenince yanıma gelip üst katlardan birisinde yatan babalarını görüp göremeyeceğimi sordular.
‘Bir Türk doktordan hastalığını öğrenmek için can atıyor, Fransız doktorlara biz tercüme etsek bile inanmıyor’ dediler.
Dört eski Türk vatandaşı ile asansörde babalarını görmek için çıkarken aralarından birisi “Bize Kürtçe konuşturmadınız, o yüzden kaçtık, buralara geldik” dedi sertçe.
“Siyasi sığınma hakkı istediniz ve verdiler, öyle mi?”
“Evet.”
“Siyasi sığınma hakkı için gerekçe olarak Kürtçe konuşturmuyorlar dediniz. Öyle mi?”
“Evet.”
“Eh o zaman yaşadınız. Artık Fransa’da aranızda Kürtçe konuşur güzelce anlaşırsınız. Hatta, eminim Fransız Milli Eğitim Bakanlığına bir de dilekçe vermişsinizdir ve onlar da size Kürtçe eğitim yapan okullar açacaklardır, öyle mi?”
“Hayır dilekçe vermedik.”
“Niye vermediniz? Fransız Millet Meclisine girin. Orada Kürtçe konuşun. Kürtçe eğitim yapan okullar isteyin. Ana dille eğitim yapan bu okulları açmaz da Kürtçe eğitim yapmazlarsa caddelere çıkın, pankartlar açın, Kürtçe eğitim istiyoruz, ana dille eğitim istiyoruz diye, Şanzelize caddesinde yürüyün.”
“Doktor bey bizimle alay mı ediyorsun. Bizi hapse atarlar ve hemen bu ülkeden sürerler.”
“İyi ya siz de Türkiye’ye kaçarsınız, Fransa’da bize ana dille eğitim hakkı vermiyorlar ve Kürtçe konuşturmuyorlar diyerek siyasi sığınma hakkı istersiniz.”
“!!!”
“Bakın eğer bunu yapmazsanız oğullarınız ve kızlarınız Kürtçe konuşamayan Fransızlar olacaklar. Bence mutlaka pankartlar açıp Şanzelize’de yürümelisiniz ve siyasi haklarınız için PKK ile iş birliği yapıp Fransız Ordusuna saldırın ve askerlerini öldürün. Eminim 30 bin Fransız asker ve sivilini öldürdükten sonra size Kürtçe eğitim yapacak bir iktidar bulursunuz. Ha gayret.”
Sertlik ve saldırganlık bitiverip dört eski Türk vatandaşının başları öne eğildiği sırada asansör arzulanan katta durdu. Babalarını gördüm. Beyin kanaması ile felç geçirmekteydi. Durumu anlattım. Gerçeği söyledim ve tedavi olacağını ve yaşayacağını söyledim.
Sağlam eli ile elimi tuttu bırakmadı. “Doktor bey, söyle oğlanlara beni memlekete götürsünler. Türk doktorlara teslim etsinler. Bir nefeste beni iyi ettin, can verdin. Sevgili Türkiyem gözümde tütüyor. N’olur burada ölmeme izin verme. Ankara’daki doktorlar geçen defa beni iyileştirmişlerdi. Beni n’olur seninle birlikte Ankara’ya götür.”
Benim de başım öne eğildi. Çünkü isteğini gerçekleştiremezdim.
Beş başı öne eğik insan, asansörden konuşmadan indik; oğlanlar çocuklarını Kürtçe konuşamayan Fransızlar yapmak için evlerine dağıldılar, ben de oğlumun tedavisine devam etmek için yoğun bakımın yolunu tuttum.”
Fransa’da yaşanan gerçek olayın anlatımı burada bitiyor.
Yorumu okuyucularıma bırakıyorum.
MEVLÜT ULUĞTEKİN YILMAZ
NOT: Sitemizde bu öykü “KÜRTÇE KONUŞMAK” başlığı ile yayınlanmıştı. Öykü Yeniçağ Gazetesinde, sayın Mevlüt Uluğtekin Yılmaz’ın köşesinde “KÜRTÇE KONUŞAMAYAN FRANSIZLAR” başlığı ile yayınlanmıştır.
Aslına uygun düzeltme yapılmıştır. Teşekkür ederiz.
Yorumlar
“44) KÜRTÇE KONUŞAMAYAN FRANSIZLAR” yazisina 5 Yorum yapilmis
Yorum yap
ibretlik bir olay..ülkemizi kaosa sokmaya çalışanlara fırsat vermemeli bayrağımızı milletimizi bağımsızlığımızı sonuna kadar korumalıyız..
Türkiyede kürtce bilmediği halde kürtçülük yapan ve kendini kürt sanan o kadar “Fransız” varki… Bir olaya yabancı olana boşuna “Fransız” denmiyormuş..
Böyle saçma bir yazı olmaz.Buna habercilik mi deniyor; bence şaklabanlık. Her kürdün de biz türkler gibi hakları vardır. Onlar bu haklarını istemesini bilecek ve kendini kullandırtmayacak, devlet de bu haklara sahip olmasını sağlayacak ve hor görmeyecektir. İşte bu kadar basit.
Hem ayrıca kürtleri başkalarının kucağına iten de biz olmamalıyız. Hepimiz kardeşiz ve kardeşlerimizi kullanmak isteyenlerden korumalıyız. Aksi halde bu yine bizim başımızda sıkıntı yapar.
MEVLÜT ULUĞTEKİN YILMAZ gibi aydın geçinenler de kürt kardeşlerimizi bizden ite ite bizi birbirimize düşman etti. ALLAH onların yanına bırakmasın, yaptıklarının karşılığını versin.