896) Kitap Özeti: Dünyada ki En Büyük Satıcı

Yayin Tarihi 3 Şubat, 2017 
Kategori KATEGORİLENMEMİŞ

Kitap Özeti: Dünyada ki En Büyük Satıcı

Deve çobanı küçük Hafid’in nasıl dünyanın en büyük satıcısı haline geldiğini anlatan bir hikaye bu. Şaşırtıcı ve bir o kadar da gerçekçi bir hikaye.

Hafid, ustası büyük tacir Patros’un yanında çalışan bir deve çobanı. Günlerden bir gün bizim deve çobanı efendisinin karşısına çıkar ve kendisine nasıl büyük tacir olunacağını öğretmesini ister. Efendisi küçük Hafid’in bu zamansız isteği karşısında şaşırır ve bu zamansız isteğin nereden çıktığını merak eder. Genç heyecanlı sözlerle çeşitli sebepler sıralar ve bir gün efendisi gibi zengin bir tacir olmak istediğini söyler, Hafid isteğinde kararlıdır. Efendisi bu isteğinin altında başka bir sebep yattığının farkındadır ve bunu genç deve çobanına söyletmeye çalışmaktadır. Hafid ağzında sakladığı baklayı daha fazla tutamaz ve söyler; bir kıza aşık olmuştur ve bu kız zengin birinin kızıdır, onu elde etmek için Hafid’in de zengin olması gerekmektedir. Bu zamanda zengin olmanın en hızlı ve güvenilir yolu ise büyük bir tacir olmaktan geçmektedir. Patros, Hafid’in niyetini açık etmesi ve bu düşüncesinde ki kararlılığının ardından ona bir fırsat vermeyi kabul eder. Genç çobanı ülkenin fakir bir bölgesine göndereceğini ve orada kendi üretimi olan kaftanlardan bir tanesini satması gerektiğini söyler. Bu yolculukta ona eşlik edecek, sürekli hatırında tutması gereken birde söz söyler; “Kazanma kararlılığın yeteri kadar güçlü olursa, başarısızlık hiçbir zaman yakana yapışamaz”.

Daha önce o bölgede efendisi bu kaftanlardan yüzlerce satmayı başarmıştır. Hafid, efendim daha önce yüzlerce satmayı başarmışsa bende elbet bir tanesini satabilirim diyerek kabul eder teklifi. Kaftanın fiyatını Hafid belirleyecek ve ne olursa olsun kaftanı satmadan geri dönmeyecektir. Yola çıkar genç çoban söylenen beldeye gider, dört gün boyunca uğraşır didinir lakin nafile, kaftana bir tülü alıcı bulamaz. Kaftanı güvenli bir mağaraya koyarak konakladığı hana gider. Artık pes etmesi gerektiğini, bu işi beceremeyeceğini düşünmektedir, sabah olduğunda kaftanla beraber geri dönmeli bu işten ve sevdasından vazgeçmelidir. Ama yok, sevdasından vazgeçemez, bu yola onun için çıkmamış mıydı o halde vazgeçmemeli ve sonuna kadar mücadele etmeliydi. Evet evet, sabah olduğunda tekrar kaftanı satmak için pazara gitmeliydi ve ne olursa olsun o kaftanı satmalıydı, bu düşüncelerle kaftanı sakladığı mağaraya doğru gitti Hafid. Mağarada kendisini bekleyen sürprizler vardı: yeni doğmuş bir çocuk ve iki kişi daha vardı mağarada, belli ki kadın yeni doğum yapmıştı. Çocuğun üzerlerinden çıkardıkları eski kıyafetlerin içerisine sarmış, kucaklarına almış birbirlerine yanaşmış o şekilde duruyorlardı. Hafid onlara baktı hiçbir şey söylemeden çocuğun üzerinde ki kıyafetleri alarak sahiplerine uzattı ve çocuğu kaftanın içerisine sardı sarmaladı, sonra da mağaradan ayrıldı. Geri döndü efendisinin yanına, gerçi karşısına çıkmaya yüzü yoktu kaftanı satamamıştı çünkü. Bu sırada efendisi gökyüzünde bir yıldızı fark etmişti. Yıldız Hafid’ in gittiği günden beri onu gidiş güzergâhını takip ediyordu ve dönüşünde de aynı şekilde onu takip ediyordu. Bu yıldız efendisinin yıllardır beklediği haberci olabilir miydi? Patros, Hafid’i yanına çağırttı, Hafid mahcup bir şekilde efendisinin karşısına çıktı. Olan biteni efendisine anlattı, başaramadığını kendisinin hiçbir zaman efendisi gibi büyük bir tacir olamayacağını söyledi. Oysa ki yanılıyordu, Hafid başarmıştı. Efendi Patros bu günlerde sebebi bilinmedik bir şekilde hastalanmış ve yataklara düşmüştü. Genç çobanı son bir kez yanına çağırttı ve yıllardır sakladığı sırrını onunla paylaştı. Nasıl dünyanın en büyük taciri olunacağını Hafid’ e anlattı. Küçük bir kutudan çıkardığı parşömenleri Hafid’ e uzattı ve bu parşömenler de dünyanın en büyük taciri nasıl olunurun sırları yazılı, senden istediğim bu sırları okuman ve hayatında bunları tatbik ettikten sonra ticarette de bunları uygulaman, o zaman işte dünyanın en büyük taciri sen olacaksın bundan hiç şüphem yok diyerek parşömenleri ve yüz altının olduğu kutuyu Hafid’e teslim etti. Şam’a gitmesini ve bu yüz altınla orada kendisine uygun bir ticari faaliyette bulunmasını istedi. Ayrıca bu sırları yıllar sonra kendiside uygun gördüğü ve kendisine bir şekilde bildirilecek olan doğru kişiye vermesini öğütledi.

Hafid, genç deve çobanı… Şimdi Şam’da ve istediği şeyi yapması için her şey hazır. Hafid, kutuyu açtı ve parşömenlerin ilkini çıkararak okumaya başladı…

1 numaralı parşömen

2 numaralı parşömen

3 numaralı parşömen

 4 numaralı parşömen

5 numaralı parşömen

6 numaralı parşömen

7 numaralı parşömen

 8 numaralı parşömen

  9 numaralı parşömen

 10 numaralı parşömen

Hafid, parşömenlerde yazanları okudu ve hayatında uyguladı. Sonunda istediği yere ulaştı; dünyanın en büyük taciri oldu. Son yıllarını kendisine verilen bu sırrı yeni sahibine vermek için bekleyerek geçirdi. Son anlarını yaşarken bu kişi çıkageldi. Hafid gelen kişinin kendisine anlattığı hikayesiyle yıllar öncesine, o mağarada ki güne döndü ve niçin kendisinin dünyanın en büyük taciri olarak seçildiğini anlamış oldu. Sırrını gözyaşları içerisinde dünyanın yeni en büyük tacirine teslim etti…

YAZARI: OG MANDİNO

ÖZETİ  HAZIRLAYAN : MUSTAFA BOYDAK

image001

Paylaş:

Yorumlar

Yorum yap