89) OKTAY SİNANOĞLU’NUN ÖĞÜTLERİ

Yayin Tarihi 2 Aralık, 2008 
Kategori KÜLTÜREL

OKTAY SİNANOĞLU’NUN ÖĞÜTLERİ

image00144.jpg

1935 yılında doğdu. Adı Oktay Sinanoğlu.

1953/18 yaş – Atatürk tarafından 1928 yılında kurulmuş TED Yenişehir
Lisesi’ni burslu olarak okudu ve birincilikle bitirdi. Okulun bursuyla kimya
mühendisliği okumak üzere ABD’ye gitti.

1956/21 yaş – ABD Kaliforniya Üniversitesi, Berkeley Kimya Mühendisliği’ni birincilikle bitirdi.

1957/22 yaş – Massachusetts Institute of Technology’yi (MIT) 8 ayda
birincilikle bitirerek Kimya Yüksek Mühendisi oldu.

1960/25 yaş – Yale Üniversitesi’ nde ‘asistant professor‘                     (yardımcı doçent) olarak çalışmaya başladı.

1961/26 yaş – Atom ve moleküllerin çok elektronlu kuramı ile ‘associate
professor’ (docent) ve 50 yıldır çözülemeyen bir matematik kuramını bilim dünyasına kazandırarak ‘full professor’ (profesor) unvanını aldı.
Bu unvan ile modern üniversite tarihinin ve YALE ÜNİVERSİTESİ tarihinin (son 300 yıldaki) EN GENÇ PROFESORÜ oldu.

1964/29 yas – ODTÜ’ye danışman profesör oldu.
Yale Üniversitesi’nde ikinci bir kürsüye daha profesör olarak atandı.

Dünyada yeni kurulmaya başlayan MOLEKULER BIYOLOJI dalının ilk birkaç profesöründen biri oldu (Watson ve Crick sarmal modelindeki dna sarmalının çözelti içinde o halde nasıl durduğunu keşfeden adam – solvofobik kuvvet).

Amerikan Ulusal Bilimler Akademisi’ne üye olarak seçildi. Buraya seçilen ilk ve tek Türk oldu.

İki defa Nobel’e aday gösterildi.

Defalarca Nobel Akademisi’nin isteği üzerine Nobel’e adaylar gösterdi. Dünyanın sayısız yerinde sayısız buluşları ve teoremleri ile ilgili sayısız konferans verdi.
Su anda 67 yaşında 26 yaşından beri devam ettiği Yale Üniversitesi’nde
Moleküler Biyoloji ve Kimya olmak üzere iki kürsüde profesör ve son 7
senedir görev yaptığı Yıldız Teknik Üniversitesi’nde ise Kimya dalında olmak üzere bir kürsüde profesör olarak görevini sürdürüyor.

NEDEN TÜRKİYE?

‘…Ben baktım, Türk Bayrağı, Atatürk karşımda, cam çerçeveli olduğu için bayrağın üstünde kendi yansımamı görüyorum. İçimden yemin ettim, dedim ki:

Gideceğim ve orada söz sahibi olacağım, ondan sonra gelip o namussuzlarla burada uğraşacağım. O zaman anlamıştım ki burada kalırsam Amerika’nın kölesi olurum, oraya gidersem Amerika’nın efendisi olur, buraya gelip onlarla daha rahat mücadele ederim. Ve işte bizi gönderdiler. ..’

‘…Hiçbir zaman Amerikan vatandaşı olmayı düşünmedim.
Aklımdan dahi geçmedi. Ben atalarımdan beri Türk  kimliğimle varım.
Ne yaptıysam o sayede yaptım. Ona buna yaranayım diye değil. Otuz yılda bak milleti ne hale soktular. Simdi de ‘açlıkla’ terbiye ediyorlar.
Ayarlı basının köşe yazarlarından biri geçenlerde Avrupa Birliği’ne girmenin yararlarından diye ‘O zaman bu ay yıldızlı pasaport ile Avrupa kapılarına gitmenin utancından kurtulacağım’ diyor. Tanrı, bu millete acısın…’

‘…Yıldız Teknik’te kimyada bir takım hanımlar var, beyler var, profesör, doçent. Dışarıda da vardır. Burada da var, entrikalar döner, ona buna köstek olurlar. Birkaçı dedikoducu belli odama geliyorlar. Herkeste dahili telefon var. Ankara’ya bile telefon edemiyorsun, bilgisayardan bağlanamıyorsun.
Bölüm başkanlarının telefonları vardı onlar da benim yanımda ya. Şuraya bir telefon bulun bari dedim. Bilgi çağındayım diyorsunuz daha telefon çağına gelmemişsiniz diyorum. Bilgisayara telefonu bağlayamıyorsun. Internet yok.
Üç dört yıl bağlantı kurulmadı. Hüseyin Afşar’a (bölüm başkanı) bari bir telefon bulun dedim. Bana direk telefonundan paralel hat çektirdi. Bazen o yokken arıyorlar, telefonu açıp sekreteriyim diyorum. Bölümde iki tane meraklı hanım var, ortalıkta dolaşıp dedikodu yapıyorlar. Bunlar bir gün odama geldiler o sırada da telefon çaldı. Bu ne dediler. Ben de saf saf telefon dedim.
Ertesi gün geldim, makas attırıp kestirmişler, koridordan teli kesmişler.
Ben de zannediyorum ki, ben bunlar için fırsatım, öyle konular var ki dünyada herkes gelmiş, Yale’de benden öğrenmiş; Rusya’sından, Doğu Bloku’ndan, Avrupa’sından. Ben ayaklarına gelmişim, yeni bir şey öğrenin, yapın. Yok.

Özel ders açtık, yepyeni şeyleri dünyada ilk defa anlatıyorum, dışarıda
herkesin benden öğrenmek istediği şeyleri Türkiye’de Türkçe anlatıyorum. Alakası olmayan, fizikten matematikten insanlar geliyor, asil gelmesi gerekenler yok!..’

‘…ABD içinden çok göçmüş bir ülkedir, tabii pat diye göçmez, arada bir
canlanır, tekrar bir şeyler olur ama içinden çok zayıf tarafları vardır.

Dünyada en büyük borcu olan devlet mesela. İç ve dış. Ama bir devingen tarafı vardır, arada bir şey çıkarırlar bir sene öyle idare ederler, sonra yine inişe geçerler. Öyle pek göründüğü gibi bir güç değildir…’

“GENÇLER!”

– Türkiye’ de adet haline gelmiş göstermelik işlerden kaçının.

– Sırf üniversite bitirdi desinler diye, ananız babanız Amerika’da mastır yaptı diye öğünebilsin diye yükseköğrenime gitmeyin. Sonunda ancak kendinizi kandırırsınız.

– Temel gayeleriniz, kendinizin ufak çıkarları ötesinde, kendiniz dışında, bu ülke, bu ulus, Türk Dünyası, Avrasya, insanlık için olsun. Yüksek hedefleriniz için çalışın. O zaman, kendi durumunuz da kendiliğinden düzelecektir.

– Maddiyat ve maneviyatı dengeleyin.

– Formülünüz ‘bilim’ + ‘gönül‘dür. Bu iki kanadın biri eksik olursa ne kendinize ne de insanlığa hayrınız dokunur.

– Gündelik siyaset, çıkar grupları, dışarıdan güdümlü gizli veya açık ‘cemiyet’lerden uzak durun.

– Atatürk’ün dediklerini bol bol okuyun, onları işte bu günler için demiş, yazmış. Türkiye’nin şerefli, refahlı, itibarlı ve bağımsız geleceği için Atatürk yolumuzu çizmiştir.

 – Dış ülkelerden, onların yerli kuyruklarından medet ummayın. Gayeleri bize yardımcı olmak değil, Türk adını tarihten silmektir.

– Dünyanın neresinde olursanız olun, kimliğinizi, Türk dilini, Türk tarih ve kültür bilincini, binlerce yıllık geleneğini kaybetmeyin. Dış ülkelerde ne kadar kimliğinizi korursanız yabancılar da size o kadar itibar edecektir.

– Başkasını taklit etmeyin. Kendi yolunuzu çizip azimle yürüyün. O zaman herkes sonradan sizi taklit edecektir.

– Eğitimde önce bir meslek, gerçek bir beceri, bir altın bilezik sahibi olmaya bakin. Ne yaparsanız yapın en iyisini yapın. Siyasetçinin bilimcinin en kötüsü olunacağına tamircinin parmakla gösterilen en iyisi olmak yeğdir.

 – Bulabilirseniz Türk okuluna, eğitimin Türkçe verildiği okullara gidin.

– Konulara merak sarın, not için çalışmayın.

 – O meslekte yararlı olacak bir yabancı dili öğrenin. Bülbül gibi konuşup yabancıdan ayırt edilemez hale gelmek hiç şart değil.

– Unutmayın ki Türk olmak bir kafa gönül işidir. Türk   kültürüyle, diliyle, ata sevgisiyle Türk’tür. Soy sop meselesi karıştırarak, o her şeyimizi borçlu olduğumuz şerefli atalarımızı karalamaya çalışan iç düşmanların kitaplarına, yaygaralarına kulak asmayın. Kültür genleri, Irk genlerinden daha önemlidir.

–Vatanı, milleti için her türlü fedakarlığa hazır bir taban gerekiyor. Bu taban son elli yılda hayli eritilmiş, kafası, gönlü karıştırılmış, birbirine düşen kesimler, dışa bağımlı sahte aydınlar, içinde vatanının geleceğini düşünmeyen, daha da acısı vurdum-duymazlaşmış kalabalıklar oluşturulmuştur.
Bu durumda gerçek bir önder çıkabilse bile başarılı olma şansı pek azdır. Simdi yapılacak iş hızla bu toplumun yeniden kaynaşmasına, bilinçleşmesine, vatanını, milletini kendisinden önce düşünen insanların çoğalmasına önayak olmaktır.

Türkiye’yi tekrar Kuvayi Milliye ruhu, Atatürk ruhu kurtaracaktır. ..’

OKTAY SİNANOĞLU

image00211.jpg

image0039.jpg

Paylaş:

Yorumlar

“89) OKTAY SİNANOĞLU’NUN ÖĞÜTLERİ” yazisina 10 Yorum yapilmis

  1. Ertuğrul Kapusuzoğlu yorum tarihi 3 Aralık, 2008 03:57

    Doğru ve güzel şeyleri,
    doğru ve güzel insanlar söylemeli.
    Oktay Sinanoğlu
    Doğru ve güzel.

  2. Barış AYKUL yorum tarihi 4 Aralık, 2008 21:42

    Oktay Sinanoğlu bu memleketin mumtaz evlatlarındandır…Salt bir bilim adamı olarak kalmamış,entellektuel birikimini memleketin evlatlarının hizmetine büyük bir özveri ve şevkle sunmuştur…

    Bir yazarımızın Nobel ödülü kazanmasını dokuz sütuna manşet yapıp ortalığı ayağa kaldıran medyamızın, senelerdir Kimya dalında vereceği ödül için Nobel akademisinin Hocadan görüş almasını görmezden gelmesi adeta bir tez konusudur…

    Sinanoğlu Hocanın Amerikadaki işini gücünü bırakıp bu yurdun çocuklarını aydınlatmak üzere eğitim sisteminin,devlet düzeninin nasıl yozlaştırıldığı konusunda eşsiz eserler sunmuş olması her türlü takdir ve minnetin ötesindedir…

    Bu gibi vatan evlatlarına tüm Türk Milletinin hakkı helal olsun…

  3. ZEYNEP İNCİ yorum tarihi 9 Ocak, 2009 02:31

    *EFENDİM,BÖYLESİNE MÜHİM İNSANIMIZA,NOBEL’VERMEMİSLER!düsününüz!
    -nobel bey,herhalde gercekten üzülürdü..bugün BU ÖDÜLÜN NASILDA!!BEDAVAYA;( GELİSGÜZEL VERİLDİGİNİ GÖRSEYDİ…
    -BAKINIZ!TÜRKİYEDE ATATÜRK MİLLİYETCİLİGİ VASFINA ERİSEMEMİS;( ‘DISARI BAGIMLISI,HAYRANI,KİSİLER ONUN DEGERİNİ BLMİYORLAR!==VAY!BUNA NE DENİR?COK UTANC VERİSİ BİR DURUM..BU ÜLKE TÜRK’LERİN..DİYE BİR HAYAL KURABILMEK MÜMKÜNMÜDÜR?..AH!biz hep,kendimizi kandırmısız..
    *KUV.M.ye.kiminle?seriat mücadelesi veriyor yıllardır..SADECE DUYARLI KİSİLER!TUHAF DEGİLMİ?
    **GECENLERDE HABER TÜRK’DE, HİCDE MÜHİM OLMAYAN BİR PROGRAMDA!!3 TANE,GENCLE,pelin batu da dısarı hayranı..ama bilgili,eski roma B.elcisinin kzı”
    vede 2 genc?VE SÖZÜNÜ KESTİLER!!;( BU DEGERLİ İNSANIMIZIN SÖZÜNÜ KESTİLER!!İNANILIACAK GİBİ DEGİL!!VE GÜYA SON DAKİKA?=HABERİ..SANIRIM FLSTNLE ALAKALIYDI?ONU VERİCEKLER!HEMDE TÜM DÜNYANIN HABERİ OLAN BİR SALDIRIYMIS!BU OLURMUYDU?YANİ BASKA PROGRAM YOKMU?
    -DAHA ÖNCE..3 SENE ÖNCEYDİ SANIRIM,MESAJ TV.DE İZLEDİM.
    DİGER TV.LERDE PEK İZLEYEMEDİM..
    ÖYLE ÜZÜCÜKİ..DEGERİNİN BİLİNMEMESİ!!VEDE BİRSEY YAPAMAMAK!TÜH!BİZE.
    **BURADA BİR TUHAFLIK YOKMU?

  4. ruknettin şahin yorum tarihi 20 Şubat, 2009 19:46

    içinde olduğumuz boş yaşantıdan silkeleyip kurtardığınız için teşekkür ederim.ALLAH sizden razı olsun

  5. necati tüysüzoglu yorum tarihi 24 Aralık, 2009 13:02

    Özünü yitirmiş milletler tarihten silinmişlerdir.
    Dil ve tarih bilincinde olmayan milletlerin geleceği asla yoktur.
    Bilge kişi maddeye boyun eğmeyip yalakalık yapmaz ve özüne ihanet etmez.
    İşte bir Ulu Çınar gibi karşımızda duran bu büyük insan Oktay sinanoğlunun öünde derin saygıyla eğiliyorum.

  6. azra yıldız yorum tarihi 25 Mart, 2010 18:27

    bence böyle bir dehayı dinlemek ve ona inanmak hayattaki gayelerimizden biri olmalı.ben o adamı hiç tanımıyordum derslerde bazen duyardım ismini ama kendisinden haberim yoktu ama ‘bye bye Türkçe’yi okuduktan sonra yıllardır tanıyor gibi hissettim ve hiç de yadırgamadım.Eğer insanlık duygularına sahip ve milletini seven bir insan evladıysanız o adamın söylediklerini hayatınızın her köşesinde uygulayın ve unutmayın Allah(c.c.)hiç bir kuluna akıl ya da irade vermemiş değildir.oturup bir düşünürseniz eğer akla karaya birbirinden rahatça ayırt edebilirsiniz.

  7. M. ÖZEL SAĞIROĞLU yorum tarihi 5 Ekim, 2010 20:37

    Okatay Sinan beyi ilk ve son defa İstanbul Teknik Üniversitesi (Evrenkent-O.Sınanoğlu’nun Türk Diline Ödülü)Vakfı’nın düzenlediği bir dâvette gördüm ve tanıştım. Kendisini iyi hissetmediği için yapacağı söylenen konuşmasını, sevenleri dinleyemedi.Konuşma biçimini görüntülü basında birkaç defa izleme fırsatım olduğu için,diğer katılımcılar gibi, ben kendimi çok talihsiz saymadım.
    Sayın O. Sınanoğlu’nun Türkiye ve Türk Milletini
    nekadar sevdiğini, konuşmalarını dinleyen ve yazılarını okuyanlar çok iyi bilirler. Seçkin ve
    saygın bu kişinin-Oktay Sinanoğlu’nun- sağlıklı kalarak sevdiği vatanına, eşsiz hizmetlerini devamlı bir şekilde sunmasını Tanrıdan dilerim.

  8. selahattin baysal yorum tarihi 24 Şubat, 2011 14:43

    Bazi arkadaslar “Nobel” odulunun verilmediginden falan bahsediyor.Oktay hoca bu/o odulu alamaz!Niye diye sorarsaniz?Soyledikleriyle,yazdiklariyla aslini inkar etmemis,satin alinamayacak bir beyni yani “SATILIK” olmadigi icin verilmemistir.Ben satilik degilim diye basbas bagiran adama neyin odulu?Varligin bu ulkeye bir armagan,gerisi bos seyler…

  9. bülent atbaş yorum tarihi 9 Temmuz, 2011 15:03

    sayın deyerli büyüyüm yukarıdaki yazınızı ve başarlarınbızı büyük bi hayranlıkla okudum dahada önemlisi milliyetcilik konususundaki görüşleriniz beni fevkalede umutlandırdı benim sizden bir randevu ricam var randevuumun konusu 14 yaşında ilkokul 8.ci sınıfa giden ve ilkokul 1.ci sınıftan beri hersene okul ortalamasında okul 1.cisi kızım var arkadaşları oyun oynarken o bilim kitapları okuyor ve genetik müendisiliyini hedef seçti.sizden ricam bize yol haritası vermeniz bu konuda bize randevu verebilkirseniz çok mutlu edersiniz.saygılarımla bülent atbaş 05324368617

  10. Oktay Sinanoğlu diye-biri yorum tarihi 1 Ağustos, 2011 00:48

Yorum yap