682) TÜRKMEN DRAMI VE BÖLGEDEKİ SİYASET

Yayin Tarihi 24 Aralık, 2013 
Kategori KATEGORİLENMEMİŞ

Türkmen Dramı ve Bölgedeki Siyaset

image00138.jpg

Son zamanlarda hem Irak’ın kuzeyi, hem de Suriye’nin kuzeyinde Türkmen katliamları son hız devam etmektedir. Türkmenlerin o bölgede yok sayılmaya çalışıldığı gayet aşikârdır. Lakin bu konuda Türkiye ne kadar önlem alıyor orası meçhul! Özellikle baktığımız zaman Irak’ın kuzeyinde bilinçli bir şekilde Türkmen varlığı yok sayılmaktadır ve bu son dönemlerde iyice artmıştır.

Türkmenler bu topraklarda 1000 yıldır var olmaktadır. 1959 senesinde Irak’ta Türkmenlere karşı ilk zulüm başlamıştır. O dönemde Kürtlerin desteği ile iktidara gelen Abdülkerim Kasım’dan güç alan Barzani ekibi Kerkük’te katliam yapmıştır. Bugün yaşananlar bölgede sadece Kerkük’ün petrolü için değildir, aynı zamanda bölgede Türkmenlerin yok sayıldığı sözde bir Devlet kurmaktır. Mesut Barzani ve kontrolündeki Peşmergeler son zamanlarda Irak’ın kuzeyinde ki Musul, Kerkük, Erbil ve Süleymaniye’deki Türkmenlere ait Tapu ve Nüfus Kayıtlarını yakmış ve bütün belgeleri yok ederek bölgedeki Türkmen nüfusunu yok sayarak dünyaya ilan etmeye başlamıştır. Türkmenlerin o bölgede yok sayılması demek, Türkiye’nin de o bölgedeki konumu ve varlığı için tehlike demektir.

Türkiye son zamanlarda Barzani’ye yaklaşarak, Şii olan Irak Başbakanı Nuri el Maliki’ye karşı bir set oluşturmak istiyor. Malum Irak Başbakanı Maliki ile Türkiye’nin arası bozuk. Irak tarafından kırmızı bültenle aranan Irak Cumhurbaşkanı yardımcısı Tarık el Haşimi’nin ülkemizde tutulmasından ve Irak’a teslim edilmemesinden dolayı Irak Başbakanı Nuri el Maliki, Türkiye’yi düşman ülke ilan etmiş ve bazı krizler yaşanmıştı. En güzel örneği de Enerji Bakanı’nın uçağının Bağdat’taki enerji konferansı için Irak’a indirilmemesi Uluslararası arenada tam bir hezeyandır. Hal böyleyken Türkiye, Irak’ın kuzeyinde ki Barzani yönetimi ile iyi geçinerek, burada ki enerji koridorunu açmak istiyor. Son dönemde yapılan anlaşmalarda bu ilişkinin ilk meyveleridir. Ama her ne olursa olsun Türkiye’nin oradaki varlığı ancak ve ancak bölgede ki Türkmenler ile kalıcı ve sağlam olabilir. Aksi halde Barzani gibi daha düne kadar Türkiye’nin kapısında yatan ve bizim sayemizde ‘’Özal zamanında’’ verdiğimiz kırmızı pasaport ile gezen bu kişilere çok da güvenmememiz lazımdır. Zira Mesut Barzani’nin Babası Molla Mustafa Barzani’de geçmişte Amerika’ya güvenerek isyan etmiş, fakat sonra İran’a kaçıp sürgünde ölmüştür. Kısacası güvenilmez bir ailedir. Şunu da belirtmek gerekir; unutmamak gerekir ki Amerika dünyanın en kaliteli Petrolü olan Kerkük Petrolünü Kürtlere bırakmayacak kadar akıllıdır.

Mesut Barzani Kırmançi, Talabani ise Soranidir. Normalde ikisi arasındaki ilişkiler pek iyi değildir. İkisinin de ilişkileri pamuk ipliğine bağlıdır. İkisi arasında yaşanacak en ufak bir hareket bölgede birbirlerine silah çekmelerine sebep olur. İkisinin de kısa vade de hedefleri çakışmaz. Fakat orta vade de Amerika Devlet sözü verdiyse kan davasını unuturlar. Zira bölgede muhtemel bir Kürt Devleti de hemen kurulmaz, ancak bölgede ki siyaset bu şekilde devam ederse ileride bir Kürt Devleti’nin varlığından söz etmek mümkün olur.

Suriye’nin kuzeyinde de son zamanlarda Selefi grupların Türkmenlere karşı başlattığı zalimce operasyonlar da devam etmektedir. Suriye’deki Selefi gruplar, Hatay sınırına bir kilometre uzaklıktaki Türkmen köylerinde katliam yapıyor. Türkiye ve dünya, maalesef Türkmenlerin bu dramından habersiz. Özellikle Türkiye buradaki El-Nusra gibi taşeron örgütleri silahlandıracağına, buradaki Türkmenleri silahlandırsa bölgedeki hâkimiyetini daha da sağlamlaştırır. Sözde radikal dinci bu grup, abuk sabuk fetvalar ile Türkmenlere karşı zulümlerini devam ettiriyor. “Dininiz zayıf, katliniz vacip, malınız helal, hanımlarınız da hediye.” Diyerek Suriye’de amansız bir hâkimiyet kuran Selefi gruplar bu sloganlarıyla Hatay’ın Yayladağı İlçesi’nin bitişiğinde yaşayan Bayır Türkmenleri arasında son birkaç aydır terör estiriyorlar. Böyle devam ederse, Suriye’de ileride bir Türkmen varlığından söz etmek mümkün olmayacaktır. Bir yandan PYD, diğer yandan bu taşeron Selefi grupların ve diğer yandan da Esad’ın arasında sıkışıp kalmış olan Türkmenler, Türkiye’nin artık bu konuda bir şeyler yapmasını ve kendilerine acilen yardım etmesini söylüyorlar. Umarım Türkmenlerin feryatları biran önce duyulur ve gereken yapılır.

Netice itibari ile hem Irak’ın kuzeyi, hem de Suriye’nin kuzeyindeki Türkmen varlıkları bilinçli bir şekilde yok edilmek isteniyor. Umarım Türkiye öz kardeşlerine çok geç kalmadan gereken yardımı ivedi bir şekilde yapar ve burada uzun yıllar Türkiye’nin çıkarları için mücadele eden Türkmenleri görmezlikten gelmez. Aksi halde Türkmenlerin bu bölgede yok sayılması, Türkiye’nin yok sayılmaya başlaması demektir.
Ve son söz: ‘’Zalimleri bağışlamak yoksullara cefadır.’’

KORAY KAMACI
Trakya Üniversitesi

http://akademikperspektif.com/2013/12/08/turkmen-drami-ve-bolgedeki-siyaset/

Paylaş:

Yorumlar

Yorum yap