645) KERKÜK KÜRTLEŞMELİ! TÜRKMENLER GİTMELİ!

Yayin Tarihi 29 Kasım, 2012 
Kategori KATEGORİLENMEMİŞ

Kerkük Kürtleşmeli! Türkmenler gitmeli!

Gazeteci-yazar, program yapımcısı ve sunucusu Banu Avar 3. Uluslararası Antalya Konyaaltı Kitap Fuarı’nda Irak Türklerinin standını ziyaret eden tanınmış kişilerden biriydi. Banu Avar, Sınırlar Arasında isimli haber belgesel programın yapımcı ve yönetmenliğini yapıyordu. Kendi deyimiyle İsrail ve ABD başkonsolosluklarının baskısı sonucu programı kapatıldı.

Sınırlar Arasında haber belgesel programı, sadece yol izlenimlerini ekrana getirmiyor, derin, titiz bir araştırmayı, yerinde gördükleriyle birleştirerek kayda değer bir haber belgeselini seyirciye sunuyordu. Bir çok dosya ile ekrana gelen bu program, Türkmen şehri Kerkük’ün dosyasını da ekrana getirmişti. Sınırlar Arasında haber belgesel programın yapımcısı Banu Avar ve ekibi Türkmen şehri Kerkük ve Erbil’i ziyaret etmiş ve izlenimlerini ekrana ve yazdığı kitabına yansıtmıştı. 

Banu Avar ABD’nin Kerkük’ü laboratuvar olarak kullandığını belirterek “Onların hedefi Kerkük’ü Türkler’den arındırmak. Bölge tarihinin en elim dönemini yaşıyor” açıklamasını yapıyordu.

Banu Avar: “Kerkük bir laboratuvar… Büyük güçler, tıpkı yüz yıl önce olduğu gibi, toprağın üstündekileri yok edip toprağın altını ele geçirmeyi hedefliyor. Hedef büyük. Kerkük, Irak petrollerinin büyük bir kısmına sahip. Herkes başka yanından çekiştiriyor! Türkmen kenti Kerkük, birileri için Kürt bölgesinin kalbi! Diğerleri, “Mezarlıklara, henüz yok edilmemiş Osmanlı izlerine bakın!” diyor. İlçelerin, sokakların isimlerine, konuşulan dile, âdetlere! Ama nafile… Etnik ve dini ayrım Batı’nın kılıcıyla şekilleniyor. Savaşın ortasında Kerkük’te bir demokrasi oyunu oynanıyor. Meclisler kuruluyor, (Kürt) valiler atanıyor, mahkemeler yapılıyor… ABD, Kerkük’e girdiği gün nüfus ve tapu daireleri ( ABD’nin göz yummasıyla Kürtler tarafından) yakılmıştı … Şimdi Kerkük’e yeni bir kimlik biçiliyor.

Terk edilmiş bir stadyumun ( Kerkük Olimpiyat Stadyumu) kapısından içeri giriyoruz. Her yanda zayıf, hasta, bitkin çocukların yaşlanmış gözleriyle karşılaşıyoruz… Çocuk bedenlerinde işgalin ağır izleri var. Ellerinde kurumuş ekmek parçaları, gaz bidonlarına doldurulmuş pis sulardan içiyorlar… “Kürt Kerkük” için oynanan oyunun kurbanları. Kürt Yönetimi, onları ( Kürt çocukları) gazetecilere göstermek için özel gayret sarf ediyor. Böylece Türkmen şehri Kerkük’ün ne kadar “Kürt” olduğunu göstermiş oluyorlar. Buraya ölümcül bir oyunun aktörleri olarak getirilen halk, adına “yaşamak” denen bir deneyden geçiyor…”

Kerkük’ten Erbil’e uzanıyor Avar. Erbil’deki planda kullanılan yine Kürtler. Ama onlar da kendi içinde parçalanmış. Amerikan yardım kuruluşları kol geziyor, demokrasi komedisi sahneleniyor. Parlamentolarda üst düzey politik savaşlar sürerken, halk da ikiye bölünmüş. Bir tarafta kolerayla boğuşanlar, öteki tarafta yükselen dev inşaatlar, lüks yaşamlar. Türkmenlerin yaşam alanları da giderek kısıtlanıyor, Türkçeye ambargolar konuyor, Türkmen okulları kapatılıyor. Plan tıkır tıkır işliyor. 

Kerkük üzerine oynanan oyunlara birde Banu Avar’ın yaptığı araştırmalardan göz atalım. Remzi Kitabevi’nden çıkan “Böl ve Yut” kitabında Banu Avar Kerkük’ün durumunu şöyle anlatıyor.’’Amaçları Türksüz Kerkük yaratmak olan Amerikalılar, Kerkük’ü bir laboratuar olarak kullanıyor. Amerika, Kerkük’e girdiği ilk gün nüfus ve tapu dairelerini yakmıştır. Yakmalarının sebebini anlamak çok da zor olmasa gerek: Türkmenlerin kalbi olan Kerkük’ten Türkmen izlerini silmek. Şimdilerde Saddam’ın sürgün ettiği 11 bin Kürt bugün Kerkük’e  650 bin olarak geri dönmüştür ( Kürt İthal edilmiştir). Anlaşılacağı gibi bu rakam göçe tabi tutulan rakam değildir. Yani birileri Kerkük’ü Kürtleştirme çabası içindedir. Saddam’ın sürdüğü Türkmenler ise Kerkük ve Musul’a dönememekte  korkutulup ya da öldürülüp göçe zorlanmaktadır.’’

                                

Kitapta anlatılanlar sayesinde, Kerkük’te oynanan oyunların amacının “Türksüz bir Kerkük yaratmak” olduğunu, Ortadoğu’da bir İsrail daha yaratılmak istendiğini görüyorsunuz. Dış güçlerin sahip olmak istediği Türkmen şehri Kerkük’te dünyanın en kaliteli ve zengin petrol yatakları var. Bu güçlerin yapmak istediği bir cümleyle özetleniyor: “Kerkük Kürtleşmeli! Türkmenler gitmeli!

 

Yıllardır dış güçlerle içli-dışlı olan Kürt grupları, Bir Türkmen şehri olan Kerkük’ün, 2003 yılından itibaren ABD ve İngiltere’nin göz yummasıyla bölgedeki Kürtler tarafından demografik yapısı hızlı bir şekilde değiştiriliyor. Türkmenleri, Irak’ın siyasi sahnesinden silmek isteyen Kürtler, Türkmenlerin yaşadıkları bölgeleri Kürtleştirmek ve ele geçirmek için tüm güçlerini kullanıyorlar. Dış güçlerin hedefi işbirlikçileri Kürtlere bölgede bir devlet (ikinci bir İsrail) kurmaktır. Kerkük olmadan Kürt devleti kurmak fikri bir anlam ifade etmiyor. Kuracakları devleti yaşatabilmek için bölgenin kalbi tüm hayat damarlarına mutlaka sahip olmak gerekiyor. Bunun bilincinde olan Kürtler, Kerkük’ü ele geçirmek, Kerkük’ü Kürtleştirmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Kerkük konusunda planlarını uygulayabilmek için bölgenin ezici bir çoğunlukla hakim unsuru olan Türkmenleri etkisiz hale getirmek gerekliliğinin farkındalar.

                               

 

Soru: Kitabınızda Kerkük’ün ‘Kürtleştirilip’ Türkmenlerden arındırıldığını belirtiyorsunuz. Bu plandaki hedef nedir?

Banu Avar: Ben bölgedeydim. ABD açısından Kerkük’ün en önemli özelliği, Irak’taki petrollerin yüzde 45′inin Kerkük bölgesinde olması. Biz gittiğimizde alev alev yanıyordu petrol. Olağandışı bir bölge orası. ABD istihbarat örgütlerinin konuşmalarında en fazla altı çizilen nokta, Kerkük’ün özel bir statüye kavuşturulması. Bunu yaparken de Şiilerle Sunnilerin birbirine düşürülmesi ve bu arada Kürtlerin durumdan istifade ederek Türkmenleri yok etmesi. Kısaca rahat rahat Kerkük’ün yönetimine el koymak istiyorlar. Sadece Türkmenler değil, bölgeyi diğer kültürlerden de temizleyip sadece Kürt kenti olarak yapılandırmak istiyorlar. Oradakiler ( Kürt grupları) zaten ‘Bizim kurtarıcımız ABD. O bize dedi ki’ diye konuşmaya başlıyorlar. Bu plan, Kerkük’te sahneye konuluyor. Zaten güçlü bir Türkiye olmadıkça bölgedeki Türkmenler’in durumunun ne olacağını birçok insan yazıp çiziyordu. Kerkük, bence tarihinin en elim dönemini yaşıyor ve hiçbir şey de yapılamıyor. 

                                            

Nisan 2003’ten beri Irak Türklerini sindirmek ve yıldırmak için kamunun üst düzey Türkmen yetkililerine ve sivil kuruluşlarına yönelik bombalama eylemleri, tutuklama, tehdit, suikast, sivilleri öldürme, göçe zorlama, soygun, mallarını ele geçirme ve fidye istemek için Türkmenlerin kaçırılmaları sıkça yaşanmaktadır. Kerkük’ün yönetimi ve güvenliği Kürt gruplarının (Peşmerge ve Asayiş’in) denetiminde, Kerkük’te kaçırılan ve öldürülenlerin tamamı Türkmenler, hedef Türkmenleri Kerkük’ten arandırmak! Tarihi sorumluğu olan anavatan Türkiye nerede? Kürt açılımı, Suriye ve Gazze meseleleri ile meşguldür!

ALİ KERKÜKLÜ

image00141.jpg

Olimpiyat stadına yerleştirilen Kürt aileler

 

Paylaş:

Yorumlar

“645) KERKÜK KÜRTLEŞMELİ! TÜRKMENLER GİTMELİ!” yazisina 1 Yorum yapilmis

  1. perle inci yorum tarihi 29 Kasım, 2012 12:09

    *ANKARA(*-ÜLKEMİZİN ANKARASIMI?EGER OLMAK İSTİYORSA?-ESAS KONU YUKARIDAKİ BANU AVARIN KONUSU OLMALIDIR!-DEMEKKİ;ABEDE VE İSRAEL KONSOLOSLUKLARI BU KADAR MÜHİM?

Yorum yap