53) DEMİRCİNİN İNSANLARI

Yayin Tarihi 17 Haziran, 2012 
Kategori ÖYKÜ

DEMİRCİNİN İNSANLARI

image00119.jpg

Beyazıd-ı Bestami’yi bilirsiniz; Tanrı’ya nazı geçen, Tanrı katında ulu, Horasan erlerinden bir yüce kişidir. Yaşadığı yüzyılı, gerçek kişiliği ve zengin iç dünyasıyla süslemiş, geniş ve engin bir sevgi denizini durmadan coşturmuştur.

Bir de “Kutuplar Kutubu” vardır Beyazıd-ı Bestami’nin yaşadığı yüzyılda. Bu Kutuplar Kutubu, Beyazıd-ı Bestami’nin oturduğu kentte. Reyhanlı’nın Alaybey köyünde oturmaktadır. Yeryüzü mertebelerinden en yükseğinden daha yüksek, yeryüzünde erişilmesi imkansız bir manevi mertebedir “Kutuplar Kutubu” mertebesi.

Bir gün, beklenilmeyen bir an ve saat gelir; Reyhanlı kentindeki Kutuplar Kutubu olan kişi ölür… Artık yeryüzündeki görevi bitmişti. Bütün yeryüzü ve gökyüzü; velileriyle, delileriyle, cümle pir, cümle abdâl ve cümle ermişleriyle, büyük bir bekleyiş içinde bulur kendini. Acaba? Emr-i ilahi kimde, hangi kulunda, hangi ölümsüz ve ulu sevgilide tecelli kılacaktır? Acaba kimi, nasıl, nerde Kutuplar Kutubu mertebesine layık görecektir?

Uzamaz bu bekleyiş. Bir yarı gecenin yarı sırrında, bir ışıkla karanlık arası yarı aydınlık yarı karanlıkta emr-i ilahi tecelli eder. Yine Reyhanlı kentinde bir demirci, Kutuplar Kutubu olarak tayin ve tensip kılınmıştır.

Bu tecelli en çok Beyazıd-ı Bestami’yi şaşırtır. Üzülmüş müdür? Belki… Biraz hatta! Yerinmiş midir? Yine belki… Yine biraz hatta! Ama emr-i ilahidir bu ve buna karşı durulmaz… Bunu Beyazıd-ı Bestami de bilmektedir. Bir düşünür, iki düşünür, doluya koyar almaz, boşa koyar dolmaz… Bir bilgisiz demirciye, doğrusu Kutuplar Kutubu mertebesini yakıştıramaz. En sonunda kalkar demircinin dükkanına varır. Ve orada, görür ki, demirci bir kendi halinde terbiyeli ve uslu mazlum bir kişidir. Örse inen çekici, o kıpkızıl kor demiri bir güzel ve tatlı çın çın ile döğmekte, kor halindeki demirden, binlerce kıvılcım bir ışık yumağı olup bütün dükkanın karanlık köşe bucağına yayılmaktadır.

Demirciyi, o haliyle hayran ve olduğu yerde çivilenmiş gibi kalıp durarak seyreden Beyazıd-ı Bestami, bir ara durdurarak sorar: “Ey insanların seçilmişi” der. “Söyler misin bana, içindeki özlem nedir? Hangi büyük güç, elinden çekice geçiyor ve oradan ışık olup dökülüyor?”

Demirci: “İnsanlar” diye cevap verir. Alnındaki sıcak teri siler, bir yandan da: “İçimdeki o büyük özlem benim gibi insanlar içindir. Düşünürüm ve derim ki, ‘Tanrım, bütün bu insancıklar, bir ömür boyunca zaten ıztırap çekiyorlar. Bu acılar ve bu günahlarla huzura gelirlerse’ derim ve düşünürüm. Onların halini de, bütün insanlar adına utanırım, yüreğim onların acılarıyla dolar”

Kaynak: Türk-İslam Efsaneleri (M. Necati Sepetçioğlu)

Hazırlayan: YILMAZ KARAHAN

 

Paylaş:

Yorumlar

“53) DEMİRCİNİN İNSANLARI” yazisina 1 Yorum yapilmis

  1. Zühal asma yorum tarihi 17 Haziran, 2012 22:48

    NURLAR İCİNDE YATSIN*VAROLUNUZ SN.KHAN..MÜTHİS!
    İRFAN YAYINCILIK,SAKİR ÖZTEL*HEM ONUN KİTAPLARINI BASAR,HEMDE ONDAN SONRA KALAN,ESİYLE İLGİLENMEKTEDİR*ALLAH RAZI OLSUN…–BENDE EN SON KIBRISLA ALAKLI KİTABI VARDI…

Yorum yap