517) ABD’NİN İŞGAL YÖNTEMLERİ!

Yayin Tarihi 30 Kasım, 2010 
Kategori KATEGORİLENMEMİŞ

ABD’NİN İŞGAL YÖNTEMLERİ!

ABD 1900’lü yıllarda birlikte birliğini sağladıktan sonra dünya geneline yönelik doktrinler oluşturdu. Bunun gereği olarak da askeri güç, istihbarat yapılanması, film endüstrisi, giyecek ve yiyecek model yapılanması ile öncü halk, yöneten ve yönlendiren devlet işlevine büründü.

1929 ekonomik kriz sonrası para birimi dolar’ı dünya ticaret para birimi haline getirmesiyle ekonomik tüm gelişmeleri kontrol edebilir hale geldi. İkinci dünya savaşı ile birlikte Avrupa’yı işgal eder. Almanya ve İtalya’yı işgali ile birlikte on binlerce askeri üs kurması soğuk savaş ile Sovyet yayılmacılığına karşı batı dünyasının hamiliğini üstlenir. Sonrası ise dünya genelinde örgütlenme modelleri geliştirir. Dünya Bankası, IMF, NATO, Unesco, İLO gibi legal yapılanmaları yanında illegal yapılanmalar oluşturur.

Lider adaylarını yetiştirir, zamanla ülkelerin yönetimlerine getirir.

Gladio yapılanmasını, NATO ülkelerinde örgütlü hale getirirken, dünyanın diğer bölgelerinde askeri üsler oluşturur. Sonrasında ise akademik, medya, teknoloji alanında  çekim merkezi olur. Amerikan rüyası, dünya genelinde yoğun propaganda konusu edilir. Demokrasi, insan hakları, özgürlük sloganları altında, toplumları, devletleri kendi merkez çekim alanına taşır.

Tüm bunları yaparken, temel dinamik unsur, istihbarat örgütleri olmuştur.

Bakın: ABD’nin, savaşı sonrası dönemdeki Nazi avıyla ilgili gizli belgeler, ABD istihbarat yetkililerinin aslında Nazilere ve işbirlikçilerine ülkede sığınak sunduğunu gösteriyor.

ABD adalet bakanlığınca hazırlanan 600 sayfalık rapor son 30 yılda görülen önemli Nazi davalarıyla ilgili yeni kanıtlar ortaya koyuyor. Belgelerde Auschwitz’in Ölüm Meleği olarak tanınan ve kafa derisinin bir kısmı Adalet Bakanlığı’nda saklanan Dr. Josef Mengele’yi bulma çabaları, eski bir SS subayının New Jersey’de intikam için öldürülmesi ve Treblinka toplama kampının gardiyanı Korkunç Ivan’ın kimliği tespit edilirken yapılan hatalar, Nazilerin roket bilimcisi Arthur Rudolph’un NASA için çalışması gibi durumlardan bahsediliyor.

Rapor, 1979 yılında Nazileri sınır dışı etmek için kurulan Adalet Bakanlığı Özel Araştırmalar Birimi’nde çalışan avukatların, tarihçilerin ve müfettişlerin başarılı ve başarısız oldukları noktaları tek tek listeliyor.

ABD Adalet Bakanlığı, raporu kamuoyuyla paylaşmayı reddeder. Gelen dava tehditleri üzerine, raporu büyük bir kısmı karartılmış biçimde özel araştırma grubu Ulusal Güvenlik Arşivi’ne sunulur. Ancak o dönemde raporun önemli yasal ve diplomatik açıdan hassas kısımlar atlanır. Raporun zaman resmen tamamlanmadığını ve resmi bulgular içermediği,  birçok veri hatası ve çıkarılan kısım bulunduğu ifade edilir, ancak bu kısımların nereler olduğu belirtilmez. New York Times metnin tamamını ele geçirir

Araştırmacı ve hükümet raporları, CIA’in, Nazileri savaş sonrası çeşitli istihbarat amaçları için kullandığını, bu tür operasyonlarda ne kadar etkin bir biçimde yer aldığına gösteriyor.

Raporda bu ilişkiler devletin zalimlerle işbirliği olarak tanımlanıyor, bazı Nazilerin ABD’ye girişlerine bile bile izin verildiği, Zulmedilenlerin sığınağı olmakla övünen Amerika, zalimlerin de sığınağı haline geldi deniyor.

Başka birimle birleştirilen Özel Soruşturmalar Birimi’nin kuruluşundan bu yana 300’den fazla Nazi sınır dışı edilir, vatandaşlıktan çıkarılır ya da ABD’ye girmekten men edilir.

Raporda, istihbarat yetkililerinin yardım ettiği Nazilere örnek olarak, CIA’in “Almanya’yı Yahudilerden temizleme” projesinin önderlerinden Adolf Eichmann’ın yardımcısı Otto Von Bolschwing’e 1954 yılında yardım etmesi gösterilir. Bolschwing CIA için çalışır.

CIA yetkilileri, Von Bolschwing’in geçmişi ortaya çıkarsa ne yapacaklarını tartışırlar. Adalet Bakanlığı Von Bolschwing’in Nazi olduğunu öğrendikten sonra yurt dışı edilmesine karar verir. Von Bolschwing, aynı yıl 72 yaşında ölür. (New York Times 14 Kasım 2010, “Nazis Were Given ‘Safe Haven’ in U.S., Report Says”)

II. Dünya Savaşından sonra Operation Paperclip adı altında eski Nazi bilim adamları, savaş suçlarından muaf tutulur ve ABD için çalıştırılır. İlk adım Operation Overcast afişe olduğu için ismi değiştirilir. Sadece Nazi değil Japon General Shiro Ishi gibi isimler de bilgi karşılığı korumaya alınır

Türkiye tüm bunların neresinde oldu? Konuyla ilgili birçok kitap var. (İşte İstihbarat ile İstihbarat ve İstihbaratçı kitaplarımızda konu detaylı incelenmiştir.)

Günün Sözü:  Kuralları güçlüler koyar, zayıf ve kendine güveni olmayanlar ise bunlara uyar.

Nurullah AYDIN

30 Kasım 2010

image00148.jpg

Devletler istihbarat kuruluşlarıyla vardırlar!

Küresel yapılanmalar aynı zamanda istihbarat ağının da şekillendiricisi ve uygulayıcısıdırlar.

Başta Ortadoğu, Balkanlar, Kafkasya bölgesi olmak üzere dünya coğrafyası için verilen dünya egemenlik savaşında, vesayet altına alınmak istenen ülkelerde öncelikli olarak gizli servisler yerleşmekte ve yarışmaktadırlar.

İstihbarat örgütleri ve faaliyetleri rejimle doğrudan ilişkilidir!

Kazanan ya da kaybeden istihbaratçıların savaşı, bir milletin varlığının ya da yok oluşunun göstergesidir.

Teknolojinin gelişimi istihbarat araç ve gereçlerinde de önemli değişime neden olmuştur.

Hıyanetle vatanseverliğin en açık yaşandığı alan istihbarat alanıdır. Sadece istihbaratçılar açısından değil, devleti yönetenlerin de ikbal ve iktidar için siyasi, ekonomik alanlarda yabancı ülke devlet yetkililerine bilerek veya bilmeyerek casusluk yaptıkları da bir gerçektir.

İstihbarat faaliyeti; ciddi, yetenekli, bilinçli, idealist, birikimli uzmanlar, kaliteli yöneticiler gerektirir. İstihbaratçı diğer meslek mensuplarından farklı bir kişilik ve kimlik oluşturur.

Yabancı istihbarat örgütleri için başka bir ülke insanını tespit edip seçerek kullanmak, eski bir uygulamadır. Bu ya siyasetçidir, ya gazetecidir, ya sivil toplum mensubudur, ya iş adamıdır ya da akademisyendir. Yabancı örgütlere en çok çalışan kesimler de bu alanlardakilerdir.

İstihbarat örgütleri paravan şirketler yoluyla da finans elde ederler ve bunu örgütlü faaliyetlerde kullanırlar.

                                                                  

image00213.jpg

Paylaş:

Yorumlar

“517) ABD’NİN İŞGAL YÖNTEMLERİ!” yazisina 1 Yorum yapilmis

  1. Prof.Dr.Oktay SİNANOĞLU yorum tarihi 7 Aralık, 2010 08:54

    Türkiye ‘yumuşak işgal’ altında
    Türkiye’de İşgal faaliyetleri
    http://istiklalitamturkiye.blogcu.com/bagimsizlik-yazilari-2/8441540/yorumOnayli
    ———————————————
    ABD’nin DARBE OKULLARI
    Türkiye’de darbe tartışmaları yaşanıyor..Kurutuluş savaşı sırasında ülke işgal edilirken, yüzyıllarca Türk Milleti’nin engin hoşgörüsü altında can ve mal güvenlikleri sağlanmış dilleri ve dinleri korunmuş gayrimüslimler işgal kuvvetleriyle işbirliği yaptılar.. Müslüman Türk köylerini bastılar, yaktılar, yıktılar..

    Bazı yerli işbirlikçilerde onlarla işbirliği yaptılar.. Kurtuluş savaşına karşı çıktılar. Mandacılığı köleliği kabul edip işbirliği yaptılar. Soyları sopları bozuk bu tipler, din adına mal ve canlarını koruma kaygısıyla şerefsiz yolu tercih ettiler. Şimdi bunların çocukları zenginleştiler ve ne yazık ki tarikat cemaat kimliği altında yine yaşamları dine karşı olmakla geçen aydın bozuntularıyla işbirliği içine girdiler. Dedelerinin Türkiye’yi sömürge yapma özlemini şimdi kendileri gerçekleştirme peşinde.!

    Evet çağdaş sömürü çarkı için bu gerekliydi. Ama Türk Milleti bir yandan açık düşmanla bir yandan içindeki devşirilmiş işbirlikçi ajanlara karşı mücadele verdi. Daha sonraları ise 1952 yılında NATO ya girişle ABD ile askeri ve eğitim anlaşmalarıyla küçük Amerika hülyaları başladı. Bu dönemde ABD Sovyetler Birliği’ne karşı komünizmle mücadele edecek ajanlar yetiştirdi. Yandaş olmayan ülkelerde, yetiştirilen ajanlarla darbe yaptırdılar..

    Şimdi Türkiye’de; 1952-1990 arası milliyetçilerden yararlanırken şimdi dinci tarikatçı, cemaatçi ve etnik unsurlardan yararlanmaya başladılar. Onları eğittiler. Kimi siyasetçi, kimi akademisyen, kimi gazeteci, kimi sivil toplum örgütü mensubu olarak iktidara getirdi. Bu sadece Türkiye’de değil birçok ülkede oldu. Bu yeni işbirlikçilerle ülkeler yönetiyor. ABD; elindeki her türlü bilgi ve belgeleri işbirlikçilere aktarıyor. Yeni CIA eğitiminden geçmiş kişiler artık ABD’nin sadık elemanlarıdır. İnsan hakları, demokrasi, özgürlük, açılım saçlım papağan gibi ezberlettirilen sözcükler.

    Oysa bakın ; ABD Başkanı Wilson 5 Ağustos 1919 yılında; Türkiye haritadan silinmelidir. Türkiye\’yi parça parça edelim demişti.

    Ayni tarihlerde 1920\’li yıllarda İngiliz Başbakanı Lloyd George ise; Türkler Avrupa\’dan atılacaklardır diyordu.

    Türklerle ile ilgili batılı liderlerin o kadar çok beyanı var ki!

    Bakın; Amerikan yüzyılı için Rooswelt 4 özgürlükten söz etmişti. Konuşma, ibadet, yaratma, yaşama özgürlüğü. Bu kavramlarla yürüyen bir Amerika gerçeği.

    Batılı yazar Chomsky de; 5. özgürlük diyor. Bunlar; Soyma, sömürme, hüküm altına alma, güce başvurmadır.

    Bakın; ABD amacı için kendi ajanları yanında o halkın mensuplarını alıp eğitmek için okullar açtı. ABD ilk darbe okulunu Fort Gullic\’i 1946 yılında Panama\’da kurdu. Sonra okul Fort Benning\’e getiriliyor. Ankara’da sosyal okul adıyla eğitim veriyor. Akademisyenler, gazeteciler, katiller, darbeciler, bu okuldan yetişiyor. Okul, 1984\’e kadar kalıyor.

    Bütün bu okulların en büyüğü Fort Bragg denilen yerde. Buna aynı zamanda Kennedy Özel Savaş Okulu da deniyor. En üst düzeydeki sivil/asker darbeciler de bu okulda yetişiyor. Bu okullara School Of Americas (SOA) deniliyor.

    ABD Denizaşırı Kuvvetler Komutanlığı bütün dünyaya bu anlamda hükmediyor. İstihbarat eğitimi ağının bir ucu da Almanya\’da Bad Tolz isimli kentte. NATO unsurları, Bad Tolz\’de bulunan 20. Özel Kuvvetler Komutanlığının emrinde çalışmaktadır.

    Okullar arasında eğitim bağlantısı var. Fort Bragg ana okul. Ona bağlı olarak Amerika\’da Fort Benning okulu var. Yabancıların, akademisyen, gazeteci, iş adamı gibi her meslek grubundan kişinin eğitim gördüğü Fort Benning\’deki Amerikalılar Okulu (SOA) var. Fort Benning denen cinayet okulunun bulunduğu yer. United States Army Infantry School/Amerikan Ordusu Piyade Okulu askeri ama sivil eğitimde verilen okul..

    Yine; Yol levhalarında NATO Schule ve NATO School yazan Avrupa merkezi olarak Oberammergau’da Ayaklanmaları Bastırma ve İstihbarat Okulu adında özel okul var..

    ACC denilen (Allied Coordination Center /Gizlilik Koordinasyon Merkezi) ise bir yeraltı örgütü. Burası bütün NATO ülkelerinin yeraltına kumanda ediyor. Yani açık ve gizli ağın bir ucu Washington\’dan, Avrupa Birliği’nin başkenti Brüksel SHAPE karargahı’na geliyor.

    Artık ülkelerde ticari ateşelikler, konsolosluklar birer istihbarat merkezi haline gelmiştir.

    ABD’nin birçok ülkede ofisleri var. CIA ve FBI ofislerinin Türkiye’de olması boşuna değildir.

    Şimdi ise Gazeteler, TV’ler, Üniversiteler, şirketler, sivil toplum örgütleri, istihbarat faaliyetlerinde odak durumda. Gazeteci, iş adamı, profesör, akademisyen kimlikli unvanlı ajanlar yetiştiriyor. Burs altında maaşa bağlanan bazı kişiler var. Panel, sempozyum adı altında yapılan birçok toplantı bir nevi bilgi alışverişi ve eğitim seminerlerine dönüşmüş durumda. Organize edenlerin kimliklerine söylediklerine yazdıklarına bakın çok iyi anlaşılır. Kim hangi ülke ajanlığını yapıyor?

    Türkiye’de devletin temeline dinamit koyan, saldıran; siyasetçisi, akademisyeni, gazetecisi hangi CIA, MI5, FBI eğitiminden geçti de böyle konuşuyorlar sorusunun cevabı böylece ortaya çıkmıyor mu?

    GünüN SözÜ:
    Oku, anla, öğren ama düşün ve hareket et.
    http://acikistihbarat.com/Haberler.asp?haber=7059
    8534 7201 5802 8057 8436 9030 9161
    http://acikistihbarat.com/Haberler.asp?haber=5367
    http://acikistihbarat.com/Haberler.asp?haber=6093

Yorum yap