515) ÇAYDANLIK SESİ

Yayin Tarihi 18 Kasım, 2010 
Kategori KATEGORİLENMEMİŞ

ÇAYDANLIK SESİ

image00126.jpg

” çaydanlık sesi ” ‘ni
2006’da yazmıştım bir bayram sonrası
aile beraber geçirmişti o bayram günlerini sevgiyle…
dede
anneanne
babaanne
çocuklar
torunlar…
bu gün bir eksik var bizim ailede, içimizde o günden bu güne
Gül anne…

***
bizler,
bizim neslin büyük bir çoğunluğu
soba başında büyüdü ders çalışırken yanında
bir çoğumuz mangal ile ısıtılan odalarda uyuduk…
borusunda asılan çamaşırlarımız kurudu
üstüne konulan güğümlerde sular ısındı
o su ile leğen içinde
yıkanıldı…
yunuldu…

üstüne atılan mandalina ve portakal kabuklarının kokuları
bir çoğumuzun bu gün bile burnunda tüter…
soba üstüne konulan çaydanlık suyu
tıslardı buhar olunca kenarından
kaynayınca ve zamanı gelince çayı demlemek için konulurdu üsttekinin içine
taşardı alt çaydanlıktan soba üstüne sular
ses çıkarırdı zıplarken kızgın soba üstünde…

işte budur sevgiyi ve aileyi simgeleyen benim
” çaydanlık sesi ”

Eski radyodan
” yurttan sesler korosu ” türküler
” türk sanat müziği korosu ” fasıllar
çalar söylerlerdi gönül damarlarımıza…

işte bunlardır gönül telimizi titreten benim
” çaydanlık şarkıları ” …

bunlar ile büyüdük ailelerimizin sevgisi ve terbiyesi yumağında…
bu sebeple tünemiyor bunlara sahip olanlar
yalan,çirkin,sahte ” el ” değerlerinin üzerine…
aramıyor
aklı
bilimi
erdemi
sevgiyi
kardeşliği
dini
inancı
” el ” ‘in ” ayak kapıları ” ‘nda …

sevdikleri, değerleri yanında ve elinde olanlar kıymet bilsinler
sokulup konsunlar üzerlerine
olsunlar beraber…
yoksa fayda yok kimseye
ve
yar olmuyor kar etmiyor insana başkasına ait olan
değerler…

***

değer bilen birey yoksa ” aile ” yok…
aile yoksa ” birlik içinde olan toplum ” yok…
birlik içinde olan toplum yoksa ” millet ” yok…
millet yoksa ” ulus devlet ” yok…
ulus devlet yok ise ” kendine ait bayramın ” yok…
kendine ait bayramın yok ise ” bağımsızlık ” yok…
bağımsızlık yoksa ” yaşam hakkı ” yok…
yaşam hakkı yoksa ” aile ” yok…
(TDK)

***

kıymeti bilinmeli değerlerimizin
zira elinde iken yanında iken hayatta iken anlaşılmıyor diyor  sevdiklerini ve ellerindekini
kaybedenler…

iyi bayramlar…

Tuncay D.Kalemoğlu
16.Kasım.2010

ÇAYDANLIK SESİ…

bilir misiniz
nedir
” çaydanlık sesi ” sobanın üzerindeki
kaynarken fokur fokur
damlalar düşerken kızgın demir üstüne
buhar olurken
zıp zıp zıplarken
ve yok olurken yaşamımızdaki zaman anlar gibi yıllardır

doğru
buharın gücüdür aklın yoludur bakarsan bu gözle
gelin anlatmaya çalışayım size
birde benim gözümle

sevgidir
yaşanandır bana sesi çıkan buhar
zıplayan soba üstünde su damlaları
ısınırken kenarında
konuşurken karşısında
baba ocağında ana kucağında
güvende

huzurla
çocukluğumuzdaki gibi bu bayramda yıllardan sonra
baba ocağında ana kucağında
yerken

biber dolmasını
yaprak sarmasını
içerken

mercimek çorbasını
dinlerken

soba üstündeki ” çaydanlık sesini ”
kahkaha seslerine karışır sohbete dalmışken
özlerken beraberken yıllardan sonra
onun sesi aynı görüntüsü de
ama bizler

farklı
yaşlı
yaşlanmak üzere
yüzler değişmiş eller buruşmuş
ama
soba da aynı çaydanlık da aynı eşyalar da neredeyse
ama

gönüller sevgiler
onlar aynı değil
güzel
ama daha bir güzel…
farklı
ama daha bir farklı…
kıymet bilen daha çok beraber olmak isteyen
üşünmesin diye omuzlara çekilen yorgan altında
bir çift bildik elin korumasında
baba ocağında ana kucağında
halen
ve halen yıllardan sonra
şükür ki bir aradayız ve gülüyoruz tadına vara vara
yaşarken daha

yaşam kredimiz bitmeden
sofra başında yatak ucunda
binlerce kere şükür ederken elimizdekilere beraberliğimize yaşadıklarımıza
bunca yıllardan sonra

işte
sevgidir huzurdur güvendir
” çaydanlık sesi ” …
baba ocağında ana kucağında …
şükür
gene tattık bunu da bu bayram da
yaşam kredimiz varken daha

çaydanlık şarkılarını dinledik tekrar yıllardan sonra
” çaydanlık sesi ” ‘nin arasında çocukluğumuzdaki gibi
ders çalışırken
sofra kaynarken bu bayram da
eski radyo çalarken mızrap tanburun teline vururken
ses nihavent makamında söylerken
Osman Nihat Akın üstadın gönlünden
bestesinde dediği gibi

” geçti hayal içinde bunca yıl bir,bir gün gibi
en eski hatıralar daha henüz dün gibi… ”

dinlerken

” çaydanlık şarkılarını ” ve
” çaydanlık sesini ” …

Tuncay D. Kalemoğlu
15 Ocak 2006, Eğirdir

Paylaş:

Yorumlar

“515) ÇAYDANLIK SESİ” yazisina 1 Yorum yapilmis

  1. Tuncay D.Kalemoğlu yorum tarihi 18 Kasım, 2010 14:32

    Teşekkür ederim.
    Saygı ve sevgilerimle.
    Tuncay D.Kalemoğlu
    http://www.tdkalemoglu.blogspot.com

Yorum yap