500) GÜCÜM BURAYA KADAR BAĞIŞLAYIN

Yayin Tarihi 14 Eylül, 2010 
Kategori KATEGORİLENMEMİŞ

GÜCÜM BURAYA KADAR BAĞIŞLAYIN

image0018.jpg

Şok şok… 12 Eylül referandumu MHP’yi parçaladı. Bu sütunlarda yazdığım Zehirli Balık yazımda derinliğine belirtmiştim, cemaat dokunduğu her şeyi zehirleyip dağıtıyor, diye. Ağar’ın partisi, Milli Görüş, Büyük Birlik ve nihayet MHP cemaatin ölümcül dokunuşuyla darmadağın oldu. MHP Devlet Bahçeli’nin büyük çabalarına karşın varlık sebebi-her şeyi olan Orta Anadolu’da hüsrana uğradı. Sadece Ankara’nın son belediye seçimlerini düşünün, Mansur Yavaş ve CHP’nin oyları AKP’yi kıl payı ikiye katlıyordu. MHP tam bir parçalanma yaşıyor. MHP 12 Eylül öncesi dinamizmini anti-komünizmden alıyordu ve MHP saflarını oluşturan köylü kitlelerle şehirli kitlelerin ayrışması hiç hissedilmiyordu. Şimdi MHP’li kitlelerinin hiç affedemeyeceği AKP’nin Habur ve Suriye sınırının satılması olayına rağmen oylarının nerdeyse yarıdan çoğunu kaybetmesi, Türkiye’ye yepyeni ve beklenmedik bir şok yaşatıyor. Bu inanılmaz şok’un boyutlarını ilk görmek isteyen ise Devlet Bahçeli’dir, anında erken seçim çağrısında bulunup, gerçek hasarın boyutlarını öğrenmek zorunda kalmıştır. 1960’lı yılların sonundan beri Orta Anadolu’da esip gürleyen MHP tam anlamıyla bir felaket yaşıyor.. Devlet Bahçeli’nin cemaate karşı tavrı çok iyi bilinmesine rağmen, cemaate karşı tavrını çok yaygın ve kitlesel olarak meydan meydan dillendirmemesi bugün feci bir hüsranla sonuçlandı. Oysa Devlet Bahçeli’yle MHP Türkeş’in dahi rüyasında göremediği oy oranlarına kavuşmuş ve yine Devlet Bahçeli’yle MHP hem şiddetle mesafe koyup hem mafyatik kabadayı çapulcu denilen kitlelerle bağını kopartıp tam bir şehir partisi olmuştu. Sonunda Türkiye’deki her şehirli partinin acı sonunu paylaştı, MHP de köylüleri şehirlilerinden fazla Orta Anadolu’nun partisiydi şimdi o da hem de başta Yozgat, Erzurum, vs., olmak üzere aforoz edildi ve yok olmak üzere..

Velhasıl seçim sonuçlarını en iyi tahmin eden anket şirketi yine o, bu, şu değil, rahmetli Aziz Nesin çıktı.

Seçimin mağlubu yine aynıdır ve Türkiye’nin sosyolojik gerçeğine ayak uyduramayan şehirli oylar, varoşlara ve köylülere karşı yine büyük bir hezimet yaşamıştır. AKP’nin oy aldığı aynı bölgeler elli yıldır sağ siyaseti besledi. Değişen bir şey yok, daha önce Menderes, Demirel, Özal, Mesut Yılmaz ve Tansu Çiller ve benzerleri, köylü, kurnaz, göz göre göre insan evladını utandıran yalan ve hırsızlıklarıyla seçimi nasıl kazanmışlarsa sağcı oylar yine aynı yoldan Türkiye’nin siyasetini belirlemeyi sürdürmüştür.

Bu seçimde değişen ise, büyük medyanın tümüyle bu köylü varoş gerçeğini kabullenip hayati bir can simidi gibi bu yalan ve hırsızlıkları hem örtbas etmiş hem de her sağcı siyasetçi gibi bu gerçeğe ayak uydurmayı tek çıkar özgürlük yolu olarak görmüş olmasıdır.

GÜNEŞ PENSİLVANYA’DAN DOĞDU DOĞACAK

Sizler, ey okuyucular, siz de yarın bir istikbaliniz olsun istiyorsanız, bu köylü, kurnaz, hırsız, yalancı düzenbaz gerçeği bugünden, henüz yirmili yaşlarda fark edip kendinizi bizim gibi fazla yormayın..

Daha dün devletin en mahrem en gizli dairelerinden sınav soruları çalındı ve onlarca yıldır aynı yoldan çalınıp savcılar ve polisler yetiştirilip devleti ele geçirme planları açığa çıkmıştı. Bu kadar açık hırsızlıklara rağmen, AKP yüzde 58 oy alıyorsa, yaşasın Hırsızlar, Yaşasın bu hırsızları bağrına basan örtbas eden medya diye, takdir etmekten başka ne yapabiliriz.

Ey ülkesi için üzülen genç çocuklar, alkışlayın hırsızları, alkışlayın hırsızlıkları kim yaptı diye hiç sormayan özgürlükçü medyanızı.. Bugünden tezi yok kararınızı verip saflarınızı değiştirin, hırsızlar cemaatçiler yandaşlar Türkiye’yi ele geçirdi, sadece TRT’nin on-onbeş kanalı var, birinde olsun iş bulabilirsiniz, yolunuz Engin Ardıçlar’ın Yeni Şafaklar’ın Milli Görüşçüler’in Mehmet Ali Birandlar’ın Mehmet Barlaslar’ın Vakitçiler’in yolu olsun.. Şaklabanlık yalakalık rehberiniz olsun.

Yürüyün hırsızlar kim tutar sizi..Bu kadar aleni, fesupanallah dedirten yalanlara rağmen büyük kitleler yine size oy veriyorsa, bu ülkede hiç aç kalmazsınız, talihiniz sonsuza kadar açık olsun.

Genç adam, gördünüz işte elli yılın sağ iktidarlarının hazırladığı acı gerçeği, siz siz olun bu hayal kırıklığını bir daha yaşamayın. Gördünüz işte dağ başını hırsızlar almış, güneş ise Pensilvanya’dan doğdu doğacak. .Bugünden tezi yok, maaşlarınız düzgün öngörüleriniz hep sağlam ve siz ziftlenirken halkımız hep yanınızda sırtınızı gururla sıvazlayacak, bu acayip tabiat gerçeğine karşı fazla direnemezsiniz, fareler dokuz dokuz aslanlar tek tek çoğalır, insanlık ülküsü demokrasiye teslim olun, siz de bugünden tezi yok Okyanus Ötesi’ne selam durun.

HAYIRLI OLSUN

Velhasıl bize de takdir etmek düşer, sınav sorularını çalan derin devletin sahipleri kendilerini daha derin kılmak için bu çalınmış sınav sonuçlarıyla on yıllarca polisler savcılar yetiştirdiler ve hepsinin gayretiyle işte adaletine özgürlüklerine ve ahlak’ına hayran olduğumuz müthiş bir iktidar yola çıktı, insanlığa hayırlı olsun..

Referandum sonuçları Pensilvanya’ya hayırlı olsun, Amerika’ya hayırlı olsun, AB sözcülerine hayırlı olsun, yandaş medyaya ve bilumum köşe yazarlarına hayırlı olsun, büyük medyanın Turgay Ciner’ine hayırlı olsun, NTV’nin sahibi Ferit Şahenk’e hayırlı olsun, maden ruhsatlarına eline geçirenlere hayırlı olsun, derelere hidroelektrik santralı için yola çıkanlara hayırlı olsun, eski kaşarlanmış solculara eski köfte ülkücülere hayırlı olsun, buğdayın ithal edildiği ülkede Konya’da yüzde seksen oy verenlere hayırlı olsun, et ithal edildiği bugünlerde Afyon ve Kütahya’dan yüzde yetmiş oy verenlere hayırlı olsun, devleti ele geçirmek için soruları çalıp kendi polis ve savcılarını yetiştirenlere ve göz yuman medyaya hayırlı olsun, kalan yaşamını Kanada’da sürdüren haham Tuncay Güney’e hayırlı olsun..

SKY’dan beni kovanlara da hayırlı olsun, sonra çalıştığım Avrasya TV’yi Digitürk’ten kovup yerine Melih Gökçek’in kanalını koyanlara hayırlı olsun. Yediğimiz ambargo ve sansürler yetmiyormuş gibi adımıza yazımıza programlarımıza Cumhuriyet Gazetesi’nde, Halk TV’de dahi ambargo koyanlara da hayırlı olsun.

Altmış yılın sağ iktidarları Menderesler’e Demireller’e Çiller’e Mesut Yılmazlar’a, hepsine kucak dolusu teşekkürler, işte büyüttüğünüz Türkiye, öpüp koklayın, tıka basa yiyin tıksırın doya doya..

Bana da yuh olsun, Silivri’de hala niye tutuklandığını bilmeyenlere de yuh olsun.

AYRANIMIZ BU, YARISI SU

Yalnız bir tek sana yazıklar olsun Mustafa Kemal Atatürk, yurdumuzu esaretten kurtardın ama ağadan şeyhden kölelikten kurtaramadığın için, kabrinin kutsallığına sığınıp elli yıl sağ iktidarlarla koyun koyuna siyasetçilik yapıp yan gelip yatanların elinde Cumhuriyet oyuncak olduğu için..

Ne bekliyordunuz, paçasını ruhunu cemaate kaptırmış milliyetçi muhafazakar oylar mı umuyordunuz. Devrimci olacak gücü kendinde bulamayanlar sadece köpeklerdir, köpeklerin yalnız kapıları ve sahipleri değişir. Daha dün bir umuttur belki deyip uçmayı bekliyordunuz, bugün mutlak zafer alkışları içinde başbakan ilk konuşmasında Pensilvanya’ya şükranlar gönderip nihayet karanlıklardan aydınlığa çıkacağımız müjdesini veriyor.

Bu toprağın ve Cumhuriyet’in çocukları, yenilgi bizim için sürpriz yeni ve hiç de ilk değil, altmış yıldır alışığız, boy diyenler soy diyenler mezhep diyenler cemaat diyenler, hırsızlar, yalancılar altmış yıldır kazanıyor, ayranımız bu, yarısı su, işinize gelirse..

Artık önünüz açıldı, buyurun Haburlar’a kaldığınız yerden devam edin, artık yandaş medyanızın maaşlarını ikramiyelerle referandum primleriyle ödüllendirin. Artık kime satarsanız satın, artık tıksırıncaya aksırıncaya kadar sabahlara kadar halkın oylarıyla gönül rahatlığı içinde yiyin efendiler, sizi artık kim tutar. Kızılırmaklar’ı Fıratlar’ı ne kalmışsa sekiz yılda yarından tezi yok parçalayın bölüşün üleştirin. Halkın oyunu aldınız mı aldınız, Allah şahit yalnız ve yalnız siz haklısınız. Camii kapılarında sizi alkışlayan Müslümanlara hayırlı olsun, milli görüşçülere hayırlı olsun, artık tek vücut oldunuz, artık tek beden büyük devasa bir halk gücü oldunuz, yürüyün AKP’liler, ilk hedefiniz Akdeniz, bir sahiller mi kalmış, Toros’un dağlarında birkaç köy, Tunceli’de birkaç Alevi mi kalmış, alın ıspanaklarınızı makarnalarınızı hücum AKP’liler, ilk hedefiniz Pensilvanya..

Tuz şeker suda ne kadar kalır, eridik bittik işte, kaç tane dava açtılar hiçbiri bizden diyeceğimiz gazete ve sitelerde dahi haber olmadı, kaç yerden kovulduk, bizden diyeceğimiz yerlerin hepsi dahi karanlıkta boğulmamızı sadece seyrettiler.. Ne bitmez iftiralara suçlamalara maruz kaldık çoluk çocuk dahi bu iftiraları utanmaksızın alayla çoğaltıp şahsımıza hücuma geçtiler.. Geçen bu sekiz yılda en çok yazı yazan en çok konuşan ve en çok dava açılan ve tek bir avukat dahi bulamayan bir yazar olarak, içerden diyebileceğimiz ne kalleşlikler gördük, ne yapalım deyip sustuk.. Şimdi ambargo koyanlar iftira atanlar açık farkla kazandı, yolunuz açık olsun..

Birkaç yalan daha ha gayret, birkaç fırıldak daha, birkaç kömür yardımı daha, rötatifleriniz, milyar dolarlarınız, ihaleleriniz her şey ülkemizin menfaati için, adalet hukuk için, ha gayret az kaldı. Ülkemiz artık yarına kalmaz özgürlük ve hürriyetlere kavuşacak. Halk size oy verdi mi verdi, artık milyar dolarları utanarak gizleyerek değil aleni açık gün ortasında yemeniz için kapılar ardına kadar açıldı. Utanılacak gizlenecek dokunulmazlıklara sığınılacak hiçbir yasa kalmadı. Nasılsa hesap soracak hakim savcı hukuk kalmadı, artık size oy verenlerin “Ya Allah Bismilah Allahüekber” sloganlarıyla cami önlerinde topluca “euzubillah” der amin der yersiniz.

Size de yuh olsun, yandaş medyanın ekranlarına gidip güya horoz dövüşü yapan sahte kahramanlar, onurunuzla köşenizde bir başına oturmayı beceremediniz. Liberallere övgüler düzen ek’ler çıkartan, kuyruk yağından kakırdak gibi Cumhuriyet Gazetesi’nden ne bekliyordunuz, ne yaptığını kimsenin bilmediği Halk TV’de televizyonculuk oynayanlardan ne bekliyordunuz, ülkesinden habersiz, şahsi bencillik ve kaprislerinin adını ilerici solculuk koyanlardan ne bekliyordunuz? İktidarın bir tokadını yiyip korkudan ebediyen susup kaçanlardan ne bekliyordunuz, bertaraf oldunuz işte, paracuklarınıza ışıltı ekranlarınıza hanım spikerlerinize sabahlara kadar doymadığınız tartışmalarınıza, hayırlı olsun..

Ne bekliyordunuz, bu toprağın ekmeği sağcılara portakal dilimi şeftali gibi hep sulu yumuşacık iştahlı ve şehvetli, bize hep taş gibi kemik gibi hep sert oldu..

GÜCÜM BURAYA KADAR, BAĞIŞLAYIN

Şimdi dünden daha yalnız ama dünden daha güzelim.. Onların oy çuvalları var bizlerin her biri ayrı değer milyonlarca tek tek kendi örgüt gücü var. Onların gücü çöl tozu gibi tozu dumana katan medya örtbasları, yalanlar, iftiralar, bizlerin gücü ise doğru dürüst cesurca söylenmiş tek tek kelimeler, her biri üzüm tadında.

Şimdi başlıyor dünyada var olma heyecanı, insanlıktan süzdüğüm tek bilgi, düşünen hiç kimse ağalara şeyhlere siyasilere kolay av olmadı..

Çekeceğimiz daha çok acılar var, daha çok yanıp kavrulacağız, meyve şekerinin tadından kim usanmış, kim usanmış güzelden.

Şimdi başlıyor ülke cumhuriyet bağımsızlık aşkınızı bu en karamsar günden başlayarak ebediyen sınamaya..

Ben de bilmiyorum kardeşlerim gözlerini aşka aşkla kapatanların, gözlerini iftira ve yalanlara kapatanlarla savaşı nasıl ne şekilde sonuçlanır, vallahi bilmem..

55 yaşındayım dayanamazsam da artık sabredeceğim, bu maçı daha ne çok maçı kaybettik kaybederiz, ama Sadi’nin lafıdır, kimse sevgilime çirkin diyemez, sırtımdan bıçaklar yesem de…

Bir de özel notum var, referandumdan birkaç gün önce söylemiştim, artık yazacak konuşacak maddi gücüm imkanım kalmadı, ambargolara ve bedava yazıp çizmelere ve bitmeyen mahkemelere karşı bugüne önceden yazdığım 25 kitaptan birkaç lirayla gıdı gıdına geldik, kararım şu, gelecek seçimlerden bir iki ay önce yine yazıp konuşma imkanım olursa çıkar görevimi yaparım, içinizde en çok konuşan en çok yazı yazan kardeşinizim, gücüm buraya kadar.. Bağışlayın.. Belki arada bir Serdar Akinan’ın Mızıkacılar Sitesi’ne çıkar beş on dakika konuşuruz. Nazım’ın hiç bilinmeyen ama en güzel şiiridir, ‘rüyamda yari gördüm şöyle belden yukarı, bulutların ardından ay gibi gider, o gider ben giderim, hepsi bu kadar..’ Şimdi bırakmadan önce yazarlığı son satırına gelmişken yazarlığım, şiirimiz ne diyor yorumlamak istiyorum, son cümlem:, ‘rüyamızda bulutların ardından akan yarimizi görmüştük, hepsi buydu, hayat dünya her şey işte hepsi bu kadarcık..

Nihat Genç
Odatv.com

Paylaş:

Yorumlar

“500) GÜCÜM BURAYA KADAR BAĞIŞLAYIN” yazisina 5 Yorum yapilmis

  1. sema kutsal yorum tarihi 14 Eylül, 2010 19:26

    selam Nihat Bey lütfen pes etmeyin sizin gibilere ihtiyacımız var her konuşmanızı ve yazılarınızı takipteyim . önümüzde seçimler var bizde diyelim yılmak yok yola devam saygılar…

  2. perle yorum tarihi 15 Eylül, 2010 02:01

    *GÖRÜNEN O Kİ;50 Lİ YILLARDAN BERİ ÜLKEDE YASAYANLAR ZATEN BU ZİHNİYETMİS.
    *GÖRMEK İSTEMEYEN GENC (*YASLARIMIZDI!
    *ARTIK YASLANILDI:(görsekde güc kalmadı:(
    -BUNDAN SONRASI ZATEN YABANCILARIN ELLERİNDE YASIYACAKLARIN sorunu oldu..DEVLET BEG*DE İYİ ANALİZ ETSEYDİ KENDİ SECMENİNİN KARAKTERİNİ!
    TEMİZLEDİM!!ZANNETTİKLERİ GÖRDÜGÜNÜZ GİBİ!kendilerine cabucak yer bulmus oldu.
    –BİLDİGİMİZ SUDUR!ATA SÖZLERİMİZİN VARDIR BİR SEBEBİ!
    -YAPILANLAR YANLISDI.SONRA ORADAN ORAYA GECENLERİ SUCLADILAR!
    -OYSA,BASKA PARTİLERE GECENLERE HAİN!DEMEK YERİNE!SORUN NEDİR?niye gittiler?eksik nedir?diye cözüm aramalıydılar.BURNUMUZU YERDEN ALMAYIZ…ERKEK ERKEGE TAPARIZ..CABUCAKDA CAMURA BULARIZ;( HERKESİDE KÜCÜMSERİZ:(–sinek kücük ama mide bulandırır demisler.GİDERSE GİTSİN!denmiyecekti!GİDENİ DÖNDÜRÜP,EGİTECEK.KARNINI DOYURACAKTINIZ!-akepede olunmasının sebebi;ACLIK VE ÖZENTİ DEN DOGAN İHTİYACLAR!VEDE ÖNEMSENMEK!–HERKESE BASKI..DİN MÜHİM DEGİLMİS GİBİ KALE ALMAMA:(..VS..ÖYLE COOK SORUN VARKİ!
    -DOGUYA BAKINIZ!
    *BİRDE ORTA AVRUPAYA!
    ORADADA KAR YAGIYOR.AMA YOLLAR KÖYLER KAPANMIYOR!
    İGRENC SİYASETCİLER SADECE KENDİLERİNE ESRAFLARINA VİLLALAR YAPTIRIP,COCUKLARINI AVRUPALARDA abedelerde OKUTARAK,SEFAHATLE YASADILAR!
    **DOGUYA HANGİ YASAM SEVİYESİNİ GETİRDİLER?LANET OLSUN:( ÜLKESİ İCİN CALISMAYIP!MİLLETVEKİLİ MAASI ALAN ACGÖZLÜLERE:(YUH OLSUN!..HALA DAHA LÜKS YATLARINDA 150 KİLO OLMUS OLARAK DENİZE GİRİYORLAR!YAZ YAZ BİTMEZ..KİMSEDE ADAM OLMAZ..NE ZAMANKİ YABANCI ÜLKELER GELİR ÜLEKEME SAHİP CIKARLAR..ANCAK O VAKİT AYILDIK!numarasına yatarlar:(

  3. perle yorum tarihi 15 Eylül, 2010 02:10

    ÜZÜLE ÜZÜLE YÜREKLERİMZDE SAGLAM DAMAR KALMADI.
    -NE KADAR YİGİTMİSİZ MEGER!
    *SAGA BAK,SOLA BAK,BİR TANE YOK BİZİM GİBİ!
    BURASI NERESİ?öldük,cehennemdeyiz herhalde..
    *BUNADA SÜKÜR…YASARKEN İFTİRA ATMASINLARDA….

  4. M. ÖZEL SAĞIROĞLU yorum tarihi 15 Eylül, 2010 07:21

    Nihat Genç arkadaşımızı, ziyaretim sırasında, bir arkadaşımın ‘tele-görüntüsünde’ izleme fırsatım
    oldu. 1988 yılından beri bu araçları evimde izlemem.
    Gerek sınırlı izlemem ve gerekse bu makalesinden edindiğim izlenim, Nihat Genç’in Türkiye ve Türk
    Milleti için iyi ve güzel şeyler istediği ve bu eğilim ve çalışmalarından ötürü çevresinde
    beklediğini bulamaması,kendisini çok üzdüğü ve “sûkütü-hayâle” uğrattığı anlaşılıyor; haklı olarak…
    İzninizle, bilinen ve dünya toplumlarında da kolayca izlenebilecek (eskilerin, müşahede dediği)
    ve Nihat beyin de makalesinde, dolaylı olarak değindiği bir iki noktaya bende burada değineyim.
    NEDEN BİREYLER,ÖRNEĞİN, KİŞİLİK HAKLARI,İNANCLARI,
    DÜŞÜNCELERİ VE DOĞRU BİLDİKLERİ ZORLU BİR SINAVA
    TABÎ TUTULUNCA, ÖDÜN VERMEKTENSE BULUNDUKLARI ORTAMDAN AYRILMAZLAR? ÖZELLİKLE TÜRKİYE’DE YAPTIĞI İŞTEN,MEVKİİNDEN İSTİFA EDEN BİR KİŞİ HATIRLAMIYORUM; ESKİ GENELKURMAY BAŞKANI Necip Torumtay HARİÇ.Hiç mi yanlış iş yapan bir üst bu ülkede yok? ‘Ben bilmiyordum’,seni tebrik ederim
    diyen bir üst-amîr yok? Özür dilerim,ben o kunuyu
    unuttun-bilmiyorum demenin bir erdem olduğunu hekes mi unuttu bu ülkede?
    Biz işe, sıkı ve adîl bir araştırmadan sonra, aldığımız bireylere bizi eleştirmelerini özellikle
    salık veririz ve önlerinin,başarıları için açık
    olduğunu özellikle vurgularız.Bu çalışkan kişiler
    kısa bir zaman sonra bizim de yönetiçimiz olursa
    biz bundan mutlu olur ve onur duyarız.Eski deyimle, liyâkat, bilgi ve deneyim öncelik alması
    gerekli bir kavram olmaktan neden çıktı bu bizim
    güzel Türkiye’mizde? Türkiye’nin kendine güveni
    niçin kalmadı; Batılıların güldüğü-alay ettiği bir toplum mu Türkiye? 20. YÜZYILI KENDİ YÜZYILI
    olarak kabul eden ve şimdi hızlı bir düşüşe geçen ülkeleri izliyoruz.Bu durum biz Türklere birşeyler hatırlatmıyor mu? Değerli arkadaşımız
    NİHAT GENÇ lütfen üzülmesin.”Türküm Doğruyum, Çalışkanım” sözleri unutulmadı. Sorunlu bir aşamadan ilk defa geçmiyoruz.Büyük bir milletin
    evlâtlarıyız.1919 Mayıs’ında O büyük Türk’ün resim
    karesinde Türkler ve iki türk sevdâlısı Ahmet Rüstem ve Bekir Sami beylerden başka kimseyi göremedik. Türklerden ve Türkiye’den hesab soracak
    kimseler karanlıkta göz kırpıyorlar.
    Nihat bey kardeşim, üzülme, “güneş ufuktan” hiçbir
    zaman batmıyacaktır.
    Hepinize saygılar,sevgiler.
    M.Özel Sağıroğlu

  5. alptuğ telmaç yorum tarihi 16 Eylül, 2010 18:27

    Ne güzel halkımız (Bir kurdun avını yakaladığı gibi)zafer kazanmış edasıyla seviniyor ama bilmiyor ki; çalkallar sinsi sinsi daha çok seviniyor.Ama can çıkmadı ya UMUT var, benim kendimden umudum var kardeşimden umudum var.ha babamdan amcamdan dedemden umudum yok ama,benim umudum var.
    Tüm umudu olanlara da saygılar…

Yorum yap