488) KÜRŞADLAR ÖLMEZ!

Yayin Tarihi 29 Temmuz, 2010 
Kategori KATEGORİLENMEMİŞ

KÜRŞADLAR ÖLMEZ!

Kırk yiğit tek yürekti, kırk can hepsi de Kür Şad!Kırk yiğit hepsi Kür-Şad meleklerle bakışır
Bozkurt başlı sancağa şahikalar yakışır
Ah yağmur, sanki tufan, sinsi karanlık gece
Bir isyana ad oldu kırk yiğit ve kehanet
Çözüldü tane tane sır düğümlü bilmece
Yağmurlarla yıkandı kaderdeki ihanet
Kırk yiğit hepsi Kür-Şad meleklerle bakışır

Ülkemde güneş batmış bahtıma küsmüş afak
Gökte ay parçalanmış bozkırı sarmış nifak
Ötüken! Ah Ötüken, kutlu dilek kapısı
Kardeş kardeşe küskün bozulmuş töre, nizam
Yağmur humması tutmuş, kırgın yemiş yapısı
İhtiraslar uğruna yok edilmiş intizam
Ülkemde güneş batmış bahtıma küskün afak

Ruhu karanlık düşman dirliğime hor bakar
Bozmak için düzeni, törelerimi yıkar
Kara Kağan gafletten, uyanmayı bilmez mi?
Bunlanmış bakışları, hala yaban sözünde
Irkıma kabus olan kahpeliği silmez mi?
Esaret buldu işte İ-Çing Katun dizinde
Ruhu karanlık düşman dirliğime hor bakar.

Şu Göktürk illerine reva değil gördüğüm
Kürşad’ların ruhuyla çözülecek kördüğüm
Siyangfu sokakları kırk yiğide dar gelir
İstiklal ateşiyle siliniyor bu zillet
Çinliye esir olmak hür ırkıma ar gelir
Bin üç yüz sene sonra diriliyor bu millet
Şu Göktürk illerine reva değil gördüğüm

Artık Tanrı dağları küs bakmasın yurduma
Baykuşlar dokunmasın, el girmesin orduma
Bozkırdan kalksın duman ufka gerilsin ölüm
Yorganın olsun gökler sarsın seni bu ateş
İhtilaller utansın boynunu büksün zulüm
Ay gibi bölünmesin yeniden doğsun güneş
Artık Tanrı dağları küs bakmasın yurduma

Dar gelsin dünya âlem Türk’e kefen biçene
Aslını inkâr edip Türklüğünden geçene
İbret olsun tarihe Kürşad ve kanlı düğün
Mazinin derinliği kırk yiğide şan olsun
Uçmağa vardığında, çehresi gülsün göğün
Yaktığınız meşale tarihe nişan olsun
Dar gelsin dünya alem Türk’e kefen biçene

Lakin bu düğün için yıldırımlar çakmalı
Kırk bir ülkü çığlığı bu ateşi yakmalı
Çünkü Kağan’ın kalbi yorulmuş tasa ile
İflah etmez bu illet, teninden çeker canı
Pusatlar şakımalı en kutlu yasa ile
Yükselmeli Gök bayrak, süslemeli cihanı
Lakin bu düğün için yıldırımlar çakmalı

Ant verilir o yüzden “Gök girsin, kızıl çıksın”!
Bu kapkara kaderi en kutlu birlik yıksın
Ak başlı kartal gibi, süzülerek geceye
Kana boyansın beden açsın kızıl laleler
Atinin güneşini ısmarlayıp yüceye
Bozkıra beste yapsın çağlayan şelaleler
Ant verilir o yüzden “Gök girsin, kızıl çıksın”!

Ruhu özgür olana engel olur mu çokluk
Ölüm-dirim cenginde denktir varlıkla-yokluk
Ah o derin karanlık, rüzgâr yolumu keser
Gece pusuya yatmış isyanlarda kâinat
Kargışlar eder gibi sanki bahtıma eser
Ve meşale yakılır bütün bunlara inat
Ruhu özgür olana engel olur mu çokluk

Ölümsüzlük şan olur, Türk’ün namlı bahtına
Geri dönmek yazılmaz, kırk yiğidin ahtına
Yaş yürür Gök-Börü’nün kuruyan gözlerine
Bir savaşlık ışıkla geceyi gündüz eder
Kırk yiğit kenetlenip Kür-Şad’ın sözlerine
Büyük bahtiyarlıkla gayyaları düz eder
Ölümsüzlük şan olur, Türk’ün şanlı bahtına

Lavlaşıp süzülürler yıldırım çakar gibi
Kararlıdır gözleri son defa bakar gibi
Gürlüyorken o buyruk bir veda gibi gökten
Şimşekler suskun kalır öfke çakar esaret
Anlarlar ki bu düğün bir hediyedir haktan
Kırk yiğidi bin yapar yürekteki cesaret
Lavlaşıp süzülürler yıldırım çakar gibi

Mavi gök parçalanır, akarlar bir sel olup
Ötüken’e uçarlar kanatlı bir yel olup
Ölüm kızı uzanır ilk önce Turumtay ‘a
Sunar tatlı şerbeti, içerler kana kana
Aşkı alnından öper Yamtar ile İl Kaya
Sungur, Gümüş ve Yumru dehşet saçar cihana
Mavi gök parçalanır, akarlar bir sel olup

Ey ölüm sinsi ölüm korkulur mu hiç senden
Son hain düşmedikçe can sıyrılır mı tenden
Vey ırmağı dile gelse anlatsa o mahşeri
Köprüler yıkılınca ölüm dansını yazan
Anlatsa destanlaşan on üç kahraman eri
İşte Gümüş, Böğü Alp, Tunga ve Kara Ozan
Ey ölüm sinsi ölüm korkulur mu hiç senden?

Zaman kalbine yazdı kırk yiğit ve Kür Şad’ı
Sonsuza anıt yaptı kırk bir kahraman adı
Bozkurt soyu sönmesin, tuğlar düşmesin diye
Hepsi bir yürek oldu korkuyu bilmediler
Acun sonsuz yaşasın budun kurtulsun diye
Ölüm sağrağı içip yine yenilmediler
Zaman sonsuza yazdı kırk yiğit ve Kür-Şad’ı

Kırk yiğit tek yürekti, kırk can hepsi de Kür Şad!

Kargülü ALMILA (Sevim ÇAKICI)

NOT: Bu şiir Bursa Ülkü Ocakları’nın rahmetli Dilaver Cebeci’nin anısına düzenlemiş olduğu şiir yarışmasında 1. olmuştur.  Sayın Sevim Çakıcı’ya teşekkür ederiz…

image00120.jpg

kursad.jpg

Paylaş:

Yorumlar

Yorum yap